Danıştay Kararı 13. Daire 2022/4309 E. 2022/4831 K. 15.12.2022 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2022/4309 E.  ,  2022/4831 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2022/4309
Karar No:2022/4831

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, Muğla ili, Dalaman ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parselde bulunan ve mülkiyeti Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’ne ait taşınmazın, DSİ 21. Bölge Müdürlüğü’nce 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 45. maddesi uyarınca 24/09/2021 tarihinde açık teklif usulü ile gerçekleştirilen satış ihalesinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce; davacının mülkiyetinde iken kamulaştırılan, kamu yararı amacıyla herhangi bir ihtiyaca tahsisi yapılmayan ve satışı amacıyla ihaleye çıkarılmakla kamulaştırma amacına ve kamu yararına yönelik herhangi bir ihtiyaca tahsisi lüzumu kalmadığı anlaşılan taşınmazların, Anayasa Mahkemesi kararında belirtildiği üzere kamulaştırma tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan hâliyle 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 22. maddesi uyarınca, bedeli mukabilinde geri alma haklarının kullanılmasını teminen mal sahibi olan davacılara 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre duyuru yapılması gerekirken, bu usul işletilmeksizin, taşınmazların satışına ilişkin dava konusu ihalede hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davaya konu taşınmazın idarenin ihtiyaçları nedeniyle kamulaştırıldığı, idarenin mülkiyetindeki taşınmazın satışına ilişkin ihalenin iptali isteminde davacının hukukî menfaatinin bulunmadığı, taşınmazın idare adına tescil edildiği tarihten itibaren eski malikinden geri alma konusunda herhangi bir başvurunun olmadığı, 2942 sayılı Kanun’un 23. maddesinde yer alan şartların gerçekleşmesi hâlinde maddede belirtilen süre içerisinde eski malikin dava açabileceği, ancak davacının bu madde gereği hiçbir dava açmaksızın ve bu yönden idareye herhangi bir başvuru yapmadan işbu davayı açtığı, davacıya geri alma hakkına ilişkin süresiz bir talep hakkı verilmesinin hakkaniyet kuralları ile bağdaşmayacağı, tüm yasal prosedürlere uyularak gerçekleştirilmiş bir işlem söz konusuyken yasada yer almayan yoruma dayanarak karar tesis edilmesinin açıkça hukuka aykırı olduğu, Anayasa Mahkemesi’nin otantik yorum yetkisine dayanarak kanun metninden çıkarılamayacak sonuçlara ulaşmasının kendi meşruiyetinin sorgulanmasına neden olduğu, dava konusu işlemlerin mevzuata uygun olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Mahkeme kararının gerekçeli olarak onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü ve Altıncı Dairelerince 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun Ek1. maddesi uyarınca Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, birlikte yapılan toplantıda; anılan Kanun’un 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davalının duruşma istemi yerinde görülmeyerek ve dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
… tarih ve … sayılı Bayındırlık ve İskân Bakanlığı işlemiyle “Dalaman Akköprü Barajı ve HES inşaatında, ulaşım yolları, malzeme sahaları ve rezervuar alanı içerisinde kalan bazı taşınmazların kamulaştırılması zorunluluğundan kamu yararı bulunduğuna” dair karar alınmış, … tarih ve … sayılı Devlet Su İşleri XXI. Bölge Müdürlüğü’nün Olur’uyla proje bünyesinde bulunan “Dalaman Akköprü Barajı Sol Sahil Kil Ocağı Yolu Km:10+956.42 – 15+019.40 ve (E) Kil Ocağı” kapsamında kalan ve kamulaştırma planında gösterilen 45 adet parselin kamulaştırılmasına karar verilmiştir.
Davaya konu ihalede satışına karar verilen ve idarenin almış olduğu kamulaştırma kararının ekinde yer verilen listede kamulaştırma işlemi öncesinde davacının (paylı mülkiyet olarak) adına kayıtlı olduğu anlaşılan Muğla ili, Dalaman ilçesi, … Mahallesi, … ada … parselde bulunan taşınmaz, maliklerinin tapuda ferağ işlemlerinde bulunmaması nedeniyle idarece açılan dava sonucunda, … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin E:…, K:… sayılı kararı neticesinde 13/02/2007 tarihinde Maliye Hazinesi adına tescil edilmiş, daha sonra tashih işlemleri ile 03/01/2012 tarihinde davalı idare adına tescil edilmiştir. Davaya konu taşınmazın eski maliki olan davacı tarafından da, davalı idareye geri alma yahut satın alma yönünde herhangi bir başvuruda bulunulmamıştır.
