Danıştay Kararı 13. Daire 2022/4836 E. 2023/249 K. 19.01.2023 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2022/4836 E.  ,  2023/249 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2022/4836
Karar No:2023/249

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Medya TV Hizmetleri A.Ş.
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirkete ait “… ” logosuyla yayın yapan televizyon kanalında 03/08/2021 tarihinde yayınlanan “…” isimli yayında 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un 8. maddesinin 1. fıkrasının (m) bendinin ihlâl edildiğinden bahisle 136.262,00-TL idari para cezası yaptırımı uygulanmasına ilişkin … tarih ve … sayılı Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (Üst Kurul) kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:… , K:… sayılı kararda; yayına ilişkin Cd içeriği ve yayın deşifre metninin incelenmesinden anılan programda program sunucusu tarafından kullanılan ifadelerin 6112 sayılı Kanun’un 8/1(m) maddesinde yer alan “Türkçenin özellikleri ve kuralları bozulmadan doğru, güzel ve anlaşılır şekilde kullanılmasını sağlamak zorundadır; dilin düzeysiz, kaba ve argo kullanımına yer verilemez.” kuralının ihlâl edildiği anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nce; söz konusu programda tüm dünyayı saran COVİD-19 virüsü ile ilgili olarak güncel vaka sayıları, aşıların önemi, aşıların zorunlu hâle getirilip getirilemeyeceği ve aşı karşıtlığı konularının tıbbi ve hukuki yönlerinin bilimsel olarak irdelendiği, bu sırada program sunucusuna aşı karşıtları tarafından gönderilen mesajlar nedeniyle sunucu tarafından, bilimsel bir yaklaşım sergilenmeden aşı karşıtlığı yapılması ve tıbbi olmayan kimi materyallerle tedavi önerisinde bulunularak olayın etik olmayan yollarla bu işin ticaretini yapanlar hakkında “abidik gubidik ürünler satarak geçimini temin eden doktor tipleri oluyor”,”…bunların büyük bölümü zaten sahtekâr”, “keyfimin kahyası mısınız, aşı karşıtlarına söz vermiyorum”,” .. Şarlatan”, “İşkembeden, birtakım salakça …” şeklinde sözler sarf edildiği, esasen bu sözlerin, pandemi döneminin özelliği de göz önünde bulundurulduğunda, insan sağlığını tehlikeye düşürecek nitelikte, bilim dışı ve ticari görüş ve uygulamaları savunanlara yönelik olduğu, herhangi bir biçimde belli bir mesleği ya da sanatı icra edenlere yönelik olmadığı, öte yandan programın geneli incelendiğinde, programda toplum sağlığı açısından kamunun aydınlatılmasının hedeflendiği ve gerek tıbbi ve gerekse hukuki açılardan bilimsel görüş ve önerilere yer verildiği; bu durumda, program sunucusu tarafından sarf edilen sözlerin, yayın ilkesinin ihlâli sonucunu doğurmadığı, 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin 1. fıkrasının (m) bendinde yer alan kuralın ihlâl edildiğinden bahisle 136.262,00-TL idari para cezası uygulanmasına ilişkin … tarih ve … sayılı Üst Kurul kararında hukuka uygunluk, istinafa konu İdare Mahkemesi kararında ise hukukî isabet bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle, davacının istinaf başvurusunun kabulüne, anılan İdare Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, Mahkemece Kanun maddesinin gerekçesinin göz ardı edildiği, ilgili mevzuatın dilin korunması ve yozlaşmasının engellemesini amaçladığı, topluma hizmet etse de televizyonlarda yer alan ifadeler seçilirken Türk dilinin kullanımı konusunda dikkat gösterilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, Mahkeme kararının ifade özgürlüğüne dikkat edilerek verildiği, söz konusu görüşlerin bilimsel nitelik taşıdıkları, kamu yararına yapılan eleştirel ifadelerin Kanun ile korunan ilkelere aykırılık teşkil etmeyeceği belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDÎ OLAY :
“… ” logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşta 03/08/2021 tarihinde saat 20:58’de yayınlanan, sunuculuğunu …’nın yaptığı “… ” adlı programda, program sunucusu tarafından kullanılan; “abidik gubidik ürünler satarak geçimini temin eden doktor fipleri oluyor”,”…bunların büyük bölümüt zaten sahtekâr”, “keyfimin kahyası mısınız aşı karşıtlarına söz vermiyorum”, “.. Şarlatan”, “İşkembeden birtakım salakça …” şeklindeki ifadelerin 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin 1. fıkrasının (m) bendinde yer alan “Türkçenin, özellikleri ve kuralları bozulmadan doğru, güzel ve anlaşılır şekilde kullanılmasını sağlamak zorundadır; dilin düzeysiz, kaba ve argo kullanımına yer verilemez.” şeklindeki yayıncılık ilkesini ihlâl ettiğinden bahisle davacı hakkında 136.262,00-TL idari para cezası uygulanmasına ilişkin … tarih ve … sayılı Üst Kurul kararının iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un 8. maddesinin 1. fıkrasında, “Medya hizmet sağlayıcılar, yayın hizmetlerini kamusal sorumluluk anlayışıyla bu fıkrada yer alan ilkelere göre sunarlar. Yayın hizmetleri; Türkçenin, özellikleri ve kuralları bozulmadan doğru, güzel ve anlaşılır şekilde kullanılmasını sağlamak zorundadır; dilin düzeysiz, kaba ve argo kullanımına yer verilemez…” 32. maddesinin 2. fıkrasında, “8. maddenin birinci fıkrasının diğer bentleri ile ikinci ve üçüncü fıkralarında ve bu Kanun’un diğer maddelerinde belirlenen ilke, yükümlülük veya yasaklara aykırı yayın yapan medya hizmet sağlayıcıları uyarılır. Uyarının ilgili kuruluşa tebliğinden sonra ihlalin tekrarı hâlinde medya hizmet sağlayıcıya ihlâlin ağırlığı ve yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlâlin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde birinden üçüne kadar idari para cezası verilir. İdarî para cezası miktarı, radyo kuruluşları için bin Türk Lirasından, televizyon kuruluşları ve isteğe bağlı medya hizmet sağlayıcıları için onbin Türk Lirasından az olamaz.” kurallarına yer verilmiştir.

HUKUKÎ DEĞERLENDİRME:
Dava dosyasındaki belge ve bilgilerin incelenmesinden, “…” logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşta 03/08/2021 tarihinde, saat 20.58’de yayınlanan, sunuculuğunu …’nın yaptığı “…” adlı programda, program sunucusu tarafından; “abidik gubidik ürünler satarak geçimini temin eden doktor tipleri oluyor”, “…bunların büyük bölümü zaten sahtekâr”, “keyfimin kahyası mısınız, aşı karşıtlarına söz vermiyorum”, ” … Şarlatan”, “İşkembeden, birtakım salakça …” şeklinde ifadelere yer verilmiştir.
Her ne kadar Bölge İdare Mahkemesi tarafından; “…insan sağlığını tehlikeye düşürecek nitelikte, bilim dışı ve ticari görüş ve uygulamaları savunanlara yönelik olduğu, herhangi bir biçimde belli bir mesleği ya da sanatı icra edenlere yönelik olmadığı, öte yandan programın geneli incelendiğinde, programda toplum sağlığı açısından kamunun aydınlatılmasının hedeflendiği ve gerek tıbbi ve gerekse hukuki açılardan bilimsel görüş ve önerilere yer verildiği, bu durumda, program sunucusu tarafından sarf edilen sözlerin, yayın ilkesinin ihlâli sonucunu doğurmadığı…” değerlendirilerek söz konusu ifadelerin Kanun’un ilgili maddesinde yer alan ilkeleri ihlâl etmediği sonucuna varılmış ise de Kanun’un 8. maddesinin 1. fıkrasının (m) bendinde yer alan ilke ile korunan ve amaçlanan değer Türkçenin güzel ve anlaşılır şekilde kullanılmasını sağlamaktır.
Söz konusu programda sarf edilen ifadelerin bilim dışı ve toplum sağlığına zarar getirir nitelikle görüşlere yönelik olması, bu ifadelerin dilin düzeysiz, kaba ve argo kullanıldığı hususunu değiştirmemekte olup, programın sunucusu tarafından söz konusu görüşlere yer verilmemesinde hukuken meşru bir amaç olduğu değerlendirilse bile dava konusu işlem gerekçesi söz konusu görüşlere yer verilmemiş olması değil, Türk dilinin kullanımına özen gösterilmesi ve kamuoyu önünde bu düşüncelerin doğru bir uslup ile dile getirilmesi gerektiğidir.
Başka bir anlatımla, kamu sağlığının korunması ve toplumun aydınlatılması amaçlarıyla hareket edilmiş olması hususları ile program sunucusu tarafından ihlâl edilen ve Türkçenin doğru kullanımını korumayı amaçlayan Kanun maddesi bakımından hukuka uygunluk bağlantısı kurulması mümkün değildir.
Bu itibarla dava konusu işlemde hukuka aykırılık, davanın reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile dava konusu işlemin iptaline ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında ise hukukî isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin kabulüne;
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile dava konusu işlemin iptali yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’ne gönderilmesine, 19/01/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.