Danıştay 13. Daire Başkanlığı 2022/1370 E. , 2023/2383 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2022/1370
Karar No : 2023/2383
DAVACI : … Enerji Teknolojileri Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 1. … Kurumu
VEKİLİ : Av. …
2. … Elektrik Dağıtım A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU :
1. 31/12/2015 tarih ve 29579 4. Mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 30/12/2015 tarih ve 5999-3 sayılı Dağıtım Lisansı Sahibi Tüzel Kişiler ve Görevli Tedarik Şirketlerinin Tarife Uygulamalarına İlişkin Usul ve Esaslar’ın, anılan Usul ve Esaslarda değişiklik yapan 10/02/2016 tarih ve 29620 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 28/01/2016 tarih ve 6087-3 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) kararı ile 31/03/2016 tarih ve 29670 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 30/03/2016 tarih ve 6181 sayılı Kurul kararının iptali istenilmektedir.
2. 31/12/2015 tarih ve 29579 4. Mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 31/12/2015 tarih ve 6051 sayılı Kurul kararının iptali istenilmektedir.
3. Şirketin Temmuz-Kasım 2016 dönemine ait toplam 240.914,71-TL tutarındaki sistem kullanım bedelini ödemesi gerektiğine ilişkin …tarih ve …sayılı işlemin iptali istenilmektedir.
DAVACININ İDDİALARI :
Tek terimli tarife sınıfı tercih hakkı ortadan kaldırılarak ve tarife metodolojisinde değişikliğe gidilerek dağıtım bedeline ilaveten güç bedeli ödendiği, güç bedeli ve güç aşım bedelinin üreticilere ek mali yükümlülük getirdiği, bu durum ilgili mevzuat ve sözleşme hükümlerine aykırı olduğu gibi 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun amacına da aykırılık teşkil ettiği, dolayısıyla şirketin kazanılmış hakkı ihlâl edilerek lisans/sözleşme hükümlerine müdahale edildiği, yıllık enflasyon oranının üzerinde fiyat artışı yapıldığı, tarife usul ve esaslarının Yönetmelikle belirlenmesi gerektiği ileri sürülmüştür.
DAVALILARIN SAVUNMALARI :
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından, üretim lisansına ve dağıtım sistemi kullanım anlaşmasına herhangi bir müdahalenin söz konusu olmadığı, mevzuat değişikliklerinin davacı şirketi de bağlayıcı olduğu, dağıtım sistemi kullanıcılarına uygulanan bedeller ne olursa olsun dağıtım şirketlerinin aynı geliri elde edeceği, dağıtım bedeli içerisindeki maliyetlerin aynı zamanda TEİAŞ’a yapılan iletim tarifeleri ödemeleri ve TETAŞ’a yapılan ödemelerden kaynaklanan kayıp enerji maliyetlerini de farklı seviyelerde içerebildiği, 6181 sayılı Kurul kararıyla sektör temsilcilerinin talebi doğrultusunda çift terimli tarife sınıfına tâbi olma zorunluluğunun kaldırıldığı, 2016 yılının ilk çeyreği için dağıtım bedellerinin, 2016 yılının ilk 3 ayında oluşan artışı da telâfi edecek şekilde üreticiler lehine aşağı yönlü olarak revize edildiği savunulmuştur.
…Elektrik Dağıtım A.Ş. tarafından, EPDK tarafından onaylanan tarifeleri uygulamakla yükümlü oldukları, EPDK’nın verdiği yetki çerçevesinde uygulama işleminin tesis edildiği, tarife hüküm ve şartlarının bu tarifelere tâbi olan tüm gerçek ve tüzel kişileri bağladığı savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesine göre Danıştay’ın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davalarda, temyiz incelemesi sonucu bozulan kararlar üzerine, Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurullarının kararlarına uyulması zorunlu olduğundan dava konusu işlemlerin sayaç okuma bedeli yönünden iptali gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI …’UN DÜŞÜNCESİ: Dava; 31/12/2015 tarih ve 29579 sayılı 4. mükerrer Resmî Gazete’de yayımlanarak Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun 30/12/2015 tarih ve 5999-3 sayılı kararı ile belirlenerek yürürlüğe giren, “Dağıtım Lisansı Sahibi Tüzel Kişiler ve Görevli Tedarik Şirketlerinin Tarife Uygulamalarına İlişkin Usul ve Esaslar” ile yine aynı tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 31/12/2015 tarih ve 6051 sayılı Kurul kararı, 10/02/2016 tarih ve 29620 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, 28/01/2016 tarih ve 6087-3 sayılı Kurul kararı, 31/03/2016 tarih ve 29670 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, 30/03/2016 tarih ve 6181 sayılı Kurul kararı ile 2016 yılı Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım aylarına ait sistem kullanım bedelinin ödenmesine ilişkin …tarih ve …sayılı uygulama işleminin iptali istemi ile açılmıştır.
