Danıştay Kararı 13. Daire 2022/4861 E. 2023/633 K. 16.02.2023 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2022/4861 E.  ,  2023/633 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2022/4861
Karar No:2023/633

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurumu
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Şanlıurfa ili, Merkez ilçesi, …Tesisleri, …Karayolu üzeri 28. Km üzerinde … sayılı bayilik lisansı kapsamında faaliyet gösteren davacıya ait akaryakıt istasyonunda yapılan denetimde lisansa esas teşkil eden belgelerde belirlenenlere aykırı sabit ya da seyyar tank, düzenek veya ekipmanı bulundurulduğundan bahisle 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 19. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinin (3) numaralı alt bendi ile 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca 1.225.800,00-TL idari para cezası uygulanmasına ilişkin … tarih ve … sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen …tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacı tarafından, denetimde tespit edilen tankın vaziyet planında yer aldığı ve içerisinde ulusal marker seviyesi geçerli akaryakıt bulunduğu, kaçakçılığa elverişli herhangi bir bağlantısının bulunmadığı, mühürleme işlemine dayanak teşkil eden 1 numaralı yakıt tankının vaziyet planında yer aldığı ve bahse konu yakıt tankının 2 kapaklı olduğu ve herhangi bir bağlantısının bulunmadığı, yakıt tankının 2 kapaklı olması nedeniyle 2 ayrı tank olarak değerlendirildiği ve vaziyet planında tek bir tank olması nedeniyle vaziyet planına aykırı tank bulundurmaktan tutanak tanzim edildiği hususları iddia edilerek ve … Asliye Ceza Mahkemesi’nin E:… sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporu dosyaya sunularak para cezasına itiraz edilmekte ise de, anılan ceza davasında isnat edilen suçun Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun 3/14 maddesine muhalefet olduğu, anılan davada verilecek kararın Mahkemelerinin dosyasında 5015 sayılı Kanun’da yer alan yükümlülüklerle ilgili yapılacak olan değerlendirmeyi doğrudan etkilemeyeceği, bu nedenle anılan davanın bekletici mesele yapılmasına gerek bulunmadığı, bununla birlikte, maddi olayın açıklığa kavuşturulması için ceza yargılaması sırasında alınan bilirkişi raporları gibi maddi delillerin kullanılmasının da mümkün olduğunun değerlendirildiği,
Bu durumda, 01-02 Ocak 2020 tarihlerinde davacıya ait istasyonda yapılan denetimde istasyona ait arazi içerisinde istasyonun arka kısmında 2 adet yer altı tankının olduğu, bu tankların vaziyet planında bulunmadığı ve içerisinde yaklaşık 23.000 litre motorin olduğu, söz konusu 2 tank içerisinde bulunan yaklaşık 23.000 litre akaryakıtın faturasının ibraz edilemediği ve otomasyon sisteminde söz konusu akaryakıtın görülmediği hususlarının tespit edildiği, söz konusu tankların İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatı’nda bulunmadığı, ayrıca otomasyon sistemine bağlı olmadığı, vaziyet planında 4 adet tank olduğu ancak sahada bu tanklar dışında 2 adet tank kapağının görüldüğü, bayi tarafından bu ekstra görülen 2 adet tank kapaklarından birinin (vaziyet planında yer alan) 1 numaralı tankın ikinci kapağı olduğunun belirtildiği, ancak ikinci kapağın ise ayrı bir depo olduğunun bayi tarafından beyan edildiği, dolayısıyla söz konusu iki tank kapağından en az birisinin vaziyet planında kayıtlı tanklardan olmadığının lisans sahibi tarafından da kabul edildiği, söz konusu tespitler doğrultusunda bayilik lisansı sahibinin 5015 sayılı Kanun’un 4. maddesinin 4. fıkrasının (l) bendinde belirtilen yükümlülüğüne aykırı davrandığı, … Asliye Ceza Mahkemesi’nin E:… sayılı dosyasında yer alan bilirkişi raporunda da vaziyet planında ve işyeri açma ve çalışma ruhsatında yer almayan tankın tespit edildiği, tankın hurda hâlde olmasının veya akaryakıt satışı yapmaya elverişli hâlde olmamasının 5015 sayılı Kanun’un 4. maddesinin 4-(l) fıkrasında belirtilen