Danıştay Kararı 13. Daire 2022/3050 E. 2022/4830 K. 15.12.2022 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2022/3050 E.  ,  2022/4830 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2022/3050
Karar No:2022/4830

TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1. …2. …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Genel Müdürlüğü,
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılar tarafından, murisleri …’un mülkiyetinde iken 08/02/1999 tarihinde Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından kamulaştırılan Muğla ili, Dalaman ilçesi, … Mahallesi, … ada, … sayılı parselde bulunan taşınmazın 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu uyarınca açık teklif usulü uygulanmak suretiyle 24/09/2021 tarihinde yapılan satış ihalesinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce; uyuşmazlıkta, idarenin taşınmaza ihtiyacı kalmaması nedeni ile taşınmazı satışa çıkarması ve 24/09/2021 tarihinde taşınmazı satması karşısında …’un mirasçısı davacılar tarafından 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 22. maddesinde yer alan bildirim mükellefiyetinin uygulanmadığı, satıştan öncelikle davacılara haber verilmesi gerekirken bu yapılmamakla satın alma hakkının kullandırılmadığı iddiasının davanın konusunu oluşturduğu, bununla birlikte davalı idarenin savunmasında, davacıların 2942 sayılı Kanun’un 23. maddesinde düzenlenen geri alma hakkını süresi içinde kullanmadıklarından bu hakkın düştüğünün ileri sürüldüğü, 2942 sayılı Kanun’un 23. maddesinde, kamulaştırma bedelinin kesinleşmesinden itibaren beş yıl içinde kamulaştırmayı yapan idarece kamulaştırma amacına uygun bir işlem yapılmazsa mal sahibi veya mirasçılarının kamulaştırma bedelini faiziyle birlikte geri ödeyerek malı geri alma haklarının olduğunun ve bu hakkın, doğumundan itibaren bir yıl içinde kullanılmaması hâlinde düşeceğinin belirtildiği, dava konusu kamulaştırma kararının 1999 yılında kesinleştiği, taşınmazın 28/04/2008 tarihinde davalı idare adına tapuya tescil edildiği, idarece taşınmazın Akköprü Barajı yapımı sırasında kil malzeme ihtiyacı nedeniyle kamulaştırıldığı, baraj yapımı sırasında da kamulaştırma amacına uygun olarak kullanıldığı anlaşıldığından 23. maddenin olayda uygulanma imkânının bulunmadığı, başka bir deyişle, davacıların 23. madde kapsamında geri alma haklarını kullanmadıklarından söz edilemeyeceği, öte yandan, davacılar tarafından, 2942 sayılı Kanun’un 22. maddesinin kamulaştırmanın kesinleştiği 1999 tarihinde yürürlükte olan hâlinin olaya uygulanması gerektiği, buna bağlı olarak idarenin taşınmazı ihale ile satışa çıkarmadan önce davacılara 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre duyuru yapması gerektiği, beş yıl geçtikten sonra geri alma hakkının kullanılamayacağına ilişkin yeni düzenlemenin kendileri açısından uygulanamayacağı ileri sürülmüş ise de 10/09/2014 tarihinde Kamulaştırma Kanunu’nun 22. maddesinde yapılan değişiklik ile bu madde hükümlerinin kamulaştırmanın kesinleşmesi tarihinden itibaren beş yıl geçmiş olması hâlinde uygulanmayacağının belirtildiği görülmekle, davacılar yönünden beş yıl hesabının 10/09/2014 tarihinden itibaren yapılması gerektiği, kanunun lafzından anlaşıldığı üzere idarenin davacılara bildirim yükümlülüğünün doğması için idarenin taşınmaza ihtiyacının kalmamış olması gerektiği, kamulaştırma amacına uygun olarak kullanılan ve süreçte dosya kapsamıyla idarenin taşınmazı satış için ihaleye