Danıştay Kararı 13. Daire 2022/4336 E. 2022/4832 K. 15.12.2022 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2022/4336 E.  ,  2022/4832 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2022/4336
Karar No:2022/4832

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACILAR) : 1- … 2- … 3- …4- …5- … 6- …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından kamulaştırılan Muğla ili, Dalaman ilçesi, … Mahallesi, … Ada …, … ve … sayılı parseller ile … Mahallesi, … Ada … sayılı parselde bulunan taşınmazların kamulaştırmadan önceki malikleri olan davacılar tarafından, söz konusu taşınmazların satışına ilişkin … tarih ve … sayılı İhale İlanı’nın iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce; davacıların mülkiyetinde iken kamulaştırılan, kamu yararı amacıyla herhangi bir ihtiyaca tahsisi yapılmayan ve satışı amacıyla ihaleye çıkarılmakla kamulaştırma amacına ve kamu yararına yönelik herhangi bir ihtiyaca tahsisi lüzumu kalmadığı anlaşılan taşınmazların, Anayasa Mahkemesi kararında belirtildiği üzere kamulaştırma tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan hâliyle 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 22. maddesi uyarınca, bedeli mukabilinde geri alma haklarının kullanılmasını teminen mal sahibi olan davacılara 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre duyuru yapılması gerekirken, bu usul işletilmeksizin, taşınmazların satışına ilişkin … tarih ve … sayılı ihale ilanında hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davaya konu taşınmazların idarenin ihtiyaçları nedeniyle kamulaştırıldığı, idarenin mülkiyetindeki taşınmazların satışına ilişkin ihalenin iptali isteminde davacıların hukuki menfaatlerinin bulunmadığı, dava konusu ihale işlemi ile birden fazla taşınmazların satışının söz konusu olduğu, satış listesinde olan ve davacılar ile hiçbir hukuki ilişkisi olmayan diğer taşınmazlar yönünden de ihalenin iptalinin istenmesinin hukuken mümkün olmadığı, taşınmazların idare adına tescil edildiği tarihten itibaren eski maliklerinden geri alma konusunda herhangi bir başvurunun olmadığı, 2942 sayılı Kanun’un 23. maddesinde yer alan şartların gerçekleşmesi hâlinde maddede belirtilen süre içerisinde eski maliklerin haklarına ilişkin dava açabileceği, ancak davacıların bu madde gereği hiçbir dava açmaksızın ve bu yönden idareye herhangi bir başvuru yapmadan işbu davayı açtığı, davacılara geri alma hakkına ilişkin süresiz bir talep hakkı verilmesinin hakkaniyet kuralları ile bağdaşmayacağı, tüm yasal prosedürlere uyularak gerçekleştirilmiş bir işlem söz konusuyken yasada yer almayan yoruma dayanarak karar tesis edilmesinin açıkça hukuka aykırı olduğu, Anayasa Mahkemesi’nin otantik yorum yetkisine dayanarak Kanun metninden çıkarılamayacak sonuçlara ulaşmasının kendi meşruiyetinin sorgulanmasına neden olduğu, dava konusu işlemlerin mevzuata uygun olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacılar tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Mahkeme kararının gerekçeli olarak onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü ve Altıncı Dairelerince 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun Ek 1. maddesi uyarınca birlikte yapılan toplantıda; Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, anılan Kanun’un 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davalının duruşma istemi yerinde görülmeyerek ve dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
09/08/1995 tarih ve 2890 sayılı Bayındırlık ve İskân Bakanlığı işlemiyle “Dalaman Akköprü Barajı ve HES inşaatında, ulaşım yolları, malzeme sahaları ve rezervuar alanı içerisinde kalan bazı taşınmazların kamulaştırılması zorunluluğundan kamu yararı bulunduğuna” dair karar alınmış, 03/12/1997 tarih ve 1700 sayılı Devlet Su İşleri XXI. Bölge Müdürlüğü’nün Olur’uyla proje bünyesinde bulunan “Dalaman Akköprü Barajı Sol Sahil Kil Ocağı Yolu Km:10+956.42 – 15+019.40 ve (E) Kil Ocağı” kapsamında kalan ve kamulaştırma planında gösterilen 45 adet parselin kamulaştırılmasına karar verilmiştir.
