Danıştay 13. Daire Başkanlığı 2021/671 E. , 2023/1414 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2021/671
Karar No:2023/1414
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …Kurumu
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …Telekomünikasyon Hizmetleri A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : …Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesi’nin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu kapsamında yetkilendirilmiş işletmeci olan davacı şirketin, Elektronik Haberleşme Sektöründe Şebeke ve Bilgi Güvenliği Yönetmeliği’nin “Görevlerin ve ortamların ayrılması” başlıklı 24. maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (e) bentlerine aykırı olarak yazılım geliştirme sürecinde görevlerin ayrımı ilkesine uymadığından bahisle, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu İdari Yaptırımlar Yönetmeliği’nin 46. maddesinin birinci fıkrası uyarınca uyarılmasına ilişkin …tarih ve …sayılı Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu (Kurul) kararının 11. maddesinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen …tarih ve E:…, K:…sayılı kararda; Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu İdari Yaptırımlar Yönetmeliği ile kanuna aykırı olarak getirilen “uyarı” müessesesinin hukukî dayanağının bulunmadığı, 5809 sayılı Kanun hükümlerine göre idari para cezası uygulanmasını gerektiren bir ihlâl ya da fiile idarenin kanunda sayılan hafifletici nedenleri gözetilerek yine kanunda belirtilen alt ve üst sınır içerisinde para cezası uygulamak dışında başka bir yaptırım uygulamak ya da hiç yaptırım uygulamamak şeklinde bir takdir yetkisi bulunmadığından, dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nce; “Taleple Bağlılık İlkesi” gereği Mahkemenin, denetim alanını davacının talebinden bağımsız olarak genişletemeyeceği gibi, söz konusu işlemin dava konusu edilmemesi hâlinde ortaya çıkacak hukuki duruma nazaran davacı aleyhine bir sonuç doğuracak şekilde hüküm de kuramayacağı, “aleyhe hüküm verme yasağı” olarak ifade edilen bu ilkenin, Anayasanın 36. maddesi’nde yer alan hak arama hürriyetini temin etmeye, diğer bir ifade ile ilgililerin, ihlâl edildiğini düşündükleri haklarını korumak amacıyla herhangi bir endişe taşımaksızın dava açabilmelerini sağlamaya yönelik bir araç niteliği taşıdığı, davacının durumunu dava açılmasından öncekine kıyasla daha olumsuza götürecek şekilde karar verilmesinin “aleyhe hüküm verme yasağı” kapsamında kaldığı, İdare Mahkemesince mevzuata aykırılığı saptanan düzenleme hakkında karar verilirken, işlemin davacı tarafından dava konusu edilmesindeki amacın dikkate alınarak inceleme yapılması (davacının talepleri konusunda kuşkuya düşülüyorsa açıklatılması) ve davacı tarafından dava açılmasından önceki durumu davacı aleyhine dönüştürecek şekilde karar verilmesinden kaçınılması gerektiği, başvuru konusu kararın gerekçesi davacının durumunu davadan öncekine kıyasla daha olumsuza götüreceğinden “aleyhe hüküm verme yasağı” kapsamında kalmakla birlikte, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu İdari Yaptırımlar Yönetmeliği ile kanuna aykırı olarak getirilen “uyarı” müessesesinin hukukî dayanağı bulunmadığından ve dava konusu işlemin iptali yolunda verilen karar sonucu itibarıyla hukuka uygun bulunduğundan istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçeyle reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, istinaf mahkemesinin yaptığı gerekçe değişikliği ile bir taraftan aleyhe hüküm verme yasağı nedeniyle para cezası uygulanamayacağı, diğer taraftan da uyarının hukuki dayanağı bulunmaması nedeniyle bu yönde karar alınamayacağı ifade edildiğinden, hukuka aykırılığında şüphe bulunmayan bir ihlâl karşısında ne uyarı ne de para cezası uygulanabileceği gibi bir sonucun ortaya çıktığı, kararın gerekçesinin düzeltilmesi gerektiği, temyize konu kararın bu zamana kadar “uyarı” ile ilgili verilen kararlar bakımından ihtilâf çıkardığı, uyarı müessesesinin “idari para cezası verilmesinden önce tüketilmesi gereken bir yol” olarak görülmediği, “uyarı” mekanizmasının uygulanmasının zorunlu tutulmadığı, Danıştay kararları kapsamında “uyarı”nın bir idari yaptırım olarak nitelendirildiği, yüksek mahkeme kararları arasında çelişki bulunduğu, idare hukukunda aleyhe hüküm verme yasağının uygulanabilmesinin söz konusu olmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge idare mahkemesi kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçeyle reddi yolundaki …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin …tarih ve E:…, K:…sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, anılan Bölge İdare Mahkemesi kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın taraflara iadesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’ne gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine, 27/03/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.