Danıştay Onüçüncü Dairesi’nin 18/02/2020 günlü, E:2017/280, K:2020/529 sayılı davanın reddi yolundaki kararı, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 09.12.2021 günlü, E:2020/3030, K:2021/2953 sayılı kararı ile; davacının temyiz isteminin kısmen kabul edilerek, Danıştay Onüçüncü Dairesi kararının, sayaç okuma bedeline ilişkin kısmı bozulmuş, diğer kısımları onanmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesi uyarınca, Danıştay’ın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davaların temyizen incelenmesi sonucunda Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nca verilen bozma kararlarına Danıştay dava dairelerince ısrar etme olanağı tanınmamış olması nedeniyle, kısmen bozma kararında yer alan gerekçelerle, sayaç okuma bedeline ilişkin kısmının iptali gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Dairemizin 18/02/2020 tarih ve E:2017/280, K:2020/529 sayılı davanın reddi yolundaki kararına karşı yapılan temyiz başvurusu sonucunda Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 09/12/2021 tarih ve E:2020/3030, K:2021/2953 sayılı kararıyla Dairemiz kararının sayaç okuma bedeline ilişkin kısmı yönünden bozulması, diğer kısımları yönünden gerekçeli onanması üzerine, bozulan kısımla sınırlı olarak gereği yeniden görüşüldü:
MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
5999-3 sayılı Dağıtım Lisansı Sahibi Tüzel Kişiler ve Görevli Tedarik Şirketlerinin Tarife Uygulamalarına İlişkin Usul ve Esaslar’ın, anılan Usul ve Esaslarda değişiklik yapan 6087-3 ve 6181 sayılı Kurul kararlarının, tarifeye ilişkin 6051 sayılı Kurul kararının ve şirketin Temmuz-Kasım 2016 dönemine ait toplam 240.914,71-TL tutarındaki sistem kullanım bedelini ödemesi gerektiğine ilişkin … tarih ve …sayılı işlemin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dairemizin 18/02/2020 tarih ve E:2017/280, K:2020/529 sayılı davanın reddi yolundaki kararının, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 09/12/2021 tarih ve E:2020/3030, K:2021/2953 sayılı kararı ile;
“31/12/2015 tarih ve 29579 4. Mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 30/12/2015 tarih ve 5999-3 sayılı Dağıtım Lisansı Sahibi Tüzel Kişiler ve Görevli Tedarik Şirketlerinin Tarife Uygulamalarına İlişkin Usul ve Esaslar’ın, anılan Usul ve Esaslar’da değişiklik yapan ve 10/02/2016 tarih ve 29620 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 28/01/2016 tarih ve 6087-3 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu kararının, 31/03/2016 tarih ve 29670 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 30/03/2016 tarih ve 6181 sayılı Kurul kararının, 31/12/2015 tarih ve 29579 4. Mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 31/12/2015 tarih ve 6051 sayılı Kurul kararının ve davacı şirketin Temmuz-Kasım 2016 dönemine ait toplam 240.914,71-TL tutarındaki sistem kullanım bedeli ödemesi gerektiğine ilişkin …tarih ve …sayılı işlemin iptaline karar verilmesi istemiyle açılan davada, Danıştay Onüçüncü Dairesince genel olarak elektrik dağıtım faaliyetlerine ilişkin ayrı bir başlık altında bilgi verildikten sonra “dağıtım tarifeleri ile teknik ve teknik olmayan kayıp”, “sayaç okuma bedeli” ve “dağıtım bedeli” başlıkları altında hukukî irdeleme yapılarak davanın reddine karar verilmiştir.
Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi yukarıda açıklanan Danıştay Onüçüncü Dairesi kararının “dağıtım tarifeleri ile teknik ve teknik olmayan kayıp” ile “dağıtım bedeli”ne ilişkin kısmı, aynı gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın anılan kısımlarının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Daire kararının “Sayaç okuma bedeli”ne ilişkin kısmına gelince;
Anayasa’nın 138. maddesinde belirtilen yargı kararlarının uygulanması zorunluluğunu, kararların hiç uygulanmamasının önüne geçilmesinden ziyade, tam olarak yerine getirilmesini sağlamaya yönelik bir düzenleme olarak değerlendirmek gerekmektedir. Nitekim, Anayasa hükmünde yer alan kararların “değiştirilemeyeceği” ifadesi, kararın şeklen değil, içeriğine uygun olarak yerine getirilmesini belirtme amacını taşımaktadır.