yükümlülüğü ortadan kaldırmayacağı anlaşıldığından, tesis olunan dava konusu Kurul kararında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: …Bölge İdare Mahkemesi … İdarî Dava Dairesi’nce; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, her ne kadar akaryakıt istasyonunda yapılan denetim sonucu düzenlenen tutanakta, vaziyet planında yer almayan 2 adet yer altı tankının tespit edildiği belirtilmiş ise de, bu tanklardan birisinin 2 kapaklı olmasından dolayı diğer kapağın ayrı bir tank olarak değerlendirildiği, ayrıca bu tank ile satış pompaları arasında da herhangi bir bağlantının bulunmadığı, … Asliye Ceza Mahkemesi’nin E:… sayılı dosyasında hakkında beraat kararı verildiği ve kararın istinaf kanun yoluna gidilmeksizin kesinleştiği, … Asliye Ceza Mahkemesi’nin E:… sayılı dosyasına ibraz edilen bilirkişi raporunda da 5015 sayılı Kanun’un 4. maddesinin 4. fıkrasının (I) bendinin ihlâl edilmediği tespitlerine yer verilmesine rağmen rapora itibar edilmediği, Mahkemece eksik inceleme neticesinde karar verildiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek ve dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Şanlıurfa ili, Merkez ilçesi, …Tesisleri …Karayolu üzeri 28. Km üzerinde … numaralı lisansı ile faaliyet gösteren davacıya ait akaryakıt istasyonunda 02/01/2020 tarihinde Şanlıurfa İl Jandarma Komutanlığı’nca yapılan denetimde istasyona ait arazi içerisinde istasyonun arka kısmında 2 adet yer altı tankının olduğu, bu tankların vaziyet planında yer almadığı ve içerisinde yaklaşık 23.000 litre motorin olduğu, motorinin faturasının ibraz edilmediği ve otomasyon sisteminde söz konusu motorinin görülmediği hususlarının tespit edildiği ve bu durumun, 5015 sayılı Kanun’un 4. maddesinin 4. fıkrasının (I) bendine aykırılık oluşturduğundan bahisle, aynı Kanun’un 19. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinin (3) numaralı alt bendi ile 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca, davacı hakkında 1.225.800,00-TL idarî para cezası uygulanmasına ilişkin … tarih ve … sayılı Kurul kararı alınmış, anılan kararın iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun “Lisans sahiplerinin temel hak ve yükümlülükleri” başlıklı 4. maddesinin 4. fıkrasının (l) bendinde, bu Kanuna göre faaliyette bulunanların, kaçak akaryakıt veya sahte ulusal marker elde etmeye, satmaya ya da herhangi bir piyasa faaliyetine konu etmeye yarayacak şekilde lisansa esas teşkil eden belgelerde belirlenenlere aykırı sabit ya da seyyar tank, düzenek veya ekipmanı bulundurmamak ile yükümlü oldukları kurala bağlanmış; 19. maddesinde, “Bu Kanun’a veya ilgili mevzuata aykırı faaliyet gösterilmesi hâlinde sorumluları hakkında Kurulca aşağıdaki idari para cezaları uygulanır:
a) Aşağıdaki hâllerde iki milyon Türk Lirasından az olmamak ve on milyon Türk Lirasını geçmemek üzere fiilin işlendiği tarihten bir önceki yılda ilgili lisansa konu petrol piyasası faaliyetinden elde edilen net satış hasılatının binde ondördü oranında idari para cezası uygulanır:…
3) 4’üncü maddenin dördüncü fıkrasının (l) bendinin ihlali.

b) Bayilik lisansı sahipleri yönünden (a) bendinde yer alan cezaların yarısı uygulanır. …” kuralına yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Kural olarak ceza mahkemesinde verilen kararların hukuk hakimi açısından bağlayıcı olmadığı kabul edilmektedir; ancak, hukuk hakiminin bu bağımsızlığı sınırsız değildir. Dolayısıyla ceza mahkemesinde verilen kararların hangi hususlarda bağlayıcı olduğuna dair değerlendirme yapılması gerekmektedir. Bu doğrultuda, ceza hakiminin mahkumiyet ve beraate ilişkin verdiği karar, kusurun var olup olmadığı ve illiyet bağı gibi hususlarda hukuk hakimini bağlamazken, maddi olaya ilişkin yapılan tespitler ile yargılamaya konu fiilin hukuka aykırılığını tespit etmesi bakımından hukuk hâkimini bağlayıcı vasıfta olduğu kabul edilmelidir (Yargıtay HGK., 10/01/1975, T/406-1, YKD 1975/9 s.33-36).
