Danıştay Kararı 13. Daire 2021/2360 E. 2023/1686 K. 05.04.2023 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2021/2360 E.  ,  2023/1686 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2021/2360
Karar No:2023/1686

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Radyo Televizyon ve Dijital Yayıncılık A.Ş.
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı yayın kuruluşuna ait “…” logosuyla yayın yapan televizyon kanalında 01/04/2020 tarihinde saat 07:07’de yayımlanan “…” isimli programda kullanılan ifadelerle 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un 8. maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinde yer alan “Yayın hizmetleri … Tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkelerini esas almak ve toplumda özgürce kanaat oluşumuna engel olmamak zorundadır; soruşturulması basın meslek ilkeleri çerçevesinde mümkün olan haberler, soruşturulmaksızın veya doğruluğundan emin olunmaksızın yayınlanamaz …” şeklindeki yayın ilkesinin ihlâl edildiği gerekçesiyle anılan Kanun’un 32. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 25.881,00-TL idari para cezası uygulanmasına ilişkin … tarih ve … sayılı Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (Üst Kurul) kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; uyuşmazlık konusu yayında program sunucusu tarafından, görevine yeni başlayan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı’nın Mecliste yemin etmediğine yönelik iddialara yer verilerek bu durumun Anayasa’nın hükümlerine aykırı olduğu ve Türkiye’de normalleştiğinin ifade edildiği, bunun üzerine Üst Kurul tarafından, ilgili kurum ve kişilerin sosyal medya hesapları ve haber sitelerinde Ulaştırma ve Altyapı Bakanı’nın Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yemin ettiği oturuma ilişkin 31/03/2020 tarihli görüntülere ve haberlere basit bir araştırmayla rahatlıkla ulaşılabilmesi mümkün iken, iddiaların soruşturulmaksın ve doğruluğundan emin olunmaksızın izleyiciye aktarıldığı, bu iddiaların ilgili kişi ve kurumların itibarını zedeleyebilecek nitelikte olduğu gerekçesiyle 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin 1. fıkrasının (ı) bendinin ihlâl edildiğinden bahisle idari para cezası uygulanması üzerine bakılan davanın açıldığı,
Söz konusu programda, haberciliğin en temel esaslarından olan, soruşturulması basın meslek ilkeleri çerçevesinde mümkün olan haberlerin, soruşturulmaksızın veya doğruluğundan emin olunmaksızın yayınlanamayacağı ilkesine aykırı bir tutum sergilendiğinin açık olduğu, 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendindeki yayın ilkesinin ihlâl edildiği anlaşıldığından, dava konusu Üst Kurul kararında hukuka aykırılık bulunmadığı; öte yandan, düşünce özgürlüğünün Anayasa, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve kanunlar tarafından teminat altına alındığı ve bu özgürlüğün haber veya fikir alma ve verme özgürlüğünü içerdiği açık olmakla birlikte, anılan düzenlemelerde bu özgürlüğün sınırsız olmadığının da vurgulanması karşısında uyuşmazlığa konu programda sınırın aşılması nedeniyle haberin düşünce özgürlüğü, ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü veya haber alma-verme özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceğinin açık olduğu sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdarî Dava