Bu bağlamda, hukuk devletinde idarenin, yargı kararlarının maksadına uygun şekilde işlem tesis etmesi zorunlu olup, idare, yargı kararlarının gereklerinin, kararın gerekçesine uygun şekilde yerine getirilmesi noktasında “bağlı yetki” içerisindedir.
4628 sayılı Kanun’un tarifelere ilişkin maddelerinin yürürlükte olduğu dönemde, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun 875 sayılı kararı ile onaylanan ve 2006-2010 yılları arasını kapsayan 1. Uygulama Döneminde perakende satış hizmeti bedelini kWh bazında belirleyen 20 Dağıtım Şirketi İçin Gelir Gereksinimi Hesaplanması ve Tarife Metodolojisinin, Geçiş Dönemi Tarife Uygulamaları başlıklı II. Bölümün (B) bendinin iptali istemiyle açılan davada, Danıştay Onüçüncü Dairesi’nin 06/04/2011 tarih ve E:2008/2695, K:2011/1368 sayılı kararıyla, sayaç okuma ve faturalama hizmetlerine ilişkin maliyetlerin, abone grubuna ve tüketilen enerji miktarına göre değişiklik gösterecek maliyetler olmadığı, bu nedenle abone başına sabit bir ücret olarak uygulanması gerektiğinden bahisle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş; kararın davalı idarece temyizi üzerine, anılan karar Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 24/05/2012 tarih ve E:2011/1901, K:2012/798 sayılı kararıyla, davacı şirketin serbest tüketicilere elektrik satan bir şirket olduğu dikkate alınarak Daire kararının “serbest tüketiciler”le sınırlı olarak uygulanmasının gerektiği belirtilerek onanmış; yine 2011-2015 yılları arasını kapsayan 2. Uygulama Dönemine ilişkin olarak alınan Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun …tarih ve …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …sayılı ve …tarih ve …sayılı kararları ile Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 1., 3., 4. ve 11. maddelerinin ve Elektrik Dağıtım Bölgelerinde Uygulanacak Fiyat Eşitleme Mekanizması Hakkında Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ’in 7. maddesinin iptali istemiyle açılan davada, Danıştay Onüçüncü Dairesi’nin 31/03/2015 tarih ve E:2011/690, K:2015/1261 sayılı kararıyla, yukarıda belirtilen karara ve gerekçeye atıf yapılmak suretiyle Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin perakende satış hizmeti fiyatının 2011-2015 döneminde kWh üzerinden uygulanmaya devam edileceğini düzenleyen 11. maddesinin ve dava konusu kararların bu Yönetmelik maddesine göre tesis edilen kısımlarının serbest tüketiciler yönünden iptaline, diğer kısımlar yönünden ise davanın reddine karar verilmiş; bu kararın taraflarca temyizi üzerine karar, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 07/06/2017 tarih ve E:2015/3403, K:2017/2449 sayılı kararıyla onanmıştır.
Bahse konu yargı kararlarında, sayaç okuma ve faturalama hizmetlerine ilişkin maliyetlerin, abone grubuna ve tüketilen enerji miktarına göre değişiklik gösterecek maliyetler olmadığı, perakende satış hizmet bedeli adı altında tahsil edilen sayaç okuma hizmetlerine ilişkin giderler nedeniyle ortaya çıkan bedelin serbest tüketicilerden abone başına sabit bir bedel olarak belirlenerek tahsil edilmesi gerektiği ve buna ilişkin bedelin tüketilen elektrik enerjisi miktarı dikkate alınarak kWh üzerinden belirlenemeyeceği açık bir şekilde vurgulanmıştır. Bu itibarla, davalı idarece yasal bir dayanağı olmaksızın, bu kararları bertaraf edecek şekilde uygulama yapılmaması ve kararların gerekçesinin yapılacak düzenlemelerde göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
Uyuşmazlıkta; davacının iptalini istediği düzenlemeye ve 2016-2020 yılları arasında uygulanması öngörülen tarife tablolarına bakıldığında; sayaç okumadan kaynaklı hizmet maliyeti ve buna ilişkin bedelin önceki uygulama dönemlerinden farklı olarak dağıtım tarifesi kapsamında değerlendirilmeye başlanıldığı ve serbest tüketicilerden diğer bedellerle birlikte dağıtım bedeli adı altında tahsili yoluna gidildiği görülmekle ve dağıtım bedelinin ne kadarlık kısmının sayaç okumaya ilişkin hizmet maliyetleri ile dağıtıma ilişkin diğer bedellerden oluştuğu ve bunların hangi miktar ve değer üzerinden hesaplandığı anlaşılamamakla birlikte; sayaç okuma bedelinin, abone grubuna ve tüketilen enerji miktarına göre değişiklik gösterecek maliyet niteliğinde olmadığı, abone başına sabit bir bedel olarak belirlenerek tahsil edilmesi gerektiği ve buna ilişkin bedelin tüketilen elektrik enerjisi miktarı dikkate alınarak kWh üzerinden belirlenemeyeceği yönündeki yargı kararlarına aykırı olarak nispi bir bedel olarak öngörüldüğü ve Dairece, sayaç okuma bedelinin nispi bir bedel olarak faturalara yansıtılmasında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği görülmektedir.
