Danıştay Kararı 13. Daire 2023/1258 E. 2023/2288 K. 12.05.2023 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2023/1258 E.  ,  2023/2288 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2023/1258
Karar No:2023/2288

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … İnşaat Taahhüt ve Ticaret Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : …Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Alanya Orman İşletme Müdürlüğü’nce 06/09/2021 tarihinde yapılan “Açık Arttırmalı Dikili Ağaç E-Satış” ihalesi üzerinde kalan ve 21/09/2021 tarihinde kendisine yer teslimi yapılan davacı tarafından, ihale konusu … bölme, … numaralı parti kapsamında kalan 3.329,871 m3’lük kısmın -bu kısımdaki ağaçların yangından etkilenmemiş yeşil ağaçlar olduğundan bahisle- satışının iptal edilerek, fatura tanzim edilmesi durumunda iptal edilen kısma tekabül eden 514.731,46-TL’nin davacıya iade edilmesine ilişkin Alanya Orman İşletme Müdürlüğü’nün … tarih ve … sayılı işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; davalı idare tarafından 2021 yılı Temmuz ayında Antalya ili, Manavgat ilçesinde başlayan orman yangını kapsamında yanan kısımlara ilişkin olarak e-satış yoluyla açık artırmalı dikili satış ihalesine çıkıldığı, Alanya Orman İşletme Müdürlüğü bünyesindeki … bölme numaralı, … no’lu partinin 06/09/2021 tarihinde yapılan ihalesinin davacı şirket üzerinde kaldığı, 21/09/2021 tarihinde davacı şirkete saha tesliminin yapıldığı ve 22/09/2021 tarihinde davacı şirket tarafından işe başlanıldığı, Alanya Orman İşletme Müdürlüğü sınırları dahilinde olan … Mahallesi Muhtarlığı’nın 22/08/2022 tarihli dilekçe ile yangından zarar görmeyen ağaçların kesilmemesi yönünde yaptığı başvuru üzerine davalı idare bünyesinde komisyon kurularak sahada inceleme yapıldığı ve inceleme sonrasında 31/08/2022 tarihli “yangından etkilendiği düşünülen bazı ağaçların üzerinden bir yıl geçmesine rağmen kurumadığı, yeşil kaldığına” ilişkin inceleme raporunun düzenlendiği, Orman Genel Müdürlüğü’nün 18/09/2022 tarihli yazısı ile, yangın geçmiş olan sahalarda dikili satıştaki hacme dahil edilmiş olan ağaçlardan kurumamış olanların tespit edilerek satışlarının iptal edilmesi, iptal edilen miktara karşılık gelen satış tutarının iade edilmesinin uygun görüldüğü, bunun üzerine tesis edilen … sayılı bölme, … numaralı parti kapsamında kalan 3.329,871 m3’lük kısmın -bu kısımdaki ağaçların yangından etkilenmemiş yeşil ağaçlar olduğundan bahisle- satışının iptal edilerek, fatura tanzim edilmesi durumunda iptal edilen kısma tekabül eden 514.731,46-TL’nin davacıya iade edilmesine ilişkin Orman Genel Müdürlüğü Alanya Orman İşletme Müdürlüğü’nün dava konusu … tarih ve … sayılı işleminin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı,
İlgili mevzuatta, elektronik ortamda yapılan ihalelerde ihale kararı, onay ve tebligat gibi ihale süreçlerinin sistem üzerinden yapılacağının, ihalenin iptal edilmesi durumunda isteklilerin idareden herhangi bir hak talebinde bulunulamayacağının düzenlenlendiği,
Uyuşmazlıkta, … Mahalle Muhtarlığı’nın yeşil ağaçların kesilmemesi talebini içeren 22/08/2022 tarihli dilekçesi üzerine, davalı idarece oluşturulan komisyon tarafından mahallinde yapılan inceleme sonrası düzenlenen 31/08/2022 tarihli inceleme raporunda, “(…) Yangın sonrasında bölgesel kış ve ilkbahar şartlarının aşırı yağışlı serin geçmesi nedeniyle kuruması öngörülen alanlarda ağaçlar hayatiyetini korumuştur. Dolayısıyla da kurumamış ve yeşil kalmıştır. (…) İncelemeler ve tespitler neticesinde toplamda 99,53 ha alandaki 11569.622 metreküp dikili ağaç satışının iptal edilmesinin ve iptal edilecek miktara karşılık toplamda 1.536.175,10-TL’nin iade edilmesinin uygun olacağı” yönünde tespite yer verildiği ve bu raporda ayrıca kesilmemesi gereken, yeşil kalan alanların dava konusu … nolu parti dahil toplamda 5 partiyi (…, .., …, …, … nolu partiler) kapsadığı ve dava konusu … sayılı bölmedeki … no’lu partide iptal edilecek alanın 18,7 ha ve 3.329,871 m3 dikili yeşil ağaç olduğunun belirtildiği,
