Danıştay Kararı 13. Daire 2022/3113 E. 2023/1726 K. 06.04.2023 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2022/3113 E.  ,  2023/1726 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2022/3113
Karar No:2023/1726

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Kurulu

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Radyo TV A.Ş.
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirkete ait “… ” logosuyla yayın yapan televizyon kanalında 04/10/2018 tarihinde yayınlanan ”…” adlı dizide, 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un 8. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Radyo ve televizyon yayın hizmetlerinde, çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlakî gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan programlar bunların izleyebileceği zaman dilimlerinde ve koruyucu sembol kullanılsa dahi yayınlanamaz.” şeklindeki yayın ilkesinin ihlâl edildiğinden bahisle, aynı Kanun’un 32. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacı şirkete 221.103,00-TL idari para cezası verilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı toplantıda alınan … sayılı Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (Kurul) kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:… , K:… sayılı kararda; uyuşmazlığa konu görüntülerde, dizi karakteri olan Kiraz’ın (kız çocuğu) yaşıyla uyumlu olmayan kıyafet giyerek görselliği üzerinden istismara açık hâle getirildiği, 40 saniyelik video kaydı ve CD içeriğinde yer alan devamı sahneler izlendiğinde, Kiraz’ın anne ve babasını tatile gönderip kendinden yaşça büyük olan bir kişiyi ve yaşıtı arkadaşlarını parti yapmak için evine çağırdığı, yaşlarına uygun olmayan kıyafetler giyen çocukların müzik eşliğinde dans ederek sanki birer yetişkin gibi yansıtıldığının görüldüğü, uyuşmazlığa konu yayının çocukları ahlâki açıdan olumsuz etkileyecek vasıfta olduğu, bu itibarla 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin ikinci fıkrasının ihlâl edildiği anlaşıldığından davacı şirkete aynı Kanun’un 32. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 221.103,00-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Öte yandan, ifade ve/veya basın yayın özgürlüğü kapsamında konu değerlendirildiğinde de, bu özgürlüğün sınırsız olmadığı, devletlerin kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlâkın, başkalarının şöhret ve haklarının korunması maksadıyla, yayın kuruluşlarının programlarına kamu yararı gereği kanun ile bazı sınırlamalar ve yaptırımlar getirebilecekleri, somut olayda da davalı idare tarafından tesis edilen işlemin “çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlâki gelişimine zarar verilmesinin önlenmesi ve yaptırıma tabi tutulması” amacı itibarıyla Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesinde ifade özgürlüğüne getirilen sınırlama ve yaptırım ölçülerine de uygun bulunmuştur.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nce, Dairemizin 15/06/2021 tarih ve E:2021/1750, K:2021/2247 sayılı bozma kararına uyularak verilen kararda; uyuşmazlığın çözümü, teknik ve bilimsel bilgiyi gerektirdiğinden yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişi heyetince düzenlenen raporda özetle, “… İlk klipte erken ergenlik döneminde olduğu anlaşılan … karakterinin ortam, yaşanılan çevre ve yaş düzeyi için abartılı sayılabilecek bir kıyafetle düğüne katılması sonrasında ablası tarafından tarzı ve makyajının uygunsuzluğu nedeniyle uyarıldığı görüntüler ekrana yansımaktadır. Diğer kliplerde ise …’ın okuldaki bir kız arkadaşına aşık olduğunu anlatması, kendi yaşını büyük söyleyerek hoşlandığı gence yakın olmaya yönelik isteği, o çocuğu evine çağırmak için ailesini tatile göndererek ve evde, arkadaş grubu içinde parti düzenleyip, sonradan hırsız olduğu anlaşılan gençle birarada olmaya çalıştığı görüntüler görülmektedir. Söz konusu görüntülerde …’ın erken ergenlik döneminin getirdiği zihinsel karmaşasının yanısıra ortam ve ekonomik düzey değişikliği ile birlikte, otorite figürü olan ablanın denetiminden kısmen uzaklaşması, babanın ihmâlkâr bir ebeveyn olarak otorite figürü olmaması ve üvey annenin de bilinçsiz destekleyici yaklaşımları ile kendi sınırlarını test etmeye, kabul edilmiş aile değerlerine aykırı şekilde davranarak otonomi arzusunu dışa vurmaya dayalı davranışlar sergilediği görülmektedir. Ancak kendi yaşından daha büyük giyim tarzı ve davranışları taklit etme ve kendini bu şekilde lanse etmesine karşın, zihinsel immatüritesinin getirdiği çocuksuluk ve bu düşünce tarzı ile ilgili davranışlarının sonuçlarını sağlıklı olarak değerlendirememesi nedeniyle duyguları ile hareket etmesi, flört etmeye ve etkilemeye çalıştığı kişi tarafından kolayca kandırılması ile sonuçlanmaktadır. Üstelik yeni rol ve davranış kalıplarını denemeye çalıştığı bu süreçte ablası …’in uyarıları ile