Danıştay Kararı 13. Daire 2022/3901 E. 2022/4976 K. 26.12.2022 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2022/3901 E.  ,  2022/4976 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2022/3901
Karar No:2022/4976

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : …Belediye Başkanlığı – …

İSTEMİN KONUSU : …. İdare Mahkemesi’nin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: İzmir ili, Foça ilçesi, …Mahallesi, …ada, …parselde bulunan …Blok, No:…ve …numaralı zemin kat dükkanların 27/01/2022 tarihinde 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 35/a maddesi uyarınca ”kapalı teklif usulü” ile ihaleye çıkarılmasına yönelik Foça Belediyesi Encümeni’nin …tarih ve …sayılı kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; davacı vekili tarafından dava konusu …tarih ve …sayılı Foça Belediyesi Encümeni kararından, Mahkemelerinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının 27/05/2022 tarihinde kendilerine tebliği üzerine haberdar olunduğu ileri sürülmüş ise de, Mahkemelerinin anılan dosyası incelendiğinde, davalı idarece, bahse konu davaya konu edilen …tarih ve …sayılı Encümen kararının, iş bu davaya konu edilen …tarih ve …sayılı Encümen kararıyla iptal edildiğine dair açıklamalarını içeren savunmasının, e-tebliğ marifetiyle davacı vekiline 14/04/2022 tarihinde tebliğ edildiği ve 19/04/2022 tarihi itibarıyla da okunmuş sayıldığı, yine Uyap kayıtlarından, davacı vekilinin Avukat Portal üzerinden 09/05/2022 tarih ve 14:44’te de dava konusu işlemin yer aldığı dokümanları okuduğunun görüldüğü, bu durumda, davacı vekilince dava konusu işleme 19/04/2022 tarihi itibarıyla muttali olunduğu anlaşıldığından, bu tarihi izleyen günden itibaren 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin 2. fıkrası (a) bendi uyarınca 30 günlük dava açma süresi içerisinde 19/05/2022 tarihine kadar dava açılması gerekirken, bu süre geçtikten sonra 17/06/2022 tarihinde açılan davanın esasının süre aşımı nedeniyle incelenmesinin mümkün bulunmadığı, öte yandan, işlemden en geç dokümanların okunduğu 09/05/2022 tarihinde haberdar olunduğu kabul edilse dahi davanın otuz günlük dava açma süresinden sonra açıldığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, hak arama hürriyetinin zedelendiği, vekilin öğrenmesi ile asilin dava açma süresinin başlatılmasının yazılı bildirim usulüne aykırılık teşkil ettiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın süre aşımı yönünden reddine ilişkin …. İdare Mahkemesi’nin …tarih ve E:…, K:…sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
5. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
6. 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 26/12/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı” başlıklı 2. maddesinde, idarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından iptal davaları açılabileceği kurala bağlanmıştır. Bu bağlamda, iptal davalarında yalnızca menfaatleri ihlâl edilen kişiler dava açmakta ehliyetli bulunmaktadır.
Doktrin ve Danıştay içtihatlarında “menfaat ihlali” kavramının, davacının dava konusu yaptığı işlemle arasında kurulabilecek minimum düzeyde de olsa, ilgiyi, alakayı ifade ettiği, ihlâl edilen menfaatin de “meşru”, “kişisel” ve “güncel” bir menfaat olması gerektiği belirtilmektedir.
Bu durumda, dava konusu ihalenin iptali hâlinde aynı işe ilişkin yeni yapılacak ihaleye katılma imkânı bulunan kişilerin ehliyetli olacakları açık olmakla birlikte, ihale mevzuatı uyarınca ihaleye katılma imkânı bulunmayan kişilerin ise varsa “meşru”, “kişisel” ve “güncel” bir menfaat bağını ortaya koyması, aksi hâlde dava açma ehliyetinin bulunmadığının kabulü gerekmektedir.
Davacı tarafından dava konusu ihaleye yönelik “meşru”, “kişisel” ve “güncel” bir menfaatinin ne şekilde etkilendiğine ilişkin herhangi bir husus ortaya konulamamıştır. Yalnızca ilgili belediye sınırları içerisinde yaşıyor olmak, kişinin dava açma ehliyetinin kabulü noktasında yeterli kabul edilemez.
Açıklanan nedenlerle, İdare Mahkemesi kararının gerekçeli olarak onanması gerektiği görüşüyle karara katılmıyorum.