Danıştay Kararı 13. Daire 2021/4730 E. 2023/746 K. 22.02.2023 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2021/4730 E.  ,  2023/746 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2021/4730
Karar No:2023/746

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Petrol Turizm İşletmecilik Gıda Tekstil Konfeksiyon Pazarlama İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Ankara Büyükşehir Belediyesi Ego Genel Müdürlüğü Destek Hizmetleri Daire Başkanlığı’nca gerçekleştirilen Kızılay Metro – Ankaray Ortak İstasyonundaki 333,5 m²’lik muhtelif alanlarında bulunan taşınmazların tamamının bir bütün olarak ihale edilerek 10 (on) yıl süreyle kiraya verilmesi işi” ihalesi üzerinde kaldığı hâlde usulüne göre sözleşme yapılmadığından bahisle davacı şirketin 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 84. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 6 ay süre ile Ankara Büyükşehir Belediyesi EGO Genel Müdürlüğü ihalelerine katılmaktan yasaklanmasına ilişkin 27/08/2020 tarih ve 31226 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan davalı idare işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen …tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; dava konusu uyuşmazlığın temelini, dünyada ve ülkemizde insan ve toplum sağlığını çok ciddi bir şekilde tehdit eden, can kayıplarına neden olan COVİD-19 salgını ve bu salgının yarattığı sonuçların, söz konusu ihaleye olan etkisinin oluşturduğu ve dolayısıyla dava konusu uyuşmazlığın bu gerekçe ile birlikte ele alınarak hukuki değerlendirilmeye tâbi tutulmasının gerektiği, 2886 sayılı Kanun’da ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 58. maddesinde mücbir sebepler dışındaki sebeplerden kaynaklı durumlar ihaleden yasaklama sebepleri arasında sayılmış ise de, bu Kanunlarda mücbir sebeplerin neler olduğu yönünde bir açıklama ve tanım yapılmamakla birlikte bu yöndeki bir tanımlama ve açıklamaya, 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmesi Kanunu’nun 10. maddesinde yer verildiği ve bu maddenin (c) bendinde “Genel salgın hastalık” hâli, mücbir sebep hâlleri arasında yer aldığı, öte yandan, 2020/5 sayılı “COVID-19 Salgınının Kamu İhale Sözleşmelerine Etkisi” konulu Cumhurbaşkanlığı Genelgesi’nde ise, söz konusu salgının olumsuz etkilerinin, 4734 sayılı Kanun kapsamında gerçekleştirilen ihaleler sonucunda imzalanan sözleşmelere yansımasının önlenmesine yönelik bazı önlem ve tedbirlerin ilgili idareler tarafından uygulanmasının öngörüldüğü ve böylece COVID-19 salgını kaynaklı olumsuz etkilerin, 4734 sayılı Kanun kapsamındaki ticari faaliyetlerine yansımasının giderilmesinin amaçlandığının da anlaşıldığı, dolayısıyla davacının yükleniminde kalan söz konusu ihale için, sözleşme imzalanmamasının nedeni olarak ileri sürülen COVID-19 salgınının, uyuşmazlık tarihi itibarıyla da ilgili mevzuat hükümlerinde yer alan düzenlemeler gereğince mücbir sebep olarak kabul edilmesi ve bu sebepten dolayı da davacıya atfedilecek ve davacıdan kaynaklı hukuki bir sorumluluğun mevcut olmadığı gibi genel salgın hastalık durumunun davacı tarafından öngörülmesinin de mümkün olamayacağı;
Bu durumda, dünyada ve ülkemizde yaşanan COVID-19 salgının tüm toplum ve insan sağlığına olan ciddi olumsuz etkileri, elbetteki ticari hayata etkileri/yansımaları da kaçınılmaz olacağından, bu durumun mücbir sebep olarak kabul edilmesi ve davacının durumunun da bu kapsamda değerlendirilerek işlem tesis edilmesi gerekirken, tüm bu hususlar değerlendirmeye alınmaksızın davacı hakkında tesis edilen dava konusu yasaklama işleminde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nce; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, 2020/5 sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi’nin 4734 