Danıştay Kararı 13. Daire 2022/4597 E. 2023/2210 K. 08.05.2023 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2022/4597 E.  ,  2023/2210 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2022/4597
Karar No:2023/2210

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 4733 sayılı Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 8. maddesinin 5. fıkrasının (ı) bendi uyarınca verilen 27.180,00-TL idari para cezasının davacıdan tahsili amacıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce Dairemizin 27/09/2019 tarih ve E:2014/287, K:2019/2765 sayılı ile 09/06/2022 tarih ve E:2020/2950, K:2022/2558 sayılı bozma kararlarına uyularak verilen kararda; 17/08/2012 tarihinde saat 14.20’de gerçekleştirilen denetimde, davacının 95 kutu makaron, 49 paket doldurulmuş sigara ve 1 makaron kutusu dolu sigara bulundurmak suretiyle 4733 sayılı Kanun’un 8. maddesinin 5. fıkrasının (ı) bendini ihlâl ettiğinin … İlçe Emniyet Müdürlüğü ekiplerince tespit edildiğinden bahisle 27/08/2012 tarihli işlemle aynı maddenin 7. fıkrası dikkate alınarak davacıya 27.180,00-TL idari para cezası verildiği, işlemin 28/08/2012 tarihinde kolluk mensupları marifetiyle davacıya tebliğ edildiği, davacının söz konusu işleme karşı dava açmadığı, idari para cezasına karşı dava açılmaması ve cezanın ödenmemesi üzerine dava konusu ödeme emrinin tanzim edilerek davacıya tebliğ edildiği, anılan ödeme emrinin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı; bu durumda, dayanağı para cezasının vadesinde ödenmediği ve bu para cezasına yönelik davacı tarafından yasal süre içerisinde dava yoluna başvurulmayarak kesinleştiği, kesinleşerek ödeme emrine bağlanan amme alacağı için ileri sürülebilecek itirazların da ”borcum yoktur”, ”kısmen ödedim” ya da ”borcun zamanaşımına uğradığı” itirazları ile sınırlı olduğu dikkate alındığında; davacının itirazlarının bu aşamada ileri sürülebilecek itirazlardan olmadığı anlaşıldığından, kesinleşen kamu alacağı için ödeme emri düzenlenmesine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, yapılan itirazların “böyle bir borcun olmadığı” iddiası kapsamında değerlendirilerek Mahkemece uyuşmazlığın esası yönünden bir inceleme yapılmasının gerektiği, Mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, perakende satıcılar için uygunluk belgesi alınmasının gerekmediği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
17/08/2012 tarihinde saat 14.20’de gerçekleştirilen denetimde, davacının 95 kutu makaron, 49 paket doldurulmuş sigara ve 1 makaron kutusu dolu sigara bulundurmak suretiyle 4733 sayılı Kanun’un 8. maddesinin 5. fıkrasının (ı) bendini ihlâl ettiğinin … İlçe Emniyet Müdürlüğü ekiplerince tespit edildiğinden bahisle 27/08/2012 tarihli işlemle aynı maddenin 7. fıkrası dikkate alınarak davacıya 27.180,00-TL idari para cezası verilmiş, işlem 28/08/2012 tarihinde kolluk mensupları marifetiyle davacıya tebliğ edilmiş, davacı tarafından söz konusu işleme karşı dava açılmaması ve cezanın ödenmemesi üzerine dava konusu ödeme emri tanzim edilerek davacıya tebliğ edilmiş, anılan ödeme emrinin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Dava konusu işlem tarihinde yürürlükte olan 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 55. maddesinde, “Amme alacağını vadesinde ödemeyenlere, 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumu bir ‘ödeme emri’ ile tebliğ olunur. Ödeme emrinde borcun asıl ve ferilerinin mahiyet ve miktarları nereye ödeneceği, müddetinde ödemediği veya mal bildiriminde bulunmadığı takdirde borcun cebren tahsil ve borçlunun mal bildiriminde bulununcaya kadar üç ayı geçmemek üzere hapis ile tazyik olunacağı, gerçeğe aykırı bildirimde bulunduğu takdirde hapis ile cezalandırılacağı kayıtlı bulunur. Ayrıca, borçlunun 114. maddedeki vazifeleri ve bu vazifeleri yerine getirmediği takdirde hakkında tatbik edilecek olan ceza bu ödeme emrinde kendisine bildirilir…”; 58. maddesinde ise, “Kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zaman aşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtirazın şekli, incelenmesi ve itiraz incelemelerinin iadesi hususlarında Vergi Usul Kanunu hükümleri tatbik olunur. …” kurallarına yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun ile değişik 50. Maddesinin 4. fıkrasında, Danıştayın bozma kararına uyulduğu takdirde, bu kararın temyiz incelemesinin bozma kararına uygunlukla sınırlı olarak yapılacağı kuralı yer almaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın incelenmesinden, İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, Dairemizin 27/09/2019 tarih ve E:2014/287, K:2019/2765 sayılı kararı ile bozulduğu ve bozma gerekçesinde, davacının itirazlarının “böyle bir borcu olmadığı” iddiası kapsamında değerlendirilip uyuşmazlığın esası yönünden inceleme yapılması gerektiğinin belirtildiği; Mahkemece her ne kadar Dairemizin bozma kararına uyularak karar verildiği ifade edilmiş ise de davacının itirazlarının “böyle bir borcu olmadığı” iddiası kapsamında değerlendirilmediği ve uyuşmazlığın esası yönünden inceleme yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Dava konusu ödeme emrinin dayanağı olan tahakkuk işlemine karşı dava açılmaması, 6183 sayılı Kanun’un 58. maddesi uyarınca, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı yolundaki itirazlarının yargısal incelemesinin yapılmasına engel teşkil etmemektedir. Ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davaların ise, 6183 sayılı Kanun’un 58. maddesi gereğince davacının “böyle bir borcu olmadığı” şeklindeki itirazı kapsamında değerlendirilmesi, bu kapsamda, ödeme emrinin dayanağını teşkil eden kamu alacağının maddî kaynağına ilişkin hukuka uygunluk denetiminin yapılması ve varsa borcun tahakkukundan önceki aşamaya ilişkin hukuka aykırılıkların incelenmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, idarî para cezasının tahsiline yönelik olarak düzenlenen ödeme emrine karşı davacının açtığı bu davada yapılan itirazların “böyle bir borcu olmadığı” iddiası kapsamında değerlendirilip uyuşmazlığın esası yönünden yapılacak inceleme sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, böyle bir incelemenin yapılmadığı anlaşıldığından, davanın reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararında hukukî isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un Geçici 8. maddesi uyarınca, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 08/05/2023 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY
Dosyanın incelenmesinden, davacıya 4733 sayılı Kanun uyarınca verilen idarî para cezası kaynaklı kamu alacağının takip ve tahsiline yönelik olarak düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Hukuka uygunluk karinesinden yararlanan idarî işlemin, idarenin iradesi dışında yalnızca mahkeme kararıyla hüküm ve sonuçlarının ortadan kaldırılması mümkündür ve söz konusu işlemlere karşı dava açılmasının süresi ve yolu kanunla belirlenmiştir. Bu yol ve süre dışında ilgili idarî işlemin mahkemece değerlendirilme olanağı bulunmamaktadır. Aksi takdirde idarî işlemin sürekli ortadan kaldırılma riski bulunur ki, bu durum idarenin sürekliliği ve işleyişi açısından bir aksamaya sebebiyet vermesinin yanı sıra, işlemden yararlananların da hukuk güvenliğinin korumasız kalması sonucunu doğurur.
Kural olarak ödeme emrinin dayanağını oluşturan idarî işlemin hukuka uygunluk denetimi ancak bu işleme karşı açılmış bir davada mümkündür. Ödeme emrinin dayanağı işlem, dava açılmayarak idarî yönden veya dava neticesinde yargısal olarak kesinlik kazanmış ise, ödeme emrine karşı açılan davada, söz konusu idarî işlemin hukukilik denetimi yapılamaz. Ancak, 6183 sayılı Kanun’un “Ödeme emrine itiraz” başlıklı 58. maddesinin, “Kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında … itirazda bulunabilir…” hükmü kapsamında inceleme yapılabilir. Bu maddede belirtilen “böyle bir borcu olmadığı” itirazı kapsamında ise, dava açılmayarak idarî yönden kesinleşmiş işlemin yeniden dava edilmesi sonucunu doğuracak şekilde hukukilik denetimi yapılması mümkün olmayıp, yalnızca dayanak işlemin tahakkukundan sonraki aşamalara ilişkin olarak ileri sürülen iddialar incelenebilir.
İstisnai olarak hak arama hürriyeti kapsamında, haklı ve meşru bir sebeple ödeme emrinin dayanağı işleme karşı dava açma imkânı elde edememiş kişilerin, ödeme emrine karşı açmış oldukları davada 6183 sayılı Kanun’un 58. maddesindeki “böyle bir borcu olmadığı” itirazı kapsamında ödeme emrinin dayanağı işlemin hukuka uygunluk denetimi yapılabilir.
Davaya konu olayda, davacının, adına düzenlenen idarî para cezasına karşı dava açmadığı ve söz konusu para cezasının kesinleştiği görüldüğünden, davacı adına uygulanan idarî para cezasının hukuka uygunluğunun bu aşamada “borcum yoktur” itirazı kapsamında incelenme imkânı bulunmamaktadır.
Bu nedenle, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği oyu ile karara katılmıyorum.