Danıştay Kararı 13. Daire 2022/1565 E. 2023/1827 K. 12.04.2023 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2022/1565 E.  ,  2023/1827 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2022/1565
Karar No:2023/1827

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … A.Ş.
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirkete ait “…” adlı yayın kuruluşunda, 08/07/2020 tarihinde yayınlanan … Gazetesi’ne ait reklam kuşağında 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinde ifade edilen “terörü övemez ve teşvik edemez, terör örgütlerini güçlü veya haklı gösteremez” hükmünün ihlâl edildiğinden bahisle 39.000,00-TL idari para cezası verilmesine ilişkin Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (Üst Kurul) … tarih ve … sayılı kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; söz konusu reklam filminde yer verilen bir kız çocuğunun elinde kırmızı, yeşil ve sarı renkli bölücü terör örgütünü simgeleyen bez parçalarını tuttuğuna ilişkin görüntülerin ve yine bir mitingden terör örgütünü simgeleyen bez parçalarının ekrana yansıtıldığı görüntülerin dava konusu işleme dayanak olarak gösterildiği, ihlâl tespit edilen görüntüler incelendiğinde, kız çocuğunun elinde tuttuğu ve bölücü terör örgütüne ait olduğu belirtilen başörtüsünün terör örgütüne ait sözde bayrakla bir ilgisinin bulunmadığı, terör örgütünü simgelediği belirtilen kırmızı, sarı ve yeşil renklerinin terör örgütünü övmek ve teşvik etmek amacıyla kullanıldığının ancak başkaca somut bilgi ve belgelerle desteklenerek ortaya konulabileceği, bununla birlikte aynı reklamın saat 22.55.32’deki kısmında bir mitingde terör örgütünü simgeleyen bazı bez parçalarının ekrana yansıtıldığı belirtilmiş ise de, söz konusu mitingdeki görüntülere anlık bir şekilde yer verildiği, görüntülerde yer alan bayrak ve pankartların açık bir şekilde ayırt edilemediği, davalı idarece de söz konusu pankart ve bayrakların terör örgütüne ait olduğunun açık bir şekilde ortaya konulamadığı, kaldı ki anlık bir şekilde yer verilen ve çok net olmayan söz konusu görüntünün terör örgütünü övme ve teşvik etmede elverişli olmadığı hususları dikkate alındığında, 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendindeki ilkenin ihlal edilmediği anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nce; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, söz konusu reklamda bölücü terör örgütünün propagandasının yapıldığı, eksik incelemeye dayalı karar verildiği, terör örgütlerini öven yahut destekleyen açıklama ve yayın yapılamayacağı, söz konusu görüntülerin ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, dava konusu yayında terörü övme yahut teşviğin söz konusu olmadığı, idarenin yayın ile ilgili tespitlerinin somut olayla örtüşmediği, terör örgütlerinin övülmesinin kanalın yayın politikası gereği mümkün olmadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile
Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
ESAS YÖNÜNDEN:
MADDİ OLAY :
Davacı şirkete ait “…” adlı yayın kuruluşunda 08/07/2020 tarihinde yayınlanan … Gazetesi’ne ait reklam kuşağında; “Zamlar karşısında açlıkla sınanan… İnsanca yaşamak isteyen milyonların sesi!, “bu, işin fıtratında var” denilerek…, iş cinayetlerinde öldürülenlerin sesi!, grev hakkı yasaklanan, sendikalaşma girişimi baskılanan…, insanca koşullarda çalışmak isteyen işçilerin sesi!, tacize, tecavüze, istismara, kadına yönelik şiddete homofobiye karşı…, cinsiyet eşitliği isteyenlerin sesi!, savaş çığırtkanlığına, mülteci düşmanlığına karşı…, bir arada, barış içinde, bir arada barış içinde kardeşçe yaşamak isteyenlerin sesi!, karanlığa karşı bilimin…, tek sese karşı kültürün, tek sese karşı kültürün, sanatın sesi…, sansüre karşı özgürlüğün sesi!, Abone ol, oku, okut!, evrensel” şeklinde ifadelerle, söz konusu reklamda, bir kız çocuğunun kırmızı, sarı ve yeşil bir bez parçasını tuttuğu ve ekrana da, “bir arada barış içinde kardeşçe yaşamak isteyenlerin sesi!”, ifadelerine yer verildiğinin; aynı reklamın saat 22.55.32’deki kısmında da bir mitingden görüntüler verilerek terör örgütünü simgeleyen bazı bez parçalarının ekrana yansıtıldığının tespit edilmesi üzerine, söz konusu reklam filminde 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinin ihlâl edildiğinden bahisle davacıya 39.000,00-TL idari para cezası verilmesine ilişkin 27/08/2020 tarih ve 2020/…sayılı Kurul kararı alınmış, anılan Kurul kararının iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasa’nın 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik bir hukuk devleti olduğu, 17. maddesinde, herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip olduğu kurala bağlanmış, 26. maddesinde, “Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmi makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü, radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına engel değildir. Bu hürriyetlerin kullanılması, millî güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği, Cumhuriyetin temel nitelikleri ve Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması, suçların önlenmesi, suçluların cezalandırılması, Devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması, başkalarının şöhret veya haklarının, özel ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması veya yargılama görevinin gereğine uygun olarak yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabilir… ” kuralına yer verilmiştir.
