Danıştay Kararı 13. Daire 2022/4719 E. 2023/1823 K. 12.04.2023 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2022/4719 E.  ,  2023/1823 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2022/4719
Karar No:2023/1823

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nca 20/04/2022 tarihinde 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 45. maddesi uyarınca açık teklif usûlü ile gerçekleştirilen “Adana ili, Çukurova ilçesi, … Mahallesi, … Anadolu Lisesi Karşısı Yol Boşluğu Kaldırımında Bulunan 11,5 m²’lik Alanın Büfe Olarak Kullanılmak Amacıyla 3 Yıl Süreyle Kiraya Verilmesi İşi” ihalesinin iptaline ilişkin 09/05/2022 tarihli işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; ihaleye konu büfeyi 5 yıldır işleten davacının tüm şartları sağlayarak ihaleye girdiği, idarece öngörülen muhammen bedelin (30.000,00-TL) üzerinde teklif (31.000,00-TL) verdiği ve ihalenin davacının üzerinde bırakıldığı, dava konusu ihalenin usûlüne uygun bir biçimde yapılmadığına ilişkin dosyaya herhangi bir bilgi ve belgenin sunulmadığı, ihalenin onaylanmaması ile ilgili olarak davacıya yüklenebilecek herhangi bir kusurun veya ihale sürecine ilişkin herhangi bir eksikliğin bulunmadığı, her ne kadar davalı idarece savunma dilekçesinde, trafik güvenliği gerekçesiyle ihalenin iptal edildiği ileri sürülmekte ise de, Mahkemelerinin 28/06/2022 tarihli ara kararıyla, bu konuda herhangi bir tespit, rapor, araştırma vs. yapılıp yapılmadığı sorularak var ise buna ilişkin belgelerin istenilmesi üzerine, davalı idarece trafik güvenliğinin olumsuz etkileneceğine dair herhangi bir tespit yapılmadığı, ihalenin gerekçesiz olarak takdir yetkisi kapsamında iptal edildiği yönünde cevap verildiği;
2886 sayılı Kanun’un 31. maddesi ile, ita amirine ihaleyi onaylamama ve iptal etme yetkisi tanınmış ise de, bu yetkinin mutlak, sınırsız ve gerekçesiz olarak kullanılamayacağı, usûlüne uygun gerçekleştirilmiş bir ihalenin anılan yetkiye dayanılarak onaylanmaması için hukuken geçerli olabilecek somut bir nedenin bulunması ve bu çerçevede ihalenin onaylanmamasının gerekçesinin idare tarafından hukuken geçerli bilgi ve belgeye dayalı olarak ortaya konulması ve kanıtlanması gerektiği;
Bu itibarla, dava konusu işlemin kamu yararı ve hizmet gerekleri doğrultusunda tesis edildiğine ilişkin herhangi bir somut bilgi veya belgenin bulunmadığı, 2886 sayılı Kanun’da ita amirinin hukuken geçerli somut herhangi bir neden olmadan usûlüne uygun olarak yapılan ihaleyi onaylamama veya iptal etme konusunda yetkili olduğuna ilişkin bir düzenlemenin de bulunmadığı anlaşıldığından, hukuken geçerli bir neden gösterilmeksizin ihalenin onaylanmaması yönünde tesis edilen dava konusu işlemde takdir yetkisinin davalı idarece hukuka uygun olarak kullanılmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, 2886 sayılı Kanun’un 31. maddesinde ita amirinin ihaleyi onaylamama yetkisinin herhangi bir şarta bağlanmadığı, mevzuatta söz konusu yetkinin hukuken geçerli somut bir nedenin varlığı hâlinde kullanılabileceğine ilişkin bir düzenleme bulunmadığı, anılan yetkinin mutlak ve sınırsız olduğu, tek sınırının kamu yararı olduğu, Mahkeme gerekçesinin mevzuata ve içtihatlara aykırı olduğu, davaya konu işlemin nihai amacının kamu yararı olduğu, davacı ve Mahkeme’nin işlemin kamu yararına aykırı olduğunu ispatlamakla yükümlü olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, 20/04/2022 tarihinde gerçekleşen ihalede muhammen bedelin üstünde teklif verdiği ve ihalenin uhdesinde kaldığı, ihalenin hiçbir gerekçe gösterilmeden iptal edildiği, işlemin gerekçesinin açık ve net bir şekilde ortaya konulmadığı, şeffaf olmadığı, keyfi ve hukuka aykırı olduğu, ita amirinin ihaleyi onaylamama yetkisinin kamu yararı ile sınırlı olduğu, davalı idarece aynı tarihlerde gerçekleştirilen, konum ve metrekare bakımından davaya konu büfe ile benzer olan büfe kiralama ihalelerinin iptal edilmediği, işlemin yetki, şekil ve sebep unsurları yönünden sakat olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Adana ili, Çukurova ilçesi, … Mahallesi, … Bulvarı, … Lisesi karşısı yol boşluğu kaldırımında bulunan 11,5 m²’lik alanın 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 45. maddesi uyarınca açık teklif usûlüyle büfe olarak kullanılmak amacıyla 3 yıl süreyle kiraya verilmesi için 30.000,00-TL muhammen bedel üzerinden 20/04/2022 tarihinde gerçekleştirilen ihaleye tek istekli olarak davacı katılmış, davacı tarafından verilen 31.000,00-TL teklif bedeli ile ihale … tarih ve … sayılı Ankara Büyükşehir Belediyesi Encümen kararıyla davacının uhdesinde kalmıştır. Ancak 09/05/2022 tarihli işlemle ihalenin iptaline karar verilmiş, anılan işlemin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun ”İlkeler” başlıklı 2. maddesinin 1. fıkrasında, ”Bu Kanun’un yürütülmesinde, ihtiyaçların en iyi şekilde, uygun şartlarla ve zamanında karşılanması ve ihalede açıklık ve rekabetin sağlanması esastır.”; ”İhale kararlarının onayı veya iptal edilmesi” başlıklı 31. maddesinde, ”İhale komisyonları tarafından alınan ihale kararları, ita amirlerince karar tarihinden itibaren en geç 15 iş günü içinde onaylanır veya iptal edilir. İta amirince karar iptal edilirse ihale hükümsüz sayılır.” kuralı yer almıştır.
