Danıştay Kararı 13. Daire 2022/422 E. 2023/1576 K. 03.04.2023 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2022/422 E.  ,  2023/1576 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2022/422
Karar No:2023/1576

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … İnşaat Ticaret ve Sanayi A.Ş.
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : …Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …

İSTEMİN KONUSU : …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:…sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Bayram Barajı ve Hidroelektrik Santrali ile Bağlık Barajı ve Hidroelektrik Santrali projelerine yönelik yapılan özgün kati proje çalışmalarının karşılığı olarak 15.086.400,00 ABD Doları’nın ödenmesi talebiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin …tarih ve …sayılı işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …İdare Mahkemesi’nce verilen …tarih ve E:…, K:…sayılı kararda; idarenin eylem ve işlemleri sebebiyle doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu, ancak sorumluluktan söz edilebilmesi için öncelikle idarenin kusurunun ve meydana gelen zararın hukuka aykırı eylem veya işlem sebebiyle meydana geldiğinin ortaya konulması gerektiği;
Uyuşmazlıkta, davacının liderliğini yürüttüğü konsorsiyum tarafından, Bayram ve Bağlık Barajları ve Hidroelektrik Santral Projelerine ilişkin kati projelerin hazırlandığı ancak sözleşmenin yürürlüğe girememesi sebebiyle uygulamaya konulamadığı, davacı tarafından sözleşmenin davalı idareden kaynaklanan sebeplerle yürürlüğe konulamadığından bahisle proje bedellerinin ödenmesinin talep edildiği, söz konusu projeleri yürürlükten kaldıran 02/02/2009 tarih ve 2009/14674 sayılı Bakanlar Kurulu kararının iptali istemiyle açılan davada, Danıştay Onüçüncü Dairesinin 25/06/2013 tarih ve E:2009/5033, K:2013/1916 sayılı kararıyla, -özetle- “Bakanlar Kurulu kararının tesis edildiği 1998 yılından sonraki süreç incelendiğinde, projelerin kısa sürede faaliyete geçirilmesi için konsorsiyuma yaptırılması amaçlanmışken, konsorsiyum tarafından krediye ilişkin taahhüdün yerine getirilmemesi nedeniyle projelere ilişkin sözleşmenin imzalanarak projenin yapımı aşamasına geçilemediği, bu nedenle de 19/08/1998 tarih ve 1998/11682 sayılı Bakanlar Kurulu kararının tesis edilmesindeki amacın gerçekleşemediğinin görüldüğü; dosyada bulunan ve taraflarca paraflanmış olan sözleşme taslağının ‘Sözleşmenin Yürürlüğe Girmesi’ başlıklı 12. maddesinde, kredi sözleşmesinin Türkiye Cumhuriyeti Hazine Müsteşarlığı tarafından imzalanmasının sözleşmenin yürürlüğe girmesi şartları arasında yer aldığı, ancak Konsorsiyum tarafından kendisine bu konuda yazılmış olan yazılara rağmen kredi sözleşmesine ilişkin olarak idareye herhangi bir teklif sunulmadığından, konsorsiyumun bu konuda üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmediği, bu nedenle de sürecin ilerleyemediğinin anlaşıldığı, kredi teklifi sunulmayan projelerin 2002 yılı yatırım programından çıkarılmasından sonra 2005 yılı yatırım programına tekrar alınması üzerine 16/09/2005 tarihli yazıyla, fiyat ve sözleşme hükümlerinin yeniden gözden geçirilmesine karar verilerek ileride meydana gelebilecek keşif artışlarını şimdiden önlemek amacıyla belirlenen on hususta sözleşme evrakının düzeltilmesi ve kesin projelerde gerekli revizyonların yapılmasının istenilmesine rağmen, konsorsiyum tarafından idarenin bu taleplerinin yerine getirilmediği, bu nedenle de sürecin ilerlemediği, sürecin bu şekilde tekrar kesintiye uğramasından sonra 5539 ve 5625 sayılı Kanunlar ile uyuşmazlık konusu projeleri de kapsayacak şekilde proje yüklenicilerine yeni bir imkân tanındığı, bundan yararlanıp yararlanmak istemedikleri hususu konsorsiyuma sorulmasına rağmen konsorsiyum tarafından bu teklifin de kabul edilmediği, kısa sürede bitirilmesi amaçlanan projelerin yaklaşık on yıl geçmiş olmasına rağmen bitirilemediği, bu nedenle de projelerden elde edilmesi planlanan elektrik enerjisinin elde edilemediği, projelerin yapılması planlanan yerlerin uzun süre atıl olarak kaldığı hususları dikkate alındığında, 19/08/1998 tarih ve 1998/11682 sayılı Bakanlar Kurulu kararının yürürlükten kaldırılmasına ilişkin 02/02/2009 tarih ve 2009/14674 sayılı Bakanlar Kurulu kararında hukuka aykırılık bulunmadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, dolayısıyla projelerin sürüncemede kalması ve sözleşme aşamasına geçilememesinin konsorsiyumun üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmemesinden kaynaklandığı tespitlerine yer verildiği;