karşılaşması, bu giyim tarzı ve davranışsal denemelerinin herhangi bir kazanç, onay ya da ödül niteliğindeki bir sonuca yol açmadığı gibi aksine Kiraz’ın söz konusu hatalı davranışları nedeniyle cezalandırılması ile sonuçlandığı görülmektedir. Söz konusu davranışların rol model (örnek) olmaktan öte olumsuz sonuçlarının ortaya konulmasının (üvey annenin …’in söylediklerini doğru bulması, aşık olunan karakterin hırsız olduğunun ortaya çıkması) ergenler için uyarıcı ve caydırıcı nitelik taşıdığı düşünülmüştür. Oyun dönemi (2-7 yaş) çocukları bu tür görüntüleri yargılayacak bilişsel olgunlukta değillerken, okul dönemi çocukları ise bu görüntülerden olumsuz etkilenmezler. Ergenlik dönemindekiler ise bu görüntülerin yetişkinler tarafından da tasvip edilmediği, sonuçlarının olumsuz olduğunu gördükleri davranışların, ‘olumsuz nitelik taşıyan, rol model alınamayacak davranışlar olduğu’ şeklinde yorumlayabilecek bilişsel olgunluk ve değerlendirme yetisine sahiptirler. Dolayısıyla söz konusu klipler değerlendirildiğinde görüntülerin her yaş grubunda, çocuk ve gençlerin ruh sağlığını zedeler nitelikte içerik taşımadığı, sonuç olarak uyuşmazlığa konu görüntülerin, ‘çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel ve ahlaki gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan programlar, bunların izleyebileceği zaman dilimlerinde ve koruyucu sembol kullanmadan yayınlanamaz’ şeklindeki yayın ilkesine aykırılık teşkil eden bir yayın olmadığı …” yolunda görüş ve kanaate yer verildiği, bu durumda, uyuşmazlık konusu dizide yer verilen görüntülerin davalı idarece bilimsel veriler ışığında hazırlanan Akıllı İşaretler Kodlayıcı Uygulama Rehberi’nde zararlı içerik olarak tanımlanan yayınlar kapsamına girmediği gibi dizide Rehber’de belirtilen sınırlar dışına çıkılmadığı hususunun çocuklar açısından oluşturulan yaş grupları da dikkate alınarak hazırlanan bilirkişi raporu ile ortaya konulduğundan söz konusu dizide 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan yayın ilkesinin ihlâl edilmediği sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, davacının istinaf başvurusunun kabulüne, istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının kaldırılmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 4. fıkrası uyarınca esastan incelenen davada, dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, Bölge İdare Mahkemesi’nce savunma dilekçesi ve özellikle de bilirkişi raporuna yönelik itirazlar dikkate alınmadan karar verildiği, bilirkişi raporuna yönelik itirazların yerinde görülmeme sebebinin somut ve açık bir biçimde gerekçelendirilmediği, adil yargılanma hakkının ihlâl edildiği, ihlâle konu yayında küçük yaştaki bir kız çocuğunu istismara açık hâle getiren görüntüler yer aldığı, bilirkişi raporu somut durum karşısında yetersiz beyanlar içerdiğinden hükme esas alınmaması gerektiği, bilirkişi raporunda çocukların medya yoluyla istismarının irdelenmediği somut değerlendirmeler yerine genel soyut ifadelere yer verildiği, söz konusu yayının korumalı saatler içerisinde yayınlanması ile yayını izleyen çocuk ve gençlerin zihinsel ahlâki gelişimine zarar vereceğinin açık olduğu, yayının Akıllı İşaretler Kodlama Rehberi’ne uygun olmasının 6112 sayılı Kanun’un ilgili bendinin ihlâl edilmediği anlamına gelmediği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, bilirkişi raporunda ihlâle konu ilgili dizi bölümünün bir bütün olarak değerlendirildiği ve söz konusu görüntülerde çocuk ve gençlerin, tanımadıkları kişilere güvenmemeleri ve kendilerini sakınmaları gerektiğinin anlatıldığının tespit edildiği, söz konusu raporun hukuka uygun olduğu, uyuşmazlık konusu yayının içerik ve yayın saati bakımından akıllı işaretler kodlama rehberinde belirtilen tüm ilke ve usûllere uygun olarak kodlandığı ve yayınlandığı, dava konusu dizide çocukların yetişkin gibi giyinip büyüklerine öykünmesinin hiçbir şekilde olumlanmadığı, bilakis yaptırıma konu edilen sahnenin devamında …. karakterinin yaşına uygun olmayan davranışlarının olumsuz sonuçlarının ciddi şekilde gösterildiği, tüm sanat eserlerinin bölünmez bir bütün olduğu ve dava konusu senaryonun da bölümlere ayrılmaksızın tek parça hâlinde incelenmesi ve değerlendirilmesi gerektiği belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … ‘IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge idare mahkemesi kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile dava konusu işlemin iptali yolundaki … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:… , K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, anılan Bölge İdare Mahkemesi kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davalıya iadesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’ne gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine, 06/04/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.