Davalı idare tarafından, mülkiyetinde olan ve Muğla ili, Dalaman ilçesi, … Mahallesi, … ada … parselde bulunan taşınmazın 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu ve DSİ Genel Müdürlüğüne Ait Taşınmaz Mal Satışı ve Kiraya Verilmesine Ait Yönetmelik hükümlerine göre satışına karar verilmiş, ihalenin 24/09/2021 tarihinde gerçekleştirilmesi üzerine bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun uyuşmazlığa konu taşınmazın kamulaştırıldığı tarih itibarıyla yürürlükte bulunan “Tarafların anlaşmasıyla vazgeçme ve devir” başlıklı 22. maddesinde, “Kamulaştırmanın ve bedelinin kesinleşmesinden sonra taşınmaz malların kamulaştırma amacına veya kamu yararına yönelik herhangi bir ihtiyaca tahsisi lüzumu kalmaması hâlinde, keyfiyet idarece mal sahibi veya mirasçılarına 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre duyurulur. Bu duyurma üzerine mal sahibi veya mirasçıları, aldığı kamulaştırma bedelini üç ay içinde ödeyerek taşınmaz malını geri alabilir.
Ancak, kamulaştırılan taşınmaz mala kamulaştırmayı yapan idare dışında başka bir idare, kamulaştırma yoluyla gerçekleştirebileceği bir kamu hizmeti amacıyla istekli olduğu takdirde, yukarıdaki fıkra hükmü uygulanmayarak bu kanunun 30. veya 1050 sayılı Muhasebei Umumiye Kanunu’nun 23. maddesine göre işlem yapılır.” kuralı yer almıştır.
Söz konusu maddede yapılan değişiklikler ile madde başlığı “Vazgeçme, iade ve devir” olarak değiştirilmiş ve 10/09/2014 tarih ve 6552 sayılı Kanun’un 100. maddesiyle yapılan değişiklik sonrasında madde, dava konusu ihale tarihi itibarıyla “Kamulaştırmanın (…) kesinleşmesinden sonra taşınmaz malların kamulaştırma amacına veya kamu yararına yönelik herhangi bir ihtiyaca tahsisi lüzumu kalmaması hâlinde, keyfiyet idarece mal sahibi veya mirasçılarına 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre duyurulur. Bu duyurma üzerine mal sahibi veya mirasçıları, kamulaştırma bedelini aldıkları günden itibaren işleyecek kanuni faiziyle birlikte üç ay içinde ödeyerek taşınmaz malı geri alabilir. İade işleminin kamulaştırmanın ve bedelinin kesinleşmesinden sonra bir yıl içinde gerçekleşmesi hâlinde kamulaştırma bedelinin faizi alınmaz.
Bu madde hükümlerine göre taşınmaz malı geri almayı kabul etmeyen mal sahibi veya mirasçılarının 23. maddeye göre geri alma hakları da düşer.
Bu madde hükümleri, kamulaştırmanın kesinleşmesi tarihinden itibaren beş yıl geçmiş olması hâlinde uygulanmaz.
Ancak, kamulaştırılan taşınmaz mala kamulaştırmayı yapan idare dışında başka bir idare, kamulaştırma yoluyla gerçekleştirebileceği bir kamu hizmeti amacıyla istekli olduğu takdirde, yukarıdaki fıkra hükmü uygulanmayarak bu Kanun’un 30. veya 1050 sayılı Muhasebei Umumiye Kanunu’nun 23. maddesine göre işlem yapılır.” hâlini almıştır.
