Danıştay Kararı 13. Daire 2022/227 E. 2023/1505 K. 29.03.2023 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2022/227 E.  ,  2023/1505 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2022/227
Karar No:2023/1505

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … A.Ş.
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:… K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirkete ait “..” logosuyla yayın yapan televizyon kanalında 15/02/2019 tarihinde yayınlanan “Ana Haber Bülteni” isimli programda 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un 8. maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinin ihlâl edildiğinden bahisle 21.114,00-TL idarî para cezası uygulanmasına ilişkin … tarih ve … sayılı Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (Kurul) kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; uyuşmazlığa konu programda alt yazıda, “işsizlik 4 milyona dayandı”, “iş merkezinde intihar”, “Samsun’da borçları nedeniyle bunalıma giren bir kişi intihar etti” yönünde ifadelere yer verildiği, haberde ise intihar eden kişinin atladığı yerde flulaştırılmış şekilde kan birikintisine ve bunu temizleyen temizlik görevlilerinin görüntüsüyle giriş yapılarak, olayın gerçekleştiği iş merkezinin iç görüntüleri, kan birikintisinin -yukarıdan da görülebilecek şekilde- iki defa yukarıdan, üç defa da yakından olmak üzere toplam beş defa kan birikintisi ile dolu olay yerinin tekrarlanarak ekranda gösterildiği, davalı idare tarafından, kan birikintisi üzerinde flulaştırma yapılsa da ne olduğunun kolaylıkla anlaşılabildiği, yayın kuruluşunun intihar olayını haberleştirme şeklinin ve haber içeriğindeki görüntülerin ölen şahsın kişilik haklarını ihlâl eder bir nitelik taşıdığından bahisle söz konusu yayının “insan onuru” ile bağdaşmadığı gerekçesiyle davacı şirkete idarî para cezası verilmiş ise de, insan onuru kavramının kişinin manevî varlığına ilişkin olarak şeref ve itibar kavramlarıyla iç içe olduğu, söz konusu görüntülerde intihar olayının oluş şekli anlatılırken vefat eden kişinin soyadı söylenmeden sadece adının söylendiği ve açıkça kimliğinin belirtilmediği, haber alma hürriyeti ile insan onuruna saygı kavramlarının denge içerisinde olması gerektiği ve haberde flulaştırma yapılarak bu denge sağlandığından söz konusu yayın nedeniyle 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde yer alan yayın ilkesinin ihlâl edilmediği, bu itibarla dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nce; uyuşmazlığa konu yayına ilişkin CD kaydı incelendiğinde, işsizliğin ciddi boyutlara erişmesi ile ilgili haberlere yer verildiği, bu konuda iktidarın tutumu eleştirilirken alt yazı da, “İktidara göre her şey yolunda – Samsun’da borçları nedeniyle bunalıma giren kişi intihar etti.” yönünde ifadelere yer verilirken, haber görüntüsünde, sol üst köşede vefat eden kişinin fotoğrafına yer verildiği, flulaştırılmış kan birikintisi ve yerde yatan yaralıya sağlık ekiplerinin müdahalesine ilişkin görüntüler aktarılırken ekonomiye yönelik yorumlarda bulunulduğu ve borçları nedeniyle psikolojisi bozulan …’nin intihar ettiğinin ifade edildiği, ayrıca flulaştırılarak adı geçen kişinin intiharı sonrası yerde yatan hâlinin gösterildiği, kişilerin özellikle yakın çevreleri ile birlikte maddî ve manevî varlıklarının olduğu hususu ile birlikte değerlendirildiğinde, intihar eden kişinin soyadı belirtilmeden ismi söylenmiş ise de, nerede çalıştığının çevresince anlaşılacak şekilde söylendiği, haberin alt yazısıyla birlikte haber bülteninin toplam süresi içerisinde önemli bir uzunlukta ekranda kaldığı değerlendirildiğinde, haberin insan onuruna ve özel hayatın gizliliğine saygılı olma ilkesine aykırı olarak sunulduğu, bu itibarla, davacı yayın kuruluşu hakkında tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık, dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkeme kararında ise hukukî isabet bulunmadığı gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 4. fıkrası uyarınca davalı idarenin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve esastan incelenen davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, dava konusu yayında merhumun fotoğrafının ekranda gösterilmediği, davalı idarece buna yönelik yapılan bir tespitin olmadığı, ekrana yansımayan bir unsur var gibi kabul edilerek karar verildiği, yapılan tespitin yanılgıya dayalı olduğu, söz konusu görüntülerin haber ajansından alınarak yayınlandığı, haberin içeriği ağır ve sarsıcı olsa da haber olma niteliğini kaybetmediği, oldukça ölçülü, abartıdan uzak ve objektif bir anlatım tarzıyla ekrana yansıtıldığı, kan görüntülerinin tamamının üzerinde flulaştırma yapıldığı, dava konusu işlemin hukuka aykırı olarak tesis edildiği ileri sürülmüştür.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, intihar olayları hakkında haber niteliğini aşan, okuyucu ve izleyiciyi etki altında bırakacak nitelikte ve genişlikte yayın yapılmaması gerektiği, intihar olayının ana haber bülteninde ikinci sırada sunulduğu, uyuşmazlık konusu yayında, intihar ederek ölen kişinin adı, yaşadığı il, çalıştığı iş yeri ile intiharı nasıl gerçekleştirdiğine ilişkin bilgilere ayrıntılı olarak yer verildiği, davacının iddialarının aksine intihar eden kişinin resminin yaklaşık 3 dakika ekranda yayınlandığı, yayında toplumsal ilgi, kamu yararı ve özle biçim arasındaki denge kriterine uyulmadığı, dava konusu işlemin hukuka uygun olarak tesis edildiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usûl ve hukuka uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKÎ DEĞERLENDİRME :
Bölge idare mahkemesi kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usûl ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ve davanın reddi yolundaki … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, anılan Bölge İdare Mahkemesi kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’ne gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine, 29/03/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.