Bu doğrultuda, davacı hakkında, ceza hâkimince verilen beraat kararının içeriğini teşkil eden maddi vakıanın tahlili ve bunun üzerine yapılan hukuki değerlendirmenin, dava konusu idari para cezası verilmesine yönelik işleme yönelik olarak, idari yargı mercii tarafından gerçekleştirilen hukuka uygunluk denetiminde bağlayıcı olup olmayacağı meselesinin irdelenmesi gerekmektedir.
Hukuk hâkimi kesinleşen ceza mahkemesi kararındaki maddi olgu ile bağlıdır. Ceza mahkemesi kendine has usuli olanakları nedeniyle hükme esas aldığı maddi olayların varlığını saptamada daha geniş yetkilere sahiptir. Bu nedenle, hukuk hâkiminin, ceza hâkiminin fiilin hukuka aykırılığını ve illiyet bağını saptayan maddi vakıa konusundaki kabulü ve ceza mahkemesinin kabul ettiği olayın gerçekleşme şekli, diğer bir deyişle maddi vakıanın kabulü konusunda kesinleşmiş olan bir mahkumiyet veya maddi vakıa tespiti yapan beraat hükmüyle bağlı olacaktır (GÖZLER Kemal, “Res Judicata’nın Türkçesi Üzerine”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 56, Sayı 2, 2007, s.45-61).
Ceza Muhakemesi hukuku ile idare hukuku farklı kural ve ilkelere tâbi disiplinlerdir. Ceza muhakemesi sonucunda kişinin isnat edilen eylemi işlemediğine dair hükümler dışında, ceza mahkemesi hükmü idare makamları açısından doğrudan bağlayıcı değildir. (AYM, B. No: 2013/3175, 20/2/2014, § 38).
Ceza muhakemesinin amacı usul kurallarının öngördüğü ilkeler doğrultusunda maddi gerçeğin her türlü şüpheden uzak bir biçimde kesin olarak belirlenmesidir. Ancak, kişinin yargılandığı ceza davasında delil yetersizliği sebebiyle beraat etmiş olması durumunun, sabit bulunan maddi olaya ilişkin fiili nedeniyle idare hukuku esasları yönünden idarece ayrıca değerlendirilmesi ve bu değerlendirme sonucunda ulaşılacak kanaate göre işlem tesis edilmesine engel teşkil etmeyeceği açıktır. ( Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 23/02/2016 tarih ve E:2014/5.MD-98, K:2016/83 sayılı ve 24/09/2019 tarih ve E:2017/13-430, K:2019/560 sayılı kararları)
Bu bağlamda, tesis edilen idari işleme ilişkin olarak, iptali istemiyle ortaya çıkan uyuşmazlığa bakacak İdare Mahkemesi’nce gerçekleştirilen hukukilik denetiminde, beraat kararını zedeleyecek gerekçeye yer verilmesinden imtina etmek suretiyle, uyuşmazlığa tatbik edilecek hukuk kurallarına aykırı bir durum tespit edilmediği takdirde, uyuşmazlık konusu idari yaptırım, hukuk aleminde varlığını sürdürebilecektir. (Her yargı çeşidine dahil davalar için ayrı muhakeme usulünün mevcut olması, bir işin bir yargı çeşidine havale edilirken ilgililerin ve kamu menfaatinin ancak o yargı çeşidinin muhakeme usulüne göre layıkıyla korunabileceği mülahazasından kaynaklanmaktadır (KURU Baki, Kaza Çeşitleri ve Bunlar Arasındaki Münasebet, Ankara Barosu Dergisi, 1960, S. 2, s 27.)
Dosyanın incelenmesinden, davacıya ait akaryakıt istasyonunda yapılan denetimde, istasyona ait arazi içerisinde istasyonun arka kısmında 2 adet yer altı tankının olduğu, bu tankların vaziyet planında yer almadığı ve içerisinde yaklaşık 23.000 litre motorin olduğu, motorinin faturasının ibraz edilmediği ve otomasyon sisteminde söz konusu motorinin görülmediği hususlarının tespit edildiği, bu tespitler üzerine davacı hakkında idari para cezası uygulandığı anlaşılmaktadır.