Anılan Kanun’un 23. maddesinde ise, “Kamulaştırma bedelinin kesinleşmesi tarihinden itibaren beş yıl içinde, kamulaştırmayı yapan idarece veya 22’nci maddenin dördüncü fıkrası uyarınca devir veya tahsis yapılan idarece; kamulaştırma ve devir amacına uygun hiçbir işlem veya tesisat yapılmaz veya kamu yararına yönelik bir ihtiyaca tahsis edilmeyerek taşınmaz mal olduğu gibi bırakılırsa, mal sahibi veya mirasçıları kamulaştırma bedelini aldıkları günden itibaren işleyecek kanuni faiziyle birlikte ödeyerek, taşınmaz malını geri alabilir.” kuralına yer verilmiştir.

HUKUKÎ DEĞERLENDİRME:
Davalı idare tarafından, “İdarenin mülkiyetindeki taşınmazların satışına ilişkin ihalenin iptali isteminde davacının hukukî menfaatinin bulunmadığı” ileri sürülmüşse de davacının ihale ilanına konu taşınmazın kamulaştırmadan önceki maliki olduğu ve taşınmazın kendisine geri alma hakkı kapsamında iade edilmesi gerektiğini ileri sürdüğü dikkate alındığında, dava konusu idarî işlem ile davacı arasında meşrû, güncel ve ciddî bir alâkanın ve davada menfaat bağının bulunduğu anlaşıldığından, davalı idarenin usule ilişkin itirazının yerinde olmadığı sonucuna varılarak esasın incelenmesine geçilmiştir.
Aktarılan kurallar değerlendirildiğinde, taşınmaz malların kamulaştırılmasını takiben, idareler tarafından, taşınmazların kamulaştırılma amaçlarına yönelik gerçekleştirecekleri veya gerçekleştirmeyecekleri işlem ve eylemlerin neticesine göre, kamulaştırılan malların önceki mâliklerinin geri alım hakkına yönelik farklı düzenlemeler yapıldığı görülmektedir.
2942 sayılı Kanun’un 22. maddesinde, kamulaştırılan taşınmaz üzerinde kamulaştırma amacına yönelik idarece hiçbir işlem veya tahsis yapılmaması, aynı zamanda söz konusu taşınmazın idare tarafından kamulaştırma amacına uygun olarak kullanılma amacının da kalmaması hâli, başka bir ifadeyle, kamulaştırılan taşınmazın kamulaştırma amacı doğrultusunda tahsisine idare tarafından artık lüzum görülmemesi hâli düzenlenmiştir.
23. maddedeki düzenleme ise kamulaştırılan taşınmazın tahsis amacı dâhilinde kullanılacağına dair idarenin iradesi devam etmesine rağmen maddede belirtilen süre içerisinde idare tarafından harekete geçilmediği takdirde önceki maliklere geri alım hakkı verilmesine ilişkindir.
Dava dilekçesinde, “Muğla ili, Dalaman ilçesi, … Mahallesi sınırları içinde kalan, 1999-2003 yılları arasında Akköprü Barajı kil malzeme ihtiyacı için kamulaştırılan kendisine ait taşınmazdan inşaat sırasında kil alındıktan sonra taşınmaza ihtiyaç kalmadığı, Akköprü Barajı’nın 2011 yılında tamamlandığı ve 2012 yılında elektrik üretmeye başladığı, bu durumda, hayatın olağan akışı gereğince en kötü ihtimalle 2011 yılında taşınmazın kamulaştırma amacına veya kamu yararına yönelik herhangi bir ihtiyaca tahsisi lüzumunun kalmadığı” ifade edildiğinden, ihaleye konu taşınmazların kamu yararı amacıyla herhangi bir ihtiyaca tahsisinin yapılıp yapılmadığının, başka bir anlatımla, taşınmazda idarece kamulaştırılma amacına yönelik herhangi bir işlem veya tahsis yapılıp yapılmadığının incelenmesi gerekmektedir.
