Danıştay Kararı 13. Daire 2022/4206 E. 2022/4962 K. 26.12.2022 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2022/4206 E.  ,  2022/4962 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2022/4206
Karar No:2022/4962

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Valiliği
VEKİLİ : Av. …

MÜDAHİL (DAVALI YANINDA) : … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:…sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Mülkiyeti Hazineye ait Konya ili, Karatay ilçesi, …Mahallesi, …ada, …parsel sayılı taşınmaz üzerinde tarımsal faaliyette bulunmak üzere Konya Büyükşehir Belediyesi lehine 30 yıl süreyle irtifak hakkı tesis edilmesine ilişkin 2886 sayılı Kanun’un 51/g maddesi uyarınca pazarlık usulü ile 10/12/2021 tarihinde yapılan ihalenin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; ilgili mevzuat düzenlemelerinin birlikte değerlendirilmesinden, Hazinenin özel mülkiyetindeki taşınmazlar ile Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerler üzerinde tesis edilecek irtifak hakkı veya kullanma izni öncesinde, yatırımcıya bir yıla kadar olan ve dört yılı aşmayacak şekilde uzatılabilen ön izin verilebilmesi için, öncelikle 2886 sayılı Kanun ve ilgili Yönetmelik düzenlemelerine uygun bir ihalenin yapılması gerektiği, ihaleyi kazanan yatırımcı tarafından ön izin süresi içinde yükümlülüklerinin yerine getirilmesi hâlinde de sözleşme imzalanarak 49 yıla kadar irtifak hakkı kurulabileceği veya kullanma izni verilebileceği; davacının dava konusu ihaleye konu taşınmazın bir kısmında çiftçilik faaliyeti yürüttüğü ve idareye ecrimisil ödemeleri yaptığı açık ise de, söz konusu taşınmazda fuzuli şagil olan yani işgalci konumunda olan davacının taşınmaz nezdinde hukuken korunabilir herhangi bir hakkının bulunmadığı, dolayısıyla taşınmazın fuzuli şagil tarafından kullanılıyor olmasının idarenin taşınmaz üzerinde serbestçe tasarrufta bulunmasına engel teşkil etmeyeceğinin anlaşıldığı; bu durumda, 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu’nun 7. maddesi ile belediyelerin tarım ve hayvancılığı desteklemek amacıyla her türlü faaliyet ve hizmette bulunabileceğinin düzenleme altına alındığı, bu kapsamda belediyelerin organik tarım yapma faaliyetinde bulunabileceği, diğer yandan, söz konusu taşınmazın irtifak hakkı ihalesiyle ilgili işlemlerin mevzuat hükümleri uyarınca usulüne uygun olarak yürütüldüğü, davacı tarafın fuzuli şagil olarak taşınmazı kullanıyor olmasının taşınmazın ihale edilmesine engel olmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, Mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, dava konusu taşınmazın bir kısmını tarımsal amaçlı olarak uzun yıllardır kullandığı, söz konusu taşımazda tarım yapan çiftçilerden alınan ecrimisilin ihale bedelinden daha fazla olduğu, uzun yıllardır toprak ıslah edilip milyarlarca liralık yatırım yapıldığı, yapılan ihalenin kamu yararı taşımadığı, Anayasa’da ve diğer yasalarda çiftçiyi koruyan ve Hazine arazilerinden yararlanma ve mülkiyet hakkı tanıyan hükümlere aykırı şekilde belediye lehine irtifak hakkı tesis edilmekle mülkiyet hakkının ihlâl edildiği, ihalenin tarım arazilerinin korunması ve tarımın geliştirilmesi ile ilgili düzenlemelere aykırı olduğu, Hazineye ait tarımsal arazilerin devri ya da kiraya verilmesi konusunda Hazine arazisini fiilen kullanmakta olan çiftçi lehine düzenlemelere yer verildiği, belediyelerin asli görev ve sorumlulukları arasında tarım ve hayvancılık alanında faaliyet gösterebilmesine ilişkin bir hüküm bulunmadığı, belediyenin bu alandaki faaliyetleri destekleme amacıyla sınırlandırıldığı, idarenin takdir yetkisini kullanırken gözetmesi gereken ilkelere aykırı olacak şekilde tesis edilen işlemde mevzuata, kamu yararına ve hizmet gereklerine aykırılık bulunduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare ve davalı idare yanında müdahil tarafından; kararın usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Mahkeme kararının gerekçeli olarak onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü;

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Konya Büyükşehir Belediyesi’nin … tarih ve …sayılı yazısıyla mülkiyeti Hazineye ait, Konya ili, Karatay ilçesi, …Mahallesi, …ada …parsel sayılı ve 14.052.341,29 m2 yüzölçümlü taşınmaz üzerinde tarımsal amaçlı irtifak hakkı tesisi talep edilmiş, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın … tarih ve …sayılı Olur ile söz konusu taşınmazın 14.047.098,07 m2’lik kısmı üzerinde imar planı kullanım kararlarına uygun olarak organik tarım yapılmak amacıyla 30 yıl süreli bağımsız ve sürekli nitelikli irtifak hakkı tesisine esas olmak üzere yıllık 4.910.500,00-TL tahmini bedel üzerinden 2886 sayılı Kanun’un 51/g maddesi uyarınca pazarlık usulü ile irtifak hakkı ihalesinin yapılması uygun bulunmuştur.
