Danıştay Kararı 13. Daire 2022/2515 E. 2023/1122 K. 13.03.2023 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2022/2515 E.  ,  2023/1122 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2022/2515
Karar No:2023/1122

TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) :
1- …
2- …
3- …
4- …
5- …
6- …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: “Kent Geneli Servis Araçları İhtiyaç Tespit Raporu” kapsamında Aliağa, Kınık, Bergama ve Dikili ilçelerinde ortaya çıktığı belirtilen “S” plaka ihtiyacının karşılanabilmesi için sadece söz konusu ilçelerde faaliyet göstermek üzere 86/10553 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu doğrultusunda 143 adet “S” plaka verilmesine, muhammen bedelin 200.000,00-TL (KDV hariç) olarak belirlenmesine, plaka satışının/devrinin 2 yıl süreyle sınırlanmasına ve “S” plaka satın alacak kişi ve şirket ortaklarının sağlamaları gereken koşulların belirlenmesine ilişkin … tarih ve … sayılı İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı Ulaşım Koordinasyon Merkezi (UKOME) kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; Mahkemelerince uyuşmazlık konusu “S” plaka sayısının 143 adet artırılmasının gerekip gerekmediği, servis araçlarına olan ihtiyaç durumu, yolcu talepleri, yolcu sayısı, fiilen çalışan araçların kapasite ve sayısı ile yeterli olup olmadıkları, yeni ihdas edilecek plakaların trafik güvenliği ile şehircilik ve planlama ilkelerine uygunluğunun tespit edilmesi gerekli görüldüğünden bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, alınan bilirkişi raporuna karşı davacılar tarafından yapılan itiraz raporu kusurlandıracak nitelikte görülmediğinden bilirkişi raporunun hükme esas alınabilecek nitelikte bulunduğu; dosyada yer alan bilgi ve belgeler ile ihtiyaç tespit raporunun ve bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesi sonucunda, servis araçlarına olan ihtiyaç durumu, yolcu talepleri, 2030 ulaşım modeli, model üzerinde gerçekleştirilen kalibrasyonlar sonrasında hesaplanan nüfus artışı, çalışan kişi sayısı, öğrenci sayısı, bireysel otomobil sahipliği sayısı ve günlük toplam yolculuk sayılarında artış öngörüsü, pandemi gibi olağanüstü durumlar için idarelerin kamu yararı adına uzun dönem “Ulaşım Ana Planı” çalışmalarına dayanan kararlarının şehircilik ilkelerine, şehir ve ulaşım planlaması esaslarına ve kamu yararına aykırı olmadığı, ulaşım ana planı kararları ile desteklenen gerekçelere dayandığı anlaşıldığından, dava konusu kararda hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacılar tarafından, ileri sürdükleri hususlar dikkate alınmadan davanın reddine karar verildiği, büyükşehir belediyesi sınırları tüm ilçeleri kapsadığından Aliağa, Bergama, Kınık, Dikili ilçelerine özgü bir ihaleye çıkılmasının hakkaniyete aykırı olduğu, ayrıca söz konusu ilçelerde “S” plaka ihtiyacı olmadığı, muhammen bedelin düşük belirlendiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, temyize konu kararın hukuka uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü ve Sekizinci Dairelerince, 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun Ek 1. maddesi uyarınca birlikte yapılan toplantıda, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
USUL YÖNÜNDEN:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun’la değişik 45. maddesinin birinci fıkrasında, idare ve vergi mahkemelerinin kararlarına karşı, başka kanunlarda farklı bir kanun yolu öngörülmüş olsa dahi, mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde istinaf yoluna başvurulabileceği; son fıkrasında, ivedi yargılama usulüne tâbi olan davalarda istinaf yoluna başvurulamayacağı kurala bağlanmıştır.
