Danıştay Kararı 13. Daire 2022/4947 E. 2023/1162 K. 14.03.2023 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2022/4947 E.  ,  2023/1162 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2022/4947
Karar No:2023/1162

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLLERİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Akaryakıt Doğalgaz Hurda Gıda Nakliyat inşaat
Turizm Sanayi Ticaret Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket adına, 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu uyarınca tesis edilen 163.111,00-TL idari para cezasının tahsili amacıyla düzenlenen … tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce Dairemizin 30/12/2021 tarih ve E:2016/1455, K:2021/5496 sayılı bozma kararına uyularak verilen kararda; davacı şirkete ait istasyonda 31/07/2012 tarihinde yapılan denetimde, akaryakıt pompalarında ve fiyat panosunda, bayisi olduğu şirket yerine başka bir şirkete ait amblemlerin bulunduğunun tespit edildiğinden bahisle 5015 sayılı Kanun uyarınca Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nca verilen 163.111,00-TL idari para cezasının süresinde ödenmediğinden bahisle … tarih ve … takip numaralı ödeme emri düzenlendiği, söz konusu ödeme emrinin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı;
Anayasa Mahkemesi’nin 07/04/2016 tarih ve E:2015/109, K:2016/28 sayılı kararıyla, 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun, 23/01/2008 tarih ve 5728 sayılı Kanun’un 522. maddesiyle değiştirilen 19. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinin; “Aşağıdaki hâllerde, sorumlulara altıyüzbin Türk Lirası idarî para cezası verilir:” bölümünün, 5015 sayılı Kanun’un 7. maddenin dördüncü fıkrasının üçüncü cümlesinde yer alan “…bayi, sözleşme yaptığı yeni dağıtıcının ürünlerini pazarladığı anlaşılacak şekilde faaliyetine devam eder…” ibaresi yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline; iptal hükmünün, kararın Resmî Gazete’de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesine karar verildiği, anılan iptal kararının 03/05/2016 tarih ve 29701 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak 03/02/2017 tarihinde yürürlüğe girdiği, ancak söz konusu iptal kararının yürürlüğe girdiği tarihe kadar kanun koyucu tarafından yeni bir yasal düzenleme yapılmadığı, 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinin 28/02/2019 tarih ve 30700 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7164 sayılı Kanun’un 32. maddesiyle yeniden düzenlendiğinin anlaşıldığı;
Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararları geriye yürümemekle birlikte somut norm denetiminde iptal kararının, itiraz başvurusuna konu yargılamada karar kesinleşmeden önce verilmesi hâlinde uygulanacağı;
Bu hukuksal durumun doğal sonucu olarak, bir kanun ya da kanun hükmünde kararnamenin uygulanması nedeniyle dava açmak durumunda kalan ve Anayasa’nın 152. maddesi uyarınca itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurulmasını isteme hakkına sahip olan kişilerin de hak ve menfaatlerini ihlal eden ve adil yargılanma hakkının temel unsurlarından olan mahkemeye erişim hakkını engelleyen yasa kuralının itiraz yoluyla daha önce yapılan başvuru sonucunda Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilmiş olması hâlinde, henüz kararı kesinleşmeyen somut norm denetimine konu yargılamadaki tarafların iptal hükmünün hukuki sonuçlarından öncelikle yararlanmaları gerekeceğinin açık olduğu;
İdarî para cezalarında, ceza verilmesinin dayanağı kuralın yürürlükten kaldırılması veya lehe düzenleme yapılması hâlinde, uyuşmazlığın ortaya çıkan yeni hukukî durum dikkate alınarak sonuçlandırılması gerektiği, dolayısıyla, işlendiği zamanın kanununa göre yaptırıma tâbi tutulan bir fiilin daha sonra yürürlüğe giren bir kanunla yaptırım kapsamı dışına çıkarılmış olması hâlinde, fiili işleyen kişinin lehine olan sonraki kanun uygulanacak, önceki fiilden dolayı ceza verilemeyecek, kanun değişikliğinden önce verilen cezanın ise infazının gerçekleştirilemeyeceği;
Öte yandan, ödeme emrinin dayanağı olan tahakkuk işlemine karşı dava açılmaması, 6183 sayılı Kanun’un 58. maddesi uyarınca, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı yolundaki itirazlarının yargısal incelemesinin yapılmasına engel teşkil etmediği, ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davaların ise, 6183 sayılı Kanun’un 58. maddesi gereğince davacının “böyle bir borcu olmadığı” şeklindeki itirazı kapsamında değerlendirilmesi, bu kapsamda, ödeme emrinin dayanağını teşkil eden kamu alacağının maddî kaynağına ilişkin hukuka uygunluk denetiminin yapılması ve varsa borcun tahakkukundan önceki aşamaya ilişkin hukuka aykırılıkların incelenmesi gerektiği;
Bu durumda, dava konusu işlemin dayanağı olan yasal düzenlemenin Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilerek kararın yürürlüğe girmiş bulunması karşısında hukuka aykırılığı Anayasa Mahkemesi kararı ile tespit edilmiş bulunan Kanun maddesi uyarınca Kurul tarafından verilen idarî para cezasının tahsiline yönelik düzenlenen dava konusu ödeme emrinde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümeyeceği, idarî para cezasının kesinleştiği, 6183 sayılı Kanun’un 58. maddesinde tahdidi olarak sayılan ödeme emrine itiraz nedenlerinin bulunmadığı, dava konusu ödeme emrinin “borcum yoktur” kapsamında incelenmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptali yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un Geçici 8. maddesi uyarınca, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 14/03/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.