Danıştay Kararı 13. Daire 2022/2009 E. 2023/1543 K. 30.03.2023 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2022/2009 E.  ,  2023/1543 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2022/2009
Karar No:2023/1543

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Sanayi Ticaret Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- … Valiliği
VEKİLİ : Av. …
2- … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi’nce davanın kısmen reddi, kısmen incelenmeksizin reddi yolunda verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı karara yönelik istinaf başvurusunun reddine ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi ile Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin incelenmeksizin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca Tetkik Hâkiminin raporu ve sözlü açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
USUL YÖNÜNDEN:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun’un 19. maddesiyle değiştirilen “İstinaf” başlıklı 45. maddesinin birinci fıkrasında, idare ve vergi mahkemelerinin kararlarına karşı, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dâhi, mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde istinaf yoluna başvurulabileceği; altıncı fıkrasında, bölge idare mahkemelerinin 46. maddeye göre temyize açık olmayan kararlarının kesin olduğu belirtilmiştir.
2577 sayılı Kanun’un 6545 sayılı Kanun’un 20. maddesiyle değiştirilen “Temyiz” başlıklı 46. maddesinde, “Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin aşağıda sayılan davalar hakkında verdikleri kararlar, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Danıştay’da, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebilir:
a) Düzenleyici işlemlere karşı açılan iptal davaları.
b) Konusu yüz bin Türk lirasını aşan vergi davaları, tam yargı davaları ve idarî işlemler hakkında açılan davalar.
c) Belli bir meslekten, kamu görevinden veya öğrencilik statüsünden çıkarılma sonucunu doğuran işlemlere karşı açılan iptal davaları.
d) Belli bir ticari faaliyetin icrasını süresiz veya otuz gün yahut daha uzun süreyle engelleyen işlemlere karşı açılan iptal davaları.
e) Müşterek kararnameyle yapılan atama, naklen atama ve görevden alma işlemleri ile daire başkanı ve daha üst düzey kamu görevlilerinin atama, naklen atama ve görevden alma işlemleri hakkında açılan iptal davaları.
f) İmar planları, parselasyon işlemlerinden kaynaklanan davalar.
g) Tabiat Varlıklarını Koruma Merkez Komisyonu ve Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu’nca itiraz üzerine verilen kararlar ile 18/11/1983 tarih ve 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu’nun uygulanmasından doğan davalar.
h) Maden, taşocakları, orman, jeotermal kaynaklar ve doğal mineralli sular ile ilgili mevzuatın uygulanmasına ilişkin işlemlere karşı açılan davalar.
ı) Ülke çapında uygulanan öğrenim ya da bir meslek veya sanatın icrası veyahut kamu hizmetine giriş amacıyla yapılan sınavlar hakkında açılan davalar.
i) Liman, kruvaziyer limanı, yat limanı, marina, iskele, rıhtım, akaryakıt ve sıvılaştırılmış petrol gazı boru hattı gibi kıyı tesislerine işletme izni verilmesine ilişkin mevzuatın uygulanmasından doğan davalar.
j) 08/06/1994 tarih ve 3996 sayılı Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun’un uygulanmasından ve 16/07/1997 tarih ve 4283 sayılı Yap-İşlet Modeli ile Elektrik Enerjisi Üretim Tesislerinin Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji Satışının Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un uygulanmasından doğan davalar.
k) 06/06/1985 tarih ve 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu’nun uygulanmasından doğan davalar.
l) 03/07/2005 tarih ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nun uygulanmasından doğan davalar.
m) Düzenleyici ve denetleyici kurullar tarafından görevli oldukları piyasa veya sektörle ilgili olarak alınan kararlara karşı açılan davalar.” kuralına yer verilmiştir.

2577 sayılı Kanun’un “Temyiz dilekçesi” başlıklı 48. maddesinin altıncı fıkrasında, temyizin kesin bir karar hakkında olması hâlinde, kararı veren merciin, temyiz isteminin reddine karar vereceği; ilgili merciin bu kararına karşı, tebliğ tarihini izleyen günden itibaren yedi gün içinde temyiz yoluna başvurulabileceği; yedinci fıkrasında ise, temyizin kesin bir karar hakkında olduğunun anlaşılması durumunda, altıncı fıkrada sözü edilen kararın, dosyanın gönderildiği Danıştay’ın ilgili dairesince kesin olarak verileceği kurala bağlanmıştır.
