Danıştay Kararı 13. Daire 2022/1438 E. 2023/868 K. 28.02.2023 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2022/1438 E.  ,  2023/868 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2022/1438
Karar No:2023/868

TEMYİZ EDEN (DAVACI): … Odası
VEKİLİ: Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI): … Bakanlığı
VEKİLİ: Hukuk Müşaviri …

İSTEMİN KONUSU: … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Tarım ve Orman Bakanlığı Destek Hizmetleri Daire Başkanlığı’nca … tarihinde belli istekliler arasında ihale usulü ile gerçekleştirilen … kayıt numaralı “Yeşilırmak ve Batı Karadeniz Havzaları Kuraklık Yönetim Planının Hazırlanması Projesi Danışmanlık Hizmet Alım İşi” ihalesinin, ihale ilanının, teknik ve idari şartnamesinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce davanın ehliyet yönünden reddine ilişkin Mahkeme kararının Dairemizin 13/10/2021 tarih ve E:2021/3226, K:2021/3300 sayılı kararıyla bozulması üzerine davanın esasına yönelik verilen kararda; davacı oda tarafından her ne kadar dava dilekçesinde, havza koruma eylem planları, içme kullanma suyu havza koruma planları, nehir havza yönetim planlarının dava konusu kuraklık yönetim planı işi ile benzer iş kalemi olarak tariflendiği, bu planların farklı meslek disiplinlerinden oluşan uzman bir proje ekibince değerlendirilerek hazırlanması gerektiği ve doğrudan şehir planlama meslek alanını ilgilendirdiği gerekçesiyle planların hazırlanması aşamasında proje ekibinde şehir plancılarının da bulunmasının zorunlu olduğu iddiaları ileri sürülmüş ise de, mevzuat ile de sabit olduğu üzere şehir plancılarının görev alanının daha çok planlama aşamasına ilişkin olduğu, işbu davaya konu ihalenin ise planlama değil danışmanlık hizmeti işinden ibaret olduğu, kaldı ki ihale dokümanı göz önünde bulundurulduğunda, dava konusu ihalenin bilimsel ve teknik olarak daha sağlıklı yürütülmesi amacıyla idarece ihtiyaca göre uzmanlık gerektiren alanlarda projenin yükümlülüklerini karşılayabilecek nitelikte asgari sayıda danışman çalıştırılmasının zorunlu olarak öngörüldüğü, dolayısıyla planlamaya yönelik olmayan söz konusu iş kapsamında çalıştırılacak teknik personele ilişkin meslek gruplarının belirlenmesi konusunda takdir yetkisine sahip olan idarenin şehir plancısı meslek grubunun ihale için zorunlu olarak öngörülen teknik personel grubuna dahil edilmesi hususunda yargı kararı ile zorlanamayacağı açık olduğundan, dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlemler hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından, ihale dokümanında havza yönetim planı, su kaynaklarına yönelik havza master planlarının benzer iş olarak tariflendiği ve bu nedenle bu ihalenin de bu planlarla benzer içeriğe sahip olduğu, havza yönetim planlarının havza içerisinde su kaynaklarına etki eden tüm unsurları dikkate alması bakımından, planların kademeli birlikteliği ilkesi gereğince doğal kaynak kullanımı ve arazi kullanımına ilişkin yapılan tüm ulusal, bölgesel ve yerel planlar ile uyumlu olması gerektiği, nehir havza planları hazırlanırken, Milli Park Uzun Devreli Gelişim Planları, Tabiat Parkı Uzun Devreli Gelişim Planları, Tabiatı Koruma Alanları, Özel Çevre Koruma Bölgesi Yönetim Planları, Sulak Alan Yönetim Planları gibi planlara dikkat edilmesinin gerektiği, bu planlama çalışmalarının proje ekiplerinde şehir plancısı istendiği, havza kuraklık yönetim planlarının hazırlanması sürecinde şehir plancılarının da anahtar teknik personel listesinde bulunması gerektiği, talep edilen rapor içeriklerine bakıldığında sektörlerin gelecek eğilimlerinin göz önünde bulundurulması gerektiği ve mevcut veriler doğrultusunda geleceğe yönelik kararlar üretilmesinin tariflendiği, yüklenicilerden istenen bu araştırma ve analizlerin şehir ve bölge planlama meslek alanının mevzuatta tanımlanmış temel iş alanları arasına girdiği, çevre düzeni planı, imar planları gibi planlar dikkate alınarak hangi su kaynaklarının kimler tarafından ne şekilde ve hangi oranda kullanıldığına dair durum tespitlerinin yapılması, kullanılan bu su kaynaklarının kullanım ömürlerine dair teknik verilerin hazırlanması ve sektörel dağılım yapılması gerektiği, sektörel dağılıma bağlı olarak da kalkınma planları, çevre düzeni planları, master plan, imar planları, havza koruma eylem planları, nehir havza yönetim planları vb planlar hazırlanarak, baraj, sulama plan ve projeleri, tarımsal havzalara yönelik ürün deseni planları, teşvikler vb. sanayi ve üretime yönelik planların kurum/kuruluşlarca hazırlandığı/hazırlatıldığı, su talepleri analizi rapor içeriğinde yer verilen hususların Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği’nin ilgili maddelerinden de görüleceği üzere planların yapım aşamasında şehir plancıları tarafından yapılması istenen eşik analizi, etüt ve diğer analizler doğrultusunda oluşturulan araştırma ve açıklama raporları ile aynı içeriğe sahip olduğu, şehir plancılarının, verilerin hazırlanması, değerlendirilmesi, diğer planlarla uyumlu hâle getirilmesi ve su tahsis planına ve benzer şekilde havza yönetim planına aktarılması aşamasında katkısının diğer mühendislik alanları kadar önem arz ettiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davalı idare tarafından, temyize konu kararın hukuka uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’UN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
5. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
6. 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 28/02/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.