çıktığını ilan ettiği 09/09/2021 tarihi itibarıyla taşınmaza ihtiyacının kalmadığı, davalı idarenin bildirim yükümlülüğünün 10/09/2014 tarihinde Kamulaştırma Kanunu’nun 22. maddesine getirilen ek fıkra ile yapılan değişiklik ile bu madde hükümlerinin kamulaştırmanın kesinleşmesi tarihinden itibaren beş yıl geçmiş olması hâlinde uygulanmayacağının hüküm altına alındığı, başka bir deyişle, 10/09/2014 yılından sonra idarelerin kamulaştırdıkları taşınmaza ihtiyaçları kalmadığının belirlenmediği hâllerde kamulaştırmanın kesinleşmesinden itibaren beş yıllık süre geçtikten sonra ihtiyaç kalmadığı tespit edilse bile artık idarenin keyfiyeti önceki mal sahibine tebliğ etmek zorunluluğu ortadan kalkmış olacağından ve olayda davacılar yönünden yasa değişikliği ile getirilen beş yıllık süre, değişikliğin yürürlüğe girdiği 10/09/2014 tarihinden itibaren başlayacağından, 10/09/2014 tarihinden 10/09/2019 tarihine kadar geçen beş yıllık süre içinde davalı idarenin taşınmaza ihtiyacının kalmaması durumunun ortaya çıkmadığı, bu nedenle mevzuat uyarınca idarenin bildirim yükümlülüğü doğmamış olduğundan idarenin 24/09/2021 tarihinde gerçekleştirdiği dava konusu satış ihalesinde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacılar tarafından, ihalenin iptaline ilişkin açılmış olan davanın bekletici mesele olarak ele alınmadığı, mahkeme tarafından iddialarına ilişkin yeterli gerekçeye yer verilmediği, idare tarafından 2942 sayılı Kanun’un 22. maddesinde yer alan bildirim mükellefiyetinin uygulanmadığı, satıştan öncelikle kendilerine haber verilmesi gerekirken bu yapılmamakla satın alma haklarının kullandırılmadığı, mülkiyet haklarının ihlâl edildiği, ihale işlemlerinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü ve Altıncı Dairelerince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun Ek1. maddesi uyarınca birlikte yapılan toplantıda; Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, anılan Kanun’un 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacıların duruşma istemi yerinde görülmeyerek gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
ESAS YÖNÜNDEN:
MADDİ OLAY :
… tarih ve … sayılı Bayındırlık ve İskân Bakanlığı işlemiyle “Dalaman Akköprü Barajı ve HES inşaatında, ulaşım yolları, malzeme sahaları ve rezervuar alanı içerisinde kalan bazı taşınmazların kamulaştırılması zorunluluğundan kamu yararı bulunduğuna” dair karar alınmış, 03/12/1997 tarih ve 1700 sayılı Devlet Su İşleri XXI. Bölge Müdürlüğü’nün Olur’uyla proje bünyesinde bulunan “Dalaman Akköprü Barajı Sol Sahil Kil Ocağı Yolu Km:10+956.42 – 15+019.40 ve (E) Kil Ocağı” kapsamında kalan ve kamulaştırma planında gösterilen 45 adet parselin kamulaştırılmasına karar verilmiştir.
Davaya konu ihale ilanında satışına karar verilen ve kamulaştırma işlemi öncesinde davacıların murisleri adına kayıtlı olan Muğla ili, Dalaman ilçesi, … Mahallesi’nde bulunan … ada … numaralı parselin 28/04/2008 tarihinde Maliye Hazinesi adına tescili yapıldıktan sonra 03/01/2012 tarihinde davalı idare adına tescil edilmiştir.
Bu arada Muğla ili, Dalaman ilçesi, … Mahallesi’nde bulunan … ada … nolu parselin eski malikinin varislerinden olan dava dışı … tarafından 26/09/2017 tarihinde davalı idareye satın alma talebiyle başvuruda bulunulmuş; davalı idare tarafından, anılan şahsa … tarih ve … sayılı yazı ile taşınmazın satışı ile ilgili tebliğde bulunulduğu ifade edilmesine rağmen bu tebligata ilişkin herhangi bir evrak sunulmamıştır.