5187 sayılı Basın Kanunu’nun 3. maddesinde, “Basın özgürdür. Bu özgürlük; bilgi edinme, yayma, eleştirme, yorumlama ve eser yaratma haklarını içerir. Basın özgürlüğünün kullanılması ancak demokratik bir toplumun gereklerine uygun olarak; başkalarının şöhret ve haklarının, toplum sağlığının ve ahlâkının, millî güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği ve toprak bütünlüğünün korunması, Devlet sırlarının açıklanmasının veya suç işlenmesinin önlenmesi, yargı gücünün otorite ve tarafsızlığının sağlanması amacıyla sınırlanabilir.” kuralı yer almıştır.
6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un 8. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinde, yayın hizmetlerinin, terörü övemeyeceği ve teşvik edemeyeceği, terör örgütlerini güçlü veya haklı gösteremeyeceği, terör örgütlerinin korkutucu ve yıldırıcı özelliklerini yansıtıcı nitelikte olamayacağı kurala bağlanmış; 32. maddesinde, “Bu Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) (…) bentlerindeki yayın hizmeti ilkelerine ve aynı maddenin dördüncü fıkrasına aykırı yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşlara, ihlalin ağırlığı ve yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde ikisinden beşine kadar idarî para cezası verilir. İdarî para cezası miktarı, radyo kuruluşları için bin Türk Lirasından, televizyon kuruluşları ve isteğe bağlı medya hizmet sağlayıcıları için onbin Türk Lirasından az olamaz. Ayrıca, idarî tedbir olarak, ihlale konu programın yayınının beş keze kadar durdurulmasına, isteğe bağlı yayın hizmetlerinde ihlale konu programın katalogdan çıkarılmasına karar verilir. İhlalin mahiyeti göz önünde bulundurularak, bu fıkra hükümlerine göre idarî para cezası ile birlikte idarî tedbire karar verilebileceği gibi, sadece idarî para cezasına veya tedbire de karar verilebilir. (…)” kuralına yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Davacı şirkete ait … logolu televizyon kanalında 08/07/2020 tarihinde yayınlanan reklam filminde, bir kız çocuğunun kırmızı, sarı ve yeşil renkli bir bez parçasını tuttuğu ve ekrana da; “bir arada barış içinde kardeşçe yaşamak isteyenlerin sesi!” ibaresinin getirildiği, aynı reklamın saat 22.55.32’deki kısmında da bir mitingden görüntüler verilerek terör örgütünü simgeleyen bazı bez parçalarının ekrana yansıtıldığı tespitlerine yer verilmiş ve yayın kuruluşuna 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinde ifade edilen “terörü övemez ve teşvik edemez, terör örgütlerini güçlü veya haklı gösteremez” hükmünün ihlâl edildiğinden bahisle idari para cezası yaptırımı uygulanmıştır.