Davaya konu ihale ilanında satışına karar verilen ve kamulaştırma işlemi öncesinde davacıların veya murislerinin adına kayıtlı olan Muğla ili, Dalaman ilçesi, … Mahallesi, … Ada … parselde bulunan taşınmazın söz konusu kamulaştırma işlemleri neticesinde bedel tespitine ilişkin olan dava sonucunda … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı neticesinde 06/08/2002 tarihinde davalı idare adına tapuda tescili gerçekleşmiştir.
Yine idarenin almış olduğu kamulaştırma kararının ekinde yer verilen listede kamulaştırma işlemi öncesinde davacıların veya murislerinin adına kayıtlı olduğu anlaşılan Muğla ili, Dalaman ilçesi, … Mahallesi, … Ada … parselde bulunan taşınmaz, maliklerinin tapuda ferağ işlemlerinde bulunmaması nedeniyle idarece açılan dava neticesinde … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin E:…, K:… sayılı kararı sonucu 13/02/2007 tarihinde Maliye Hazinesi adına tescil edilmiş, daha sonra tashih işlemleri ile 03/01/2012 tarihinde davalı idare adına tescil edilmiş, … numaralı parsel de 28/04/2008 tarihinde Maliye Hazinesi adına tescili yapıldıktan sonra 03/01/2012 tarihinde davalı idare adına tescil edilmiştir.
Dosyada bulunan belgeler Muğla ili, Dalaman ilçesi, … Mahallesi, … Ada … nolu parsel yönünden incelendiğinde, anılan taşınmazın kamulaştırma kararı ekindeki listede bulunmadığı, nitekim, anılan taşınmazın davacılardan …’ın (paylı) mülkiyetinde iken 21/01/2004 tarihinde davalı idareye yapmış olduğu başvuru ile idarenin mülkiyetindeki Muğla ili, Dalaman ilçesi, … Mahallesi’ndeki … ada … ve … nolu parsellerin trampa edilmesi suretiyle 23/06/2004 tarihinde davalı idare adına tapuda tescil edildiği anlaşılmaktadır. Bununla birlikte trampaya konu DSİ mülkiyetinde bulunan Muğla ili, Dalaman ilçesi, … Mahallesi’ndeki … ada … ve … nolu parsellerin de … tarih ve … sayılı Devlet Su İşleri XXI. Bölge Müdürlüğü’nün kamulaştırma kararı çerçevesinde kamulaştırıldığı davalı idarenin Mahkemenin ara kararına verdiği cevaptan anlaşılmaktadır.
Bu arada Muğla ili, Dalaman ilçesi, … Mahallesi, … Ada … nolu parsel hariç olmak üzere davaya konu taşınmazların eski malikleri tarafından davalı idareye geri alma yahut satın alma yönünde herhangi bir başvuruda bulunulmamış, Muğla ili, Dalaman ilçesi, … Mahallesi, … Ada … nolu parselin eski malikinin varislerinden olan dava dışı … tarafından 26/09/2017 tarihinde davalı idareye satın alma talebiyle başvuruda bulunulmuş olup, davalı idarenin ara kararına cevapta, anılan şahsa … tarih ve … sayılı yazı ile taşınmazın satışı ile ilgili tebliğde bulunulduğu ifade edilmiş olmasına rağmen bu tebligata ilişkin herhangi bir evrak sunulmamıştır.
Davalı idare tarafından, mülkiyetinde olan ve Muğla ili, Dalaman ilçesi, … Mahallesi, … Ada …, … ve … parseller ile Muğla ili, Dalaman ilçesi, … Mahallesi, … Ada … parselde bulunan taşınmazların da aralarında bulunduğu 71 adet taşınmazın 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu ve DSİ Genel Müdürlüğüne Ait Taşınmaz Mal Satışı ve Kiraya Verilmesine Ait Yönetmelik hükümlerine göre satışına karar verilerek anılan taşınmazların ihale yoluyla satışına yönelik ilan yapılmış, bunun üzerine bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun uyuşmazlığa konu taşınmazın kamulaştırıldığı tarih itibarıyla yürürlükte bulunan “Tarafların anlaşmasıyla vazgeçme ve devir” başlıklı 22. maddesinde, “Kamulaştırmanın ve bedelinin kesinleşmesinden sonra taşınmaz malların kamulaştırma amacına veya kamu yararına yönelik herhangi bir ihtiyaca tahsisi lüzumu kalmaması hâlinde, keyfiyet idarece mal sahibi veya mirasçılarına 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre duyurulur. Bu duyurma üzerine mal sahibi veya mirasçıları, aldığı kamulaştırma bedelini üç ay içinde ödeyerek taşınmaz malını geri alabilir.