Davalı idare tarafından mülkiyetinde olan ve Muğla ili, Dalaman ilçesi, … Mahallesi, … ada … parselde bulunan taşınmazın 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu ve DSİ Genel Müdürlüğüne Ait Taşınmaz Mal Satışı ve Kiraya Verilmesine Ait Yönetmelik hükümlerine göre satışına karar verilmiş, ihalenin 24/09/2021 tarihinde gerçekleştirilmesi üzerine bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun uyuşmazlığa konu taşınmazın kamulaştırıldığı tarih itibarıyla yürürlükte bulunan “Tarafların anlaşmasıyla vazgeçme ve devir” başlıklı 22. maddesinde, “Kamulaştırmanın ve bedelinin kesinleşmesinden sonra taşınmaz malların kamulaştırma amacına veya kamu yararına yönelik herhangi bir ihtiyaca tahsisi lüzumu kalmaması hâlinde, keyfiyet idarece mal sahibi veya mirasçılarına 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre duyurulur. Bu duyurma üzerine mal sahibi veya mirasçıları, aldığı kamulaştırma bedelini üç ay içinde ödeyerek taşınmaz malını geri alabilir.
Ancak, kamulaştırılan taşınmaz mala kamulaştırmayı yapan idare dışında başka bir idare, kamulaştırma yoluyla gerçekleştirebileceği bir kamu hizmeti amacıyla istekli olduğu takdirde, yukarıdaki fıkra hükmü uygulanmayarak bu kanunun 30. veya 1050 sayılı Muhasebei Umumiye Kanunu’nun 23. maddesine göre işlem yapılır.” kuralı yer almıştır.
Söz konusu maddede yapılan değişiklikler ile madde başlığı “Vazgeçme, iade ve devir” olarak değiştirilmiş ve 10/09/2014 tarih ve 6552 sayılı Kanun’un 100. maddesiyle yapılan değişiklik sonrasında madde, dava konusu ihale tarihi itibarıyla “Kamulaştırmanın (…) kesinleşmesinden sonra taşınmaz malların kamulaştırma amacına veya kamu yararına yönelik herhangi bir ihtiyaca tahsisi lüzumu kalmaması hâlinde, keyfiyet idarece mal sahibi veya mirasçılarına 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre duyurulur. Bu duyurma üzerine mal sahibi veya mirasçıları, kamulaştırma bedelini aldıkları günden itibaren işleyecek kanuni faiziyle birlikte üç ay içinde ödeyerek taşınmaz malı geri alabilir. İade işleminin kamulaştırmanın ve bedelinin kesinleşmesinden sonra bir yıl içinde gerçekleşmesi hâlinde kamulaştırma bedelinin faizi alınmaz.
Bu madde hükümlerine göre taşınmaz malı geri almayı kabul etmeyen mal sahibi veya mirasçılarının 23. maddeye göre geri alma hakları da düşer.
Bu madde hükümleri, kamulaştırmanın kesinleşmesi tarihinden itibaren beş yıl geçmiş olması hâlinde uygulanmaz.
Ancak, kamulaştırılan taşınmaz mala kamulaştırmayı yapan idare dışında başka bir idare, kamulaştırma yoluyla gerçekleştirebileceği bir kamu hizmeti amacıyla istekli olduğu takdirde, yukarıdaki fıkra hükmü uygulanmayarak bu Kanun’un 30. veya 1050 sayılı Muhasebei Umumiye Kanunu’nun 23. maddesine göre işlem yapılır.” hâlini almıştır.
