Danıştay Kararı 13. Daire 2022/4644 E. 2023/2261 K. 09.05.2023 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2022/4644 E.  ,  2023/2261 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2022/4644
Karar No:2023/2261

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’un Ek 4. maddesi uyarınca verilen idarî para cezasına ilişkin olarak Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı Veraset ve Harçlar Vergi Dairesi Müdürlüğü’nce davacı şirket hakkında düzenlenen 10.000.000,00-TL tutarlı, … düzenleme tarih ve … ana takip dosya numaralı ödeme emrinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:…, K:… kararda; 442 sayılı Tahsilat Genel Tebliği’nde 5326 sayılı Kanun hükümleri gözetilerek “İdarî Para Cezalarının Kesinleşmesi” konusunda yapılan açıklamalarda genel bütçeye gelir kaydedilmesi gereken idarî para cezalarının 6183 sayılı Kanun’a göre takip ve tahsil edilebilmesi için, bu cezalara ilişkin idarî yaptırım kararlarının kesinleşmesinin gerektiği, idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna başvurulmaması veya kanun yoluna başvurulması hâlinde yargılama aşamalarının son bulması neticesinde idarî para cezalarının takip edilebilir aşamaya gelmesinin, idarî para cezasının kesinleşmesi anlamına geleceği belirtilmekle birlikte, genel bütçeye gelir kaydedilmesi gerekmeyen ve süresinde ödenmeyen idarî para cezalarının takip ve tahsilinde idarî yaptırım kararlarının kesinleşme şartının aranmayacağının vurgulandığı; dava konusu ödeme emrinin dayanağı olan idarî para cezasını düzenleyen Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun 2813 sayılı Kanun’la kurulan, kamu tüzel kişiliğini haiz, idarî ve mali özerkliğe sahip özel bütçeli bir kuruluş olduğu, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nca verilen idarî para cezalarının genel bütçeye gelir kaydedilmeyeceği açık olduğundan, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 17. maddesinin 3. ve 4. fıkraları ile 442 sayılı Tahsilat Genel Tebliği uyarınca tahsil edilmesi için kesinleşme şartının aranmayacağı;
Uyuşmazlık konusu olayda, davacının iddiaları ve dosya kapsamındaki belgelerden, söz konusu idarî para cezasının usûlüne uygun olarak düzenlenerek davacı şirkete tebliğ edilmesine rağmen belirtilen sürelerde ödeme yapılmadığı ve bu hususta taraflar arasında bir ihtilafın bulunmadığı, davacı şirket tarafından idarî para cezasının iptali istemiyle dava açılmış ise de, tahsilatları genel bütçeye gelir kaydedilmeyecek bir Kurum tarafından düzenlenen idarî para cezasının, bildirimde belirtilen sürelerde ödenmemesinden dolayı tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenmesine engel bir kanun hükmü olmadığı; uyuşmazlık konusu ödeme emrinin dayanağı olan idarî para cezası bildirimine karşı açılan davada, Mahkemelerinin … tarih ve E:… K:… sayılı kararıyla davanın reddine karar verildiği, bu itibarla anılan miktarın tahsiline yönelik düzenlenen dava konusu ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı;
Öte yandan, davacı tarafından verilen savunmaya cevap dilekçesinde, savunma dilekçesi ekinde yer alan düzeltme fişi ile borcun 2.555.000,00-TL’ye düşürüldüğü, ödeme emrinin bu kısmı için ret, kalan kısmı için ise konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi gerektiği ileri sürülmüş ise de, yapılan incelemede söz konusu belgenin düzeltme fişi olmadığı, 4 taksitle ödenmesi mümkün olan borcun ilk taksit ödemesi olduğu, kalan tutarın da tahsil edilebilir olduğu anlaşıldığından, davacının bu iddiası geçerli görülmediği, ayrıca dava konusu ödeme emri hukuka uygun bulunduğundan, ödenen tutarın faiziyle iadesi talebinin de reddi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nce; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usûl ve hukuka uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, ödeme emrinde yer alan 10.000.000,00-TL’lik borcun kabulü anlamına gelmemek ve 2.500.00,00-TL’lik bakiye tutar için itirazları saklı kalmakla birlikte, borcun 3/4’ünün ilgili Kanun gereği terkin edildiğinin, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun, Veraset ve Harçlar Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne yazdığı yazı