Ancak, kamulaştırılan taşınmaz mala kamulaştırmayı yapan idare dışında başka bir idare, kamulaştırma yoluyla gerçekleştirebileceği bir kamu hizmeti amacıyla istekli olduğu takdirde, yukarıdaki fıkra hükmü uygulanmayarak bu kanunun 30. veya 1050 sayılı Muhasebei Umumiye Kanunu’nun 23. maddesine göre işlem yapılır.” kuralı yer almıştır.
Söz konusu maddede yapılan değişiklikler ile madde başlığı “Vazgeçme, iade ve devir” olarak değiştirilmiş ve 10/09/2014 tarih ve 6552 sayılı Kanun’un 100. maddesiyle yapılan değişiklik sonrasında madde, dava konusu ihale tarihi itibarıyla “Kamulaştırmanın (…) kesinleşmesinden sonra taşınmaz malların kamulaştırma amacına veya kamu yararına yönelik herhangi bir ihtiyaca tahsisi lüzumu kalmaması hâlinde, keyfiyet idarece mal sahibi veya mirasçılarına 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre duyurulur. Bu duyurma üzerine mal sahibi veya mirasçıları, kamulaştırma bedelini aldıkları günden itibaren işleyecek kanuni faiziyle birlikte üç ay içinde ödeyerek taşınmaz malı geri alabilir. İade işleminin kamulaştırmanın ve bedelinin kesinleşmesinden sonra bir yıl içinde gerçekleşmesi hâlinde kamulaştırma bedelinin faizi alınmaz.
Bu madde hükümlerine göre taşınmaz malı geri almayı kabul etmeyen mal sahibi veya mirasçılarının 23. maddeye göre geri alma hakları da düşer.
Bu madde hükümleri, kamulaştırmanın kesinleşmesi tarihinden itibaren beş yıl geçmiş olması hâlinde uygulanmaz.
Ancak, kamulaştırılan taşınmaz mala kamulaştırmayı yapan idare dışında başka bir idare, kamulaştırma yoluyla gerçekleştirebileceği bir kamu hizmeti amacıyla istekli olduğu takdirde, yukarıdaki fıkra hükmü uygulanmayarak bu Kanun’un 30. veya 1050 sayılı Muhasebei Umumiye Kanunu’nun 23. maddesine göre işlem yapılır.” hâlini almıştır.
Anılan Kanun’un 23. maddesinde ise, “Kamulaştırma bedelinin kesinleşmesi tarihinden itibaren beş yıl içinde, kamulaştırmayı yapan idarece veya 22’nci maddenin dördüncü fıkrası uyarınca devir veya tahsis yapılan idarece; kamulaştırma ve devir amacına uygun hiçbir işlem veya tesisat yapılmaz veya kamu yararına yönelik bir ihtiyaca tahsis edilmeyerek taşınmaz mal olduğu gibi bırakılırsa, mal sahibi veya mirasçıları kamulaştırma bedelini aldıkları günden itibaren işleyecek kanuni faiziyle birlikte ödeyerek, taşınmaz malını geri alabilir.” kuralına yer verilmiştir.