2577 sayılı Kanun’a 6545 sayılı Kanun’un 18. maddesiyle eklenen “İvedi yargılama usulü” başlıklı 20/A maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, ihaleden yasaklama kararları hariç ihale işlemlerinden doğan uyuşmazlıklarda söz konusu yargılama usulünün uygulanacağı; ikinci fıkrasının (g) bendinde, verilen nihaî kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde temyiz yoluna başvurulabileceği kuralı yer almıştır.
Aktarılan düzenlemelere göre ivedi yargılama usulüne tâbi olan uyuşmazlıklarla ilgili olarak ilk derece mahkemelerince verilen kararlara karşı temyiz kanun yoluna başvurulabileceği, bunlar dışında kalan uyuşmazlıklarla ilgili olarak verilen kararlara karşı kural olarak istinaf kanun yoluna başvurulabileceği açıktır.
Bu noktada mahkeme kararına karşı istinaf kanun yoluna mı, yoksa temyiz kanun yoluna mı başvurulabileceğinin belirlenmesi için öncelikle uyuşmazlığın ivedi yargılama usulüne tâbi olup olmadığının tespiti zorunludur. 2577 sayılı Kanun’a 6545 sayılı Kanun’un 18. maddesiyle eklenen “İvedi yargılama usulü” başlıklı 20/A maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, ihaleden yasaklama kararları hariç ihale işlemlerinden doğan uyuşmazlıklarda ivedi yargılama usulünün uygulanacağı kurala bağlandığından, ihale işlemlerinden doğan uyuşmazlıklardan ne anlaşılması gerektiğinin açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
İhale işlemlerine ilişkin idarî usulü düzenleyen temel kanunlardan olan 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 4. maddesinde, ihalenin, “Bu Kanun’da yazılı usul ve şartlarla işin istekliler arasından seçilecek birisi üzerine bırakıldığını gösteren ve yetkili mercilerin onayı ile tamamlanan sözleşmeden önceki işlemleri”; 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 4. maddesinde ise, “Bu Kanun’da yazılı usul ve şartlarla mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin istekliler arasından seçilecek birisi üzerine bırakıldığını gösteren ve ihale yetkilisinin onayını müteakip sözleşmenin imzalanması ile tamamlanan işlemleri” ifade ettiği belirtilmiş olup, bu kanunî tanımlamalar ve istikrar kazanan içtihatlar dikkate alınarak ihale ilanı ile başlayıp sözleşmenin imzalanması ile tamamlanan süreçte idarece tesis edilen işlemlerin ivedi yargılama usulüne tâbi ihale işlemleri olduğunun kabulü gerekir.
6545 sayılı Kanun’un 18. maddesinin gerekçesinde, “İdarî yargıda davaların tümü aynı usul takip edilmek suretiyle sonuçlandırılmaktadır. Ancak idarî davaların bazıları, niteliği itibarıyla diğerlerinden farklıdır. Bu tür davaların geciktirilmeksizin karara bağlanması gerekmektedir. Bu bakımdan, gecikerek karar verilmesinde hem idare hem de davacılar bakımından katlanılması zor ya da imkânsız sonuçlar doğuracak sınırlı sayıdaki dava türünün, diğerlerine göre daha ivedi bir şekilde sonuçlandırılması gerekmektedir. Yargısal sürecin, süratle sonuçlandırılması özel önem taşıyan ihale, özelleştirme, acele kamulaştırma uyuşmazlıklarından kaynaklanan bazı davaların ivedilikle sonuçlandırılmaması hâlinde, hukukî belirsizlik doğmasına neden olunmaktadır. Madde ile Avrupa örneklerinde olduğu gibi idarî yargılamaya ivedi yargılama usulü kurumu kazandırılmaktadır.” açıklamalarına yer verilmiştir. Kanun’un gerekçesinde de ifade edildiği üzere, sınırlı sayıdaki dava türü ivedi yargılama usulüne tâbidir. Nitekim gerekçede ihaleyle bağlantılı tüm işlemlerin değil, yargısal sürecin süratle sonuçlandırılması özel önem taşıyan