Danıştay Kararı 13. Daire 2022/4487 E. 2023/80 K. 12.01.2023 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2022/4487 E.  ,  2023/80 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2022/4487
Karar No:2023/80

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Adana ili, Ceyhan ilçesi, … Mahallesi, … Parkı içinde bulunan 111 m² büyüklüğündeki kafenin 3 yıl süreyle kiralanması için 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 45. maddesi uyarınca açık ihale usulü ile yapılarak geçici onay ile davacı üzerinde bırakılmasına yönelik ihale kararının 2886 sayılı Kanun’un 31. maddesi uyarınca ita amiri tarafından uygun bulunmayarak iptal edilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; hem hukuka uygunluk hem de yerindelik denetimi yapan itâ âmiri tarafından ihalenin iptali konusunda alınacak idari kararın yargısal denetiminin özellik arz edeceği, başka bir anlatımla, 2886 sayılı Kanun’un 31. maddesi ile itâ âmirine ihale komisyonu kararlarını onaylama zorunluluğu getirilmemesi nedeniyle, anılan madde ile itâ âmirine tanınan yetkinin ihaleyi onaylamama yönünde kullanılması hâlinde, bu yetkinin kamu yararına kullanıldığının ispatı bakımından, itâ âmirince hukuken kesin delil niteliği taşıyan belgelere dayanılması gibi bir zorunluluk bulunmadığı, bu nedenle, ihaleyi onaylamama işleminin idari davaya konu edilmesi hâlinde gerek davalı idarenin mahkemeye yapacağı açıklamalar ve sunduğu belgeler ve gerekse mahkemece re’sen yapılacak araştırma sonucunda elde edilen bulgular, işlemde kamu yararına aykırılık bulunmadığını ortaya koyar nitelikte ise, ihaleyi onaylamama işleminin hukuka aykırılığından bahsedilemeyeceği,
İdarece, 2886 sayılı Kanun’da yer alan ihalede açıklık ve rekabetin sağlanması ilkelerine göre ihalenin gerçekleştirileceği, bu kapsamda, yeterli rekabetin sağlanamaması hâlinde ihalenin ana amacının gerçekleşemeyeceği ve dolayısıyla ihaleden beklenen faydanın sağlanamayacağı, bir kamu malının kiralanmasından mümkün olduğunca en yüksek gelir elde edilmesi kamunun yararına olacağından, taşınmazın daha yüksek bir fiyatla kiralanabileceğinin anlaşılması hâlinde, itâ âmirince ihalenin iptal edilmesi yolunda takdir yetkisi kullanılarak ihalenin iptaline karar verilebileceği,
Dava konusu olayda, davacı tarafından ihale için gerekli şartlar sağlanarak ihaleye katılım sağlandığı ve idarece öngörülen muhammen bedelin (20.000,00-TL) üzerinde gerçekleşen bir fiyat teklifiyle (40.500,00-TL) ihalenin geçici onayı yapılarak davacı üzerinde bırakıldığı, ancak ihale işleminin ita âmirince uygun görülmeyerek iptal edildiği, davalı idare tarafından, ihalenin iptaline ilişkin dava konusu işlemde herhangi bir gerekçe belirtilmediği, dava dosyasında davalı idare vekilince verilen savunma dilekçesinde ise kira bedelinin düşük bulunması nedeniyle ihalenin iptal edildiğinin belirtildiği, bu durumda, her ne kadar davalı idare tarafından “kira bedelinin düşük bulunması nedeniyle ihalenin iptal edildiği” ileri sürülmekte ise de, davacı tarafından idarece öngörülen muhammen bedelin iki katını aşan bir fiyat teklifinde bulunulduğu, ayrıca davalı idarece kira bedelinin düşük olduğuna yönelik (fiyat araştırması, emsal kira bedeli, vs) somut herhangi bir bilgi veya belgenin dosyaya sunulmadığı göz önüne alındığında, dava konusu ihalenin iptalini gerektirecek hukuken geçerli somut verilere dayalı bir neden gösterilmeksizin ihalenin onaylanmaması suretiyle iptaline ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, dava konusu işlemin kesin ve yürütülebilir olmadığı, 2886 sayılı Kanun’un 31. Maddesinde ihaleyi onaylamama yetkisinin herhangi bir şarta bağlanmadığı, somut neden aranmadığı, resen araştırma ve ispat külfetinin Mahkeme ve davacı da olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, kararın usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … ‘NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptali yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:… , K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davalıya iadesine,
5. Kullanılmayan … -TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davalı idareye iadesine,
6. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
7. 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 12/01/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.