Danıştay Kararı 13. Daire 2022/4440 E. 2023/1602 K. 04.04.2023 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2022/4440 E.  ,  2023/1602 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2022/4440
Karar No:2023/1602

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Organizasyon ve Danışmanlık Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurumu
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Et ve Süt Kurumu Genel Müdürlüğü Sincan Et Kombinası Müdürlüğü’nce … tarihinde açık ihale usulüyle gerçekleştirilen … ihale kayıt numaralı “164 Kişilik 6 Ay Süreli İşçilik Hizmeti İşi” ihalesine karşı dava dışı şirket tarafından yapılan itirazen şikâyet başvurusunun reddine dair 07/07/2022 tarih ve 2021/UH.II-827 sayılı Kamu İhale Kurulu (Kurul) kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; mevzuatta, ihale sürecindeki hukuka aykırı işlem veya eylemler nedeniyle bir hak kaybına veya zarara uğradığını veya zarara uğramasının muhtemel olduğunu iddia eden istekli olabileceklerin şikayet ve itirazen şikayet başvurusunda bulunması gerektiği, bu başvuruların dava açmadan önce zorunlu olarak tüketilmesi gerektiği düzenleme altına alındığı, zorunlu başvuru yollarının tüketilmesi sonrası dava açılabileceği;
Davacının ihale dokümanını indirmesine karşılık ne şikâyet ne de itirazen şikâyet başvurusu yaptığı, uyuşmazlık konusu ihaleye teklif de sunmadığı, şikâyet ve itirazen şikâyet başvurusunda bulunan dava dışı şirketin bu başvurusunun reddine ilişkin Kurul kararının iptali istemiyle dava açıldığı, davacı şirketin dava açmadan önce tüketilmesi zorunlu başvuru yolları tüketmediği, başka bir şirketin başvurusu üzerine verilen karara karşı dava açılamayacağı,
Bu itibarla, davacının dokümana ilişkin itirazlarının ihaleyi gerçekleştiren idare ve Kurul tarafından değerlendirilmediği, dava dışı şirketin başvurusu üzerine verilen karara karşı açılan davanın reddi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle, dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, menfaatleri ihlâl edilenlerin de iptal davası açabilecekleri, menfaat kavramının geniş yorumlanması gerektiği, temyize konu Mahkeme kararında istekli sıfatına yönelik değerlendirme yapılmadığı, iddialarının değerlendirilmediği, eksik incelemeyle hüküm kurulduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Kurul kararının hukuka uygun olduğu, Kurul tarafından incelenmeyen hususların dava konusu edilemeyeceği belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Mahkeme kararının gerekçeyle onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Et ve Süt Kurumu Genel Müdürlüğü Sincan Et Kombinası Müdürlüğü’nce … tarihinde açık ihale usulüyle … ihale kayıt numaralı “164 Kişilik 6 Ay Süreli İşçilik Hizmeti İşi” ihalesi gerçekleştirilmiştir.
Anılan ihalenin dokümanına karşı dava dışı şirket tarafından 07/06/2022 tarihinde yapılan şikâyet başvurusun 10/06/2022 tarihinde reddi üzerine anılan ret kararına karşı bulunulan itirazen şikâyet başvurusunun reddine dair … tarih ve … sayılı Kurul kararı alınmıştır.
Bunun üzerine anılan Kurul kararının iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinde, iptal davaları, idari işlemler hakkında menfaatleri ihlâl edilenler tarafından, tam yargı davaları ise idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan davalar olarak tanımlanmış; 14. maddesinin 3. fıkrasının (c) bendinde, dava dilekçelerinin, diğer ilk inceleme konuları yanında ehliyet yönünden de inceleneceği belirtilmiş; 15. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde ise, 14. maddenin 3/c, 3/d ve 3/e bentlerinde yazılı hâllerde davanın reddine karar verileceği kurala bağlanmıştır.
4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 4. maddesinde, “Bu Kanun’un uygulanmasında; (…) Aday: Ön yeterlik için başvuran gerçek veya tüzel kişileri veya bunların oluşturdukları ortak girişimleri, (…) İstekli: Mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin ihalesine teklif veren tedarikçi, hizmet sunucusu veya yapım müteahhidini,
İstekli olabilecek: İhale konusu alanda faaliyet gösteren ve ihale veya ön yeterlik dokümanı satın almış gerçek veya tüzel kişiyi ya da bunların oluşturdukları ortak girişimi,
(…) ifade eder.”; 54. maddesinin 1. fıkrasında, “İhale sürecindeki hukuka aykırı işlem veya eylemler nedeniyle bir hak kaybına veya zarara uğradığını veya zarara uğramasının muhtemel olduğunu iddia eden aday veya istekli ile istekli olabilecekler, bu Kanun’da belirtilen şekil ve usul kurallarına uygun olmak şartıyla şikâyet ve itirazen şikâyet başvurusunda bulunabilirler.”; 56. maddesinin 1. fıkrasında, “İdareye şikâyet başvurusunda bulunan veya idarece alınan kararı uygun bulmayan aday, istekli veya istekli olabilecekler tarafından 55’inci maddenin dördüncü fıkrasında belirtilen hâllerde ve sürede, sözleşme imzalanmadan önce itirazen şikâyet başvurusunda bulunulabilir. İhalenin iptaline ilişkin işlem ve kararlardan, sadece şikâyet ve itirazen şikâyet üzerine alınanlar itirazen şikayete konu edilebilir ve bu kararlara karşı beş gün içinde doğrudan Kurum’a başvuruda bulunulabilir.”; 57. maddesinde, “Şikâyetler ile ilgili Kurum tarafından verilen nihai kararlar Türkiye Cumhuriyeti Mahkeme’lerinde dava konusu edilebilir ve bu davalar öncelikle görülür.” kurallarına yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
2577 sayılı Kanun’un 2. maddesinde, iptal davaları, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan davalar olarak tanımlanmıştır.