Anılan Kanun’un 23. maddesinde ise, “Kamulaştırma bedelinin kesinleşmesi tarihinden itibaren beş yıl içinde, kamulaştırmayı yapan idarece veya 22’nci maddenin dördüncü fıkrası uyarınca devir veya tahsis yapılan idarece; kamulaştırma ve devir amacına uygun hiçbir işlem veya tesisat yapılmaz veya kamu yararına yönelik bir ihtiyaca tahsis edilmeyerek taşınmaz mal olduğu gibi bırakılırsa, mal sahibi veya mirasçıları kamulaştırma bedelini aldıkları günden itibaren işleyecek kanuni faiziyle birlikte ödeyerek, taşınmaz malını geri alabilir.” kuralına yer verilmiştir.
HUKUKÎ DEĞERLENDİRME:
Aktarılan kurallar değerlendirildiğinde, taşınmaz malların kamulaştırılmasını takiben, idareler tarafından, taşınmazların kamulaştırılma amaçlarına yönelik gerçekleştirecekleri veya gerçekleştirmeyecekleri işlem ve eylemlerin neticesine göre, kamulaştırılan malların önceki maliklerinin geri alım hakkına yönelik farklı düzenlemeler yapıldığı görülmektedir.
2942 sayılı Kanun’un 22. maddesinde, kamulaştırılan taşınmaz üzerinde kamulaştırma amacına yönelik idarece hiçbir işlem veya tahsis yapılmaması, aynı zamanda söz konusu taşınmazın idare tarafından kamulaştırma amacına uygun olarak kullanılma amacının da kalmaması hâli, başka bir ifadeyle, kamulaştırılan taşınmazın kamulaştırma amacı doğrultusunda tahsisine idare tarafından artık lüzum görülmemesi hâli düzenlenmiştir.
Aynı Kanun’un 23. maddesi için ise aynı şeyi ifade etmek mümkün değildir. Zira, 23. maddeden, kamulaştırılan taşınmazın tahsis amacı dâhilinde kullanılacağına dair idarenin hâlihazırda iradesinin devam ettiği, fakat bu iradeye rağmen belirtilen süreler içerisinde idare tarafından harekete geçilmediği takdirde önceki maliklere geri alım hakkı verildiği anlaşılmaktadır.
Davacılar tarafından dava dilekçesinde, “Muğla ili, Dalaman ilçesi, … Mahallesi sınırları içinde kalan, 1999-2003 yılları arasında Akköprü Barajı kil malzeme ihtiyacı için kamulaştırılan kendilerine ait taşınmazdan inşaat sırasında kil alındıktan sonra taşınmaza ihtiyaç kalmadığı, Akköprü Barajı’nın 2011 yılında tamamlandığı ve 2012 yılında elektrik üretmeye başladığı, bu durumda, hayatın olağan akışı gereğince en kötü ihtimalle 2011 yılında taşınmazın kamulaştırma amacına veya kamu yararına yönelik herhangi bir ihtiyaca tahsisi lüzumunun kalmadığı” ifade edildiğinden, öncelikle, ihaleye konu taşınmazın kamu yararı amacıyla herhangi bir ihtiyaca tahsisinin yapılıp yapılmadığının, başka bir anlatımla, taşınmazda idarece kamulaştırılma amacına yönelik herhangi bir işlem veya tahsis yapılıp yapılmadığının incelenmesi gerekmektedir.
Dava dilekçesinde, “taşınmazdan baraj inşaatı esnasında kil alındığı” beyan edilmekle birlikte, davalı idare tarafından, taşınmazın baraj inşaatında herhangi bir ihtiyaca tahsisinin yapılıp yapılmadığı hususunda bilgi veya belge sunulmamıştır. Bununla birlikte, davaya konu taşınmazın kamulaştırılmasına dair karar incelendiğinde, taşınmazın Dalaman Akköprü Barajı ve HES inşaatında, ulaşım yolları, malzeme sahaları ve rezervuar alanı içerisinde kaldığından dolayı kamulaştırıldığı, söz konusu yapım işlerinin tamamlandığı ve kil alma işleminin tek başına taşınmazın bir ihtiyaca tahsis edildiği anlamına gelmeyeceği, öte yandan, gelinen aşamada söz konusu taşınmazın ihaleyle satışına karar verilmekle, taşınmazda idarece hiçbir işlem veya tahsis yapılmadığı gibi aynı zamanda söz konusu taşınmazın idare tarafından kamulaştırma amacına uygun olarak kullanılma amacının da kalmadığı anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, … tarih ve … sayılı Devlet Su İşleri XXI. Bölge Müdürlüğü’nün Olur’uyla gerçekleşen kamulaştırmanın üzerinden geçen süre de dikkate alındığında, 2942 sayılı Kanun’un 22. maddesine göre işlem yapılması gerektiği anlaşılmaktadır.