İdare, 2886 sayılı Kanun’da yer alan ihalede açıklık, rekabetin sağlanması ve kamu kaynaklarının etkin ve verimli kullanılması ilkelerine göre ihaleyi gerçekleştirmek zorundadır. Yeterli rekabetin sağlanamaması hâlinde ihalenin ana amacının gerçekleşemeyeceği ve dolayısıyla ihaleden beklenen faydanın sağlanamayacağı açıktır.
2886 sayılı Kanun’un 31. maddesi ile, itâ âmirlerine 15 gün içinde ihaleyi onaylama ya da onaylamayarak iptal etme konusunda tanınan yetki, ihale işlemlerinin sadece mevzuata uygunluğunu denetlemeye yönelik olmayıp, aynı zamanda ihale konusu işin özelliklerini, benzer işlere ilişkin diğer ihalelerin sonuçlarını ve ihalede oluşan fiyatın piyasa şartlarına uygun olup olmadığını en iyi bilebilecek durumda bulunması nedeniyle itâ âmirinin yerindelik denetimi yaparak Hazine menfaatini koruması amacıyla düzenlenmiştir. Nitekim, ihaleye katılanlar arasında yapılan anlaşmalar veya bazı katılımcıların ihaleden çekilmeye zorlanmaları veya belli paylar karşılığında piyasa şartlarına uygun olmayan teklifler vermeye ikna edilmeleri yoluyla kamu kaynaklarının haksız biçimde özel kişi veya kuruluşlara aktarılması şeklinde gelişen olaylara ülkemizde rastlandığı bilinen bir husustur. Bütün bu gerçekleri göz önünde tutan kanun koyucu, son kez genel bir değerlendirme yaparak adeta bir sigorta işlevi görmek ve Hazine menfaatini kollamak üzere itâ âmirine sözü edilen yetkiyi tanımıştır.
Bu itibarla, hem hukuka uygunluk hem de yerindelik denetimi yapan itâ âmiri tarafından bu konuda alınan idari kararın yargısal denetiminin de özellik arz edeceği açıktır. Başka bir anlatımla, 2886 sayılı Kanun’un 31. maddesi ile itâ âmirine ihale komisyonu kararlarını onaylama zorunluluğu getirilmemesi nedeniyle, anılan madde ile itâ âmirine tanınan yetkinin ihaleyi onaylamama yönünde kullanılması hâlinde, bu yetkinin kamu yararına kullanıldığının ispatı bakımından, itâ âmirince hukuken kesin delil niteliği taşıyan belgelere dayanılması gibi bir zorunluluk bulunmamaktadır. Bu nedenle, ihaleyi onaylamama işleminin idari davaya konu edilmesi hâlinde gerek davalı idarenin mahkemeye yapacağı açıklamalar ve sunduğu belgeler ve gerekse mahkemece re’sen yapılacak araştırma sonucunda elde edilen bulgular, işlemde kamu yararına aykırılık bulunmadığını ortaya koyar nitelikte ise, idarece somut belge sunulmadığından bahisle ihaleyi onaylamama işleminin yargı yerince iptal edilmemesi gerekir.
İhale konusu taşınmazın yüksek bir bedelle kiralanması kamunun yararına olacağından, muhammen bedelin aşılmış olduğu durumlarda dahî, taşınmazın daha yüksek bir fiyata kiralanabileceğinin itâ âmirince anlaşılması ve kamu yararı dışında subjektif nedenlerle hareket edildiğinin davacı tarafından ortaya konulamaması durumunda, takdir yetkisinin ihalenin onaylanmaması yolunda kullanılmasının hukuka aykırı sayılamayacağı açıktır.
Dairemizin 18/01/2023 tarihli ara kararına davalı idarece verilen cevabın incelenmesinden, uyuşmazlığa konu büfe ile aynı mahallede ve aynı bulvar üzerinde bulunan 7 m²’lik alanın davaya konu ihaleye yakın tarihte (13/04/2022) 2886 sayılı Kanun’un 45. maddesi uyarınca açık teklif usûlüyle büfe olarak kullanılmak amacıyla 3 yıl süreyle kiraya verilmesi işi ihalesinde muhammen bedelin 24.700,00-TL olarak belirlendiği, ihaleye iki isteklinin katıldığı, söz konusu alanın 46.000,00-TL bedelle ihalesine karar verildiği görülmüştür.
Bakılan uyuşmazlıkta, davacı her ne kadar muhammen bedelin üzerinde bir fiyat teklif etmişse de, ihaleye davacının tek istekli olarak katıldığı, itâ âmirince yeterli rekabet şartlarının oluşmadığı, taşınmazın daha yüksek bir fiyata kiralanabileceği hususları da dikkate alınarak takdir yetkisi kapsamında ihalenin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, itâ amirince tesis edilen ihalenin iptaline ilişkin işlemde hukuka aykırılık, dava konusu işlemin iptali yolundaki temyize konu Mahkeme kararında ise hukukî isabet bulunmadığı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptali yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davalıya iadesine,
5. Kullanılmayan …-TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davalı idareye iadesine,
6. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
7. 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 12/04/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.