sayılı Kanun kapsamında yapılan ihaleleri kapsadığı, 2886 sayılı Kanun kapsamında yapılan ihaleleri kapsamadığı, ihalenin onaylanması üzerine sözleşmeye davet yazısının davacıya tebliğ edilmesine rağmen, yasal süresi içinde sözleşmenin imzalanmadığı, davacının İhale Şartnamesi hükümlerini yerine getirmediği, dava konusu işlemin usul ve esas bakımından hukuka ve kamu yararına uygun olarak tesis edildiği, Mahkeme kararında hukuki isabet bulunmadığından bozulmasının gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, Covid-19 salgınının mücbir sebep olduğu, ihale sürecine denk gelen bu salgın hastalığın sözleşme engeli olarak kabul edilmesinin gerektiği, bir olayın mücbir sebep sayılması için varlığı gerekli unsurların haricilik, kaçınılamazlık ve öngörülemezlik olduğu, bu nedenle 2886 sayılı Kanun’da özel bir hüküm aramaya dahi gerek olmadığı, evrensel hukuk ilkeleri kapsamında olayın hukuki nitelendirmesinin yapılmasının gerektiği, İhale Şartnamesi’nin 20. maddesi uyarınca dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Ankara Büyükşehir Belediyesi Ego Genel Müdürlüğü Destek Hizmetleri Daire Başkanlığı’nca 25/02/2020 tarihinde 2886 sayılı Kanun’un 35. maddesinin (a) fıkrası uyarınca kapalı teklif usulü ile gerçekleştirilen ” Kızılay Metro-Ankaray Ortak İstasyonundaki 333,5 m²’lik muhtelif alanlarında bulunan taşınmazların tamamının bir bütün olarak ihale edilerek 10 (on) yıl süreyle kiraya verilmesi işi” ihalesinin davacı şirket üzerinde kalması üzerine anılan işin sözleşmeye bağlanması (imzalanması) amacıyla, davalı idarenin … tarih ve … sayılı “Sözleşmeye Davet” konulu yazısı davacı şirkete tebliğ edilmiştir.
Bunun üzerine, davacı şirket tarafından 17/03/2020 tarihli dilekçe ile, Dünya Sağlık Örgütü tarafından tüm dünyada (COVID-19) nedeniyle pandemi (salgın) ilan edildiği, bu kapsamda olmak üzere ülkemizde sokağa çıkma yasağı da dahil olmak üzere bir dizi yaptırım ve önlemlerin uygulamaya konulduğu, metro istasyonlarının da kapalı ve kalabalık ortamlar olmasından kaynaklı en çok risk taşıyan yerlerden olduğu, burada başlatılacak olan ticari faaliyetin mağduriyetlerine yol açacağı, İhale Şartnamesi’nin 10.3. maddesi uyarınca mücbir sebepler kapsamına giren salgın hastalık sebebiyle sorunun ortadan kalktığı Sağlık Bakanlığı yetkililerince resmen açıklanana kadar ihaleden kaynaklanan kazanılmış hakları saklı kalmak kaydıyla kira, teminat, vergi vs. ödemeler ile sözleşme sürecinin ertelenmesi talebinde bulunulmuştur.
İhaleyi gerçekleştiren idarenin … tarih ve … sayılı cevabi yazısı ile, davacının ihale sonucu ortaya çıkan kazanılmış yasal hakkının devam edebilmesi ve mağdur duruma düşmemesi için sözleşmeye davet yazısında belirtilen hususların yerine getirilmesi ve taraflarca sözleşme imzalanmasının gerektiği, mücbir sebep hususunun da ayrıca değerlendirileceği, sözleşmenin imzalanmasına müteakip bilgi verileceği, bu nedenle yazının tebliği tarihinden itibaren 3 iş günü içerisinde sözleşmenin imzalanması gerektiği bildirilmiştir.
Akabinde, davacı tarafından 19/03/2020 tarihli dilekçe ile, mevcut durumun mücbir sebepler kapsamında değerlendirilerek, Sağlık Bakanlığı yetkilileri tarafından ülkenin salgın hastalık etkisinden kurtulduğuna yönelik resmi bir açıklama yapılıncaya kadar, söz konusu ihaleden kaynaklanan yasal haklarının ertelenerek askıya alınması, geçici teminatlarının emanette tutularak normalleşme sürecinden sonraki dönemde taahhüdünü yerine getirmemesi hâlinde irad kaydedilmesi, aksi hâlde kanuni haklarının kullanılacağı belirtilmiştir.

Bu başvuruya cevaben gönderilen … tarih ve … sayılı yazıda, … tarih ve … sayılı yazı doğrultusunda işlemlerin gerçekleştirilmesinin gerektiği, aksi takdirde geçici teminatın irad kaydedileceği bildirilmiştir.