Aktarılan düzenlemelere göre, ilk derece mahkemelerince verilen kararlara karşı kural olarak istinaf kanun yoluna başvurulabileceği, ancak 2577 sayılı Kanun’un 46. maddesinde tahdidî olarak sayılan uyuşmazlıklarla ilgili kararlara karşı istinaf kanun yolundan sonra temyiz kanun yoluna başvurulabileceği açıktır. Başka bir anlatımla, mahkeme kararlarına karşı istinaf yoluna başvurulması esas, temyiz yoluna başvurulması ise istisnaîdir.
Dosyanın incelenmesinden;
Bursa İl Emniyet Müdürlüğü ile davacı arasında 16/08/2018 tarihinde imzalanan … ihale kayıt numaralı “İl Emniyet Müdürlüğü Ek Bina İkmal İnşaatı İşi”ne ilişkin sözleşmeye yönelik 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun Geçici 4. maddesi uyarınca süre uzatım talebinde bulunulduğu;
Davacı şirketin söz konusu süre uzatım talebine ilişkin olarak görüşü istenilen Hazine ve Maliye Bakanlığı’nca … sayılı işlemle “süre uzatım talebinin uygun görülmediği” yönünde görüş verildiği, … tarih ve … sayılı Bursa Valiliği işlemiyle de davacı şirketin süre uzatım talebinin reddedildiği;
Bunun üzerine, 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun Geçici 4. maddesi uyarınca süre uzatımı talebiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı Bursa Valiliği işlemi ile bu işlemin dayanağı … sayılı Maliye Bakanlığı işleminin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı;
… İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile davanın görev yönünden reddine karar verildiği, bu karara yönelik istinaf başvurusu üzerine … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nce … tarih ve E:…, K:… sayılı karar ile, davacının istinaf başvurusunun kabulüne, anılan İdare Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın esası hakkında bir karar verilmek üzere dosyanın Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verildiği;
Bölge İdare Mahkemesi’nin söz konusu kararı üzerine uyuşmazlığın esastan incelenmesi neticesinde … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; … tarih ve … sayılı Bursa Valiliği işlemi yönünden davanın reddine, … sayılı Maliye Bakanlığı işlemi yönünden davanın incelenmeksizin reddine karar verildiği, bu karara yönelik istinaf başvurusu üzerine … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nce … tarih ve E:…, K:… sayılı karar ile, 2577 sayılı Kanun’un değişik 46. maddesi uyarınca 30 gün içinde Danıştay’a temyiz yolu açık olmak üzere istinaf başvurusunun reddine karar verildiği, bunun üzerine, davacı tarafından anılan kararın bozulması istemiyle temyiz başvurusunda bulunulduğu anlaşılmaktadır.
4735 sayılı Kanun’un “Sözleşmelerin tasfiyesi veya devri” başlıklı Geçici 4. maddesinde, “31/08/2018 tarihinden önce 4734 sayılı Kanun’a göre ihalesi yapılan (3. maddesindeki istisnalar dâhil) ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla devam eden sözleşmeler, imalat girdilerinin fiyatlarında beklenmeyen artışlar meydana gelmesi nedeniyle, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonraki 60 gün içinde yüklenicinin idareye yazılı olarak başvurması kaydıyla, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın görüşü alınarak idarenin onayına bağlı olarak feshedilip tasfiye edilebilir veya devredilebilir. …Bu fıkra kapsamında devredilen sözleşmeler ile bu fıkra kapsamına girmekle birlikte devredilmeyen sözleşmelerde, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonraki 60 gün içinde yüklenicinin idareye yazılı olarak başvurması kaydıyla süre uzatımına ilişkin kısıtlama ve şartlara tabi olunmaksızın Hazine ve Maliye Bakanlığının görüşü alınarak idare tarafından süre uzatılabilir. …” kuralına yer verilmiştir.
