Danıştay Kararı 13. Daire 2022/3648 E. 2023/1814 K. 12.04.2023 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2022/3648 E.  ,  2023/1814 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2022/3648
Karar No:2023/1814

TEMYİZ EDENLER : 1. (DAVALI) : … Kaymakamlığı
VEKİLİ : Av. …

2. (DAVALI YANINDA MÜDAHİL) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Konya ili, Bozkır ilçesi, … Mahallesi, … pafta, … parselde bulunan Hazine’ye ait taşınmazın, 20/10/2021 tarihinde 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 45’inci maddesi uyarınca ihale yoluyla satışına ilişkin işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; Konya ili, Bozkır ilçesi, … Mahallesi, … ada … parselde bulunan mülkiyeti Hazineye ait taşınmazın, 2886 sayılı Kanun’un 45. maddesine göre açık teklif usulü ile ihaleye çıkarıldığı, 20/10/2021 tarihinde gerçekleştirilecek ihalenin, 27/09/2021 tarihinde Bozkır ilçesinde haftalık olarak yayımlanan … Gazetesi’nde ilan edildiği, ayrıca 27/09/2021 tarihinde Hükumet Konağı ilan panosunda ve 05/09/2021 tarihinde Bozkır Belediye Başkanlığı ilan panosunda ilan edildiği, ihaleye bir kişinin katıldığı ve 45.000-TL bedelle ihaleyi kazandığı, davacı tarafından 08/11/2021 tarihli dilekçe ile, ihaleye karşı yapılan itirazın, Bozkır Kaymakamlığı’nın … tarih ve … sayılı yazısı ile reddedildiğinin bildirilmesi üzerine, ihalenin iptaline karar verilmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı; dava konusu ihalenin, ilçede yayımlanan … isimli haftalık gazetede, Hükumet Konağı ilan panosunda ve Bozkır Belediye Başkanlığı ilan panosunda ilan edildiği, ancak belediye yayın araçları ile ilan yapılmadığı anlaşıldığından, usûlüne uygun olarak ilan edilmeden gerçekleştirilen dava konusu ihale işleminde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, ihale ilanlarının her zaman sadece panoya asılmak suretiyle yapıldığı, Belediye’nin bunun dışında herhangi bir ilan aracının ve yolunun bulunmadığı, hem Malmüdürlüğü ilan panosunda hem de Hükümet Konağı ilan panosunda gerekli ilanların yapıldığı, özel hukuk gerçek kişilerinin kendi aralarında yaptıkları sözleşmelerin idareye sorumluluk yüklemeyeceği, dava konusu parselin bulunduğu alana ayrılan kadastral yolların açılmasının ilgili Belediyelerin yetki ve sorumluluğunda olduğu, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.
Davalı yanında müdahil tarafından, davacının dava açma ehliyetinin bulunmadığı, o bölgede ikamet etmediği, ihaleye katılmadığı, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerden resmi herhangi bir yolun geçmediği, dava konusu ihaleyle aynı zamanda aynı usullerle başka ihalelerin de yapıldığı ancak sadece dava konusu ihalenin iptaline karar verildiği, dava konusu taşınmazın küçük bir ilçede bulunduğu ve tarafların ihaleden haberdar olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, ihalede yeterli rekabet ortamının oluşmadığı, Belediyenin internet sitesi, Belediye hoparlörü, Belediyenin reklam panoları, dergisi gibi birçok yayın aracı olmasına rağmen Belediyenin bu yayın araçları ile ilan yapılmadığı, taşınmaz satış ihalesinin çok düşük bir bedelle yapıldığı, ihaleye birden fazla kişinin katılması ve yeterli rekabet ortamının oluşması hâlinde taşınmazın daha fazla bir bedelle satışının yapılabileceği, taşınmaz üzerindeki yolların kapatılması halinde mahalle sakinlerinin konutlarına ulaşmalarının zorlaşacağı, mahalle sakini olarak dava konusu işlemin iptalini talep etme hakkının bulunduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
USUL YÖNÜNDEN:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. maddesinin 1. fıkrasında, dava açma süresinin özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hâllerde Danıştay’da ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gün olduğu; 8. maddesinin 1. fıkrasında, sürelerin, tebliğ, yayın veya ilan tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlayacağı; 11. maddesinde, ilgililer tarafından idarî dava açılmadan önce idarî işlemin kaldırılmasının, geri alınmasının, değiştirilmesinin veya yeni bir işlem yapılmasının üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idarî dava açma süresinde istenebileceği, bu başvurunun işlemeye başlamış olan idarî dava açma süresini durduracağı; 14. maddesinin 3. fıkrasının (e) bendinde, dava dilekçelerinin süre aşımı yönünden inceleneceği; ilk inceleme üzerine verilecek kararları belirleyen 15. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde ise, 14. maddenin 3. fıkrasının (e) bendine aykırılık görülmesi hâlinde davanın reddine karar verileceği kurala bağlanmıştır.