Bu durumda, dava konusu uyuşmazlığın temeli olan ihalenin 2021 yılı Temmuz ayında Antalya ili, Manavgat ilçesinde başlayan orman yangını kapsamında yanan ağaçların dikili olarak satışının yapılmasını amaçladığı, idarece yapılan incelemeler sırasında da kuruması öngörülen ağaçların hayatiyetini devam ettirdiğinin tespit edildiği, yeşil kaldığı tespit edilen … no’lu partiye ilişkin ihalenin iptal edilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Öte yandan, davalı idarece yangın afetinin büyüklüğü ve sürecin bir an evvel sonuçlandırılması adına damgalama usulü değil, dış sınıra göre yanan alanın tespiti yapılmak suretiyle partilerin belirlenerek ihale edildiği ve bu bağlamda yeşil kalan … parti no’lu alanın ihalesinin iptal edilmesinin 6831 sayılı Kanun kapsamında zaruret oluşturduğu, bununla birlikte satış bedelinin iade edileceğinin dava konusu işlemde belirtildiği, şayet davacı şirketin ihalenin iptalinden kaynaklı bir zararları varsa bunun adli yargı yerlerinde ayrıca dava konusu edilebileceği belirtilmiştir.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, yer teslimi sonrası …parti numaralı kısımda orman emvali üretimine başlanıldığı, alandaki ağaçların yanıp yanmadığını tespit yükümlülüğünün idarenin üzerinde olduğu, yanmamış alanların ihale edilmesinin idarenin kusuru olduğu, idarece gerçekleştirilen diğer ihalelerde yeşil ağaçların bulunduğu alanların da kesime konu edildiği, ihalenin iptalini gerektiren olağanüstü bir durumun bulunmadığı, idarenin ihaleyi iptal ederken dayandığı gerekçe ile mahkemenin ret gerekçesinin birbirinden farklı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NİN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek ve dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
USUL YÖNÜNDEN:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Dilekçeler üzerine ilk inceleme” başlıklı 14. maddesinin 3. fıkrasının (a) bendinde, dava dilekçelerinin görev ve yetki yönünden ilk incelemeye tâbi tutulacağı; “İlk inceleme üzerine verilecek karar” başlıklı 15. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde ise, adlî yargının görevli olduğu konularda açılan davaların reddine karar verileceği kurala bağlanmıştır.
İdarî yargı mercilerinde yargısal denetimi yapılarak çözümlenecek uyuşmazlıklarda, öncelikle davaya konu işlemin idarî bir işlem olup olmadığı hususunun, başka bir anlatımla idare hukuku kurallarına göre tesis edilen, kamu gücüne dayanılarak diğer tarafın rızasını aramaya gerek olmaksızın hukukî durumda tek yanlı irade açıklamasıyla değişiklik meydana getiren bir işlem olup olmadığının ortaya konulması gerekmektedir. İdarî makamlar tarafından tesis edilmiş olsa bile, özel hukuk hükümlerine tâbi olan işlem ve sözleşmelerden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözümünde adlî yargı mercileri görevlidir.
İhale mevzuatının uygulanması kapsamında idarece tesis edilen işlemlerden “ihale süreci”ne ilişkin olanlar, kesin ve icraî olmaları şartıyla, idarî işlemlerin diğer özelliklerini taşıdıkları için “idarî işlem” olarak nitelendirilebilecek ve iptal davasına konu edilebilecek işlemlerdir. İhale sözleşmesinin imzalanmasından sonra kamu gücü kullanılmak suretiyle değil, sözleşmenin tanıdığı yetkilere dayanılarak özel hukuk kurallarına göre tesis edilen işlemler, idarî işlem olarak nitelendirilemeyeceğinden ve iptal davasına konu edilemeyeceğinden bu işlemler adli yargıda dava konusu edilebilecektir.