HUKUKÎ DEĞERLENDİRME:
Davalı idare tarafından, “idarenin mülkiyetindeki taşınmazların satışına ilişkin ihalenin iptali isteminde davacıların hukuki menfaatlerinin bulunmadığı” ileri sürülmüşse de davacıların ve/veya murislerinin ihale ilanına konu bazı taşınmazların kamulaştırmadan önceki malikleri olduğu ve taşınmazların kendilerine geri alma hakkı kapsamında iade edilmesi gerektiğini ileri sürdükleri dikkate alındığında, dava konusu idarî işlem ile davacılar arasında meşrû, güncel ve ciddî bir alâkanın ve davada menfaat bağının bulunduğu; “Dava konusu ihale işlemi ile birden fazla taşınmazın satışının söz konusu olduğu, satış listesinde olan ve davacılar ile hiçbir hukuki ilişkisi olmayan diğer taşınmazlar yönünden de ihalenin iptalinin istenmesinin hukuken mümkün olmadığı” iddiası ileri sürülmüşse de dava konusu uyuşmazlık “Muğla ili, Dalaman ilçesi, … Mahallesi, … Ada …, … ve … parseller ile … Mahallesi, … Ada … parselde kayıtlı bulunan taşınmazlarla” sınırlı olarak incelendiğinden, davalı idarenin usule ilişkin itirazlarının yerinde olmadığı sonucuna varılarak esasın incelenmesine geçilmiştir.
Aktarılan kurallar değerlendirildiğinde, taşınmaz malların kamulaştırılmasını takiben, idareler tarafından, taşınmazların kamulaştırılma amaçlarına yönelik gerçekleştirecekleri veya gerçekleştirmeyecekleri işlem ve eylemlerin neticesine göre, kamulaştırılan malların önceki maliklerinin geri alım hakkına yönelik farklı düzenlemeler yapıldığı görülmektedir.
2942 sayılı Kanun’un 22. maddesinde, kamulaştırılan taşınmaz üzerinde kamulaştırma amacına yönelik idarece hiçbir işlem veya tahsis yapılmaması, aynı zamanda söz konusu taşınmazın idare tarafından kamulaştırma amacına uygun olarak kullanılma amacının da kalmaması hâli, başka bir ifadeyle, kamulaştırılan taşınmazın kamulaştırma amacı doğrultusunda tahsisine idare tarafından artık lüzum görülmemesi hâli düzenlenmiştir.
Aynı Kanun’un 23. maddesi için ise aynı şeyi ifade etmek mümkün değildir. Zira, 23. maddeden, kamulaştırılan taşınmazın tahsis amacı dâhilinde kullanılacağına dair idarenin hâlihazırda iradesinin devam ettiği, fakat bu iradeye rağmen belirtilen süreler içerisinde idare tarafından harekete geçilmediği takdirde önceki mâliklere geri alım hakkı tanındığı anlaşılmaktadır.
Dava dilekçesinde, “Muğla ili, Dalaman ilçesi, … ve … Mahalleleri sınırları içinde kalan, 1999-2003 yılları arasında Akköprü Barajı kil malzeme ihtiyacı için kamulaştırılan kendilerine ait taşınmazlardan inşaat sırasında kil alındıktan sonra taşınmazlara ihtiyaç kalmadığı, Akköprü Barajı’nın 2011 yılında tamamlandığı ve 2012 yılında elektrik üretmeye başladığı, bu durumda hayatın olağan akışı gereğince en kötü ihtimalle 2011 yılında taşınmazların kamulaştırma amacına veya kamu yararına yönelik herhangi bir ihtiyaca tahsisi lüzumunun kalmadığı” ileri sürüldüğünden, ihaleye konu taşınmazların kamu yararı amacıyla herhangi bir ihtiyaca tahsisinin yapılıp yapılmadığının, başka bir anlatımla, taşınmazlarda idarece kamulaştırılma amacına yönelik herhangi bir işlem veya tahsis yapılıp yapılmadığının incelenmesi gerekmektedir.
Dava dilekçesinde, “taşınmazlardan baraj inşaatı esnasında kil alındığı” beyan edilmekle birlikte, davalı idare tarafından, taşınmazların baraj inşaatında herhangi bir ihtiyaca tahsisinin yapılıp yapılmadığı hususunda bilgi veya belge sunulmamıştır. Bununla birlikte, davaya konu taşınmazların kamulaştırılmasına dair karar incelendiğinde, taşınmazların Dalaman Akköprü Barajı ve HES inşaatında, ulaşım yolları, malzeme sahaları ve rezervuar alanı içerisinde kaldığından dolayı kamulaştırıldığı, söz konusu yapım işlerinin tamamlandığı ve kil alma işleminin tek başına taşınmazların bir ihtiyaca tahsis edildiği anlamına gelmeyeceği, öte yandan, gelinen aşamada söz konusu taşınmazların ihaleyle satışına karar verilmekle, taşınmazlarda idarece hiçbir işlem veya tahsis yapılmadığı gibi aynı zamanda söz konusu taşınmazların idare tarafından kamulaştırma amacına uygun olarak kullanılma amacının da kalmadığı anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, … tarih ve … sayılı Devlet Su İşleri XXI. Bölge Müdürlüğü’nün Olur’uyla yapılan kamulaştırmanın üzerinden geçen süre de dikkate alındığında, 2942 sayılı Kanun’un 22. maddesine göre işlem yapılması gerektiği anlaşılmaktadır.
