Danıştay Kararı 13. Daire 2022/3910 E. 2023/1637 K. 04.04.2023 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2022/3910 E.  ,  2023/1637 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2022/3910
Karar No:2023/1637

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … Ltd. Şti.’nden tahsil edilemeyen amme alacağının, 05/11/2010 – 04/05/2012 tarihleri arasında şirket müdürü olan davacıdan tahsili amacıyla 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 10. maddesi ile 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un Mükerrer 35. maddesi uyarınca başlatılan takibat sonucunda, … İcra Müdürlüğü’nce haciz yoluyla satış işlemlerine başlanılan davacıya ait aracın satış bedelinden asıl borçlu şirketin ödenmeyen borçlarına yetecek kadarının, yetmemesi hâlinde tamamının davalı idare hesabına aktarılmasına yönelik … tarih ve … sayılı davalı idare işleminin iptali ile tahsil edilen bedelin iadesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacının, 05/11/2010-04/05/2012 tarihleri arasında … Ltd. Şti.’nin ortağı ve müdürü olduğu, asıl borçlu şirketten tahsil imkânı bulunmadığı anlaşılan muhtelif Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu idari para cezalarının takip ve tahsili maksadıyla şirket ortağı ve müdürü sıfatıyla davacı adına düzenlenen … tarih ve …,…,… ana takip numaralı ödeme emirlerinin 24/08/2016 tarihinde davacının babasına tebliğ edildiği, sonrasında … tarih ve … (…) numaralı işlemle haciz işlemi uygulandığı, davalı idarenin … tarih ve … sayılı yazısıyla, İstanbul … İcra Müdürlüğü’ne davacının aracı üzerine konan haczin devam ettiğinin bildirildiği ve aracın satılması hâlinde satış miktarından elde edilen tutarın Vergi Dairesi hesabına aktarılmasının istenildiği, aracın icra yoluyla satılarak satış bedelinden elde edilen tutarın davalı idare hesabına aktarılması üzerine, 27/12/2019 tarihli işlemin iptali ile tahsil edilen bedelin iadesi istemiyle bakılan davanın açıldığı;
Dava konusu işleme dayanak olan, haciz işlemi ve davacı hakkında düzenlenen ödeme emirlerinin iptali istemiyle açılan davada Mahkemelerinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile dava konusu ödeme emirlerine karşı süresi içinde dava açılmadığı gerekçesiyle süre aşımı nedeniyle davanın reddine; haciz işlemi yönünden ise davacı adına düzenlenen ödeme emirlerine karşı süresinde açılmış bir dava bulunmadığından, kamu alacağının tahsili amacıyla davacı hakkında uygulanan haciz işleminde de hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği; bu itibarla, dava konusu işlemin dayanağı olan, davacı adına düzenlenen ödeme emirlerine ve haciz işlemine karşı açılan davada, davanın reddine karar verildiğinden bu işlemlerin ilgili mevzuat gereği devamı niteliğinde olan dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Öte yandan, dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmediğinden, davacıdan icra yoluyla tahsil edilen bedelin iadesi isteminin de reddi gerektiği ifade edilmiştir.
Belirtilen gerekçelerle, dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nce; 6183 sayılı Kanun’un uygulanmasına ilişkin kesin ve yürütülmesi gereken işlemlerin ödeme emri, haciz ve satış gibi işlemler olduğu, iptali istenilen … tarih ve … sayılı işlemin ise idare ile İcra Dairesi Müdürlüğü arasındaki yazışma mahiyetinde olduğu ve tek başına idari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem niteliğinde bulunmadığının anlaşıldığı, diğer yandan, istinafa konu Mahkeme kararına dayanak alınan … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının Dairelerinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla ”…her ne kadar taraflar dilekçelerinde 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunundan kaynaklı idari para cezalarından bahsetmekte ise de, dava konusu işlemlerin esas itibarıyla vergi ve buna bağlı cezalardan kaynaklandığı görülmekle, davanın görüm ve çözümünün vergi mahkemelerinin görev alanında kaldığı anlaşıldığından, İdare Mahkemesi’nce 2577 sayılı Kanun’un 43. maddesi uyarınca görev uyuşmazlığı çıkarılarak dosyanın Bölge İdare Mahkemesi’ne gönderilmesi gerekirken, bu usul izlenmeksizin davanın esası hakkında karar verilmesinde usul hükümlerine uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.” gerekçesiyle kaldırılmasına karar verildiği, bu durumda, İdare Mahkemesi’nce, dava konusu işlemin kesin ve yürütülmesi gereken nitelikte olmadığı dikkate alınarak, olası bir hak kaybına sebebiyet verilmemesi için dilekçenin reddi yoluyla dava konusu işlemin ne olduğu hususu netleştirilmek suretiyle; haciz ya da satış dava konusu ediliyorsa haciz varakaları, haciz bildirileri, dayanak ödeme emirleri ile hacze ilişkin idare ve emniyet yazışmaları temin edilerek, uyuşmazlığın İdare Mahkemesi’nin görev alanında kalıp kalmadığı açıklığa kavuşturularak bir karar verilmesi gerekirken, belirtilen usuli eksiklikler tamamlatılmaksızın verilen kararda hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle, istinaf başvurusunun kabulü ile, … İdare Mahkemesi’nce verilen kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtilen hususlar doğrultusunda yeniden bir karar verilmek üzere dava dosyasının Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, amme alacağının asıl borçlu şirketten tahsil edilememesi sebebiyle şirket ortağı ve müdürü bulunan davacı hakkında 6183 sayılı
Kanun’un 55. maddesi gereğince ödeme emri düzenlenmek suretiyle takibata
geçildiği, söz konusu kamu alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği tarihlerde
davacının sorumluluğunun bulunduğu, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge idare mahkemesi kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile İdare Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden bir karar verilmek üzere dava dosyasının Mahkemesine gönderilmesine ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, anılan Bölge İdare Mahkemesi kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davalıya iadesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’ne gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine, 04/04/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.