Dosyanın incelenmesinden, davalı idare tarafından 2021 yılı Temmuz ayında Antalya ili, Manavgat ilçesinde başlayan orman yangını kapsamında yanan kısımlara ilişkin olarak e-satış yoluyla açık artırmalı dikili satış ihalesine çıkıldığı, Alanya Orman İşletme Müdürlüğü bünyesindeki … bölme numaralı, … no’lu partinin 06/09/2021 tarihinde yapılan ihalesinin davacı şirket üzerinde kaldığı, 21/09/2021 tarihinde davacı şirkete saha tesliminin yapıldığı ve 22/09/2021 tarihinde davacı şirket tarafından işe başlanıldığı, Alanya Orman İşletme Müdürlüğü sınırları dahilinde olan …Mahallesi Muhtarlığı’nın 22/08/2022 tarihli dilekçe ile yangından zarar görmeyen ağaçların kesilmemesi yönünde yaptığı başvuru üzerine davalı idare bünyesinde komisyon kurularak sahada inceleme yapıldığı ve inceleme sonrasında 31/08/2022 tarihli “yangından etkilendiği düşünülen bazı ağaçların üzerinden bir yıl geçmesine rağmen kurumadığı, yeşil kaldığına” ilişkin inceleme raporunun düzenlendiği, Orman Genel Müdürlüğü’nün 18/09/2022 tarihli yazısı ile, yangın geçmiş olan sahalarda dikili satıştaki hacme dahil edilmiş olan ağaçlardan kurumamış olanların tespit edilerek satışlarının iptal edilmesi, iptal edilen miktara karşılık gelen satış tutarının iade edilmesinin uygun görüldüğü, bunun üzerine tesis edilen … sayılı bölme, … numaralı parti kapsamında kalan 3.329,871 m3’lük kısmın -bu kısımdaki ağaçların yangından etkilenmemiş yeşil ağaçlar olduğundan bahisle- satışının iptal edilerek, fatura tanzim edilmesi durumunda iptal edilen kısma tekabül eden 514.731,46-TL’nin davacıya iade edilmesine ilişkin Orman Genel Müdürlüğü Alanya Orman İşletme Müdürlüğü’nün dava konusu … tarih ve … sayılı işleminin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Uyuşmazlığa konu … numaralı partiye ilişkin olarak “Açık Artırmalı Dikili Ağaç E-Satış Şartnamesi”nin “Sahada olağanüstü durumların meydana gelmesi” başlıklı 52. maddesinde, “Dikili ağaç satışı ihalesinin yapılmasından sonra üretimin yapılmasını imkânsız hâle getiren ve önceden öngörülmeyen olağanüstü durumların ortaya çıkması ve müşterinin de bildirimde bulunması hâlinde, Bölge Müdürlüğünce oluşturulacak bir komisyon tarafından gerekçeleri de belirtilerek durum bir rapora bağlanmak kaydıyla satış Bölge Müdürlüğünce iptal edilebilir. Bu durumda üretime hiç başlanmamışsa alınan bedellerle teminat müşteriye iade edilir. Üretime başlanmış ise kalan ürünler için işletme müdürlüğünce tespitler yapılarak teminat ile kalan dikili ağaçlara ait bedeller iade edilir. Makta ve/veya rampada kesilmiş olarak bulunan ürünler müşteriye aittir. Müşteri bu durumda herhangi bir hak talebinde bulunamaz.” kuralına yer verilmiştir.
Bu çerçevede, bakılan davada davacının ileri sürdüğü hususların, dava konusu ihalenin 4734 sayılı Kanun’a aykırılığına, dolayısıyla da ihaleye ilişkin idari işlemlere ilişkin olmadığı, 06/09/2021 tarihinde ihale gerçekleştirildikten ve 21/09/2021 tarihinde davacı şirkete saha teslimi yapıldıktan sonra, ihale konusu işin belli bir kısmının sözleşme kapsamından çıkarılması ve bu şekilde sözleşmenin kapsamının daraltılmasına ilişkin olduğu, dolayısıyla da uyuşmazlığın özünün idari bir uyuşmazlığa değil, ihale sonucu akdedilen özel hukuk hükümlerine tâbi sözleşme (şartname) ve eki hükümlerinin uygulanması nedeniyle ihlâl edildiği ileri sürülen davacının mülkiyet hakkının korunmasına ilişkin olduğu, bu anlamda uyuşmazlığın sözleşme (şartname) hükümlerinin yorumlanarak sözleşmenin ihlâl edilip edilmediği yönünde yapılacak bir değerlendirme ile çözümlenebileceği, bir başka anlatımla, dava konusu işlemin sebep unsurunun sözleşme hükümleri olduğu dikkate alındığında, özel hukuk hükümlerine tâbi olan sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlığın görüm ve çözümünün adlî yargı mercilerinin görev alanına girdiği sonucuna ulaşılmaktadır.
Bu itibarla, davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, davanın esası incelenerek verilen temyize konu İdare Mahkemesi kararında usûl hükümlerine uygunluk bulunmamaktadır.
Öte yandan, 2577 sayılı Kanun’un “Kapsam ve nitelik” başlıklı 1. maddesinin ilk fıkrasında, “Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare mahkemeleri ve vergi mahkemelerinin görevine giren uyuşmazlıkların çözümü, bu Kanunda gösterilen usûllere tâbidir.” kuralına yer verilmiştir.