ile bu yazılara istinaden düzenlenen ve savunma ekinde sunulan düzeltme fişiyle sabit olduğu, buna rağmen terkin edilen 7.500.000,00-TL için verilen davanın reddi yolunda verilen kararda hukukî isabet bulunmadığı, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Mali İşler Dairesi Başkanlığı tarafından Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne yazılan yazıda temsilci belirleme ve bildirme yükümlülüğünü yerine getiren şirket hakkında uygulanan idarî para cezalarının 3/4 oranında terkin edilmesi gerektiğinin belirtildiği, bu yazı ile Kanun hükümleri göz ardı edilerek işlem tesis edildiğinin ikrar edildiği, terkin edilen kısım yönünden dayanaksız kalan dava konusu ödeme emrinde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle ödeme emrinin iptal edilmesi gerektiğinin yargı kararlarıyla sabit olduğu, aksi kanaatte olunduğu takdirde en azından terkin edilen kısım yönünden davanın konusuz kaldığına ilişkin karar verilmesi gerektiği, davanın konusuz kalmasına ilişkin karar verilecek ise yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davanın açılmasına sebebiyet veren davalı idareye yükletilmesinin gerektiği, ayrıca davacı şirket tarafından ihtirazî kayıt ile yapılan 2.500.000,00-TL tutarındaki ödemenin ilk taksit niteliğinde olmadığı ve idarî para cezasının mevzuat gereği 3/4’ü terkin edildikten sonra kalan bakiye tutarı olduğu, taksitlendirme yapılabilmesi için mükellefin taksitlendirme talebinde bulunması gerektiği ve somut olayda taksitlendirmeye ilişkin talebin bulunmadığı, idarî para cezasının henüz kesinleşmemiş olduğu bir zamanda ödeme emrinin tebliğe çıkarılması ve tahsilat aşamasına geçilmesinin 5326 ve 6183 sayılı Kanunlar ve ilgili ikincil mevzuat kapsamında hukuka aykırı olduğu, her hâlükârda ödeme emrine konu idarî işlemin unsurları yönünden hukuka aykırı olduğu, istinaf başvurusu sebeplerinin neden reddedildiğine ilişkin Bölge İdare Mahkemesi kararında gerekçelendirme yapılmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Dairemizin 09/02/2023 tarih ve E:2022/4586 sayılı ara kararı gereği yerine getirildikten veya ara kararı gereği için verilen süre geçtikten sonra incelenmesine karar verilen yürütmenin durdurulması istemi, ara kararı cevabının geldiği görülmekte yeniden incelendi. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek ve dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından, 31/07/2020 tarih ve 31202 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanan 7253 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 5651 sayılı Kanun’a eklenen Ek 4. madde uyarınca söz konusu maddenin yürürlüğe girdiği 01/10/2020 tarihinden sonra 02/10/2020 tarihli bildirimle davacı şirkete, sunduğu hizmet için temsilci belirleme ve bildirme yükümlülüğünü yerine getirilmesinin istenildiği, söz konusu bildirimden itibaren 30 gün içerisinde temsilci bildirme ve belirleme yükümlülüğünün yerine getirilmediğinden bahisle davacı şirkete 04/11/2020 tarihli Başkanlık Makam Olur’u ile 10.000.000,00-TL idarî para cezası verildiği, bu kararın … tarih ve … sayılı yazı ile davacı şirkete tebliğ edildiği, yapılan bildirimde belirtilen sürede ödeme yapılmaması nedeniyle alacağın tahsili amacıyla Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı Veraset ve Harçlar Vergi Dairesi Müdürlüğü’nce davacı şirket hakkında 10.000.000,00-TL tutarlı, … düzenleme tarih ve … ana takip dosya numaralı ödeme emrinin düzenlenmesi üzerine bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’un “Tanımlar” başlıklı 2. maddesinin 1. fıkrasının (s) bendinde, “Sosyal ağ sağlayıcı: Sosyal etkileşim amacıyla kullanıcıların internet ortamında metin, görüntü, ses, konum gibi içerikleri oluşturmalarına, görüntülemelerine veya paylaşmalarına imkân sağlayan gerçek veya tüzel kişileri, ifade eder.”; Ek 4. maddesinin dava konusu işlem tarihinde yürürlükte olan hâlinde, “(1) Türkiye’den günlük erişimi bir milyondan fazla olan yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcı; Kurum, Birlik, adli veya idari makamlarca gönderilecek tebligat, bildirim veya taleplerin gereğinin yerine getirilmesi ve kişiler tarafından bu Kanun kapsamında yapılacak başvuruların