2942 sayılı Kanun’un 22. maddesinde yapılan değişiklikler ve davalı idarenin “kamulaştırmanın kesinleşmesi tarihinden itibaren beş yıl geçmiş olduğundan dolayı davacıların geri alma haklarının bulunmadığı” yönündeki itirazı da göz önüne alındığında, 2942 sayılı Kanun’un 22. maddesinin nasıl uygulanması gerektiği, başka bir anlatımla, mevzuatın hangi tarihte yürürlükte bulunan hâlinin uygulanması gerektiği hususunun açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
Danıştay Onüçüncü ve Altıncı Daireleri Müşterek Kurulu’nun 03/03/2021 tarih ve E:2018/3181 sayılı ara kararıyla, 2942 sayılı Kanun’un 22. maddesine 10/09/2014 tarih ve 6552 sayılı Kanun’un 100. maddesiyle eklenen 3. fıkranın, Anayasa’nın 2 ve 35. maddelerine aykırı olduğundan bahisle iptali için Anayasa Mahkemesi’ne yapılan başvuru üzerine Anayasa Mahkemesi’nin 29/04/2021 tarih ve E:2021/41, K:2021/30 sayılı kararıyla, “3. Bakılmakta olan davaya konu taşınmaz, satın alma usulüyle kamulaştırılmak suretiyle 20/12/2011 tarihinde idare adına tapuda tescil edilmiştir. Söz konusu taşınmazın 08/01/2018 tarihli ihale ile satılacağının duyurulması üzerine, geri alma hakkının kullandırılmadığı gerekçesiyle davacı tarafından ihalenin iptali talebiyle dava açılmıştır.
4. 2942 sayılı Kanun’un itiraz konusu kuralın da yer aldığı 22. maddesinde genel olarak kamulaştırmanın kesinleşmesinden sonra taşınmazın kamulaştırma amacına veya kamu yararına yönelik herhangi bir ihtiyaca tahsis edilmesine gerek kalmaması hâlinde mal sahibi veya mirasçılarının taşınmaz malını geri alabilme hakkına ilişkin kurallara yer verilmiştir. Anılan madde 11/09/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6552 sayılı Kanun’un 100. maddesiyle değişikliğe uğramıştır. Söz konusu değişiklikten önce 11/02/1959 tarih ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılacak tebligat üzerine mal sahibinin veya mirasçılarının herhangi bir faiz ödenmeksizin aldıkları kamulaştırma bedelini üç ay içinde iade etmek suretiyle taşınmaz malı geri alabilecekleri düzenlenmişti. Maddenin birinci fıkrasında yapılan değişiklikle mal sahibinin veya mirasçılarının, kamulaştırma bedelini aldıkları günden itibaren işleyecek kanuni faiziyle birlikte üç ay içinde ödemeleri hüküm altına alınmıştır. Ayrıca maddeye yeni eklenen ikinci fıkrada, bu madde hükümlerine göre taşınmaz malı geri almayı kabul etmeyen mal sahibinin veya mirasçılarının 23. madde uyarınca geri alma haklarının da düşeceği; itiraz konusu üçüncü fıkrada ise, bu madde hükümlerinin kamulaştırmanın kesinleşmesi tarihinden itibaren beş yıl geçmiş olması hâlinde uygulanmayacağı öngörülmüştür.