Yargı kararlarında ve doktrinde “menfaat” kavramının davacı ile iptalini istediği idarî işlem arasındaki bağı, ilgiyi ifade ettiği belirtilmekte ve idarî işlem ile dava açan kişi arasında meşrû, güncel ve ciddî bir alâka söz konusu ise, davada menfaat bağının bulunduğu kabul edilmektedir. İptal davalarında davacı olabilmek için subjektif bir hakkın ihlâl edilmesi şartı aranmamakta, menfaat ihlâli yeterli sayılmaktadır.
İptal davasının gerek anılan maddede, gerekse içtihat ve doktrinde belirtilen hukukî nitelikleri göz önüne alındığında, idare hukuku alanında tek taraflı irade açıklamasıyla kesin ve yürütülmesi zorunlu nitelikte tesis edilen idarî işlemlerin, bu idarî işlemle meşru, kişisel ve güncel bir menfaat alâkası kurabilenler tarafından iptal davasına konu edilebileceğinin kabulü gerekmektedir.
Menfaatin her davada tahakkuku gereken bazı vasıfları haiz bulunması zaruridir. Bu vasıflar, menfaatin meşru, şahsi ve hâlen mevcut olmasıdır (Mustafa Reşit Belgesay, Dava Teorisi, 1956, s.107). “Meşru menfaat” ilgisinden kasıt, kişi ile işlem arasında hukuken kabul edilebilir, başka anlatımla, dinlenilebilir, korunmaya değer bir ilginin varlığı iken; “kişisel menfaat” ilgisiyle, işlemin, kişinin hukukunu etkilemesi, kişi bakımından hukuk aleminde sonuç doğurması kastedilmektedir.
4734 sayılı Kanun uyarınca, aday, istekli ve istekli olabileceklerin ihale sürecindeki hukuka aykırı işlem ya da eylemler nedeniyle hak kaybına, zarara uğradığı veya zarara uğramasının muhtemel olduğu iddiasıyla şikâyet ve itirazen şikâyet yoluna başvurabilecekleri, bu idari başvuru yollarını tükettikten sonra dava açabilecekleri anlaşılmaktadır.
Aday, istekli ve istekli olabilecek sıfatına sahip kişilerin, itirazen şikâyet başvurusunda bulunan bir başka kişi olsa bile, itirazen şikâyet başvurusu üzerine verilen Kurul kararına karşı menfaatinin ihlâl edildiği iddisıyla dava açabilmeleri 4734 sayılı Kanun’un anılan düzenlemeleri gereğince mümkün ise de, davacının uyuşmalık konusu ihaleye teklif vermediği, Dairemiz 24/11/2022 tarihli ara kararına verilen cevaplardan anlaşılacağı üzere, ihale dokümanını indirmediği ve satın almadığı, dolayısıyla aday, istekli ve istekli olabilecek sıfatına sahip olmadığı görülmektedir.
Öte yandan, aday, istekli ve istekli olabilecek sıfatına sahip olmayanların 2577 sayılı Kanun uyarınca, bir başkası tarafından yapılan itirazen şikâyet başvurusu üzerine verilen Kurul kararıyla kişisel, güncel ve meşru bir menfaatinin muhtel olması durumunda (örneğin Kurul kararının üretmiş olduğu ürünü, markasını ilgilendirmesi) dava açabilmeleri mümkünse de, Dairemizin 10/01/2023 tarihli ara kararıyla davacıdan, dava konusu işlemle arasındaki menfaat ilişkisi konusunda açıklama yapılmasının istenilmesine rağmen, anılan ara kararına davacının cevap vermediği, dava dosyasındaki bilgi ve belgelerden de davacının dava konusu işlem ile arasındaki menfaat ilişkisini ortaya koyamadığı anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, davacı, dava konusu işlemle ne tür bir kişisel, güncel ve meşru bir menfaatinin ihlâl edildiğini ortaya koyamadığından, davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, davanın esası incelenmek suretiyle verilen davanın reddi yolundaki temyize konu İdare Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla hukukî isabetsizlik bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın reddi yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, anılan Mahkeme kararının yukarıda belirtilen GEREKÇEYLE ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
5. Kullanılmayan …-TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
6. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
7. 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 04/04/2023 tarihinde esasta oybirliği, gerekçede oyçokluğuyla karar verildi.

(X) GEREKÇEDE KARŞI OY :
Temyize konu İdare Mahkemesi kararının aynen onanması gerektiği oyuyla gerekçe yönünden çoğunluk kararına katılmıyorum.