Danıştay Kararı 13. Daire 2023/151 E. 2023/1352 K. 22.03.2023 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2023/151 E.  ,  2023/1352 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2023/151
Karar No:2023/1352

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) :… Radyo Televizyon ve Dijital Yayıncılık A.Ş.
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU :… Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirkete ait “…” logosuyla yayın yapan televizyon kanalında yayınlanan “… ” isimli programın 01/07/2021 tarihinde saat 21:01’de yayınlanan bölümünde 6112 sayılı Kanunun 8. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinde yer alan “Irk, renk, dil, din, tabiiyet, cinsiyet, özürlülük, siyasî ve felsefî düşünce, mezhep ve benzeri nedenlerle ayrımcılık yapan ve bireyleri aşağılayan yayınları içeremez ve teşvik edemez.” şeklindeki yayın ilkesinin ihlal edildiğinden bahisle aynı Kanun’un 32. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 28.238,00-TL idari para cezası verilmesine ve aykırılığın tekrarı halinde aynı Kanunun 32. maddesinin 5. fıkrası uyarınca işlem tesis edileceğinin bildirilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı toplantısında alınan … nolu Radyo ve Televizyon Üst Kurulu(Üst Kurul) kararın iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:… , K:… sayılı kararda; davacı yayın kuruluşunda yayınlanan “…” adlı programa katılan ve bir siyasi partinin genel sekreteri olan yayın konuğu tarafından sarf edilen ve kullanılan “Ama önemli olan burada şu: … niye uğraşıyor kadınla? Evet islamcılık var işin içinde yüzyıllardan beri gelen bir eşitsizliği sürdürme isteği var. Bütün bunlar var ama başka bir mesele var burada. Türkiye’de … iktidarına kitlesel bir bir biçimde boyun eğmediğini ilk gösteren toplumsal kesimlerden birisi kadınlar oldu ve bir türlü çözemiyor bu problemi. Şimdi dolayısıyla … açısından toplumun yarısını oluşturan bir kesim bir biçimde başarı şansı gerçekten de yok. Şimdi burada tabi neden kadına diz çöktürmeye çalışıyor? Dediğim gibi bir kere bir yüzyıllardan gelen eşitsizliği benimsemiş, içselleştirmiş bir ideoloji var karşımızda bir. Ama ikincisi toplumun yarısına siz diz çöktürürseniz toplumun bütününe diz çöktürme şansınızı da artırıyorsunuz. Çünkü kadın evet kadın ama toplumun, emekçi sınıfların bir parçası. Türkiye’de milyonlarca ücretli emek sömürüsüne tabi ve ek olarak sömürülen çünkü düşük ücretler alan her fırsatta işsizlik tehdidiyle daha fazla karşılaşan bir nüfus var kadın. Dolayısıyla Türkiye’de işçi sınıfını baskılamak için de kadını baskılamak gerekiyor. Yani kadını sindirirlerse işçi sınıfını sindirmekle de rahatlayacaklar. Toplumun bütününü ve tıkmak, toplumsal yaşantıyı daraltmak, bakın alkolle uğraşmaları, evet bir İslamcılık var ama onun ötesinde alkol, toplumsal mekanlar, kültür-sanat faaliyetleri bütün bunlar bir bütün. Kadın düşmanlığı hepsi bir bütün. Ya insanı yok etmeye çalışıyorlar. Taksim Meydanı’nın düzenlenmesi, o insansızlaştırıldı. Dolayısıyla bakın şort giyen kadın, özgürce gülen, kahkaha atan kadın, bu özgür bir toplumun işaretidir. O yüzden kadına saldırıyorlar.”, “Şimdi Türkiye … ile Türkiye’de toplum, toplum derken …’li kitleler de var tabii ki ama, burada …’nin karşısında durmakta olan ya da yeni durmaya başlayan emekçiler, kadınlar, gençler yani Türkiye’de … ‘nin ne anlama geldiğini fark eden kesimlerle .. arasında nihai bir hesaplaşmaya doğru gidiyoruz. Bu hesaplaşma kimilerinin iddia ettiği gibi sandığa sıkışmayacak. Hatta çok net söylüyorum. Sandıktan önce görülecek bu hesaplaşma. Sandık bir sonuç olacak. Yani bu son derece önemli. (…) Ama … dikkatli olamayacak kadar sıkışmış durumda. Kadının üstüne gitmeye devam etmek zorunda, emeğin üstüne gitmeye devam etmek zorunda, çocuğun üzerine gitmeye devam etmek zorunda. … Bunun bir tarafı da şu: … kendi şeyini tutabilmek için, iktidarını, kaynak yaratmak zorunda. Kaynak da halkın gırtlağını sıkıyorlar.” şeklindeki ifadelerin görüşlerini açıklama, anlatım ve kanaat özgürlüğü kapsamında kamu yararına ilişkin bir konuyla ilgili değer yargıları olduğu, bu kapsamda hükûmetlere ve siyasetçilere yöneltilen eleştirinin sınırının diğer kişilere göre daha fazla olduğu açık olduğu, bu sebeplerle dava konusu Kurul kararıyla davacı şirketin basın özgürlüğüne yapılan müdahalenin demokratik bir toplumda gerekli olmadığı, yayın konuğu tarafından kullanılan ve siyasi nitelikli yorum, eleştiri ve değerlendirmeler içeren ifadeler nedeniyle 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinin ihlâl edildiğinden bahisle davacı şirket hakkında tesis olunan dava konusu Kurul kararında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka aykırı bulunarak dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nce; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesi uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, dava konusu yayında konuk tarafından sarf edilen bazı ifadelerin cinsiyet, siyasi ve felsefi düşünce ve benzeri nedenlerle ayrımcılık yapan ve bireyleri aşağılayan nitelikte olduğu, söz konusu klip görüntüleri ve deşifre metinlerinden anlaşıldığı üzere kadın emekçi ve gençler başta olmak üzere toplumun büyük bir kitlesine karşılık gelen sosyal grupların cinsiyet, siyasi ve felsefi düşünce yönünden farklılıklarının hedef alındığı, dava konusu yayın ile 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinin ihlal edildiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, davaya konu yayının ifade özgürlüğü kapsamında olduğu, herhangi bir şekilde cinsiyet, siyasi, felsefi düşünce ve benzeri nedenlerle ayrımcılık yapılmadığı, bireylerin aşağılanmadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge idare mahkemesi kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin idare mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, anılan Bölge İdare Mahkemesi kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davalıya iadesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’ne gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine, 22/03/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.