Bu defa davacının 23/03/2020 tarihli dilekçesi ile, Cumhurbaşkanlığı Genelgesi gereği, koronavirüs ile ilgili alınan önlemler, mevcut işleri etkilediği dolayısıyla piyasada bir belirsizlik meydana geldiği, bu nedenle ihalenin iptali gerektiği ve sözleşmenin yapılamayacağı bildirerek,13.500,00-TL’lik geçici teminatın tarafına iade edilmesi talep edilmiştir.
İdarenin … tarih ve …sayılı yazısında, davacının taleplerinin uygun bulunmadığı ve tebliğ tarihinden itibaren en geç 15 gün içerisinde sözleşmenin imzalanması gerektiği, aksi hâlde 2886 sayılı Kanun’un 57. maddesine istinaden geçici teminatın irat kaydedileceği ve aynı Kanun’un 84. maddesi gereğince ihale üzerinde bırakıldığı hâlde usulüne göre sözleşme yapılmadığı için haklarında ihalelere katılmaktan yasaklama kararının verileceği bildirilmiştir.
Ardından, Ankara Büyükşehir Belediyesi EGO Genel Müdürlüğü’nün … tarih ve … sayılı yazısı uyarınca, ihalenin onaylanması üzerine sözleşmeye davet yazısının istekliye tebliğ edilmesine rağmen, yasal süresi içinde sözleşmeyi imzalanmadığından bahisle davacı şirket hakkında 2886 sayılı Kanun’un 84. maddesinin 3. fıkrası gereğince … tarih ve …sayılı Bakanlık Onayı ile, 6 ay süreyle Ankara Büyükşehir Belediyesi EGO Genel Müdürlüğü’nün ihalelerine katılmaktan yasaklama kararı verilmiş ve yasaklama kararının 27/08/2020 tarih ve 31226 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanması üzerine, bu işlemin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT:
2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 1. maddesinde, genel bütçeye dahil dairelerle katma bütçeli idarelerin, özel idare ve belediyelerin alım, satım, hizmet, yapım, kira, trampa, mülkiyetin gayri ayni hak tesisi ve taşıma işlerinin bu Kanun’da yazılı hükümlere göre yürütüleceği kurala bağlanmış; 4. maddesinde, “İhale: Bu Kanun’da yazılı usul ve şartlarla, işin istekliler arasından seçilecek birisi üzerine bırakıldığını gösteren ve yetkili mercilerin onayı ile tamamlanan sözleşmeden önceki işlemler” olarak tanımlanmıştır. “Sözleşme yapılmasında müteahhit veya müşterinin görev ve sorumluluğu” başlıklı 57. maddesinde, “Sözleşme yapılması gerekli olan hâllerde müteahhit veya müşteri 31’inci maddeye göre onaylanan ihale kararının veya Maliye Bakanlığının vizesi gereken hâllerde bu vizenin yapıldığının bildirilmesini izleyen günden itibaren 15 gün içinde geçici teminatı kesin teminata çevirerek noterlikçe tescil edilmiş sözleşmeyi, idareye vermek zorundadır. Satışlara ilişkin ihalelerde müşterinin aynı süre içinde ihale bedelini ve müşteriye ait bulunan vergi, resim ve harçları yatırması, diğer giderleri ödemesi gerekir. Bu zorunluluklara uyulmadığı takdirde, protesto çekmeye ve hüküm almaya gerek kalmaksızın ihale bozulur ve varsa geçici teminat gelir kaydedilir.”; “İdarelerce ihalelere katılmaktan geçici yasaklama:” başlıklı 84. maddesinin 3. fıkrasında, ”Üzerine ihale yapıldığı hâlde usulüne göre sözleşme yapmayan istekliler ile sözleşme yapıldıktan sonra taahhüdünden vazgeçen ve mücbir sebepler dışında taahhüdünü sözleşme ve şartname hükümlerine uygun olarak yerine getirmeyen müteahhit veya müşteriler hakkında da, ihaleyi yapan bakanlık veya ilgili bakanlık tarafından, bir yıla kadar ihalelere katılmaktan yasaklama kararı verilir ve bu kararlar Resmî Gazete’da ilan ettirildiği gibi ilgililerin müteahhitlik sicillerine işlenir. ” kuralları yer almıştır.