Dairesi’nce; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı’nın değişme gerekçesinin toplumsal bir ilgi oluşturduğu, ancak bu merakın giderilmediği, toplumsal ilginin karşılıksız bırakıldığı, Bakanlık makamında mevcut yöntem ile görev değişikliğine gidilmesinin eleştirilmesinin basın için bir hak olduğu gibi, aynı zamanda bir görev olduğu, konuşmanın bütünü değerlendirildiğinde Cumhurbaşkanı’nın tutumunun mizahi bir anlatım ile eleştirildiği, bir Bakanın meclis yerine Cumhurbaşkanı’nın huzuruna giderek yemin etmesi gerektiğinin ifade edilmesinin, olayın seyrinin güldürücü bir şekilde aktarılması şeklinde yorumlanması gerektiği, dava konusu yayın objektif ve ön yargısız bir şekilde değerlendirildiğinde, Cumhurbaşkanı’nın atama yöntemi karşısında atanan kişinin durumunun nükte, şaka ve takılmalarla izleyicilere aktarıldığı, mizahi bir anlatımın gerçeğe aykırı olduğu iddia edilerek yaptırıma tabi tutulmasının, ülkemizde hoşgörünün bütünüyle ortadan kalktığı, Devlet yönetimi ile ilgili hiçbir konuda mizah yapılmamasının istenildiği şeklinde yorumlanabileceği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, program sunucusu tarafından sarf edilen ifadelerin şaka yollu, nükteli bir anlatım veya mizah olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, bir an için mizah yapıldığı kabul edilse dahi bu durumun 6112 sayılı Kanun’da belirtilen yayın ilkelerinin ihlâl edilmediği anlamına gelmeyeceği, doğru olmadığı basit bir araştırmayla öğrenilebilecek olan iddianın soruşturulmadan izleyiciye aktarıldığı, söz konusu iddianın kişi ve kurumların itibarını sarsabilecek nitelikte olduğu, program bir bütün olarak incelendiğinde sunucunun hukuka uygun şekilde gerçekleşmiş bir atama işlemi sonrasında ilgili Bakan hakkında gerçekçi olmayan ve alaycı iddialarla kişi ve kuruluşların itibarını sarsacak nitelikte ifadeler kullandığı, eleştiri sınırının aşıldığı durumlarda ifade özgürlüğünden bahsedilemeyeceği, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi kararlarıyla kamu görevlilerinin asılsız suçlamalara ve sözlü saldırılara karşı korunduğu, yayın ilkesinin ihlâl edildiğinin sabit olduğu, fiilin ve ihlâlin ağırlığı ile orantılı bir müeyyide uygulandığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı şirkete ait “…” logosuyla yayın yapan televizyon kanalında 01/04/2020 tarihinde saat 07:07’de yayımlanan sunuculuğunu …’nın yaptığı “…” isimli haber programında, görevine yeni başlayan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı’nın Mecliste yemin etmediğine yönelik iddialara yer verilerek bu durumun Anayasa’nın hükümlerine aykırı olduğu ve Türkiye’de normalleştiğinin ifade edilmesi üzerine dava konusu Üst Kurul kararıyla, ilgili kurum ve kişilerin sosyal medya hesapları ve haber sitelerinde Ulaştırma ve Altyapı Bakanı’nın Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yemin ettiği oturuma ilişkin 31/03/2020 tarihli görüntülere ve haberlere basit bir araştırmayla rahatlıkla ulaşılabilmesi mümkün iken, iddiaların soruşturulmaksın ve doğruluğundan emin olunmaksızın izleyiciye aktarıldığı, bu iddiaların ilgili kişi ve kurumların itibarını zedeleyebilecek nitelikte olduğu, dolayısıyla 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendindeki yayın ilkesinin ihlâl edildiğinden bahisle idari para cezası uygulanmasına karar verilmiştir.