Davacı “taşınmazdan baraj inşaatı esnasında kil alındığını” ileri sürdüğü hâlde, davalı idare tarafından, taşınmazın baraj inşaatında herhangi bir ihtiyaca tahsisinin yapılıp yapılmadığı hususunda bilgi veya belge sunulmamıştır. Bununla birlikte, davaya konu taşınmazın kamulaştırılmasına dair karar incelendiğinde, taşınmazın Dalaman Akköprü Barajı ve HES inşaatında, ulaşım yolları, malzeme sahaları ve rezervuar alanı içerisinde kaldığından dolayı kamulaştırıldığı, söz konusu yapım işlerinin tamamlandığı ve kil alma işleminin tek başına taşınmazın bir ihtiyaca tahsis edildiği anlamına gelmeyeceği, öte yandan, taşınmaza ilişkin olarak idarece hiçbir işlem veya tahsis yapılmadığı gibi ihale yoluyla satışına karar verilmekle kamulaştırma amacına uygun olarak kullanılma amacının da kalmadığı anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, … tarih ve … sayılı Devlet Su İşleri XXI. Bölge Müdürlüğü’nün Olur’uyla yapılan kamulaştırmanın üzerinden geçen süre de dikkate alındığında, 2942 sayılı Kanun’un 22. maddesine göre işlem yapılması gerekmektedir.
2942 sayılı Kanun’un 22. maddesinde yapılan değişiklikler ve davalı idarenin “kamulaştırmanın kesinleşmesi tarihinden itibaren beş yıl geçmiş olduğundan dolayı davacıların geri alma haklarının bulunmadığı” yönündeki itirazı da göz önüne alındığında, 2942 sayılı Kanun’un 22. maddesinin nasıl uygulanması gerektiği, başka bir anlatımla, mevzuatın hangi tarihte yürürlükte bulunan hâlinin uygulanması gerektiği hususunun açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
Danıştay Onüçüncü ve Altıncı Daireleri Müşterek Kurulu’nun 03/03/2021 tarih ve E:2018/3181 sayılı kararıyla, 2942 sayılı Kanun’un 22. maddesine 10/09/2014 tarih ve 6552 sayılı Kanun’un 100. maddesiyle eklenen 3. fıkranın, Anayasa’nın 2 ve 35. maddelerine aykırı olduğundan bahisle iptali için Anayasa Mahkemesi’ne yapılan başvuru üzerine Anayasa Mahkemesi’nin 29/04/2021 tarih ve E:2021/41, K:2021/30 sayılı kararıyla, “3. Bakılmakta olan davaya konu taşınmaz, satın alma usulüyle kamulaştırılmak suretiyle 20/12/2011 tarihinde idare adına tapuda tescil edilmiştir. Söz konusu taşınmazın 08/01/2018 tarihli ihale ile satılacağının duyurulması üzerine, geri alma hakkının kullandırılmadığı gerekçesiyle davacı tarafından ihalenin iptali talebiyle dava açılmıştır.
4. 2942 sayılı Kanun’un itiraz konusu kuralın da yer aldığı 22. maddesinde genel olarak kamulaştırmanın kesinleşmesinden sonra taşınmazın kamulaştırma amacına veya kamu yararına yönelik herhangi bir ihtiyaca tahsis edilmesine gerek kalmaması hâlinde mal sahibi veya mirasçılarının taşınmaz malını geri alabilme hakkına ilişkin kurallara yer verilmiştir. Anılan madde 11/09/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6552 sayılı Kanun’un 100. maddesiyle değişikliğe uğramıştır. Söz konusu değişiklikten önce 11/02/1959 tarih ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılacak tebligat üzerine mal sahibinin veya mirasçılarının herhangi bir faiz ödenmeksizin aldıkları kamulaştırma bedelini üç ay içinde iade etmek suretiyle taşınmaz malı geri alabilecekleri düzenlenmişti. Maddenin birinci fıkrasında yapılan değişiklikle mal sahibinin veya mirasçılarının, kamulaştırma bedelini aldıkları günden itibaren işleyecek kanuni faiziyle birlikte üç ay içinde ödemeleri hüküm altına alınmıştır. Ayrıca maddeye yeni eklenen ikinci fıkrada, bu madde hükümlerine göre taşınmaz malı geri almayı kabul etmeyen mal sahibinin veya mirasçılarının 23. madde uyarınca geri alma haklarının da düşeceği; itiraz konusu üçüncü fıkrada ise, bu madde hükümlerinin kamulaştırmanın kesinleşmesi tarihinden itibaren beş yıl geçmiş olması hâlinde uygulanmayacağı öngörülmüştür.