Gelinen aşamada, 2942 sayılı Kanun’un 22. maddesinde yapılan değişiklikler ve davalı idarenin “kamulaştırmanın kesinleşmesi tarihinden itibaren beş yıl geçmiş olduğundan dolayı davacıların geri alma haklarının bulunmadığı” yönündeki itirazı da göz önüne alındığında, 2942 sayılı Kanun’un 22. maddesinin nasıl uygulanması gerektiği, başka bir anlatımla, mevzuatın hangi tarihte yürürlükte bulunan hâlinin uygulanması gerektiği hususunun açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
Danıştay Onüçüncü ve Altıncı Daireleri Müşterek Kurulu’nun 03/03/2021 tarih ve E:2018/3181 sayılı kararıyla, 2942 sayılı Kanun’un 22. maddesine 10/09/2014 tarih ve 6552 sayılı Kanun’un 100. maddesiyle eklenen 3. fıkranın, Anayasa’nın 2 ve 35. maddelerine aykırı olduğundan bahisle iptali için Anayasa Mahkemesi’ne yapılan başvuru üzerine Anayasa Mahkemesi’nin 29/04/2021 tarih ve E:2021/41, K:2021/30 sayılı kararıyla, “3. Bakılmakta olan davaya konu taşınmaz, satın alma usulüyle kamulaştırılmak suretiyle 20/12/2011 tarihinde idare adına tapuda tescil edilmiştir. Söz konusu taşınmazın 08/01/2018 tarihli ihale ile satılacağının duyurulması üzerine, geri alma hakkının kullandırılmadığı gerekçesiyle davacı tarafından ihalenin iptali talebiyle dava açılmıştır.
4. 2942 sayılı Kanun’un itiraz konusu kuralın da yer aldığı 22. maddesinde genel olarak kamulaştırmanın kesinleşmesinden sonra taşınmazın kamulaştırma amacına veya kamu yararına yönelik herhangi bir ihtiyaca tahsis edilmesine gerek kalmaması hâlinde mal sahibi veya mirasçılarının taşınmaz malını geri alabilme hakkına ilişkin kurallara yer verilmiştir. Anılan madde 11/09/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6552 sayılı Kanun’un 100. maddesiyle değişikliğe uğramıştır. Söz konusu değişiklikten önce 11/02/1959 tarih ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılacak tebligat üzerine mal sahibinin veya mirasçılarının herhangi bir faiz ödenmeksizin aldıkları kamulaştırma bedelini üç ay içinde iade etmek suretiyle taşınmaz malı geri alabilecekleri düzenlenmişti. Maddenin birinci fıkrasında yapılan değişiklikle mal sahibinin veya mirasçılarının, kamulaştırma bedelini aldıkları günden itibaren işleyecek kanuni faiziyle birlikte üç ay içinde ödemeleri hüküm altına alınmıştır. Ayrıca maddeye yeni eklenen ikinci fıkrada, bu madde hükümlerine göre taşınmaz malı geri almayı kabul etmeyen mal sahibinin veya mirasçılarının 23. madde uyarınca geri alma haklarının da düşeceği; itiraz konusu üçüncü fıkrada ise, bu madde hükümlerinin kamulaştırmanın kesinleşmesi tarihinden itibaren beş yıl geçmiş olması hâlinde uygulanmayacağı öngörülmüştür.
