Danıştay Kararı 13. Daire 2022/3586 E. 2023/1564 K. 30.03.2023 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2022/3586 E.  ,  2023/1564 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2022/3586
Karar No:2023/1564

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …İletişim A.Ş.
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : …Kurulu
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirkete ait “…” logosuyla yayın yapan televizyon kanalında 01/08/2020 tarihinde yayınlanan “…” adlı programda 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un 8. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendinde yer alan, “Toplumun … Manevi değerlere aykırı olamaz” şeklindeki yayın ilkesinin ihlâl edildiğinden bahisle 25.881,00-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin …tarih …sayılı Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (Üst Kurul) kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …İdare Mahkemesince verilen …tarih ve E:…, K:…sayılı kararda; davacı şirkete ait “…” logosuyla yayın yapan televizyon kanalında, 01/08/2020 tarihinde yayınlanan “…” adlı programda program konuğunun Müslümanlar için kutsal olan Kurban Bayramı ve hac ibadeti hakkındaki ifadelerinin kurban kesen ve hac ibadetini yerine getiren Müslümanları incitici olduğu, inanca saygı sınırlarını aştığı ve toplumun manevi değerlerine aykırı olduğu kanaatine varılarak dava konusu programda 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendinin ihlâl edildiğinden bahisle idarî para cezası verilmesi üzerine davanın açıldığı, uyuşmazlıkta 01/08/2020 tarihinde yayınlanan programda dini konuların konuşulduğu, program konuğunun kurban ibadeti ile ilgili birtakım eleştirel sözlerinin ardından kurban ibadeti hakkında “Ama bu rezillik bu kadarla kalmıyor ha.” ifadelerini kullandığı, programın devamında program konuğunun hac ibadeti esnasında kurban kesme ibadetinin İslam dininde yeri olmadığını, Hz. Muhammed devrinde gerçekleştirilen ilk hac ibadetinde kesilen develerin ibadet amacıyla değil oradaki insanları doyurmak amacıyla kesildiğini ifade ettiği, sonrasında ise hac ibadetinin kurban keserek yerine getirilmesini “Hocam şu an görev diye bir şey yok. Şu andaki yapılan bir çöl turizmi açıkçası…” sözleriyle nitelendirdiği, belirtilen tarihte yayınlanan programda program konuğunun ifadelerinde, kurban kesmenin ”rezillik”, hac ibadetinin ise ”çöl turizmi” olarak nitelendirilmesinin, kurban bayramını kutlayan, hac ibadetini kurban keserek yerine getiren Müslümanları incitici ve toplumun manevi değerlerine aykırı ifadeler olduğu, ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceği, bu durumda 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendinin ihlâl edildiğinden bahisle yaptırım uygulanmasına ilişkin Üst Kurul kararında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nce; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, program konuğunun ihlâl iddiasına konu ifadelerinde dile getirdiği görüşlerin kimi ilahiyatçılar tarafından benimsendiği ve fakültelerde bu görüşlerin işlendiği, programda hac ibadetinden bahsedilirken kullanılan “çöl turizmi” nitelendirmesinin hac ibadetine yönelik değil, ibadetin dini kurallara uygun olarak yapılmaması durumuna özgülendiği, program konuğunun kullandığı ifadelerin ifade özgürlüğü kapsamında kaldığı, dava konusu yayında yayın ilkesi ihlâline yol açılmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, dava konusu işlemin ve temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının hukuka uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge idare mahkemesi kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin …tarih ve E:…, K:…sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, anılan Bölge İdare Mahkemesi kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’ne gönderilmesini teminen dosyanın …İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine, 30/03/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.