Akabinde 10/12/2021 tarihinde yapılan irtifak ihalesine Konya Büyükşehir Belediye Başkanlığı davet edilmiş, söz konusu ihale 4.911.000,00-TL bedelle tek katılımcı olan belediyenin uhdesinde kalmıştır. … tarih ve …sayılı Olur’u ile ihalenin uygun görülmesi üzerine idareler arasında 28/12/2021 tarihinde ön izin sözleşmesi imzalanmıştır.
Davacı tarafından; Karatay Belediye Başkanlığı’nın … tarih ve …sayılı yazısı ile söz konusu taşınmazda “Tarım ve Hayvancılık Projesi” kapsamında 28/12/2021 tarihli ön izin sözleşmesi ile Konya Büyükşehir Belediyesi lehine irtifak hakkı tesis edildiğinin ve taşımazdaki işgal faaliyetinin 15 gün içinde sonlandırılarak taşınmazın boşaltılmasının bildirilmesi üzerine, ihaleye konu taşınmazı tarımsal amaçlı olarak uzun yıllardır kullandığı ve idareye ecrimisil ödemeleri yaptığından bahisle söz konusu ihalenin iptaline karar verilmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un işlem tarihi itibarıyla yürürlükte olan hâliyle Ek-6. maddesinde, ” İmar planı bulunmayan veya imar planında tarımsal amaca ayrılan Hazineye ait tarım arazilerini en az üç yıldan beri tarımsal amaçla kullandığı 31/12/2017 tarihinden önce Bakanlıkça tespit edilen ve başvuru tarihi itibarıyla kullanımlarının halen devam ettiği belirlenen kullanıcılardan; bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içerisinde bu arazileri doğrudan kiralamak için başvuruda bulunanlara, ecrimisil borçları bulunmaması şartıyla, cari yıl ecrimisil bedelinin yarısı üzerinden on yıla kadar doğrudan kiralanabilir.
Kira süresi sonunda yükümlülüklerini yerine getirdiği tespit edilen ve talepte bulunan kiracıların kira süresi uzatılabilir veya bu araziler sözleşme hükümleri çerçevesinde on yıllık kullanımı müteakip kiracılarına doğrudan satılabilir. Bu arazilerin satışında 26/4/2012 tarihi itibarıyla belediye ve mücavir alan sınırları içinde yer alan araziler için bu Kanun’un 4’üncü maddesinin onikinci fıkrası, bu tarih itibarıyla belediye ve mücavir alan sınırları dışında yer alan araziler için ise 6292 sayılı Kanunun Hazineye ait tarım arazilerinin satışına ilişkin hükümleri kıyasen uygulanır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.” kuralına yer verilmiş; anılan ek maddenin 4706 sayılı Kanun’a eklenmesine ilişkin 7143 sayılı Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun’un “Yürürlük” başlıklı 27. maddesinde, “(1) Bu Kanun’un; a) 13 üncü maddesi 1/6/2018 tarihinde,
b) 14 üncü maddesi 6/4/2018 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yayımı tarihinde,
c) 18 inci, 19 uncu, 20 nci ve 21 inci maddeleri 1/1/2019 tarihinde,
ç) Diğer maddeleri yayımı tarihinde yürürlüğe girer.” kuralı yer almıştır.
4706 sayılı Kanun’un Ek-6. maddesine dayanılarak hazırlanan 387 sayılı Milli Emlak Genel Tebliği’nin “Hak sahipliği” başlıklı 5. maddesinde, “(1) Hazineye ait tarım arazilerini; 31/12/2017 tarihinden önce en az üç yıl süreyle tarımsal amaçla kullandığı İdarece belirlenmiş olan ve başvuru tarihi itibarıyla da kullanımları halen devam edenlerden 19/11/2018 tarihine kadar başvuruda bulunanlar hak sahibi sayılırlar.