2020/5 sayılı ve ”COVID-19 Salgınının İhale Sözleşmelerine Etkisi” konulu Cumhurbaşkanlığı Genelgesi’nde, “COVİD-19 salgınının önlenmesi ve etkilerinin azaltılması amacıyla ülkemizde ve dünya genelinde sosyal ve ekonomik hayata ilişkin bazı tedbirler alınmaktadır.
Bu kapsamda 04/01/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu (istisnaları dahil) ile bu Kanundan istisna edilen düzenlemeler kapsamında gerçekleştirilen ihaleler sonucunda imzalanan sözleşmelerde, COVİD-19 salgını nedeniyle sözleşme konusu işin yerine getirilmesinin geçici veya sürekli olarak, kısmen veya tamamen imkânsız hâle geldiğine ilişkin başvurular, yükleniciler tarafından bu durumun belgelendirilmesi suretiyle sözleşmenin tarafı olan idareye yapılacaktır.
İdarelerce bu başvurular; 05/01/2002 tarihli 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun 10’uncu maddesi ve diğer mevzuat hükümleri çerçevesinde incelenecek ve karar alınmadan önce idarelerce Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın değerlendirmesi alınacaktır.
İdarelerce yapılan değerlendirme sonucunda; ortaya çıkan durumun yükleniciden kaynaklanan bir kusurdan ileri gelmemiş olması, yüklenicinin sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmesine engel nitelikte olması ve yüklenicinin bu engeli ortadan kaldırmaya gücünün yetmemesi şartlarının birlikte gerçekleştiğinin tespit edilmesi üzerine süre uzatımı verilmesine veya sözleşmenin feshine karar verilecektir.
Bilgilerini ve gereğini rica ederim.” düzenlemesine yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Uyuşmazlık Koronavirüs (Covid-19) salgın hastalığının 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu kapsamında yapılan kiralama ihalesine yönelik olarak “mücbir sebep” olarak kabul edilip edilemeyeceğine ilişkindir.
Mücbir sebep, teori ve uygulamada genel olarak “borçlunun faaliyet ve işletmesi dışında meydana gelen, genel bir davranış normunun ya da borcun ihlâline, kaçınılmaz ve mutlak şekilde neden olan, öngörülmesi ve karşı konulması mümkün olmayan olağanüstü bir olay” olarak tanımlanmaktadır. Bir olayın mücbir sebep sayılabilmesi için zorunlu veya zorlayıcı bir olay gerçekleşmiş olmalıdır. Bu olay, doğal, sosyal ve hukukî bir olay olabilir, insana bağlı bir davranış da olabilir. Deprem, kasırga bunlardan birincisine örnek verilebilirken, savaş, darbe gibi olaylar ikincisine örnek olabilir. Bundan başka, mücbir sebep, borçlunun faaliyet ve işletmesi dışında kalan hârici bir olay olmalıdır. Diğer bir ifade ile, zarar veren olay ile, olayın meydana geldiği işletme arasında bir bağlantı olmamalıdır. Bundan başka mücbir sebep kaçınılmaz bir olay olmalıdır. Kaçınılmazlık kavramı aynı zamanda önlenemezlik kavramını da içerir. Mücbir sebebin diğer bir unsuru öngörülemezlik olarak karşımıza çıkmaktadır. Önceden öngörülemeyen husus, olayın doğuracağı sonuçlar olarak algılanmalıdır. Mücbir sebep ile normun veya sözleşmenin ihlâli arasında uygun illiyet bağı bulunmalıdır. Mücbir sebep illiyet bağını keser, borçluyu sorumluluktan kurtarır. Bundan dolayıdır ki, mücbir sebeplerle sözleşmeye aykırı davranan borçlu, bu aykırılığın olumsuz sonuçlarından sorumlu tutulamaz. Kural olarak mücbir sebep sorumlu kişinin kusurunu ortadan kaldırır, zira kusur kavramı ile mücbir sebebin üç unsuru, haricilik, öngörülmezlik ve kaçınılmazlık bağdaşmaz. Mücbir sebep sonucunda borçlu kusuru olmadan sözleşmeye aykırı davranabilir, edimi hiç ifa edemeyebilir (imkânsızlık), zamanında ifa edemeyebilir, yani temerrüde düşebilir veya gereği gibi ifa edemeyebilir. Bu durumları kısaca ele alacak olursak karşımıza şöyle bir görünüm çıkar: Borcun ifası sonradan borçlunun kusuru olmadan imkânsız hale gelirse, borcun aynen ifa yükümü sona erer. Mücbir sebep, borçlunun davranışı ile zarar arasındaki illiyet bağını keseceğinden, alacaklı, temerrüt nedeniyle uğradığı zararların giderilmesini isteyemeyecektir. (EREN, Fikret: Borçlar Hukuku, Genel Hükümler, Ankara, 2018, 582; OĞUZMAN, Kemal/ÖZ, Turgut: Borçlar Hukuku, Genel Hükümler, C. I, İstanbul, 1995, 418; TEKİNAY, S.S./AKMAN, S./BURCUOĞLU, H./ALTOP, A.: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, İstanbul, 1993)