cevaplandırılması ve bu Kanun kapsamındaki diğer yükümlülüklerin yerine getirilmesini temin için yetkili en az bir kişiyi Türkiye’de temsilci olarak belirler ve bu kişinin iletişim bilgilerine kolayca görülebilecek ve doğrudan erişilebilecek şekilde internet sitesinde yer verir. Sosyal ağ sağlayıcı bu kişinin kimlik ve iletişim bilgilerini Kuruma bildirmekle yükümlüdür. Temsilcinin gerçek kişi olması hâlinde Türk vatandaşı olması zorunludur. (2) Birinci fıkrada düzenlenen temsilci belirleme ve bildirme yükümlülüğünü yerine getirmeyen sosyal ağ sağlayıcıya, Kurum tarafından bildirimde bulunulur. Bildirimden itibaren otuz gün içinde bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi hâlinde sosyal ağ sağlayıcıya Başkan tarafından on milyon Türk lirası idari para cezası verilir. Verilen idari para cezasının tebliğinden itibaren otuz gün içinde bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi hâlinde otuz milyon Türk lirası daha idari para cezası verilir. İkinci kez verilen idari para cezasının tebliğinden itibaren otuz gün içinde bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi hâlinde Başkan tarafından Türkiye’de mukim vergi mükellefi olan gerçek ve tüzel kişilerin ilgili sosyal ağ sağlayıcısına yeni reklam vermesi yasaklanır, bu kapsamda yeni sözleşme kurulamaz ve buna ilişkin para transferi yapılamaz. Reklam yasağı kararının verildiği tarihten itibaren üç ay içinde bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi hâlinde Başkan, sosyal ağ sağlayıcının internet trafiği bant genişliğinin yüzde elli oranında daraltılması için sulh ceza hâkimliğine başvurabilir. Başvurunun kabulüne ilişkin hâkim kararının uygulanmasından itibaren otuz gün içinde söz konusu yükümlülüğün yerine getirilmemesi hâlinde Başkan, sosyal ağ sağlayıcının internet trafiği bant genişliğinin yüzde doksan oranına kadar daraltılması için sulh ceza hâkimliğine başvurabilir. Hâkim ikinci başvuru üzerine vereceği kararında, yüzde elliden düşük olmamak kaydıyla, sunulan hizmetin niteliğini de dikkate alarak daha düşük bir oran belirleyebilir. Bu kararlara karşı Başkan tarafından 5271 sayılı Kanun hükümlerine göre itiraz yoluna gidilebilir. Hâkim tarafından verilen kararlar erişim sağlayıcılara bildirilmek üzere Kuruma gönderilir. Kararların gereği, bildirimden itibaren derhâl ve en geç dört saat içinde erişim sağlayıcıları tarafından yerine getirilir. Temsilci belirleme ve bildirme yükümlülüğünün yerine getirilmesi hâlinde; verilen idari para cezalarının dörtte biri tahsil edilir, reklam yasağı kaldırılır ve hâkim kararları kendiliğinden hükümsüz kalır. İnternet trafiği bant genişliğine yapılan müdahalenin sona erdirilmesi için erişim sağlayıcılara Kurum tarafından bildirim yapılır.” kurallarına yer verilmiştir.

HUKUKÎ DEĞERLENDİRME:
5651 sayılı Kanun’un 2. maddesinde, sosyal etkileşim amacıyla kullanıcıların internet ortamında metin, görüntü, ses, konum gibi içerikleri oluşturmalarına, görüntülemelerine veya paylaşmalarına imkân sağlayan gerçek veya tüzel kişilerin “sosyal ağ sağlayıcı” olarak tanımlandığı, aynı Kanun’un Ek 4. maddesinde, ülkemizde günlük erişimi bir milyondan fazla olan yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcılarının, yetkili en az bir kişiyi Türkiye’de temsilci olarak belirleyeceği, bu kişinin iletişim bilgilerine kolayca görülebilecek ve doğrudan erişilebilecek şekilde internet sitesinde yer vereceği, temsilci olarak belirlediği kişinin kimlik ve iletişim bilgilerini davalı Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na bildireceği, temsilci belirleme ve bildirme yükümlülüğünü yerine getirmeyen sosyal ağ sağlayıcılarına yapılan bildirimden itibaren 30 gün içinde bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi hâlinde, on milyon Türk lirası idarî para cezası verileceği, bu idarî para cezasının tebliğinden itibaren otuz gün içinde bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi hâlinde ise otuz milyon Türk lirası daha idarî para cezası verileceği, diğer taraftan temsilci belirleme ve bildirme yükümlülüğünün yerine getirilmesi hâlinde verilen idarî para cezalarının dörtte birinin tahsil edileceği düzenlemeleri yer almıştır.