İfade özgürlüğü kamu makamlarının müdahelesi olmaksızın bir görüşe sahip olma, haber ve görüşleri alma ve verme özgürlüğünü de içeren geniş bir kapsama sahiptir. Ancak ödev ve sorumluluk da yükleyen bu özgürlüğün; ulusal güvenlik, ülke bütünlüğü ve kamu güvenliği, suçun veya düzensizliğin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlakın korunması, başkalarının şeref ve haklarının korunması, gizli bilgilerin açığa vurulmasının önlenmesi, yargı organının otorite ve tarafsızlığının korunması amacıyla, demokratik bir toplumda gerekli bulunan ve hukukun öngördüğü formalitelere, şartlara, yasaklara ve yaptırımlara tabi tutulabileceği uluslararası ve ulusal mevzuatta kabul edilmiştir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) göre ifade özgürlüğü demokratik toplumun temelini oluşturan ana unsurlardandır. AİHM, ifade özgürlüğüne ilişkin kararlarında ifade özgürlüğünün toplumun ilerlemesi ve bireyin gelişmesi için gerekli temel şartlardan birini teşkil ettiğini yinelemektedir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) ve (AİHM) içtihatlarına göre, ülkelerin yetkili mercilerince ifade özgürlüğünün kullanımına getirilen müdahalenin, yasalarda öngörülmüş olması, sözleşmenin 10. maddesinin 2. fıkrasında sayılan çıkar veya değerlerden birini veya birkaçını korumaya yönelik olması ve demokratik bir toplumda gerekli olması koşullarının hepsi birden yerine geldiği takdirde meşru olacağı; bu konuda yargı yerince yapılacak irdelemelerde, ifade özgürlüğünün kullanımında yazılı, işitsel ve görsel yayınların demokratik ülkelerde gördüğü merkezi işlev göz önünde bulundurularak, ifade özgürlüğünün çatıştığı diğer korunan değerler karşısındaki durumu ve yapılan sınırlamanın elde edilmek istenen amaçla orantılı olup olmadığı hususlarının değerlendirileceği; AİHM’nin Lingens v. Avusturya içtihadında da belirtildiği üzere, ifade özgürlüğünün demokratik bir toplumun asli temellerinden olduğu, buna karşın, AİHM’nin Times Newspapers Limited No:1-2 v. Birleşik Krallık kararında belirtildiği üzere, Sözleşmenin 10. maddesinin, basının halkın yararına olan ciddi meseleleri işlemesinin söz konusu olduğu durumlarda dahi, hiçbir sınırlama içermeyen bir ifade özgürlüğünü güvenceye almadığı, basının ifade özgürlüğünü kullanırken, görev ve sorumluluklarına uygun davranmak durumunda olduğu belirtilmiştir.
Bu bağlamda, ifade özgürlüğünün sınırlarını oluşturan bir başka unsur da terör ve terörün propagandasının yapılmasıdır. Terörün ve terör propagandasının; ulusal güvenliği, kamu düzenini, başkalarının hakları ve özgürlüklerini tehdit ettiği ve ifade özgürlüğünün sınırları dışında bir kavram olduğu yerleşik içtihatlarla belirlenmiştir. Söz konusu içtihatlarda ifadelerin içeriği, ifadeyi kullanan kişinin sıfatı, ifadenin hangi araçla ve tarzda yayınlandığı, ifadenin yeri ve zamanı gibi pek çok ölçüt yönünden değerlendirme yapılmasının gerektiği hüküm altına alınmıştır.
Dava konusu Kurul kararında yaptırıma esas alınan kız çocuğunun elinde tuttuğu kırmızı, sarı ve yeşil renkli bez parçasının terör örgütünce sıkça kullanılan materyal içerisinde yer aldığı açıktır.
Söz konusu yayında kullanılan ve terör örgütünü simgeleyen materyalin gösterildiği esnada yayında geçen ifadelerde, “bir arada barış içinde kardeşçe yaşamak isteyenlerin sesi!” sözlerine yer verilerek terör örgütünün barış yanlısı gibi gösterilmeye çalışıldığı, yayında geçen ifade ve görüntülerin ifade özgürlüğü bağlamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı ve böylece 6112 sayılı Kanunun 8. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendindeki, “terörü övemez ve teşvik edemez, terör örgütlerini güçlü veya haklı gösteremez” yayın ilkesinin ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.
Bu itibarla, yayında geçen ifade ve görüntülerin terörü övme, teşvik etme ve haklı gösterme niteliğini haiz olması nedeniyle tesis edilen dava konusu işlemde aykırılık, dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin kabulüne;
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’ne gönderilmesine, 12/04/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.