Bunun üzerine davacı tarafından anılan Üst Kurul kararının iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un 8. maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinde, “Yayın hizmetleri … Tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkelerini esas almak ve toplumda özgürce kanaat oluşumuna engel olmamak zorundadır; soruşturulması basın meslek ilkeleri çerçevesinde mümkün olan haberler, soruşturulmaksızın veya doğruluğundan emin olunmaksızın yayınlanamaz; haberin verilişinde abartılı ses ve görüntüye, doğal sesin dışında efekt ve müziğe yer verilemez; görüntülerin arşiv veya canlandırma niteliği ile ajanslardan veya başka bir medya kaynağından alınan haberlerin kaynağının belirtilmesi zorunludur.”;

“İdarî Yaptırımlar” başlıklı 32. maddesinin birinci fıkrasında, “Bu Kanun’un 8. maddesinin birinci fıkrasının (a), (b), (d), (f), (g), (ğ), (h), (n),(ö), (s), (ş) ve (t) bentlerindeki yayın hizmeti ilkelerine ve aynı maddenin dördüncü fıkrasına aykırı yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşlara, ihlâlin ağırlığı ve yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlâlin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde ikisinden beşine kadar idarî para cezası verilir. İdarî para cezası miktarı, radyo kuruluşları için bin Türk Lirasından, televizyon kuruluşları ve isteğe bağlı medya hizmet sağlayıcıları için onbin Türk Lirasından az olamaz. Ayrıca, idarî tedbir olarak, ihlâle konu programın yayınının beş keze kadar durdurulmasına, isteğe bağlı yayın hizmetlerinde ihlâle konu programın katalogdan çıkarılmasına karar verilir. ihlâlin mahiyeti göz önünde bulundurularak, bu fıkra hükümlerine göre idarî para cezası ile birlikte idarî tedbire karar verilebileceği gibi, sadece idarî para cezasına veya tedbire de karar verilebilir.”; 2. fıkrasında ise, “8. maddenin birinci fıkrasının diğer bentleri ile ikinci ve üçüncü fıkralarında ve bu Kanun’un diğer maddelerinde belirlenen ilke, yükümlülük veya yasaklara aykırı yayın yapan ve/veya bu Kanun hükümleri kapsamında Üst Kurul tarafından belirlenen yükümlülüklerini yerine getirmeyen medya hizmet sağlayıcıya ihlâlin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı gözönünde bulundurularak, ihlâlin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde birinden yüzde üçüne kadar idari para cezası verilir. (…) İdarî para cezası miktarı, radyo kuruluşları için bin Türk Lirasından, televizyon kuruluşları ve isteğe bağlı medya hizmet sağlayıcıları için onbin Türk Lirasından az olamaz.” kuralına yer verilmiştir.

HUKUKÎ DEĞERLENDİRME:
Üst Kurulca, söz konusu programda, program sunucusu tarafından Ulaştırma ve Altyapı Bakanı’nın yemin etmediğine yönelik ifadelere yer verildiği, basit bir araştırmayla Bakan’ın yemin ettiği oturuma ilişkin görüntülere ve haberlere ulaşılabilmesi mümkün iken, iddiaların soruşturulmaksızın ve doğruluğundan emin olunmaksızın izleyiciye aktarıldığından bahisle 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinin ihlâl edildiğinden bahisle dava konusu idari para cezası tesis edilmiştir.
Ancak program sunucusu tarafından anılan yayında, “… o adam yeni gelen yemin etti mi Meclis’te? Anayasanın amir hükmü o. Diyor ki, yani “Yemin etmeden göreve başlayamaz, imza atamaz”. Bilmiyorum, şu ana kadar gazetelerde, internette falan görmedim.” şeklindeki ifadelerle, yeni atanan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı’nın yemin etmeden göreve başlayamayacağı, Bakanın yemin edip etmediğini bilmediği ve buna ilişkin olarak şu ana kadar gazetelerde ya da internette bir habere rastlamadığı yönünde ifadelerde bulunulduğu görülmektedir.
Bu itibarla, söz konusu programda, program sunucusu tarafından kesin bir dille yeni Ulaştırma ve Altyapı Bakanı’nın yemin etmediği yönünde ifadelere yer verilmediği, Bakanın yemin edip etmediğini bilmediği ve bu yönde bir habere rastlamadığının ifade edildiği, dolayısıyla 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinde düzenlenen, soruşturulması basın meslek ilkeleri çerçevesinde mümkün olan haberlerin, soruşturulmaksızın veya doğruluğundan emin olunmaksızın yayınlanamayacağı yönündeki yayın ilkesinin ihlâl edilmediği anlaşıldığından, dava konusu Üst Kurul kararında hukuka uygunluk, davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine dair temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında ise hukukî isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’ne gönderilmesine, 05/04/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.