Danıştay Kararı 13. Daire 2021/3239 E. 2022/5405 K. 29.12.2022 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2021/3239 E.  ,  2022/5405 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2021/3239
Karar No:2022/5405

TEMYİZ EDEN (DAVACI): … Sanayi Ticaret A.Ş.
VEKİLİ: Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI): … Kurumu
VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN KONUSU: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı … Sanayi Ticaret A.Ş.’nin (…) bayileri arasında ayrımcılık yapmak, nihai satış fiyatını tespit etmek ve bayileri arasında bölge ve müşteri tahsisi yapmak suretiyle 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 4. ve 6. maddelerini ihlâl ettiği iddiasıyla yapılan şikâyet üzerine, önaraştırma sonucunda alınan … tarih ve … sayılı Rekabet Kurulu (Kurul) kararının Danıştay Onüçüncü Dairesi’nin 30/11/2011 tarih ve E:2008/3117, K:2011/5424 sayılı kararı ile iptal edilmesi üzerine konu hakkında yürütülen soruşturma neticesinde “… tarafından 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesinin ihlâl edilmediğine, bu nedenle adı geçen teşebbüse aynı Kanun’un 16. maddesi uyarınca idari para cezası verilmesine yer olmadığına” dair alınan … tarih ve … sayılı Kurul kararının bu defa … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile iptal edilmesi üzerine, yargı kararının uygulanmasını teminen yapılan inceleme sonucunda davacının bir kısım satışlarda bayilerin yeniden satış fiyatını belirlemek, bazı bayilere rekabette dezavantajlı duruma düşürecek şekilde ayrımcı iskonto oranları uygulamak suretiyle 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesini ihlâl ettiğinden bahisle, 2.115.839,95-TL idari para cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin … tarih ve … sayılı Kurul kararının, para cezasının tespiti yönünden … İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararla iptali üzerine davacı hakkında 876.536,62-TL idari para cezası verilmesine ilişkin Rekabet Kurulu’nun … tarih ve … sayılı kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; Anayasanın 138. maddesi ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28. maddesi hükümleri uyarınca, mahkeme kararlarının gereğinin idarece geciktirilmeksizin yerine getirilmesinin kaçınılmaz bir zorunluluk olduğu, davacı şirkete 2013 mali yılı sonunda oluşan ve Kurul tarafından belirlenen yıllık gayrisafi gelirlerinin 4054 sayılı Kanun’un 16. maddesinin 3. fıkrası ve Rekabeti Sınırlayıcı Anlaşma, Uyumlu Eylem ve Kararlar ile Hakim Durumun Kötüye Kullanılması Hâlinde Verilecek Para Cezalarına İlişkin Yönetmelik’in 5. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi, 2. fıkrası, 3. fıkrasının (a) bendi ve 7. maddesinin 1. fıkrası hükümleri uyarınca %0,5 oranında olmak üzere 2.115.839,95-TL idari para cezsı verilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı Kurul kararının iptali istemiyle açılan dava neticesinde verilen … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının gerekçesi doğrultusunda davalı idarece yapılan inceleme kapsamında, davacının lehine olan yasal düzenleme esas alınarak 2006 mali yılı sonunda oluşan yıllık gayrisafi gelirinin %0,5’i oranında olmak üzere 876.536,62-TL idari para cezası verildiği anlaşıldığından, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının gerekçesi doğrultusunda tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından, dava konusu ihlâle ilişkin zamanaşımı süresinin dolduğu, şikâyet edenler tarafından bayilik sözleşmelerinin hukuka aykırı olarak feshedildiğinden bahisle İstanbul Ticaret Odası Tahkim Merkezi’ne başvurulduğu, Tahkim Kurulu tarafından konunun esası incelenmek suretiyle …’nin 4054 sayılı Kanunu ihlâl etmediğinin tespit edildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay tarafından kararın onanmasına karar verildiği, bu durumda dava konusu uyuşmazlık hakkında kesin hüküm bulunduğu, Kurul kararının avukat-müvekkil yazışmalarının hukuka aykırı olarak incelenmesi suretiyle verildiği, dava dışı kişilerin beyanlarına koşulsuz güvenilerek ceza verilmesinin hukuka aykırı olduğu, dava konusu Kurul kararının ve Mahkeme kararlarının gerekçesiz olduğu, şikâyet edenlerin iddialarının maddi ve hukuki gerçeklerle örtüşmediği, iskonto oranlarının belirlenmesinin haklı ticari gerekçelerinin bulunduğu, iskonto uygulamasının herhangi bir irade uyuşmasına dayanmadığından anlaşma olarak kabulünün mümkün olmadığı, …’nin davacıların bayiliğinin feshinden sonra müşterilerini diğer bayiler arasında paylaştırdığı iddiasının asılsız olduğu, fiyatlama politikası ve tavsiye edilen satış fiyatı uygulamasının yeniden satış fiyatının tespit edilmesini imkânsız kıldığı, …’nin hiçbir zaman fiyat takip mekanizması kurmadığı, markalar arası rekabetin yeterli düzeyde olduğu durumlarda marka içi rekabetin kısıtlanmasının ihlâl olarak değerlendirilmediği, bu çerçevede …’nin 4054 sayılı Kanunu ihlâl ettiğinden söz etmeye olanak bulunmadığından dava konusu Kurul kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davalı idare tarafından, dava konusu işlemin yargı kararı üzerine tesis edildiği, herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge idare mahkemesi kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, anılan Bölge İdare Mahkemesi kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
6. 2577 sayılı Kanun’un 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’ne gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine, 29/12/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.