ihale uyuşmazlıklarının bu yargılama usulüne tâbi kılındığı vurgulanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, … tarih ve … sayılı İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı UKOME kararı ile, “Kent Geneli Servis Araçları İhtiyaç Tespit Raporu” kapsamında Aliağa, Kınık, Bergama ve Dikili ilçelerinde ortaya çıktığı belirtilen “S” plaka ihtiyacının karşılanabilmesi için sadece söz konusu ilçelerde faaliyet göstermek üzere 86/10553 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 2886 sayılı Kanun doğrultusunda 143 adet “S” plaka verilmesine, muhammen bedelin 200.000,00-TL(KDV hariç) olarak belirlenmesine, plaka satımının/devrinin 2 yıl süreyle sınırlanmasına ve “S” plaka satın alacak kişi ve şirket ortaklarının sağlamaları gereken koşulların belirlenmesine karar verildiği, 14/07/2021 tarih ve 525 sayılı Belediye Encümeni kararı ile söz konusu işin 2886 sayılı Kanun’un 45. maddesi uyarınca açık teklif usulü ile ihale edilerek yaptırılmasının kararlaştırıldığı, 26/07/2021 tarihinde ise Büyükşehir Belediye Başkanı’nca ihaleye çıkılması hususunda Olur verildiği, bunun üzerine … tarih ve … sayılı İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı UKOME kararının iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Kanun’un gerekçesinde de ifade edildiği üzere, sınırlı sayıdaki dava türü ivedi yargılama usulüne tâbidir. Nitekim gerekçede ihaleyle bağlantılı tüm işlemlerin değil, yargısal sürecin süratle sonuçlandırılması özel önem taşıyan ihale uyuşmazlıklarının bu yargılama usulüne tâbi kılındığı vurgulanmıştır.
Bakılan davanın, … tarih ve … sayılı UKOME kararı ile ticari servis araç sayısına yönelik ihtiyacın belirlenmesine ilişkin iradenin ortaya koyulduğu, UKOME’nin ulaşım, toplu taşıma ve trafik mevzuatının büyükşehir belediyesine verdiği yetki doğrultusunda uygulamaya yönelik yönlendirici karar almak görev ve yetkisi çerçevesinde kararlar alındığı, bir ihale kararı alınmadığı, ilgili mevzuat uyarınca belediye encümeni tarafından ihale kararı alınarak ihaleye ilişkin şart ve kuralların belirlendiği dikkate alındığında, ihale işlemi olarak değerlendirilemeyeceğinden öncelikle sonuçlandırılması özel önem taşıyan bir uyuşmazlık olarak nitelendirilmesine imkân bulunmayan dava konusu uyuşmazlık ivedi yargılama usûlü kapsamında yer almamaktadır.
Bu itibarla, ivedi yargılama usulü kapsamında yer almayan dava konusu uyuşmazlığa ilişkin olarak, Mahkemece genel yargılama usulü yerine ivedi yargılama usulü uygulanarak verilen kararda usul hükümlerine uygunluk bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacıların temyiz isteminin kabulüne;
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine, 13/03/2023 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Dava, “Kent Geneli Servis Araçları İhtiyaç Tespit Raporu” kapsamında Aliağa, Kınık, Bergama ve Dikili ilçelerinde ortaya çıktığı belirtilen “S” plaka ihtiyacının karşılanabilmesi için sadece söz konusu ilçelerde faaliyet göstermek üzere 86/10553 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu doğrultusunda 143 adet “S” plaka verilmesine, muhammen bedelin 200.000,00-TL(KDV hariç) olarak belirlenmesine, plaka satışının ve devrinin 2 yıl süreyle sınırlanmasına ve “S” plaka satın alacak kişi ve şirket ortaklarının sağlamaları gereken koşulların belirlenmesine ilişkin … tarih ve … sayılı İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı Ulaşım Koordinasyon Merkezi (UKOME) kararının iptali istemiyle açılmıştır.