2577 sayılı Kanun’a 6545 sayılı Kanun’un 18. maddesiyle eklenen “İvedi yargılama usulü” başlıklı 20/A maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, ihaleden yasaklama kararları hariç ihale işlemlerinden doğan uyuşmazlıklarda ivedi yargılama usulünün uygulanacağı; 2. fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde, ivedi yargılama usulünde dava açma süresinin otuz gün olduğu ve bu Kanun’un 11. maddesi hükümlerinin uygulanmayacağı kural altına alınmıştır.
Aktarılan mevzuat kurallarının birlikte değerlendirilmesinden, ihaleden yasaklama kararları hariç ihale işlemlerinden kaynaklanan uyuşmazlıkların ivedi yargılama usulüne tâbi olduğu, bu usule tâbi olan uyuşmazlıklarda dava açma süresinin otuz gün olduğu ve dava açılmadan önce idarî işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması istemiyle, 2577 sayılı Kanun’un 11. maddesi kapsamında yapılacak bir başvurunun işlemeye başlamış olan dava açma süresini durdurmayacağı anlaşılmaktadır.
Bireysel idarî işlemlerin iptali istemiyle açılan davalarda, dava açma sürelerinin hesabında, idarî işlemin ilgilisine tebliğ edildiği tarihin esas alınması gerekmekte ise de, idarece tesis edilen işlemin doğrudan tarafı olmayan ve bu nedenle de idarece yazılı bildirim zorunluluğu bulunmayan kişilerin açacakları davalarda, bu kişilerin idarî işlemi öğrenme tarihinin belirlenebildiği durumlarda, öğrenme tarihinin esas alınması gerektiği yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, davacının 08/11/2021 tarihinde davalı idareye başvuru yaparak, dava konusu ihalenin iptal edilmesini talep ettiği, davalı idare tarafından 08/12/2021 tarihinde davacının başvurusunun reddedildiği, bakılan davanın ise 15/12/2021 tarihinde açıldığı, dava dilekçesinde dava konusu ihalenin öğrenilme tarihine ilişkin bir ifade olmadığı ancak ihalenin iptali istemiyle en geç idareye başvuru tarihi olan 08/11/2021 tarihinde işlemden haberdar olunduğu ve ivedi yargılama usulüne tâbi olan uyuşmazlıkta 2577 sayılı Kanun’un 11. maddesi kapsamında idareye yapılan başvurunun işlemeye başlamış olan dava açma süresini durdurmayacağı da dikkate alındığında, dava açma süresinin 08/11/2021 tarihinde başladığı sonucuna ulaşılmıştır.
Bu itibarla, davacı tarafından anılan işlemlere karşı en geç 08/11/2021 tarihini izleyen 30 (otuz) gün içinde dava açılması gerekirken, bu süre geçirildikten sonra 15/12/2021 tarihinde açılan işbu davada süre aşımı bulunduğundan, davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, esası incelenmek suretiyle verilen temyize konu İdare Mahkemesi kararında usûl kurallarına uygunluk görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı ve davalı yanında müdahilin temyiz istemlerinin kabulüne,
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. DAVANIN SÜRE AŞIMI NEDENİYLE REDDİNE,
4. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam …-TL ilk derece yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5. Temyiz aşamasında davalı idare tarafından yapılan toplam …-TL yargılama gideri ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
7. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam …-TL
müdahil yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı yanında müdahile verilmesine,
8. Posta giderleri avansından artan tutarın taraflara ve müdahile ayrı ayrı iadesine,
9. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
10. 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 12/04/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.