Uyuşmazlıkta, davacı şirket tarafından, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Mali İşler Daire Başkanlığı’na hitaben verilen 21/06/2021 tarihli dilekçede özetle, “5651 sayılı Kanun’un Ek 4. maddesinin 2. fıkrası uyarınca şirketin Türkiye’de sosyal ağ sağlayıcısı temsilcisi belirlenerek 16/01/2021 tarihinde Kurum’a bildirdiği, ardından temsilcisini değiştirip bu hususun da 04/03/2021 tarihinde Kurum’a iletildiği, değiştirilen sosyal ağ temsilcisine ilişkin kimlik ve iletişim bilgilerinin şirketin internet sitesinde aynı tarihte yayınlandığı, şirketin sosyal ağ temsilcisi olan … Danışmanlık Hizmetleri Anonim Şirketi’ne Ankara Veraset ve Harçlar Vergi Dairesi tarafından şirket adına düzenlenen sırasıyla 10.000.000,00-TL ile 30.000.000,00-TL olmak üzere iki adet idarî para cezası ödeme emrinin tebliğ edildiği, ancak 5651 sayılı Kanun’un Ek 4. maddesinin 2. fıkrasında yer alan ‘(…)Temsilci belirleme ve bildirme yükümlülüğünün yerine getirilmesi hâlinde; verilen idarî para cezalarının dörtte biri tahsil edilir(…)’ kuralı gereğince sırasıyla 2.500.000,00-TL ve 7.500.000,00-TL idarî para cezası tahsil edilmesi gerektiği, hukuka aykırılık teşkil eden bu durumun ortadan kaldırılması adına Kurumca ilgililerle ile iletişime geçilip, 5651 sayılı Kanun’un Ek 4. maddesinin 1. fıkrası uyarınca şirketin temsilci belirleme ve bildirme yükümlülüğünü yerine getirdiğini ve bu nedenle aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca verilen idarî para cezalarının yalnızca dörtte birinin tahsil edilmesinin gerektiği konusunda ilgili idareye bilgi verilmesi ve ilgili idare tarafından hukuka aykırı bu işlemin düzeltilmesi hususunda gereğinin yapılmasının” talep edildiği; Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Mali İşler Dairesi Başkanlığı’nın … tarih ve … sayılı cevabî yazısında, bahse konu ödeme emirlerinde uygulanması gereken kanun hükümlerinin davacı şirketin kayıtlı olduğu vergi dairesine bildirildiğine yer verildiği, cevabî yazı ekinde sunulan Veraset ve Harçlar Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne hitaben gönderilen … tarih ve … sayılı yazı incelendiğinde, 5651 sayılı Kanun’un Ek 4. maddesinin 2. fıkrasında yer alan temsilci belirleme ve bildirme yükümlülüğünün yerine getirilmesi hâlinde verilen idarî para cezalarının dörtte biri tahsil edileceği kuralı uyarınca, temsilci belirleme ve bildirme yükümlülüğünü yerine getiren davacı hakkında uygulanan idarî para cezalarının dörtte bir oranında tahsil edilmesi, dörtte üç oranındaki kalan tutarların ise terkin edilmesi gerektiğinin belirtildiği görülmüştür.
Bu itibarla, istinaf başvurusunun reddine konu olan İdare Mahkemesi kararının, idarî para cezasının tahsil edilmesi için kesinleşme şartının aranmayacağı yönündeki gerekçesinde hukukî isabetsizlik bulunmamakla birlikte, anılan İdare Mahkemesi kararında, davacı tarafından verilen savunmaya cevap dilekçesinde, savunma dilekçesi ekinde yer alan düzeltme fişi ile borcun 2.555.000,00-TL’ye düşürüldüğü, ödeme emrinin bu kısmı için ret, kalan kısmı için ise konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi gerektiği ileri sürülmüş ise de, yapılan incelemede söz konusu belgenin düzeltme fişi olmadığı, 4 taksitle ödenmesi mümkün olan borcun ilk taksit ödemesi olduğu, kalan tutarın da tahsil edilebilir olduğundan davacının bu iddiasının geçerli görülmediği gerekçesine yer verildiği, ancak Mahkeme kararında belirtilen 22/06/2021 tarihli düzeltme fişinin “nedeni” kısmında “BTK Mali İşler Dairesi Başkanlığı’nın … tarih ve … sayılı yazısına istinaden düzenlenmiştir. Anılan yazıda 5651 sayılı Kanun’un Ek 4. maddesinin 2. fıkrası uyarınca temsilci belirleyen ve bildirenlere verilen idarî para cezaların 1/4’ü tahsil edilir hükmü gereği 3/4’ünün terkini gerekmektedir.” ifadelerine yer verildiği, 5651 sayılı Kanun’un Ek 4. maddesinin 2. fıkrasında, temsilci belirleme ve bildirme yükümlülüğünün yerine getirilmesi hâlinde verilen idarî para cezalarının dörtte birinin tahsil edileceği kuralına yer verildiği ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun … tarih ve … sayılı yazısı da dikkate alındığında, Bölge İdare Mahkemesi’nce dava konusu ödeme emri ile ilgili olarak söz konusu temsilci belirleme ve bildirme yükümlülüğünün yerine getirilmesi hâlinde idarî para cezasının dörtte birinin tahsil edileceğine ilişkin olarak bir araştırma yapılarak karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve değerlendirme suretiyle verilen davanın reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf isteminin reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukukî isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
3. Kullanılmayan …-TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
4. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’ne gönderilmesine, 09/05/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.