2577 sayılı Kanun’a 6545 sayılı Kanun’un 18. maddesiyle eklenen “İvedi yargılama usulü” başlıklı 20/A maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, ihaleden yasaklama kararları hariç ihale işlemlerinden doğan uyuşmazlıklarda söz konusu yargılama usulünün uygulanacağı; (g) bendinde ise, verilen nihaî kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde temyiz yoluna başvurulabileceği kurala bağlanmıştır.
Anayasa’nın 142. maddesi uyarınca, Mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişleri ve yargılama usulleri kanunla düzenlenir. Kanun yolları da, yargılama usûlleri arasında yer alır. Yargı yerlerince yapılacak incelemeler sonunda verilecek kararlardan hangisinin kesin olduğunun belli edilmesi dahi, anılan madde hükmü ile Anayasa’daki temel ilkelere ve güvence kurallarına aykırı olmamak üzere yasa koyucunun takdirine bırakılmıştır (AYM kararı, E:1985/23, K:1986/2, Karar tarihi: 20/01/1986).
Anayasa’nın bütünlüğü ilkesi gereği mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama usullerinin kanunla düzenleneceğini belirten Anayasa’nın 142. maddesinin de kanuni hâkim güvencesinin değerlendirilmesinde gözönünde bulundurulması gerektiği açıktır. Kanuni hâkim güvencesi, mahkemelerin kuruluş ve yetkileri ile izleyecekleri yargılama usulünün kanunla düzenlenmesini ve dava konusu olay ortaya çıkmadan önce belirlenmesini gerektirir. Bu düzenleme Anayasa Mahkemesi kararlarında, kişinin hangi mahkemede yargılanacağını önceden ve kesin olarak bilmesini gerektiren doğal hâkim ilkesini koruyan bir hüküm olarak ele alınmaktadır (AYM kararı, Muhammed Deniz başvurusu, B. No: 2014/10728, Karar tarihi:18/07/2018).
Aktarılan kanunî düzenlemelere göre, 6545 sayılı Kanunla yapılan değişikliklerle birlikte 20/07/2016 tarihinden sonra ilk derece mahkemelerince verilen kararlara karşı genel kanun yolunun istinaf olarak belirlendiği, yalnızca 2577 sayılı Kanun’un 46. maddesinde tahdidî olarak sayılan uyuşmazlıklarla ilgili kararlara karşı istinaf kanun yolundan sonra temyiz kanun yoluna da başvurulabileceği, 2577 sayılı Kanun’da düzenlenen özel ve istisnai bir yargılama usûlü olan ivedi yargılama usulüne tâbi olan uyuşmazlıklarla ilgili olarak ise ilk derece mahkemelerince verilen kararlara karşı hangi tarihte verildiğine bakılmaksızın doğrudan temyiz kanun yoluna başvurulabileceği açıktır.
2577 sayılı Kanun’un 1. maddesinin ilk fıkrası uyarınca idarî yargının görevine giren uyuşmazlıkların çözümü bu Kanun’da gösterilen usûllere tâbi bulunduğundan ve anılan Kanun’un 20/A maddesinde yer verilen ivedi yargılama usûlü öncelikle ve süratle sonuçlandırılması önem taşıyan bazı idarî dava türleri için öngörülen özel bir yargılama usûlü olduğundan; adlî yargının görevinde olduğu değerlendirilen uyuşmazlıklar bakımından Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare mahkemeleri ve vergi mahkemelerinin görevine giren uyuşmazlıkların çözümünde uygulanacak usûlü belirleyen 2577 sayılı Kanun’da düzenlenen özel bir yargılama usûlü olan ivedi yargılama usûlü uygulanarak karar verilmesi mümkün değildir. Ayrıca, istisnaî bir yargılama usûlü olan ivedi yargılama usûlünün bu şekilde geniş bir yorum yoluyla genel yargılama usûlü yerine uygulanmasının Anayasal kurallar uyarınca Kanunla belirlenmesi zorunlu olan yargılama usûlüne ilişkin konulardan biri olan mahkeme kararlarına karşı başvurulacak kanun yolunu etkileyeceği açıktır.
Bu itibarla, dava konusu uyuşmazlığın ihale sonucu akdedilen sözleşme hükümlerinin uygulanmasından kaynaklandığı dikkate alındığında, çözümü adlî yargının görevinde olan, 2577 sayılı Kanun ve bu Kanunda düzenlenen usûllerin uygulanmasına ve öncelikle sonuçlandırılması özel önem taşıyan uyuşmazlık olarak nitelendirilmesine imkân bulunmayan ve bu anlamda ivedi yargılama usulü kapsamında yer almayan uyuşmazlığa ilişkin olarak, genel yargılama usûlü yerine ivedi yargılama usûlü uygulanarak karar verilmesinde de usûl hükümlerine uygunluk bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Kullanılmayan …-TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacılara iadesine,
4. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 12/05/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.