5. 2942 sayılı Kanun’un 22. maddesinde yapılan söz konusu değişikliklerin, yürürlük tarihi olan 11/09/2014 tarihinden önce açılan ve henüz kesinleşmeyen davalarda da uygulanmasını öngören Geçici 9. maddenin birinci cümlesinde yer alan “… 22. maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri ile …” ibaresi, “Mal sahibi veya mirasçılarının daha önce yararlanabildiği birtakım imkânları sona erdiren veya bunlara daha önce var olmayan bazı yükümlülükler yükleyen düzenlemelerin, yürürlüğe girme tarihinden önceki olay ve durumlara da uygulanacağının düzenlenmesi, kişilerin işlemin yapıldığı tarihte var olmayan, dolayısıyla öngörmeleri mümkün bulunmayan kurallara tabi kılınmaları sonucunu doğurmakta, böylece kişilerin mülkiyet hakkına ilişkin hukuki güvenliklerini ihlâl etmektedir.” biçimindeki gerekçeyle Anayasa Mahkemesi’nin 14/05/2015 tarih ve E:2014/177, K:2015/49 sayılı kararıyla iptal edilmiştir.
6. Kamulaştırılan taşınmazın sahibinin haklarının, kamulaştırma tarihinde yürürlükte olan kurallara göre belirlenmesi gerekir. Nitekim bu husus idari yargı içtihatlarıyla da kabul edilmiştir. İtiraz başvurusunda bulunan Mahkemenin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında 2942 sayılı Kanun’un ilgili maddelerinde 6552 sayılı Kanun’la yapılan değişikliklerin bu tarihten sonra kesinleşen kamulaştırmalarla ilgili olarak tatbikinin mümkün olduğu görüşü benimsenmiş, bir başka deyişle 11/9/2014 tarihinden önce yapılan kamulaştırmalar ile ilgili olarak ortaya çıkacak uyuşmazlıklarda 6552 sayılı Kanun hükümleri uygulanacak kural olarak görülmemiştir.
7. Bu itibarla bakılmakta olan davaya konu kamulaştırma işlemi, 2942 sayılı Kanun’un 6552 sayılı Kanun’la değişik 22. maddesinin yürürlük tarihi olan 11/09/2014 tarihinden önce 20/12/2011 tarihinde gerçekleştiğinden itiraz konusu kuralın bakılmakta olan davada uygulanma imkânı bulunmamaktadır. Anayasa Mahkemesi’nin 16/3/2016 tarih ve E:2016/12, K:2016/13 sayılı kararı da aynı yöndedir.
8. Açıklanan nedenlerle kuralın itiraz başvurusunda bulunan Mahkemenin bakmakta olduğu davada uygulanma imkânı bulunmadığından başvurunun Mahkemenin yetkisizliği nedeniyle reddi gerekir.” gerekçesiyle başvuru reddedilmiştir.
Böylelikle, Anayasa Mahkemesi tarafından Danıştay Onüçüncü ve Altıncı Daireleri Müşterek Kurulu’nun yerleşik içtihatlarına da atıfla kamulaştırılan taşınmazın sahibinin haklarının, kamulaştırma tarihinde yürürlükte olan kurallara göre belirlenmesi gerektiği açıklığa kavuşturulmuştur.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 22. maddesinin uyuşmazlığa konu taşınmazın kamulaştırıldığı 03/12/1997 tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan hâlinde, kamulaştırmanın ve bedelinin kesinleşmesinden sonra taşınmaz malların kamulaştırma amacına veya kamu yararına yönelik herhangi bir ihtiyaca tahsisi lüzumunun kalmaması hâlinde, keyfiyetin idarece mal sahibi veya mirasçılarına 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre duyurulacağı, bu duyurma üzerine mal sahibi veya mirasçılarının, aldığı kamulaştırma bedelini üç ay içinde ödeyerek taşınmaz malını geri alabileceği kurala bağlanmıştır.