5. 2942 sayılı Kanun’un 22. maddesinde yapılan söz konusu değişikliklerin, yürürlük tarihi olan 11/09/2014 tarihinden önce açılan ve henüz kesinleşmeyen davalarda da uygulanmasını öngören Geçici 9. maddenin birinci cümlesinde yer alan “… 22. maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri ile …” ibaresi, “Mal sahibi veya mirasçılarının daha önce yararlanabildiği birtakım imkânları sona erdiren veya bunlara daha önce var olmayan bazı yükümlülükler yükleyen düzenlemelerin, yürürlüğe girme tarihinden önceki olay ve durumlara da uygulanacağının düzenlenmesi, kişilerin işlemin yapıldığı tarihte var olmayan, dolayısıyla öngörmeleri mümkün bulunmayan kurallara tabi kılınmaları sonucunu doğurmakta, böylece kişilerin mülkiyet hakkına ilişkin hukuki güvenliklerini ihlâl etmektedir.” biçimindeki gerekçeyle Anayasa Mahkemesi’nin 14/05/2015 tarih ve E:2014/177, K:2015/49 sayılı kararıyla iptal edilmiştir.
6. Kamulaştırılan taşınmazın sahibinin haklarının, kamulaştırma tarihinde yürürlükte olan kurallara göre belirlenmesi gerekir. Nitekim bu husus idari yargı içtihatlarıyla da kabul edilmiştir. İtiraz başvurusunda bulunan Mahkemenin 04/04/2018 tarih ve E:2016/3431, K:2018/1282 sayılı kararında 2942 sayılı Kanun’un ilgili maddelerinde 6552 sayılı Kanun’la yapılan değişikliklerin bu tarihten sonra kesinleşen kamulaştırmalarla ilgili olarak tatbikinin mümkün olduğu görüşü benimsenmiş, bir başka deyişle 11/9/2014 tarihinden önce yapılan kamulaştırmalar ile ilgili olarak ortaya çıkacak uyuşmazlıklarda 6552 sayılı Kanun hükümleri uygulanacak kural olarak görülmemiştir.
7. Bu itibarla bakılmakta olan davaya konu kamulaştırma işlemi, 2942 sayılı Kanun’un 6552 sayılı Kanun’la değişik 22. maddesinin yürürlük tarihi olan 11/09/2014 tarihinden önce 20/12/2011 tarihinde gerçekleştiğinden itiraz konusu kuralın bakılmakta olan davada uygulanma imkânı bulunmamaktadır. Anayasa Mahkemesi’nin 16/3/2016 tarih ve E:2016/12, K:2016/13 sayılı kararı da aynı yöndedir.
8. Açıklanan nedenlerle kuralın itiraz başvurusunda bulunan Mahkemenin bakmakta olduğu davada uygulanma imkânı bulunmadığından başvurunun Mahkemenin yetkisizliği nedeniyle reddi gerekir.” gerekçesiyle 2942 sayılı Kanun’un 22. maddesinin 3. fıkrasının itiraz başvurusunda bulunan Mahkemenin bakmakta olduğu davada uygulanma imkânı bulunmadığı için başvurunun Mahkemenin yetkisizliği nedeniyle reddine karar verilmekle Anayasa Mahkemesi’nce Danıştay Onüçüncü ve Altıncı Daireleri Müşterek Kurulu’nun yerleşik içtihatlarına da atıfla, kamulaştırılan taşınmazın sahibinin haklarının, kamulaştırma tarihinde yürürlükte olan kurallara göre belirlenmesi gerektiği açıklığa kavuşturulmuştur.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 22. maddesinin uyuşmazlığa konu taşınmazın kamulaştırıldığı 03/12/1997 tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan hâlinde, kamulaştırmanın ve bedelinin kesinleşmesinden sonra taşınmaz malların kamulaştırma amacına veya kamu yararına yönelik herhangi bir ihtiyaca tahsisi lüzumunun kalmaması hâlinde, keyfiyetin idarece mal sahibi veya mirasçılarına 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre duyurulacağı, bu duyurma üzerine mal sahibi veya mirasçılarının, aldığı kamulaştırma bedelini üç ay içinde ödeyerek taşınmaz malını geri alabileceği kurala bağlanmıştır.