5. 2942 sayılı Kanun’un 22. maddesinde yapılan söz konusu değişikliklerin, yürürlük tarihi olan 11/09/2014 tarihinden önce açılan ve henüz kesinleşmeyen davalarda da uygulanmasını öngören Geçici 9. maddenin birinci cümlesinde yer alan “… 22. maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri ile …” ibaresi, “Mal sahibi veya mirasçılarının daha önce yararlanabildiği birtakım imkânları sona erdiren veya bunlara daha önce var olmayan bazı yükümlülükler yükleyen düzenlemelerin, yürürlüğe girme tarihinden önceki olay ve durumlara da uygulanacağının düzenlenmesi, kişilerin işlemin yapıldığı tarihte var olmayan, dolayısıyla öngörmeleri mümkün bulunmayan kurallara tabi kılınmaları sonucunu doğurmakta, böylece kişilerin mülkiyet hakkına ilişkin hukuki güvenliklerini ihlâl etmektedir.” biçimindeki gerekçeyle Anayasa Mahkemesi’nin 14/05/2015 tarih ve E:2014/177, K:2015/49 sayılı kararıyla iptal edilmiştir.
6. Kamulaştırılan taşınmazın sahibinin haklarının, kamulaştırma tarihinde yürürlükte olan kurallara göre belirlenmesi gerekir. Nitekim bu husus idari yargı içtihatlarıyla da kabul edilmiştir. İtiraz başvurusunda bulunan Mahkemenin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında 2942 sayılı Kanun’un ilgili maddelerinde 6552 sayılı Kanun’la yapılan değişikliklerin bu tarihten sonra kesinleşen kamulaştırmalarla ilgili olarak tatbikinin mümkün olduğu görüşü benimsenmiş, bir başka deyişle 11/9/2014 tarihinden önce yapılan kamulaştırmalar ile ilgili olarak ortaya çıkacak uyuşmazlıklarda 6552 sayılı Kanun hükümleri uygulanacak kural olarak görülmemiştir.
7. Bu itibarla bakılmakta olan davaya konu kamulaştırma işlemi, 2942 sayılı Kanun’un 6552 sayılı Kanun’la değişik 22. maddesinin yürürlük tarihi olan 11/09/2014 tarihinden önce 20/12/2011 tarihinde gerçekleştiğinden itiraz konusu kuralın bakılmakta olan davada uygulanma imkânı bulunmamaktadır. Anayasa Mahkemesi’nin 16/3/2016 tarih ve E:2016/12, K:2016/13 sayılı kararı da aynı yöndedir.
8. Açıklanan nedenlerle kuralın itiraz başvurusunda bulunan Mahkemenin bakmakta olduğu davada uygulanma imkânı bulunmadığından başvurunun Mahkemenin yetkisizliği nedeniyle reddi gerekir.” gerekçesiyle başvuru reddedilmiştir.
Bu duruma göre, Anayasa Mahkemesi tarafından Danıştay Onüçüncü ve Altıncı Daireleri Müşterek Kurulu’nun yerleşik içtihatlarına da atıfla kamulaştırılan taşınmazın sahibinin haklarının, kamulaştırma tarihinde yürürlükte olan kurallara göre belirlenmesi gerektiğinin açıklığa kavuşturulduğu görülmektedir.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 22. maddesinin uyuşmazlığa konu taşınmazın kamulaştırıldığı 03/12/1997 tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan hâlinde, kamulaştırmanın ve bedelinin kesinleşmesinden sonra taşınmaz malların kamulaştırma amacına veya kamu yararına yönelik herhangi bir ihtiyaca tahsisi lüzumunun kalmaması hâlinde, keyfiyetin idarece mal sahibi veya mirasçılarına 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre duyurulacağı, bu duyurma üzerine mal sahibi veya mirasçılarının, aldığı kamulaştırma bedelini üç ay içinde ödeyerek taşınmaz malını geri alabileceği kurala bağlanmıştır.
