Danıştay Kararı 13. Daire 2022/483 E. 2023/13 K. 09.01.2023 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2022/483 E.  ,  2023/13 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2022/483
Karar No:2023/13

TEMYİZ EDENLER : 1.(DAVACI) …
VEKİLİ : Av. …
2.(DAVALI) … Belediyesi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının davacı tarafından esas, davalı idare tarafından vekâlet ücreti yönünden temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Mülkiyeti davalı idareye ait Sakarya ili, Hendek ilçesi, … Mahallesi, … parsel sayılı taşınmazın satışına ilişkin olarak 29/09/2021 tarihinde gerçekleştirilen ihalenin ita amiri tarafından 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 31. maddesi uyarınca iptaline yönelik 18/10/2021 tarihli işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; idareler tarafından yapılacak ihalelerde, kamu kaynaklarının verimli şekilde kullanılması konusunda, idarelere ayrıca bir sorumluluk yüklenildiği, idareler tarafından bu sorumluluğun yerine getirilebilmesi için ihale süreci içerisinde ihale işlemleri ile ilgili olarak alınacak kararlarda takdir yetkisinin tanındığı, ita amirinin ihale komisyonu kararı üzerine ihaleyi yapıp yapmamakta serbest olduğu, ihalenin kamu yararını uyarınca iptal edilebileceği, ihalenin iptali konusunda idareye tanınan takdir yetkisinin mutlak ve sınırsız olmadığı;
Uyuşmazlık konusu taşınmazın bulunduğu yer mahalle muhtarının 23/09/2021 tarihli dilekçesiyle ihale konusu taşınmazın bir kısmının fiili olarak kullanılan yolda kaldığına ilişkin bilgi verildiği, buna istinaden yapılan ölçümler neticesinde söz konusu taşınmazın 300 m2’lik kısmının ana yolda kaldığı ve bu yolun mahalle halkı tarafından fiilen kullanıldığının tespit edildiği, davalı idarenin Hukuk İşleri Müdürlüğü tarafından verilen görüşte, “daha önce halkın kullandığı yolların bulunduğu taşınmazların satış ihaleleri sonrasında bu ihalelerin iptaline ilişkin davaların açıldığı ve söz konusu taşınmazın da satışı sonrasında satın alan tarafından bu yolun kapatılacağı düşünüldüğünde mahalle halkının mağduriyetine ve yeni davalar açılmasına sebebiyet vermemek, kamu zararı oluşturmamak için ihale işleminin iptal edilmesinde hukuki yarar olduğu” şeklinde görüş belirtildiği;

Bu itibarla, ihaleyi yapma, teklifleri değerlendirme, kârlılık ve verimlilik bakımından en uygun teklifi belirleme, kamu yararını gözetme ve ihaleyi iptal etme konularında takdir yetkisi bulunan davalı idarece, söz konusu taşınmazın 300 m2’lik kısmının ana yolda kaldığı ve bu yolun mahalle halkı tarafından fiilen kullanıldığının tespit edilmesi neticesinde halkın mağduriyetine ve yeni davalar açılmasına sebebiyet vermemek gerekçesiyle kamu yararı gözetilerek kendisine tanıdığı takdir yetkisi çerçevesinde ihalenin iptaline karar verildiği, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle, dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine ve davalı idare tarafından savunma dilekçesi süresinde verilmediğinden Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesi uyarınca vekâlet ücretine hükmedilmemesine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacı tarafından, idarenin takdir yetkisini kötüye kullandığı, yol olarak kullanılmasının ihalenin iptali sebebi olmayacağı, mahalle muhtarının dilekçesini ihale tarihinden önce vermiş olmasının idarenin keyfiliğini gösterdiği, idarenin takdir yetkisinin keyfi olarak kullanamayacağı, yargı içtihatlarının da bu yönde olduğu, yol olarak kullanılmasının ne gibi sakıncalara yol açacağının işlemde gösterilmediği, yolun uyuşmazlık konusu taşınmazdan geçmediği, herhangi bir resmî belgenin bulunmadığı, mahalle muhtarının ihale öncesinde vermiş olduğu dilekçenin ihale yapıldıktan sonra değerlendirilemeyeceği, mahalle muhtarının dilekçesi üzerine ihalenin ertelenebileceği, yeterli araştırma yapılmadan ihaleye çıkılmasının idarenin kusuru olduğu, idarenin kendi kusuruyla ihalenin iptaline sebebiyet verdiği, yolun taşınmazın ucundan geçtiği, ihalenin yolun kullanılmasına engel teşkil etmeyeceği, eksik incelemeyle hüküm kurulduğu ileri sürülmektedir.
Davalı idare tarafından, dosyaya vekâletname sunulmasına rağmen lehine karşı vekâlet ücretine hükmedilmediği, bu durumun hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı ve davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … ‘IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi hukuka uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:… , K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 09/01/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.