Bu itibarla, davacıların ve/veya murislerinin mülkiyetinde iken kamulaştırılan, kamu yararı amacıyla herhangi bir ihtiyaca tahsisi yapılmayan ve satışı amacıyla ihaleye çıkarılmakla kamulaştırma amacına ve kamu yararına yönelik herhangi bir ihtiyaca tahsisi lüzumunun kalmadığı anlaşılan taşınmazlarla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi kararında belirtildiği üzere kamulaştırma tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan hâliyle 2942 sayılı Kanun’un 22. maddesi uyarınca, bedeli mukabilinde geri alma hakkını kullanmasını teminen hak sahibi olan davacılara 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre duyuru yapılması gerekirken bu usûl işletilmeksizin satışına ilişkin … tarih ve … sayılı İhale İlanı’nda hukuka uygunluk, dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararında ise sonucu itibarıyla hukukî isabetsizlik bulunmamaktadır.
Davalı idare tarafından, “taşınmazların idare adına tescil edildiği tarihten itibaren eski maliklerinden geri alma konusunda herhangi bir başvurunun olmadığı” iddia edilmişse de 2942 sayılı Kanun’un uyuşmazlığa konu taşınmazın kamulaştırıldığı 03/12/1997 tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 22. maddesinde, keyfiyetin idarece mal sahibi veya mirasçılarına 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre duyurulacağının kurala bağlandığı, ilgililerin herhangi bir başvuruda bulunmasından söz edilmediğinden; ayrıca “Muğla ili, Dalaman ilçesi, … Mahallesi, … Ada … nolu parselin malik …’ın isteği üzerine trampa edildiği” ifade edilmişse de 2942 sayılı Kanun’un “Satın alma usulü” başlıklı 8. maddesinde trampa edilen taşınmazın kamulaştırma yoluyla alınmış sayılacağı düzenlendiğinden, davalı idarenin itirazlarının yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin iptali yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının yukarıda belirtilen GEREKÇEYLE ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın taraflara iadesine,
5. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
6. 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 15/12/2022 tarihinde esasta oybirliğiyle gerekçede oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunduğu şekliyle 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 22. maddesinde kamulaştırmanın ve bedelin kesinleşmesinden sonra taşınmaz malların kamulaştırma amacına veya kamu yararına yönelik herhangi bir ihtiyaca tahsisi lüzumunun kalmaması halinde keyfiyetin idarece mal sahibi veya mirasçılarına duyurulacağını belirtmiş olup, kamulaştırılan taşınmazın amacına uygun kullanılmasından sonra ihtiyaç kalmaması halinde bu maddenin uygulanmayacağı yolunda bir kural bulunmamaktadır.
Bu durumda, taşınmazın idare tarafından kamulaştırılması ve bu kamulaştırma işleminin kesinleşmesinden sonra bir süre amaca uygun kullanılması sonrasında da ihtiyaç kalmadığının anlaşılması halinde 2942 sayılı Kanunu’nun 22. maddesi gereğince taşınmaz mal maliki veya mirasçılarına keyfiyetin duyurulması gerekmektedir.
Nitekim, daha sonra 10/09/2014 tarih ve 6552 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun’un 22. maddesine “Bu madde hükümleri, kamulaştırmanın kesinleşmesi tarihinden itibaren beş yıl geçmiş olması hâlinde uygulanmaz.” fıkrası eklenmiş, ancak Anayasa Mahkemesi, 14/05/2015 tarihli ve E:2014/177, K:2015/49 sayılı kararıyla, anılan fıkranın yürürlük tarihinden önce gerçekleştirilen kamulaştırma işlemleri nedeniyle açılan ve henüz kesinleşmeyen davalarda da uygulanacağına ilişkin 2942 sayılı Kanun’un geçici 9. maddesinin ilgili kısmını, geçmişe etkili şekilde uygulama yapılamayacağından bahisle iptal etmiştir.
Bu durumda, 2942 sayılı Kanun’un 22. maddesinde yapılan değişikliğin yürürlük tarihi olan 10/09/2014 tarihinden önce kamulaştırılan ve satışı amacıyla ihaleye çıkarılmakla kamulaştırma amacına ve kamu yararına yönelik herhangi bir ihtiyaca tahsisi lüzumu kalmadığı anlaşılan uyuşmazlık konusu taşınmazın, satışından önce keyfiyetin idarece mal sahibi veya mirasçılarına duyurulması gerektiğinden temyiz isteminin reddi ile İdare Mahkemesi kararının bu gerekçeyle onanması gerektiğinden karara gerekçe yönünden katılmıyorum.