Danıştay Kararı 13. Daire 2022/4927 E. 2022/4967 K. 26.12.2022 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2022/4927 E.  ,  2022/4967 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2022/4927
Karar No:2022/4967

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : …Merkezi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : …Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesi’nin …tarih ve E:…, K:…, Temyiz No:…sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, süresi içinde kaydileştirilmeyen ve Yatırımcı Tazmin Merkezi’ne intikal ettirilen 58 adet …Holding A.Ş. sertifikasının güncel hâli ile teslim edilmesi ile sertifikalara isabet eden yıllık temettülerin ve bedelsiz dağıtımların tarafına iadesi talebiyle yapılan başvuruya verilen cevaba ilişkin … tarih ve …sayılı işlemin iptali ile şimdilik 1.000,00-TL’nin tarafına ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. İdare Mahkemesi’nce (tek hâkimle) verilen … tarih ve E:…, K:…sayılı kararda; davalı idareye intikal eden payların üç ay içinde satılmasının yasal zorunluluk olduğu, davacının sahibi bulunduğu payların 22/04/2013 tarihinde fiilen davalıya intikal ettiği ve 12/07/2013-09/09/2013 tarihlerinde Borsa’da pay başına 8,62-TL ağırlıklı ortalama fiyat ile satıldığı, hisse senedinin borsa satış fiyatı esas alınarak hesaplanan satış tutarı, davalıya intikal eden kâr payları (Hazine’ye intikal eden kâr payı hariç) ve bunlara ilişkin nemalar hesaplanarak davacıya ödenecek tutarın belirlendiği, davalı idarece hesaplamanın mevzuata uygun olarak yapıldığı anlaşıldığından dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, öte yandan, hukuka aykırı olmadığı tespit edilen işlem sebebiyle davacının bir zarara uğradığından bahsedilemeyeceği için davacının tazmin talebinin de reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle, davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nce; dava konusu işlemde yer alan başvuruya konu sertifikalara ilişkin hesaplanan miktar ile, maddi tazminat miktarının davacı tarafından 1.000,00-TL olarak belirlenmiş olması ve bu miktar üzerinden de ıslah isteminde bulunulmamış olması dikkate alındığında, davanın konusu 2577 sayılı İdarî Yargılama Usulü Kanunu’nun 45/1. maddesinde belirlenen parasal sınır içerisinde yer aldığından, davacının istinaf başvurusunun incelenmesine hukukî olanak bulunmadığı sonucuna varılarak davacının istinaf başvurusunun incelenmeksizin reddine kesin olarak karar verilmiştir.
Bu kararın temyiz edilmesi üzerine, temyiz edilen kararın 2577 sayılı Kanun’un 45. maddesinin 1. fıkrası uyarıca kesin kararlardan olduğu ve temyiz yolunun açık olmadığı gerekçesiyle, 2577 sayılı Kanun’un 48/6. maddesi uyarınca yedi gün içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere, davacının temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.
Anılan kararın tebliği üzerine, davacı tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı, 2577 sayılı Kanun’un 16/4. maddesi uyarınca ıslah imkânına sahip olunması sebebiyle dava konusu miktarın harcı ödenerek artırılabileceği, dava konusu miktarın ancak bilirkişi incelemesi ile saptanabileceği, miktarın bilirkişi tarafından belirlenmesi hâlinde artırılacağının dava dilekçesinde açıkça belirtildiği, dava konusu işlemde idare tarafından hesaplanan miktar düşük olduğu için bakılan davanın açıldığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, haklı bir gerekçeye dayanmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Hem iptali istenilen işlem hem de tazminat talebi yönünden bakılan davanın konusu itibarıyla 2577 sayılı Kanun’un 45/1. maddesinde düzenlenen (parasal) kesinlik sınırı içinde kaldığı ve tazmin istemi yönünden davacı tarafından İdare Mahkemesi’nce verilen karar sonrasında da miktar artırımı talebinde bulunulmadığı anlaşıldığından, temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge idare mahkemesi kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi Hâkiminin kararına yönelik istinaf başvurusunun incelenmeksizin reddi yolundaki …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:…sayılı kararına yönelik temyiz isteminin reddine ilişkin aynı Dairece verilen … tarih ve E:…, K:…, Temyiz No:…sayılı temyize konu kararda, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, anılan Bölge İdare Mahkemesi kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de …Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesi’ne gönderilmesini teminen dosyanın …İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine, 26/12/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.