(2) Birinci fıkra kapsamında hak sahibi olanlara kiralama yapılabilmesi için varsa ecrimisil borçlarının ödenmiş veya taksitlendirilmiş olması gerekmektedir.
(3) Kullanıcının ölümü halinde hak sahibinin belirlenmesinde Hazineye ait tarım arazisini halen kullanan kanuni mirasçı ile murisin kullanımları birlikte dikkate alınır. Bu durumda fiilen kullanmaya devam eden mirasçı hak sahibi olarak kabul edilir.” kuralına yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Aktarılan mevzuat uyarınca, imar planı bulunmayan veya imar planında tarımsal amaca ayrılan Hazineye ait tarım arazilerini en az üç yıldan beri tarımsal amaçla kullandığı 31/12/2017 tarihinden önce Bakanlıkça tespit edilen ve başvuru tarihi itibarıyla kullanımlarının hâlen devam ettiği belirlenen kullanıcılardan, 4706 sayılı Kanun’un Ek-6. maddesinin yürürlüğe girdiği 18/05/2018 tarihinden itibaren altı ay içerisinde 19/11/2018 tarihine kadar bu arazileri doğrudan kiralamak için başvuruda bulunanların hak sahibi olduğu, hak sahibi olan kişilerin ecrimisil borçları bulunmaması şartıyla, cari yıl ecrimisil bedelinin yarısı üzerinden on yıla kadar doğrudan kiralama yapılabileceği, kira süresi sonunda yükümlülüklerini yerine getirdiği tespit edilen ve talepte bulunan kiracıların kira süresi uzatılabileceği gibi bu arazilerin sözleşme hükümleri çerçevesinde on yıllık kullanımı müteakip kiracılarına doğrudan satılabileceği anlaşılmaktadır.
Davacı tarafından dava ve temyiz dilekçelerinde 4706 sayılı Kanun’un Ek-6. maddesinden bahisle, uzun yıllardır ecrimisil ödenerek söz konusu taşınmazın kullanıldığının belirtilmesi üzerine Dairemizin 08/11/2022 tarihli ara kararı ile taraflardan, 4706 sayılı Kanun’un Ek-6. maddesi uyarınca ihaleden önce söz konusu taşınmazın kiralanması için ilgili idareye yapılmış herhangi bir başvuru bulunup bulunmadığı sorularak buna ilişkin bilgi ve belgelerin gönderilmesi istenilmiş olup davalı idarece davacının dava konusu taşınmaza yönelik 4706 sayılı Kanun’un Ek-6. maddesi uyarınca kiralama talebinin olmadığı yönünde cevap verilmiş, davacı tarafından, söz konusu taşınmazı kiralamak maksadıyla Milli Emlak Müdürlüğü’ne 04/09/2020 tarihinde başvuru yapıldığı belirtilerek başvuru dilekçesinin örneği sunulmuş ise de, söz konusu dilekçenin ihaleye konu taşınmazdaki fuzûlî işgal dolayısıyla davacı adına çıkarılan ecrimisil miktarına itiraza yönelik ve bu ecrimisilin iptali talebinden ibaret olduğu görülmektedir.
Dairemizin 08/11/2022 tarihli ara kararına taraflarca verilen cevapların ve dosyadaki belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, 4706 sayılı Kanun’un Ek-6. maddesinin 18/05/2018 tarihinde yürürlüğe girmesinden sonra davacının anılan Kanun maddesi uyarınca irtifak hakkı tesis edilen taşınmaza yönelik yasal süresi içerisinde herhangi bir hak sahipliği tespitinin yapılmadığı ve kiralama talebinin bulunmadığı, ara kararına cevaben sunulan kiralamaya ilişkin olduğu belirtilen başvuru dilekçesinin ise fuzûlî işgal dolayısıyla istenilen ecrimisil bedeline yönelik olduğu, 4706 sayılı Kanun kapsamında davacının bir başvurusunun ve hakkının bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, davalı idarece gerçekleştirilen dava konusu ihale işleminde hukuka aykırılık, davanın reddi yolundaki temyize konu Mahkeme kararında ise hukukî isabetsizlik bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın reddi yolundaki … İdare Mahkemesi’nin …tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının yukarıda belirtilen GEREKÇEYLE ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
5. Kullanılmayan …-TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
6. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
7. 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 26/12/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.