5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun “Ulaşım hizmetleri” başlıklı 9. maddesinde, bu Kanun ile büyükşehir belediyesine verilen trafik hizmetlerini plânlama, koordinasyon ve güzergâh belirlemesi ile taksi, dolmuş ve servis araçlarının durak ve araç park yerleri ile sayısının tespitine ilişkin yetkiler ile büyükşehir sınırları dâhilinde il trafik komisyonunun yetkilerinin ulaşım koordinasyon merkezi tarafından kullanılacağı, ulaşım koordinasyon merkezi kararlarının, büyükşehir belediye başkanının onayı ile yürürlüğe gireceği, ulaşım koordinasyon merkezi tarafından toplu taşıma ile ilgili alınan kararların, belediyeler ve bütün kamu kurum ve kuruluşlarıyla ilgililer için bağlayıcı olduğu, koordinasyon merkezinin çalışma esas ve usulleri ile bu kurullara katılacak kamu kurum ve kuruluş temsilcilerinin, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı tarafından müştereken çıkarılan yönetmelikle belirleneceği, büyükşehir belediyelerine bu Kanun ile verilen görev ve yetkilerin uygulanmasında, 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun bu Kanuna aykırı hükümlerinin uygulanmayacağı belirtilmiştir.
15/06/2006 tarih ve 26199 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Büyükşehir Belediyeleri Koordinasyon Merkezleri Yönetmeliği’nin 18. maddesinde, kara, deniz, göl, nehir, kanal ve demiryolu üzerinde işletilen her türlü servis ve toplu taşıma araçları ile taksi sayılarını, bilet ücret ve tarifelerini, zaman ve güzergâhlarını belirlemek; belediye sınırları içinde ticari amaçla çalıştırılacak yolcu ve yük taşıtları ile motorsuz taşıtların çalışma şekil ve şartları ile bu taşıtların teknik özelliklerini tespit etmek, çalıştırılabileceği yerler ile güzergâhlarını tespit etmek ve sayılarını belirlemek, bunlara izin ve çalışma ruhsatı vermek UKOME’nin görev ve yetkileri arasında sayılmış ve 28. maddesinde taksi, dolmuş, minibüs ve umum servis araçlarının tahsis süreleri, ticari plaka sayıları ile bu plakaların verilmesine ilişkin usul, esas ve devir ücretlerinin UKOME’ce tespit edileceği düzenlenmiştir.
Aktarılan hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden, karayolu taşımacılığına ait mevzuat hükümleri saklı kalmak üzere, trafik düzeni ve güvenliği yönünden büyükşehir belediye sınırları içinde ticari amaçla çalıştırılacak yolcu ve yük taşıtları ile motorsuz taşıtların çalışma şekil ve şartları ile bu taşıtların teknik özelliklerini, çalıştırılabileceği yerler ile güzergâhlarını tespit etmek ve sayılarını belirlemek, bunlara izin ve çalışma ruhsatı verme konusunda karar verme yetkisinin Büyükşehir Ulaşım Koordinasyon Merkezine ait olduğu anlaşılmaktadır.
Diğer yandan, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 12/(b) maddesinde il ve ilçe trafik komisyonlarının görevleri sayılmıştır. Bu kapsamda, 02/04/1986 tarih ve 86/10553 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulmuş olan Ticari Plakaların Verilmesinde Uyulacak Usul ve Esaslar Hakkında Karar ile, tahdit kapsamında bulunan taksi, dolmuş, minibüs ve (S) serisinden ticari servis araçlarına verilecek plakaların verilme usul ve esasları belirlenmiştir. Anılan Karar’ın ticari plakaların verilme usul ve esaslarını düzenleyen 5. maddesinde ise, “Ticari plaka, kapalı teklif usulü ile aşağıdaki şartlar dikkate alınarak, trafik komisyonunun tespit edeceği esaslara göre verilir.
a) İlin ihtiyacı dikkate alınarak dağıtılacak ticari plaka sayısı trafik komisyonunca tespit edilecek ticari plakanın serbest piyasadaki tahmini bedelinin %80’ine tekabül eden muhammen bedeli, müracaat şekli, süresi, ihale zamanı ve diğer hususlar mahalli vasıta ve/veya en az iki gazete ile kamuoyuna duyurulur.