4734 sayılı Kamu İhale Kanunu 22/01/2002 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olup “Uygulanmayacak hükümler” başlıklı 68/a maddesinde, “Bu Kanun kapsamında yer alan işlerin ihalelerinde 08/09/1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümleri uygulanmaz.” kuralına yer verilmiştir. Dava konusu “kiralama ihalesi” ise 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümleri uyarınca yapılmış olup bu konuda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dolayısıyla “harcama” yapılmasını gerektirmeyen “gelir getirici” nitelikte bulunan “kiralama” ihalesi için 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümlerinin uygulanması gerektiğinden kamunun “harcama” gerektiren ihalelerinin tâbi olduğu 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ve 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu hükümlerinin dava konusu ihalede uygulanamayacağı, 2020/5 sayılı ve ”COVID-19 Salgınının İhale Sözleşmelerine Etkisi” konulu Cumhurbaşkanlığı Genelgesi’nin de, 4734 sayılı Kanun (istisnaları dahil) kapsamında gerçekleştirilen ihaleler sonucunda imzalanan sözleşmeleri kapsadığı ve 2886 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde yapılan ihale ve sözleşmelere ilişkin bir düzenleme içermediği açıktır.
Belirtilen düzenlemelerden bağımsız olarak koronavirüs salgınının uyuşmazlık konusu ihale açısından bir mücbir sebep teşkil edip etmediğin değerlendirilmesine gelince;
Koronavirüs salgınının toplum sağlığı ve kamu düzeni açısından oluşturduğu riski yönetme, sosyal izolasyonu temin, fiziki mesafeyi koruma ve hastalığın yayılım hızını kontrol altında tutma amacıyla, zaman zaman İçişleri Bakanlığı tarafından salgın ile mücadele kapsamında kısıtlama ve tedbir genelgeleri ile ülke genelinde, hafta sonları, belli bir zaman aralığını kapsayacak şekilde sokağa çıkma kısıtlaması uygulanmış, sokağa çıkma kısıtlaması süresince üretim, imalat, tedarik ve lojistik zincirlerinin aksamaması, sağlık, tarım ve orman faaliyetlerinin sürekliliğini sağlamak amacıyla belirlenen yerler ve kişiler kısıtlamadan muaf tutulmuştur. Aynı saatler arasında ekmek üretiminin yapıldığı fırın ve/veya unlu mamul ruhsatlı iş yerleri ile market, bakkal, manav, kasap, kuruyemişçiler ve online sipariş firmaları evlere/adrese servis şeklinde de satış yapabilmişler, lokanta ve restoran tarzı işyerleri, paket servis şeklinde hizmet sunmak üzere açık kalmış, bu anlamda salgın tedbirleri kapsamında tümüyle, istisnasız ve tüm zamanları kapsayan bir sokağa çıkma yasağı uygulanmamış, toplu ulaşım hizmetleri devam etmiştir.
Bu durumda, davacının kiraladığı büfelerin Ankara’da toplu ulaşımın sağlandığı “Kızılay Metro – Ankaray” ortak istasyonlarında bulunduğu, söz konusu salgının hâlen devam ettiği, kiralama süresinin de 10 yıl olduğu dikkate alındığında, davacının kira sözleşmesini imzalamamasını haklı kılan, kendisini sorumluluktan kurtaran haklı ve mücbir bir sebebin bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen nedenlerle, dava konusu işlemde hukuka aykırılık, dava konusu işlemin iptali yönündeki İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukukî isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin kabulüne;
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin …tarih ve E:…, K:… sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’ne gönderilmesine, 22/02/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.