Danıştay Kararı 13. Daire 2022/3878 E. 2023/1082 K. 09.03.2023 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2022/3878 E.  ,  2023/1082 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2022/3878
Karar No:2023/1082

TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVACI) … Gıda Hayvancılık İnşaat Pazarlama Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …

2- (DAVALI) … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … Mekanize Piyade … Komutanlığı’nca açık ihale usûlü ile gerçekleştirilen “6 Kalem Sebze Alımı” ihalesinde, ihale saatine 15 dakika kala davacı şirketin müdürü …’nin isteklileri tereddüte düşürecek şekilde davranışlar sergileyerek ihaleye katılmak isteyenlerin büyük çoğunluğunun katılmasını engellediğinden bahisle 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 17. maddesi ile 58. maddesi uyarınca 1 (bir) yıl 6 (altı) ay süreyle bütün kamu kurum ve kuruluşlarının ihalelerine katılmaktan yasaklanmasına ilişkin 26/12/2014 tarih ve 29217 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan işlemin iptali ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ihalelere katılamaması nedeniyle 5.000,00-TL maddi tazminata ve ticari itibarının sarsılması nedeniyle 50.000,00-TL manevi tazminata hükmedilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce Dairemizin 21/10/2021 tarih ve E:2016/2926, K:2021/3452 sayılı kararının dava konusu yasaklama işleminin iptali ile maddi tazminat istemi yönünden davanın reddine ilişkin kısmının onanması, manevi tazminat istemi yönünden davanın reddine ilişkin kısmının bozulması üzerine, Dairemizin anılan bozma kararına uyularak verilen kararda; manevi tazminatın, kişilik haklarının ihlâli hâlinde meydana gelen eksilmenin, başka türlü giderim yolunun bulunmaması nedeniyle, uğranılan manevi zararın kısmen de olsa telafi edilmesini sağlayan manevî bir tatmin aracı olduğu, tüzel kişilerin kişilik haklarını, saygınlık, ticari itibar, sosyal ilişkiler bakımından sahip olunan değer, diğer kurumlar nezdindeki algılanış, mesleki çevrelerdeki konum, güvenilirlik gibi değerlerin oluşturduğu, tüzel kişiliğin saygınlığını yitirmesine, itibar kaybına uğramasına veya amaçlarını gerçekleştirmek bakımından zor duruma düşürülmesine yol açan hukuka aykırı tasarrufların, manevi zarara yol açtığı kabul edilerek bu tür zararların tazmini gerektiği, tüzel kişiler lehine manevi tazminata hükmedilirken piyasadaki konumları ve ekonomik durumları dikkate alınarak, olay nedeniyle piyasadaki konumlarının ve ticari itibarlarının sarsılması ile orantıyı ifade edecek, işlemin hukuka aykırılığını ortaya koyacak ve hukuka aykırılığı özendirmeyecek bir miktarın belirlenmesi gerektiği;
Davacı şirketin, 4734 sayılı Kanun’un 17. maddesi ve 58. maddesi uyarınca 1 yıl 6 ay süreyle ihalelerden yasaklanmasına ilişkin 26/12/2014 tarih ve 29217 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan işlemin Mahkemelerinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla iptaline karar verildiği, anılan kararın kesinleştiği ve söz konusu yasaklama kararının davacının ticari itibarını zedelediği ve güvenilirliğini azalttığının açık olduğu;
Anılan yasaklama işleminin uygulamada kaldığı süre, davacı şirket üzerindeki olumsuz etkileri, davacı şirketin piyasadaki konumu ve ekonomik durumu dikkate alınarak ve olay nedeniyle piyasadaki konumunun ve ticari itibarının sarsılmasıyla orantılı olarak, davacı şirketin söz konusu işlem nedeniyle uğradığı manevi zarara karşılık takdiren 15.000,00-TL manevi zararın davacıya ödenmesi, fazlaya yönelik manevi tazminat isteminin ise reddi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 15.000,00-TL manevi tazminatın davacı şirkete ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin ise reddine, davanın onanarak kesinleşen kısmı da dikkate alındığında dava sonuç olarak “dava konusu işlemin iptali, tazminat isteminin kısmen kabulü, kısmen reddi” ile sonuçlandığından kabul edilen manevi tazminat talebi üzerinden Asgari Avukatlık Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen nispî vekâlet ücreti maktu vekâlet ücretinin altında kaldığından davacı lehine 2.550,00-TL maktu vekâlet ücretine, söz konusu Tarife’nin 10. maddesinin 2. fıkrası uyarınca davanın kısmen reddi durumunda davalı lehine hükmedilecek vekâlet ücreti davacı lehine hükmedilen vekâlet ücretini geçemeyeceğinden davalı idare lehine manevi tazminat için 2.550,00-TL, maddi tazminat isteminin tamamı reddedildiğinden Tarife’nin 13. maddesinin 4. fıkrası uyarınca 2.550,00-TL maktu vekâlet ücretine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacı tarafından, ihalelere katılmaktan yasaklanmasına ilişkin işlemin ticari itibarına zarar verdiği, söz konusu işlemden sonra işlerinin bir daha eskisi gibi olmadığı, lehine hükmedilen tazminat tutarının düşük olduğu, yasaklama işleminin uzun bir yargılama sürecinden sonra iptal edilmesi, davanın açıldığı tarih ile günümüzdeki ekonomik koşullar ve enflasyon göz önünde bulundurularak yüksek bir tazminata hükmedilmesi gerektiği, davanın açılmasına davalı idare neden olduğundan davalı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiği, davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinin hem hakkaniyete aykırı olduğu hem mülkiyet hakkını ihlâl ettiği ileri sürülmektedir.
Davalı idare tarafından, yargı organlarının idareye nazaran daha geniş bir yorum ve takdir yetkisine sahip olmaları itibarıyla “içtihat” yoluyla idarenin mevzuat hükmüne verdiği anlamı değiştirmek suretiyle idareye ne yolda uygulama yapması gerektiğine işaret edebileceği, diğer bir ifadeyle mevzuatın idarece iyi niyetle ve ciddi surette farklı yorumlanmasından doğan ve bilahare idari yargı organınca hukuka aykırı şekilde nitelenen işlemlerden dolayı bir tazminat talebine hukukilik atfedilemeyeceği, yani bu hâllerde idarenin tazmin sorumluluğunun bulunmayacağı, bu istisnai hâllerde işlemin sonuçta hukuka aykırı görülmesinin aynı işlem nedeniyle bir tazminat talebine dayanak teşkil etmeyeceği, 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca mahkeme harçlarından muaf olduklarından taraflarına yargılama gideri yükletilmesinin hukuka aykırı olduğu, aleyhlerine yargılama giderine hükmedilmemesi gerektiği ileri sürülmektedir.

TARAFLARIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.
Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin reddine,
2. Manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 15.000,00-TL manevi tazminatın davacı şirkete ödenmesi, fazlaya ilişkin istemin ise reddi yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın taraflara iadesine,
5. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
6. 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 09/03/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.