Danıştay 13. Daire Başkanlığı 2022/4794 E. , 2022/4963 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2022/4794
Karar No:2022/4963
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …. İthalat İhracat Sanayi Ticaret Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Üniversitesi Rektörlüğü
VEKİLİ : Av. ….
İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … Üniversitesi Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı’nca 30/12/2021 tarihinde pazarlık usulü ile gerçekleştirilen “YYÜ Merkez Kampüsü, Gevaş, Erciş, Özalp Meslek MYO, Öğrenci ve Personeline 4 Çeşit Yemek 100 Gramlık Ambalajlı Roll Ekmek ve 0,5 lt Pet Sudan Oluşan; Malzeme Dahil Öğlen Yemeği Pişirilmesi, Dağıtılması ve Hizmete Sunulması Sonrası Temizlik İşi” ihalesi sonucunda sözleşme imzalanan davacı tarafından, 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun Geçici 6. maddesi uyarınca fiyat farkı ödenmesi talebiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; ilgili mevzuat kuralları ve dava konusu uyuşmazlık bir bütün hâlinde incelendiğinde, anılan ihale kapsamında davacı şirket ile davalı idare arasında imzalanan hizmet alımı sözleşmesinin 05/01/2022-31/01/2022 tarihleri arasında verilecek hizmeti kapsadığı, davacının talep etmiş olduğu fiyat farkına ilişkin düzenlemede ise, söz konusu ödemenin düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarih olan 15/04/2022 tarihinde devam etmekte olan sözleşmeler için uygulama alanı bulduğu, dolayısıyla 15/04/2022 tarihinden önceki bir tarih olan 31/01/2022 tarihinde sonlanmış bir sözleşmeye uygulanmasının mümkün olmadığı, bu kapsamda ilgili düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten önce sona ermiş olan sözleşmelerde fiyat farkı ödenmesi mümkün olmadığından, davacının talebinin reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, Mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, sözleşme şartlarının eksiksiz yerine getirildiği, dava konusu ihale sözleşmesi 4735 sayılı Kanun’un Geçici 6. maddesi kapsamında olduğundan fiyat farkı verilmesi için idareye başvuru yapıldığı, başvurunun reddedilmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, kararın usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
USUL YÖNÜNDEN:
2577 sayılı Kanun’a 6545 sayılı Kanun’un 18. maddesiyle eklenen “İvedi yargılama usulü” başlıklı 20/A maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, ihaleden yasaklama kararları hariç ihale işlemlerinden doğan uyuşmazlıklarda ivedi yargılama usulünün uygulanacağı kurala bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, … Üniversitesi Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı’nca 30/12/2021 tarihinde pazarlık usulü ile gerçekleştirilen “YYÜ Merkez Kampüsü, Gevaş, Erciş, Özalp Meslek MYO, Öğrenci ve Personeline 4 Çeşit Yemek 100 Gramlık Ambalajlı Roll Ekmek ve 0,5 lt Pet Sudan Oluşan; Malzeme Dahil Öğlen Yemeği Pişirilmesi, Dağıtılması ve Hizmete Sunulması Sonrası Temizlik İşi” ihalesinin davacı şirket üzerinde kaldığı, 05/01/2017 tarihinde anılan işe ilişkin olarak davacı ile idare arasında sözleşmenin imzalandığı, davacı tarafından 18/05/2022 tarih ve 205579 sayılı dilekçe ile 13/05/2022 tarih ve 31834 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 5546 sayılı Cumhurbaşkanı kararındaki 4735 sayılı Kanun’un Geçici 6. maddesinin uygulanmasına ilişkin esaslar uyarınca fiyat farkı verilmesinin talep edildiği, davalı idarenin … tarih ve …. sayılı işlemi bu talebin reddedilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkeme kararının temyiz incelemesinin yapılabilmesi için öncelikle uyuşmazlığın ivedi yargılama usulüne tâbi olup olmadığının tespiti zorunludur. 2577 sayılı Kanun’a 6545 sayılı Kanun’un 18. maddesiyle eklenen “İvedi yargılama usulü” başlıklı 20/A maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, ihaleden yasaklama kararları hariç ihale işlemlerinden doğan uyuşmazlıklarda ivedi yargılama usulünün uygulanacağı kurala bağlandığından, ihale işlemlerinden doğan uyuşmazlıklardan ne anlaşılması gerektiğinin açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
Danıştay ve Uyuşmazlık Mahkemesi kararları ile, ihale sürecinde sözleşme öncesi işlemlerin ihale işlemi, dolayısıyla idari işlem olmaları nedeniyle idari yargının görev alanına girdiği kabul edilmiş ve bu yöndeki kararlar istikrar kazanmış bulunmaktadır.
