Danıştay Kararı 13. Daire 2022/3739 E. 2023/1363 K. 23.03.2023 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2022/3739 E.  ,  2023/1363 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2022/3739
Karar No:2023/1363

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Valiliği
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:.. , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Tunceli ili, Nazımiye ilçesi, Dereova Köyü, … Mezrasında ikamet eden ve hayvancılık ile uğraşan davacı tarafından, … Mezrasında bulunan …, …, …, …, … , … , … parsel sayılı mera vasıflı taşınmazların ihale ile kiralanmasına dair 22/03/2022 tarihli ihalenin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; Tunceli Valiliği İl Mera Komisyonu’nun 01/03/2022 tarihli kararı doğrultusunda, Tunceli ilinde bulunan bazı ihtiyaç fazlası Mera, Yaylak ve Kışlakların 2022 otlatma sezonu için Mera Kanunu ve Mera Yönetmeliği’nin 7(a) ve 13. maddeleri kapsamında 2886 sayılı Kanun’un 51(g) maddesi uyarınca pazarlık usulü ile 5 aylık süre ile ihaleye çıkarılmasına karar verildiği, bu kapsamda Nazımiye, Dereova Köyü, … Yaylası’nda bulunan … , …, …, …, …, … ve … parsel sayılı taşınmazların da ihaleye çıkarıldığı, muhammen bedeli belirlenen ihalenin yerel gazetede iki kez ilan edildiği, kararlaştırılan gün ve saatte ise ihaleye … Birliği’nin katıldığı ve teklif verdiği, söz konusu teklifin idarece belirlenen muhammen bedelin altında kalmaması nedeniyle ihalenin anılan Birliğin üzerine kaldığı, bu doğrultuda da davalı idare ile anılan Birlik arasında 5 aylık kira sözleşmesi imzalandığı, bunun üzerine davacı tarafından söz konusu ihalenin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı; söz konusu taşınmazlara yönelik hazırlanan 28/02/2022 tarihli raporda; ”Nazımiye ilçesine ait mera ve yaylaklarda ulaşım-yol sorunu bulunmamakta olup bazı yaylak alanlarının içme ve kullanma suyu problemi bulunduğundan bu durumun ihale edilecek ihtiyaç fazlası alanların kapasitelerini sınırlandırdığı, bu ilçeye ait yaylakların genellikle orta sınıf, nadiren iyi sınıf mera yaylak alanlarından oluştuğu, 2022 yılı otlatma sezonu öncesi mevsim normallerinde bir kar yağışı gerçekleştiği, ilkbahar ayları ile birlikte yağacak yağmur seviyesinin yeterli düzeye ulaşmasının beklendiği, mera yaylaklarının hayvancılık için yarayışlı mera bitkileri kapasitesinin yeterli düzeyde olacağının öngörüldüğü, sayılan bu bilgiler doğrultusunda; Dereova Köyü, … mezrasında 7.500 dekar tescilli iyi vasıflı mera yaylak alanı ve önceki yıllarda yapılan tespit çalışmalarında mera olarak kullanılabilecek 5.300 dekar alan tespit edildiği, köy tüzel kişiliğini yitirdiği için idari yönden Dereova Köyü’ne bağlı bulunan … yaylaklarının …, …, …, …, …, … ve … numaralı mera parsellerinin ihale kapsamına alınması, … Köyü’ne yakın bulunan … , …, …, … ve … mera parsellerinin ise … köylülerinin istifadesine bırakılmasının uygun olacağı, yine önceki yıllarda güvenlik sebebi ile ihale edilemeyen Büyükyurt Köyü’ndeki … , … ve … parsel numaralı 3.206 dekar iyi vasıflı mera alanının … mezrası mera yaylak alanları ile birleştirilerek Eğribelen bölgesinde bulunan 7.500 dekarlık mera alanı ile tespit çalışmalarında mera olarak değerlendirilen 5.300 dekarlık alanın tek parça hâlinde toplam 6.000 küçükbaş kapasite ile ihale edilmesinin uygun olacağı” hususlarına yer verildiği, bu kapsamda davalı idarece Mera Yönetmeliği’nin 7(a) ve 13. maddesi uyarınca söz konusu taşınmazların ihtiyaç fazlası kısımlarının kiralanması için ihale işlemlerine başlanıldığı, belirlenen ihale gün ve saatinin iki kez yerel bir gazetede ilan edilmek üzere gönderildiği, belirlenen tarihte gerçekleştirilen ihaleye bir isteklinin katıldığı, isteklinin Mera Yönetmeliği’nin 13. maddesinde belirtilen şartlara uyduğu ve yapmış olduğu teklifin idarece belirlenen muhammen bedelin altında kalmaması nedeniyle de ihalenin anılan istekli üzerinde bırakıldığı, bu hâliyle yapılan işlemlerin mevzuata uygun olduğu, öte yandan, davacı tarafından, ihale konusu taşınmazların bulunduğu mera alanının bir kısmına yönelik Tunceli mahkemelerinde devam eden tapu iptal ve tescil istemli davaların bulunduğu, ihaleye girmek istediğinin ancak ihaleye giremeyeceğinin, sadece bağlı olduğu Birliğin ihaleye girebileceğinin girebileceğinin söylendiği, meraların ihtiyaç fazlası olmadığı ve ancak köy halkının ihtiyacına yeterli olduğu iddiaları ileri sürülmüş ise de, davacının kendisi bakımından devam eden bir dava bulunmaması nedeniyle davanın sonucuna etki edecek nitelikte görülmediği; ihaleye katılım iddiası yönünden, ihaleye katılmak istediğini gösterir herhangi bir başvuru, dilekçe, başvuru ret cevabı vb. bilgi ve belge sunmadığı; meraların ihtiyaç fazlası olmadığı iddiası yönünden, kiralanan taşınmazların mera alanı olduğu, mera alanının kiralananlar dışında davacı köylüler tarafından kullanılmaya devam edilecek olduğu, davalı idare tarafından yaylada otlatma kapasitesinin yüksek olduğuna ilişkin dört ziraat mühendisi tarafından hazırlanan rapor sonucu sadece ihtiyaç fazlası kısımlar için ihalenin gerçekleştirildiği hususları birlikte değerlendirildiğinde, davacının bu iddialarına itibar edilmediği, bu itibarla, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, ihale konusu mera vasıflı taşınmazların ihtiyaç fazlası olmadığı, meraların ancak köylünün ihtiyacını karşılamaya yeterli olduğu, söz konusu taşınmazlar büyük bir mera alanı olarak gözükse de yarıya yakın bir alanın kayalık olduğu, şartnamedeki sayıda hayvan otlatılması hâlinde mera varlığının kaybolma ihtimalinin bulunduğu, ihaleyi kazanan Birliğin bu alanı 23 ayrı aileye kiraya verdiği, alt kiracıların ihale kapsamında olmayan yerleri de kullandığı, köyün su kaynaklarına ve diğer otlak alanlarına zarar verdikleri, bu durumun köy halkında huzursuzluk yarattığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, temyize konu kararın hukuka uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:… , K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
5. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
6. 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 23/03/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.