Her ne kadar konuyla ilgili tarife metodolojisi değişmiş ve sayaç okuma bedelinin nispi usulle belirlenemeyeceğine ilişkin yargı kararları önceki uygulama dönemlerine ilişkin olarak verilmiş olsa da yargı kararıyla ortaya konulan husus, “sayaç okuma bedeli”nin, abone grubuna ve tüketilen enerji miktarına göre değişiklik gösterecek bir maliyet niteliğini taşımadığı, abone başına sabit bir bedel olarak belirlenerek tahsil edilmesi gerektiği ve buna ilişkin bedelin tüketilen elektrik enerjisi miktarı dikkate alınarak kWh üzerinden belirlenemeyeceğidir.
Bu bağlamda, davalı idarece, yasal bir dayanağı olmaksızın, söz konusu yargı kararlarının gerekçeleri göz önünde bulundurulmadan ve bu kararları bertaraf edecek şekilde uygulama yapılmasında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Bu itibarla, davanın reddine yönelik Daire kararının “sayaç okuma bedeli”ne yönelik kısmında hukukî isabet bulunmamaktadır.
Dairece “sayaç okuma bedeli”nin sabit bir bedel olarak öngörülmesi gerekliliğine ilişkin yargı kararları göz önünde bulundurulmak suretiyle dava konusu işlemler hakkında yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.” gerekçesiyle Dairemiz kararının sayaç okuma bedeline ilişkin kısmı yönünden bozulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 46. maddesinin birinci fıkrasında, Danıştay dava dairelerinin nihaî kararlarının Danıştay’da temyiz edilebileceği; 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 38. maddesinde, İdari Dava Daireleri Kurulu’nun, idari dava dairelerinden ilk derece mahkemesi olarak verilen kararları temyizen inceleyeceği; 2577 sayılı Kanun’un 49/4 ve 50. maddelerinde, Danıştay dava dairelerine ısrar imkânı tanınmayıp, Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurulları kararlarına uyulmasının zorunlu olduğu kurala bağlanmıştır.
Aktarılan kanun hükümlerine göre, Danıştay dava dairelerince ilk derece mahkemesi olarak verilen kararların Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurullarınca bozulması hâlinde Danıştay dava dairelerine ısrar imkânı tanınmadığından, bozma kararına uyularak İdari Dava Daireleri Kurulu kararında belirtilen gerekçelerle dava konusu işlemlerin sayaç okuma bedeli yönünden iptaline karar verilmesi gerekmektedir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. 5999-3 sayılı Dağıtım Lisansı Sahibi Tüzel Kişiler ve Görevli Tedarik Şirketlerinin Tarife Uygulamalarına İlişkin Usul ve Esaslar’ın, anılan Usul ve Esaslarda değişiklik yapan 28/01/2016 tarih ve 6087-3 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu kararı ile 30/03/2016 tarih ve 6181 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu kararının, 31/12/2015 tarih ve 6051 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu kararının ve şirketin Temmuz-Kasım 2016 dönemine ait toplam …-TL tutarındaki sistem kullanım bedelini ödemesi gerektiğine ilişkin …tarih ve …sayılı işlemin sayaç okuma bedeli yönünden İPTALİNE,
2. Sonuç olarak dava kısmen ret, kısmen iptal kararı ile sonuçlandığından, ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam …-TL yargılama giderinin yarısı olan …-TL’nin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine, kalan …-TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
3. Temyiz aşamasında yapılan toplam …-TL yargılama giderinin davalı …Elektrik Dağıtım A.Ş. üzerinde bırakılmasına,
4. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …-TL vekâlet ücretinin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine,
5. Davalı idareler lehine önceki kararda vekâlet ücretine hükmedildiğinden yeniden vekâlet ücretine hükmedilmemesine,
6. Posta giderleri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara ayrı ayrı iadesine,
7. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na temyiz yolu açık olmak üzere, 16/05/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.