b) Tespit edilen ticari plakalar ikişer aylık dönemlerde bir yılda altı defa verilebilir.
c) Kapalı teklif zarfları trafik komisyonları huzurunda açılır ve en yüksek bedeli teklif edenlerden başlamak üzere o dönem için tespit edilen miktarda ticari plaka verilir. Eşit ücret teklif edenler arasında trafik komisyonu huzurunda kura çekilir.
d) Müracaat edenlerden, trafik komisyonunun tespit edeceği muhammen bedelin 1/5’i teminat olarak peşin alınır. Plaka bedelinin kalan kısmı ödenmedikçe plaka almaya hak kazananlara ticari plaka verilmez, kazanamayanların teminatları iade edilir.” kuralı yer almıştır.
23/07/2004 tarihinde yürürlüğe giren 5216 sayılı Kanun’un 9. maddesinde, büyükşehir sınırları dahilinde il trafik komisyonunun yetkilerinin Ulaşım Koordinasyon Merkezi (UKOME) tarafından kullanılması öngörüldüğünden, 02/04/1986 tarih ve 86/10553 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulmuş olan Ticari Plakaların Verilmesinde Uyulacak Usul ve Esaslar Hakkında Karar’ın 5. maddesiyle, tahdit kapsamında bulunan taksi, dolmuş, minibüs ve (S) serisinden ticari servis araçların plakalarının verilmesinde il trafik komisyonuna ait bulunan yetkilerin UKOME tarafından kullanılması kanunun amir hükmü gereğidir. 5216 sayılı Kanun ile belirlenen kurallar ile çelişmeyen 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve ilgili mevzuatın uygulanacağı açık olup, anılan Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenen Usul ve Esasların ve öngördüğü temel ilkelerin 5216 sayılı Kanun ve yukarıda anılan Yönetmelik ile çelişmediği anlaşılmaktadır. Ayrıca 02/04/1986 tarih ve 86/10553 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının iptali istemiyle açılan davada, Danıştay Sekizinci Dairesi’nin 17/12/2020 tarih ve E:2018/37, K:2020/5771 sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiştir.
Bu itibarla, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun yürürlüğe girmesiyle büyükşehir sınırları içerisinde il trafik komisyonu yetkileri Büyükşehir Ulaşım Koordinasyon Merkezi’ne geçmiş bulunduğundan, uyuşmazlığa konu tahditli olan servis plakalarının ihtiyaca göre sayısının belirlenmesi ve ihale edilmesi hususunda öncesinde il trafik komisyonları tarafından kullanılan yetkilerin UKOME tarafından kullanılmasında 5216 sayılı Kanuna aykırılık teşkil eden bir yön bulunmamaktadır.
Bu noktada, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 13. maddesinin beşinci fıkrasında, belediyelere ait taşıma işlerinin bu Kanun kapsamında olduğu ve belediyelere ait ihalelerin belediye encümenince yapılacağı kuralı yer aldığından, ihalenin belediye encümeni tarafından yapılacağı hususunda bir tartışma bulunmamaktadır.