Davaya konu Sözleşme’nin “Sözleşmenin türü ve bedeli” başlıklı 6. maddesinde, “…işin tamamı için yüklenici tarafından teklif edilen 4.071.000,00-TL (Dörtmilyonyetmişbirbin Türk Lirası) toplam bedel üzerinden akdedilmiştir. …”; “Teminata ilişkin hükümler” başlıklı 10. maddesinde, “10.1.1. Yüklenici, 245.000,00-TL (İkiyüzkırkbeşbin Türk Lirası) kesin teminat vermiştir. …”; “Gecikme halinde uygulanacak cezalar ve sözleşmenin feshi” başlıklı 25. maddesinde, “25.1. Bu sözleşmede belirtilen süre uzatımı halleri hariç, Yüklenicinin sözleşmeye uygun olarak işi süresinde bitirmediği takdirde en az 10 gün süreli yazılı ihtar yapılarak gecikme cezası uygulanır. 25.2. Yüklenicinin sözleşmeye uygun olarak işi süresinde bitirmediği takdirde, gecikilen her gün için sözleşme bedelinin %0,05 (on binde beş) oranında gecikme cezası uygulanır. 25.3. İhtarda belirtilen sürenin bitmesine rağmen aynı durumun devam etmesi halinde ayrıca protesto çekmeye gerek kalmaksızın kesin teminatı gelir kaydedilir ve sözleşme feshedilerek hesabı genel hükümlere göre tasfiye edilir. …” düzenlemelerine yer verilmiştir.
Bölge idare mahkemelerinin hangi davalar hakkında verdikleri kararların temyiz edilebileceği 2577 sayılı Kanun’un 46. maddesinde tahdidî olarak sayılmış olup, davacı tarafından, “İl Emniyet Müdürlüğü Ek Bina İkmal İnşaatı İşi” ihalesi sonrası 16/08/2018 tarihinde imzalanan sözleşmeye yönelik 4735 sayılı Kanun’un Geçici 4. maddesi uyarınca süre uzatımı verilmesi talebiyle yapılan başvuruda, davacının elde etmek istediği amacın işin gecikmesi, süresinde bitmemesi hâlinde sözleşme hükümleri kapsamında gecikme cezası (gecikilen her gün için 4.071.000,00-TL’nin %0,05 oranında) uygulanmasını önlemek; gecikmenin devam etmesi hâlinde ise sözleşmenin feshi durumunda kesin teminat mektubunun (245.000,00-TL) irat kaydedilmesini önlemek ve kendisine iadesini sağlamak olduğu, bu anlamda, yukarıda anılan Kanun maddesi gereği Mahkeme kararının doğrudan bir sonucu olarak belirli bir miktarın davacıya iadesinin söz konusu olacağı anlaşılmaktadır. Bu anlamda uyuşmazlık konusu miktar objektif olarak tespit edilebilir olduğundan uyuşmazlığın 2577 sayılı Kanun’un 46. maddesinin (b) bendi kapsamında belirli bir miktarı ihtiva eden bir uyuşmazlık olarak değerlendirilebilecek olup 2022 yılı için temyiz sınırı 261.000,00-TL’dir.
Davacı tarafından 12/02/2022 tarihinde mahkeme kayıtlarına giren temyiz dilekçesinde, süre uzatım talebinin reddedilmesi nedeniyle “İl Emniyet Müdürlüğü Ek Bina İkmal İnşaatı İşi”nin gecikmeyle teslim edildiği, söz konusu gecikme nedeniyle tarafına 103.810,50-TL tutarında süre aşımı cezası uygulandığı beyan edilmiştir.
Her ne kadar davacı tarafından dava ve temyiz dilekçesinde davanın konusu olarak belirli bir tutar belirtilmemiş ise de süre uzatım talebinin reddedilmesi nedeniyle davacıya 103.810,50-TL süre aşımı cezası uygulandığı, söz konusu tutarın istinaf kararının tarihi olan 2022 yılı için temyiz sınırı olan 261.000,00-TL’nin altında olduğu görülmektedir.
Bu durumda istemin konusunun temyiz sınırını aşan idarî işlemlere ilişkin olmaması ve düzenleyici ve denetleyici kurul tarafından alınan kararlara karşı açılan bir dava niteliğinde bulunmaması karşısında Bölge İdare Mahkemesince istinaf başvurusu üzerine verilen kararın kesin olduğu açıktır.
Bu itibarla, istinaf incelemesi üzerine kesin olarak verilen kararlar aleyhine temyiz isteminde bulunulması hukuken mümkün olmadığından, … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yönelik temyiz isteminin incelenmeksizin reddi gerektiği sonucuna varılmıştır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN İNCELENMEKSİZİN REDDİNE,
2. Bölge İdare Mahkemesince, kesin olarak verilmesi gereken karara karşı temyiz yolunun açık olduğu belirtilerek davacının yanlış yönlendirilmesi nedeniyle temyiz başvuru ve karar harçları toplamı olan ….-TL harcın istemi hâlinde davacıya iadesine; posta giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
3. Dairemiz kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’ne gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine, 2577 sayılı Kanun’un 48. maddesinin yedinci fıkrası uyarınca kesin olarak 30/03/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.