Bu itibarla, davacının mülkiyetinde iken kamulaştırılan, kamu yararı amacıyla herhangi bir ihtiyaca tahsisi yapılmayan ve satışı amacıyla ihaleye çıkarılmakla kamulaştırma amacına ve kamu yararına yönelik herhangi bir ihtiyaca tahsisi lüzumunun kalmadığı anlaşılan taşınmazın, Anayasa Mahkemesi kararında belirtildiği üzere kamulaştırma tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan hâliyle 2942 sayılı Kanun’un 22. maddesi uyarınca, bedeli mukabilinde geri alma hakkını kullanmasını teminen hak sahibi olan davacıya 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre duyuru yapılması gerekirken, bu usul işletilmeksizin satışına ilişkin gerçekleştirilen ihalede hukuka uygunluk, dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararında ise sonucu itibarıyla hukukî isabetsizlik bulunmamaktadır.
Davalı idare tarafından, “taşınmazın idare adına tescil edildiği tarihten itibaren eski malikinden geri alma konusunda herhangi bir başvurunun olmadığı” iddia edilmişse de 2942 sayılı Kanunun uyuşmazlığa konu taşınmazın kamulaştırıldığı 03/12/1997 tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 22. maddesinde, keyfiyetin idarece mal sahibi veya mirasçılarına 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre duyurulacağının kurala bağlandığı, ilgililerin herhangi bir başvuruda bulunmasından söz edilmediği anlaşıldığından, davalı idarenin itirazının yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin iptali yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının yukarıda belirtilen GEREKÇEYLE ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın taraflara iadesine,
5. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
6. 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 15/12/2022 tarihinde esasta oybirliğiyle gerekçede oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunduğu şekliyle 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 22. maddesinde, kamulaştırmanın ve bedelin kesinleşmesinden sonra taşınmaz malların kamulaştırma amacına veya kamu yararına yönelik herhangi bir ihtiyaca tahsisi lüzumunun kalmaması hâlinde keyfiyetin idarece mal sahibi veya mirasçılarına duyurulacağı belirtmiş olup, kamulaştırılan taşınmazın amacına uygun kullanılmasından sonra ihtiyaç kalmaması hâlinde bu maddenin uygulanmayacağı yolunda bir kural bulunmamaktadır.
Bu durumda, taşınmazın idare tarafından kamulaştırılması ve bu kamulaştırma işleminin kesinleşmesinden sonra bir süre amaca uygun kullanılması sonrasında da ihtiyaç kalmadığının anlaşılması hâlinde 2942 sayılı Kanun’un 22. maddesi gereğince taşınmaz mal maliki veya mirasçılarına keyfiyetin duyurulması gerekmektedir.
Nitekim, daha sonra 10/09/2014 tarih ve 6552 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun’un 22. maddesine “Bu madde hükümleri, kamulaştırmanın kesinleşmesi tarihinden itibaren beş yıl geçmiş olması hâlinde uygulanmaz.” fıkrası eklenmiş, ancak Anayasa Mahkemesi, 14/05/2015 tarihli ve E:2014/177, K:2015/49 sayılı kararıyla, anılan fıkranın yürürlük tarihten önce gerçekleştirilen kamulaştırma işlemleri nedeniyle açılan ve henüz kesinleşmeyen davalarda da uygulanacağına ilişkin 2942 sayılı Kanun’un geçici 9. maddesinin ilgili kısmını, geçmişe etkili şekilde uygulama yapılamayacağından bahisle iptal etmiştir.
Açıklanan nedenlerle, 2942 sayılı Kanun’un 22. maddesinde yapılan değişikliğin yürürlük tarihi olan 10/09/2014 tarihinden önce kamulaştırılan ve satışı amacıyla ihaleye çıkarılmakla kamulaştırma amacına ve kamu yararına yönelik herhangi bir ihtiyaca tahsisi lüzumu kalmadığı anlaşılan uyuşmazlık konusu taşınmazın, satışından önce keyfiyetin idarece mal sahibi veya mirasçılarına duyurulması gerektiğinden temyiz isteminin reddi ile İdare Mahkemesi kararının belirtilen gerekçeyle onanması gerektiği oyuyla karara gerekçe yönünden katılmıyorum.