Danıştay Kararı 13. Daire 2022/4963 E. 2023/1172 K. 15.03.2023 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2022/4963 E.  ,  2023/1172 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2022/4963
Karar No:2023/1172

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLLERİ : Av. …, Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Turizm İnşaat Otomotiv Oto Kiralama Sanayi ve
Ticaret Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nca 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 45. maddesi uyarınca açık teklif usulü ile 07/07/2022 tarihinde yapılan “Antalya ili, Aksu ilçesi, … Hotel Plajı doğusu su üstü parkur noktasının kiraya verilmesine ilişkin” ihalenin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; ihale ilanında yer alan Şartnamenin isteklilerde aranılan belgeler kısmının 8.25. maddesinde; “Tüzel kişilerin işletme işine dair deneyimini kanıtlaması için, ihale tarihi itibarıyla son 4 yıllık dönemde 3 yıl su sporları parkur işletmeciliği alanında fiilen faaliyette bulunduğunu/işletmecilik yaptığını, gerekli araçların/ekipmanların (tekne, ringo, su kayağı, wake board, kano, paraşüt, jet ski, deniz bisikleti, v.s.) bulunduğunu gösterir onaylı Deniz Turizmi Araçları Turizm İşletme Belgesi” şartına yer verildiği, aynı ihalenin iptali istemiyle başka bir şirket tarafından … İdare Mahkemesi’nin E:… sayılı dosyasında açılan dava kapsamında yapılan ara kararı ile, davalı idareden Şartnamedeki ilgili şartın eklenme gerekçesi ve bu şarta Antalya genelinde başkaca yapılan su üstü parkur kiralama ihalelerinde de yer verilip verilmediği hususunun sorulduğu, davalı idarece verilen cevapta; söz konusu şartın, su üstü sporları alanında hizmet verecek kiracıların belli bir kalite, standart ve deneyime sahip olması gerektiği, bu kalitenin de ancak faaliyet alanında tecrübe ile sağlanabileceği, su üstü sporları faaliyetinden yararlanan yerli ve yabancı turistlerin can ve mal güvenliğinin sağlanması için kiracılarda aranacak araç ve ekipmanların bu hassasiyet gözetilerek belirlendiğinin belirtildiği, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, söz konusu şartta yer alan belgelerin yapılacak ihalenin ardından sözleşmenin imzalanması aşamasında ihaleyi üstlenen yükleniciden istenmesi gereken nitelikte belgeler olduğu, bu belgelerin henüz ihale yapılmadan ihaleye katılmak isteyen isteklilerden istenilmesinin, ihale öncesinde bahsi geçen araçlar vb. bulunmayan, ancak ihaleye katılmak isteyen isteklilerin, ihaleye konu işi üstlenip üstlenmeyeceği belli olmadan belirtilen araçları alma veya kiralama zorunluluğunu doğuracağı, bu durumun ihaleyi üstlenip üstlenmeyeceği henüz kesin olmayan istekliler üzerinde katlanılacak maddi külfet de dikkate alındığında ihaleye katılım açısından caydırıcı etki yaratacağı, ayrıca son 4 yılda 3 yıl su üstü sporları parkur işletmeciliği yapmış olma şartının aranmasının yapılacak olan ihaleye katılımı kısıtlayacağı gibi, bu alanda yeni girişimcilerin ortaya çıkmasına da engel olacağı, bu durumun rekabet ilkesini engelleyecek nitelikte olduğu anlaşıldığından, dava konusu ihale işleminde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, Şartnamede işin niteliğinin gerektirdiği şartlar dışında bir koşul aranmadığı, ilgili mevzuat çerçevesinde aranan asgari şartların sağlanmasının istenildiği, aksi hâlde ihale konusu iş hakkında deneyimi ve yeterliği olmayan kişilerin ihaleye katılımının söz konusu olacağı ve bu durumun telafisi imkânsız zararların meydana gelmesine sebebiyet vereceği, bahse konu su üstü parkur faaliyeti için gereken yegane şeylerin, ekipman, araç, teçhizat ve personel olduğu, bu şartların varlığının işin doğası, niteliği ve sıhhatle yürütülmesi açısından olmazsa olmaz nitelikte olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptali yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davalıya iadesine,
5. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
6. 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 15/03/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.