Bu durumda, “Kent Geneli Servis Araçları İhtiyaç Tespit Raporu” kapsamında Aliağa, Kınık, Bergama ve Dikili ilçelerinde ortaya çıktığı belirtilen “S” plaka ihtiyacının karşılanabilmesi için sadece söz konusu ilçelerde faaliyet göstermek üzere 86/10553 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu doğrultusunda 143 adet “S” plaka verilmesine, muhammen bedelin 200.000,00-TL(KDV hariç) olarak belirlenmesine, plaka satışının/devrinin 2 yıl süreyle sınırlanmasına ve “S” plaka satın alacak kişi ve şirket ortaklarının sağlamaları gereken koşulların belirlenmesine ilişkin UKOME Genel Kurulu’nun … tarih ve … sayılı kararının ihale işlemlerinin başlatılmasına ilişkin bir işlem olduğu, servis ihtiyacının karşılanması için ivedi olarak ihaleye çıkılmasının zorunlu olduğu, aksi hâlde servis ihtiyacının güncelliğini kaybedeceği, bu hâliyle UKOME kararının “ihaleye çıkma oluru” niteliği taşıdığı, ayrıca encümen tarafından yapılan ihale işlemleri ile ilgili uyuşmazlıklar ivedi yargılama usulü ile görüşülüp hukuki süreç kesinleştikten ve hak sahipleri belirlendikten sonra, servis sayısının belirlenmesi ve bu sayı üzerinden ihaleye çıkılmasına ilişkin UKOME kararının genel yargılama usulü ile görüşülmesinin farklı yargı kararları ortaya çıktığında yeni hukuki sorunlara neden olacağı, bu sebeple yargılamanın ivedi yargılama usulü kurallarına göre yürütülmesinde usul hükümlerine aykırılık bulunmadığı sonucuna varıldığından, İdare Mahkemesi kararına yönelik temyiz isteminin esasının incelenmesi gerektiği oyuyla karara katılmıyorum.

(XX) KARŞI OY :
Mahkemece, ivedi yargılama usulüne tâbi olduğu değerlendirilerek verilen kararın temyiz edilmesi hâlinde, 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin (g) bendi uyarınca temyiz isteminin incelenip incelenemeyeceğine ilişkin olarak öncelikle uyuşmazlığın ivedi yargılama usulü kapsamında olup olmadığına bakılması ve bu konuda bir karar verilmesi gerekmektedir.
İvedi yargılama usulüne tâbi olan işlemlerden doğan uyuşmazlıklarla ilgili olarak ilk derece mahkemelerince verilen kararlara karşı hangi tarihte verildiğine bakılmaksızın temyiz kanun yoluna başvurulabileceği, bunlar dışında kalan uyuşmazlıklarla ilgili olarak 20/07/2016 tarihinden sonra verilen kararlara karşı kural olarak istinaf kanun yoluna başvurulabileceği, ancak 2577 sayılı Kanun’un 46. maddesinde tahdidî olarak sayılan uyuşmazlıklarla ilgili kararlara karşı istinaf kanun yolundan sonra temyiz kanun yoluna da başvurulabileceği açıktır.
Bu durumda, Danıştay tarafından bir kararın istinaf incelemesinden geçmeden doğrudan temyizen incelenerek karar verilebilmesi için öncelikle ortada ivedi yargılama usulü kapsamında bir uyuşmazlık bulunması gerekmektedir.
İvedi yargılama usulü kapsamında yer almayan bir uyuşmazlığa ilişkin kararın istinaf aşaması (uyuşmazlığın Mahkemece ivedi yargılama usulü kapsamında bir uyuşmazlık olarak değerlendirilmesi nedeniyle) atlanmak suretiyle temyiz incelemesinin yapılması İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda düzenlenen iki ve/veya üç aşamalı yargılama sistemine aykırılık oluşturur.
Danıştay tarafından, Mahkemece doğrudan temyiz incelemesine tâbi olduğu değerlendirilen uyuşmazlığın ivedi yargılama usulü kapsamında yer almadığına karar verilmesi hâlinde, Mahkemece yapılan değerlendirmeyle bağlı olunmaksızın, olması gerekenden hareketle istinaf incelemesi yapılmak üzere dosyanın Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmektedir.
Dava konusu uyuşmazlığın, ivedi yargılama usulüne tâbi olmadığı kabul edilmiş bulunmaktadır.
Bu itibarla, temyiz isteminin görev yönünden reddine karar verilerek dosyanın İzmir Bölge İdare Mahkemesi’ne gönderilmek üzere kararı veren … İdare Mahkemesi’ne iadesine karar verilmesi gerektiği oyuyla, bozma yönünde verilen karara katılmıyorum.