Öte yandan, ihale işlemlerine ilişkin idari usulü düzenleyen temel kanunlardan olan 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 4. maddesinde, ihalenin, “Bu Kanunda yazılı usul ve şartlarla işin istekliler arasından seçilecek birisi üzerine bırakıldığını gösteren ve yetkili mercilerin onayı ile tamamlanan sözleşmeden önceki işlemleri”, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 4. maddesinde ise, “Bu Kanunda yazılı usul ve şartlarla mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin istekliler arasından seçilecek birisi üzerine bırakıldığını gösteren ve ihale yetkilisinin onayını müteakip sözleşmenin imzalanması ile tamamlanan işlemleri” ifade ettiği belirtilmiş olup, bu kanunî tanımlamalar ve istikrar kazanan içtihatlar dikkate alınarak ihale ilanı ile başlayıp sözleşmenin imzalanması ile tamamlanan süreçte idarece tesis edilen işlemlerin ivedi yargılama usulüne tâbi ihale işlemleri olduğunun kabulü gerekir.
6545 sayılı Kanun’un 18. maddesinin gerekçesinde, “İdari yargıda davaların tümü aynı usul takip edilmek suretiyle sonuçlandırılmaktadır. Ancak idari davaların bazıları, niteliği itibarıyla diğerlerinden farklıdır. Bu tür davaların geciktirilmeksizin karara bağlanması gerekmektedir. Bu bakımdan, gecikerek karar verilmesinde hem idare hem de davacılar bakımından katlanılması zor ya da imkânsız sonuçlar doğuracak sınırlı sayıdaki dava türünün, diğerlerine göre daha ivedi bir şekilde sonuçlandırılması gerekmektedir. Yargısal sürecin, süratle sonuçlandırılması özel önem taşıyan ihale, özelleştirme, acele kamulaştırma uyuşmazlıklarından kaynaklanan bazı davaların ivedilikle sonuçlandırılmaması hâlinde, hukuki belirsizlik doğmasına neden olunmaktadır. Madde ile Avrupa örneklerinde olduğu gibi idari yargılamaya ivedi yargılama usulü kurumu kazandırılmaktadır.” açıklamalarına yer verilmiştir.
Kanun’un gerekçesinde de ifade edildiği üzere, sınırlı sayıdaki dava türü ivedi yargılama usulüne tâbidir. Nitekim gerekçede ihaleyle bağlantılı tüm işlemlerin değil, yargısal sürecin süratle sonuçlandırılması özel önem taşıyan ihale uyuşmazlıklarının bu yargılama usulüne tâbi kılındığı vurgulanmıştır.
Davanın taraflar arasında imzalanan sözleşme kapsamında 4735 sayılı Kanun’un Geçici 6. maddesine istinaden fiyat farkı verilmesi amacıyla yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali isteminden kaynaklandığı anlaşılmakta olup öncelikle sonuçlandırılması özel önem taşıyan uyuşmazlık olarak nitelendirilmesine imkân bulunmadığından, ivedi yargılama usûlü uygulanmak suretiyle davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında usûl hükümlerine uygunluk bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 26/12/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Mahkemece, ivedi yargılama usulüne tâbi olduğu değerlendirilerek verilen kararın temyiz edilmesi hâlinde, 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin (g) bendi uyarınca temyiz isteminin incelenip incelenemeyeceğine ilişkin olarak öncelikle uyuşmazlığın ivedi yargılama usulü kapsamında olup olmadığına bakılması ve bu konuda bir karar verilmesi gerekmektedir.
İvedi yargılama usulüne tâbi olan işlemlerden doğan uyuşmazlıklarla ilgili olarak ilk derece mahkemelerince verilen kararlara karşı hangi tarihte verildiğine bakılmaksızın temyiz kanun yoluna başvurulabileceği, bunlar dışında kalan uyuşmazlıklarla ilgili olarak 20/07/2016 tarihinden sonra verilen kararlara karşı kural olarak istinaf kanun yoluna başvurulabileceği, ancak 2577 sayılı Kanun’un 46. maddesinde tahdidî olarak sayılan uyuşmazlıklarla ilgili kararlara karşı istinaf kanun yolundan sonra temyiz kanun yoluna da başvurulabileceği açıktır.
Bu durumda, Danıştay tarafından bir kararın istinaf incelemesinden geçmeden doğrudan temyizen incelenerek karar verilebilmesi için öncelikle ortada ivedi yargılama usulü kapsamında bir uyuşmazlık bulunması gerekmektedir.
İvedi yargılama usulü kapsamında yer almayan bir uyuşmazlığa ilişkin kararın istinaf aşaması (uyuşmazlığın Mahkemece ivedi yargılama usulü kapsamında bir uyuşmazlık olarak değerlendirilmesi nedeniyle) atlanmak suretiyle temyiz incelemesinin yapılması, İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda düzenlenen iki veya üç aşamalı yargılama sistemine aykırılık oluşturur.
Danıştay tarafından, Mahkemece doğrudan temyiz incelemesine tâbi olduğu değerlendirilen uyuşmazlığın ivedi yargılama usulü kapsamında yer almadığına karar verilmesi hâlinde, Mahkemece yapılan değerlendirmeyle bağlı olunmaksızın, olması gerekenden hareketle istinaf incelemesi yapılmak üzere dosyanın Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmektedir.
Dava konusu uyuşmazlığın, ivedi yargılama usulüne tâbi olmadığı değerlendirildiğinden temyiz isteminin görev yönünden reddine karar verilerek dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi’ne gönderilmek üzere kararı veren … İdare Mahkemesi’ne iadesine karar verilmesi gerektiği oyuyla, bozma yönünde verilen karara katılmıyorum.