Danıştay Kararı 13. Daire 2022/3966 E. 2023/1560 K. 30.03.2023 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2022/3966 E.  ,  2023/1560 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2022/3966
Karar No:2023/1560

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …Haber ve Görsel Yayıncılık A.Ş.
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirkete ait “…” logosuyla yayın yapan televizyon kanalında 10/09/2020 tarihinde yayınlanan “…” adlı dizi filmde, 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un 8. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendinde yer verilen “Yayın hizmetleri (…) Toplumun millî ve manevî değerlerine, genel ahlâka ve ailenin korunması ilkesine aykırı olamaz” şeklindeki
yayın ilkesinin ihlâl edildiğinden bahisle 335.952,00-TL idarî para cezası uygulanmasına ilişkin …tarih ve …sayılı Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (Üst Kurul) kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …İdare Mahkemesi’nce verilen …tarih ve E:…, K:…sayılı kararda; dava konusu dizi filmde yer alan diyaloglar ile Kur’an-ı Kerim’de ismi geçen, İslamî ve diğer bir çok semâvi dinin kaynaklarında ilk insan ve ilk peygamber olduğuna inanılan, İslam dini müntesiplerince de bu şekilde kutsal kabul edilen …’e açık bir şekilde atıfta bulunulmak suretiyle …’in ilkellik ve vahşilik kavramları ile bağdaştırıldığı, söz konusu diyaloglarda geçen ilkel kavramının gerek Türk Dil Kurumu Sözlüğü’nde gerekse günlük hayatta, bulunduğu çağın gerisinde olan, gelişmemiş eğitimsiz anlamlarına, vahşi kavramının ise yabanî, kaba ve uyum sağlamayan anlamlarında kullanıldığı, ülke nüfusumuzun büyük bir çoğunluğunun Müslüman olduğu dikkate alındığında söz konusu diyalogların toplumda bir karşılığının bulunmadığı ve toplumun manevi değerlerini zedeler nitelikte olduğu, toplumda dini inançlar bakımından kutsal sayılan kişi veya nesnelerin din ve vicdan özgürlüğünü ihlâl edecek, hoşgörüye dayalı çoğulcu toplum yapısını bozacak bir şekilde ele alınmasının veya kullanılmasının toplumun büyük bir kesimi üzerinde olumsuz bir etkiye neden olacağı göz önüne alındığında, söz konusu yayında yer alan diyalogların ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesine olanak bulunmadığı, bu itibarla, 6112 sayılı Kanun’un 8. Maddesinin 1. fıkrasının (f) bendindeki yayın ilkesinin ihlâl edildiğinden bahisle davacı şirket hakkında 335.952,00-TL idarî para cezası uygulanmasına ilişkin Üst Kurul kararında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nce; dava konusu dizi filmde “…? Şu insan olan. Hani ilk insan”, “Böyle ilk insan vahşiliği var, yok değil tabî ki ama adam dediğin de biraz ilkel olacak, yanlış mıyım?” şeklindeki diyaloglara yer verildiği, devam eden diyaloglarda dizi karakteri …’nin …’e aşık olduğunu arkadaşlarına itiraf ettiği, dizideki … karakterinin 30’lu yaşlarda, evli ve bir çocuk babası, eski bordo bereli olan ve bir operasyonda yaşanan olay sonrasında ordudan ayrılmak zorunda kalan, …isimli iş adamının ikinci eşi … için korumalık yapan birini canlandırdığı, …karakterinin ise …’un ilk evliliğinden olan, güzel, asi ruhlu, şımarık bir üniversiteli genç kızı canlandırdığı, dizi filmde …’in …’in koruması olarak işe başlamasıyla birlikte tüm karakterlerin hayatlarında gelişen olaylara yer verildiği, dizinin kurgusu ve ihlâle konu diyalogların bütünü dikkate alındığında, üvey annesinin korumalığını yapan …karakterine aşık olan … karakterinin arkadaşlarıyla yaptığı konuşmaların …ile ilgili değil, adı …olan dizi karakterine yönelik olduğu, dava konusu dizi filmde geçen diyaloglarda …’e yönelik saygısızlık içeren ifadelere yer verilmediği, dava konusu yayında yer verilen ifadelerin toplumun değer yargılarını ve dini inanç esaslarını zedeleyen bir yönünün bulunmadığından 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin 1. fıkrasında yer alan yayın ilkesinin ihlâl edilmediği sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, davacının istinaf başvurusunun kabulüne, istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının kaldırılmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 4. fıkrası uyarınca esastan incelenen davada, dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, dava konusu idarî yaptırım kararına dayanak teşkil eden ifadelerin …’e yönelik olduğu, …’in İslam dininin yanı sıra diğer semavi dinler bakımından da ilk peygamber ve insan olarak kabul edildiği, dava konusu dizi filmde geçen ifadelerin …’e yönelik toplumun değer yargılarına saygısızlık oluşturduğu ve dava konusu dizi filmde yayın ilkesi ihlâline yol açıldığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, dava konusu yayında yer verilen ifadelerin İslam dininin ve diğer semâvi dinlerin ilk insan ve peygamber olarak kabul ettiği …’e yönelik olmadığı, ifadelerin dizi karakteri …’e yönelik olduğu, dava konusu yayında yayın ilkesi ihlâline yol açıldığından bahisle davacı şirket hakkında idarî para cezası uygulanması yoluyla basın hürriyetine yapılan müdahalenin demokratik bir toplum için gerekli olmadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge idare mahkemesi kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun yukarıda özetlenen gerekçeyle kabulü yolundaki …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin …tarih ve E:…, K:…sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, anılan Bölge İdare Mahkemesi kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davalıya iadesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’ne gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine, 30/03/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.