Bu durumda, her ne kadar taslak sözleşmelerde proje bedellerinin hak edişlerde ödenmesi kararlaştırılmış ise de, Bayram ve Bağlık Barajları ve Hidroelektrik Santrali Projelerine ilişkin sözleşmelerin yürürlüğe girememesinde davalı idareye atfedilecek bir kusur bulunmadığı kesinleşmiş yargı kararları ile ortaya konulduğundan, kati proje bedellerinin ödenmesi talebiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle, dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nce; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, davalı idarece dahi projelerin gerçekleşmeme nedeni olarak mevzuat değişikliği gösterilmiş olmasına rağmen Mahkemece şirketlerinin kusurundan kaynaklanan nedenlerle sözleşme imzalanamadığı şeklindeki gerekçenin hukuka aykırı olduğu, projelerin yatırım programından çıkarılmış olması nedeniyle kredi sürecinin kesintiye uğradığı, kendilerine atfedilebilecek bir kusur olmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Mahkeme kararının hukuka uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmekle birlikte, davacı tarafından anılan iddialarına yönelik olarak Fikrî ve Sınaî Haklar Mahkemelerinde açılacak bir dava ile ileri sürülebileceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge idare mahkemesi kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Dairemizin 10/01/2023 tarihli ara kararıyla, uyuşmazlık konusu Bayram Barajı ve Hidroelektrik Santrali ile Bağlık Barajı ve Hidroelektrik Santrali projelerinin DSİ ya da 3. kişiler tarafından hayata geçirilip geçirilmediği, hayata geçirildiyse, davacının iddialarını da karşılayacak şekilde, kesin proje ve teknik şartnamelerin kimler tarafından hazırlandığının sorulmasına ve 30/12/2002 tarih ve 2002/5169 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile projelerin 2003 yılı yatırım programından çıkarılmasından önce veya sonra davacı tarafından kredi teklifi sunulup sunulmadığının sorulmasına karar verilmiştir.
Davalı idarenin 13/02/2023 tarihli ara karara cevap yazısında, Bağlık Barajı ve Hidroelektrik Santrali’ne ait kati projelerin …Enerji Elektrik Üretim Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından …Müh. Müş. San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne hazırlatılarak Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’ne sunulduğu ve Genel Müdürlük tarafından onaylandığı belirtilmiştir. Bayram Barajı ve Hidroelektrik Santrali’ne ait kati projelerin ise henüz anılan şirket tarafından hazırlanarak Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’ne sunulmadığı, Bayram Barajı ve Hidroelektrik Santrali ile Bağlık Barajı ve Hidroelektrik Santrali’nde inşaat faaliyetlerine başlanmadığı belirtilmiştir.
Ayrıca 30/12/2002 tarih ve 2002/5169 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile projelerin 2003 yılı yatırım programından çıkarılmasından önce veya sonra davacı tarafından kredi teklifi sunulup sunulmadığına ilişkin olarak da davalı idarenin 13/02/2023 tarihli ara karara cevap yazısında, davacı şirket tarafından herhangi bir zamanda geçerli bir kredi teklif mektubunun taraflarına sunulmadığı, bunun da kesinleşen yargı kararlarıyla ortaya konularak kesinleştiği ileri sürülmüştür.

Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin …tarih ve E:…, K:…sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, anılan Bölge İdare Mahkemesi kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’ne gönderilmesini teminen dosyanın …İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine, 03/04/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.