Aynı fiil sebebiyle davacı hakkında yürütülen ceza soruşturması sonucunda açılan davada … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile davacı hakkında delil yetersizliğinden beraat kararı verildiği ve kararın istinaf edilmeden 09/02/2022 tarihinde kesinleştiği görülmektedir.
Ceza Mahkemesince davacı hakkında beraat kararı verilirken, “davaya konu vaziyet planına aykırı tank olduğu iddia edilen iki kapağın da zemini kırıcı ve kepçe marifetiyle kazı yapıldığı ve yapılan kazı neticesinde vaziyet planına aykırı olduğu iddia edilen iki kapağın aslında aynı tankere ait olduğunun anlaşıldığı, diğeri atıl durumda olup kazı neticesinde meydana çıkarılan tankın ise uzun yıllardır kullanım dışı olduğu, herhangi bir tesisat ve pompalarla irtibatının bulunmadığı ve aktif kullanıma açık olmadığının anlaşıldığı, tüm bu hususların bilirkişi marifeti ile de tespit olunduğu, ayrıca davaya konu tankerlerden alınan motorinin pal raporu neticesinde ulusal marker düzeyinde olduğu ve kaçak ürün olmadığı anlaşılığından, her ne kadar sanık hakkında 5607 sayılı Kanun’un 3/14 maddesi kapsamında kamu davası açılmış ise de; sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak inandırıcı ve kesin delil elde edilemediği” gerekçesine dayanıldığı, anılan ceza davasında alınan bilirkişi raporunda, “kaçak olarak nitelendirilen 1 no’lu tankın aslında vaziyet planında yer alan tank olduğu ve otomasyon bağlantısı da bulunması nedeniyle ayrı bir tank (kaçak) olarak nitelendirilmesinin uygun olmadığı, kaçak olarak nitelendirilen 2 no’lu tankın herhangi bir pompa ile bağlantısının olmadığı, kullanıma elverişli olmadığı, tankın bağlantı yerlerinin paslı olduğu ve otomasyon sistemine bağlı bulunmadığının yapılan gözlemlerde net olarak tespit edildiği, bu proje dışı 5. tankın hiçbir pompa ile bağlantısı olmadığından ve otomasyon sistemine de bağlanmadığından ayrıca diğer tanklarla da bir bağlantısı bulunmadığından kaçak akaryakıt elde etmek veya satmak amacıyla kullanılmasının mümkün görünmediği, ayrıca yapılan gözlem sonucunda 5. tank içerisinde satışa arz edilebilecek miktarda akaryakıt bulunmadığı, sadece atıl vaziyette bulunan dip çamuru, dip tortusu, su ve pisliklerin bulunduğunun anlaşıldığı, özetle, akaryakıt istasyonundaki 2 adada toplam 4 adet pompanın her birine bağlı çalışır durumda 4 adet yer altı tankı ve bunlara bağlı 5 adet tank kapağının bulunduğu, ayrıca atıl yani hurda olarak 1 adet yer altı tankı ile 1 adet tank kapağının bulunduğu, tutanaklarda kaçak olarak nitelendirilen tanklardan birinin çift kapaklı olması, diğerinin ise herhangi bir pompa ve otomasyon bağlantısının bulunmaması ayrıca diğer tanklarla da bir bağlantısının olmaması nedeniyle kaçak olarak nitelendirilemeyeceği” tespitlerine yer verildiği anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, gerek … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı beraat kararı gerekse de anılan Mahkemece alınan bilirkişi raporunda yer verilen tespitler dikkate alındığında davacının idari para cezasına konu eylemi gerçekleştirmediği anlaşıldığından, davacıya ait akaryakıt istasyonunda yapılan denetimde lisansa esas teşkil eden belgelerde belirlenenlere aykırı sabit ya da seyyar tank, düzenek veya ekipmanı bulundurulduğunun tespit edildiğinden bahisle davacıya 1.225.800,00-TL idari para cezası verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine dair temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında ise hukukî isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
3. Kullanılmayan …-TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
4. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’ne gönderilmesine, 16/02/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.