Davacıların ve/veya murislerinin mülkiyetinde iken kamulaştırılan, kamu yararı amacıyla herhangi bir ihtiyaca tahsisi yapılmayan ve satışı amacıyla ihaleye çıkarılmakla kamulaştırma amacına ve kamu yararına yönelik herhangi bir ihtiyaca tahsisi lüzumu kalmadığı anlaşılan taşınmazın, Anayasa Mahkemesi kararında belirtildiği üzere kamulaştırma tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan hâliyle 2942 sayılı Kanun’un 22. maddesi uyarınca, bedeli mukabilinde geri alma hakkını kullanmasını teminen hak sahibi olan davacılara 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre duyurulması gerekirken, bu usûl işletilmeksizin satışına ilişkin dava konusu ihalede hukuka uygunluk görülmemiştir.
Bu itibarla, davanın reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacıların temyiz isteminin kabulüne;
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. DAVA KONUSU İŞLEMİN İPTALİNE,
4. Ayrıntısı aşağıda gösterilen ilk derece ve temyiz yargılama giderleri toplamı …-TL ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …-TL vekâlet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,
5. Posta giderleri avansından artan tutarın ve istemi hâlinde ilk derece aşamasında kullanılmayan …-TL yürütmeyi durdurma harcının davacıya iadesine,
6. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
7. 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 15/12/2022 tarihinde esasta oybirliğiyle gerekçede oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunduğu şekliyle 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 22. maddesinde, kamulaştırmanın ve bedelin kesinleşmesinden sonra taşınmaz malların kamulaştırma amacına veya kamu yararına yönelik herhangi bir ihtiyaca tahsisi lüzumunun kalmaması hâlinde keyfiyetin idarece mal sahibi veya mirasçılarına duyurulacağı belirtmiş olup, kamulaştırılan taşınmazın amacına uygun kullanılmasından sonra ihtiyaç kalmaması hâlinde bu maddenin uygulanmayacağı yolunda bir kural bulunmamaktadır.
Bu durumda, taşınmazın idare tarafından kamulaştırılması ve bu kamulaştırma işleminin kesinleşmesinden sonra bir süre amaca uygun kullanılması sonrasında da ihtiyaç kalmadığının anlaşılması hâlinde 2942 sayılı Kanun’un 22. maddesi gereğince taşınmaz mal maliki veya mirasçılarına keyfiyetin duyurulması gerekmektedir.
Nitekim, daha sonra 10/09/2014 tarih ve 6552 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun’un 22. maddesine “Bu madde hükümleri, kamulaştırmanın kesinleşmesi tarihinden itibaren beş yıl geçmiş olması hâlinde uygulanmaz.” fıkrası eklenmiş, ancak Anayasa Mahkemesi, 14/05/2015 tarihli ve E:2014/177, K:2015/49 sayılı kararıyla, anılan fıkranın yürürlük tarihten önce gerçekleştirilen kamulaştırma işlemleri nedeniyle açılan ve henüz kesinleşmeyen davalarda da uygulanacağına ilişkin 2942 sayılı Kanun’un geçici 9. maddesinin ilgili kısmını, geçmişe etkili şekilde uygulama yapılamayacağından bahisle iptal etmiştir.
Açıklanan nedenle, 2942 sayılı Kanun’un 22. maddesinde yapılan değişikliğin yürürlük tarihi olan 10/09/2014 tarihinden önce kamulaştırılan ve satışı amacıyla ihaleye çıkarılmakla kamulaştırma amacına ve kamu yararına yönelik herhangi bir ihtiyaca tahsisi lüzumu kalmadığı anlaşılan uyuşmazlık konusu taşınmazın, satışından önce keyfiyetin idarece mal sahibi veya mirasçılarına duyurulması gerektiğinden, temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının belirtilen gerekçeyle bozulması ve dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerektiğinden karara gerekçe yönünden katılmıyorum.