Danıştay Kararı 13. Daire 2021/1817 E. 2023/925 K. 02.03.2023 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2021/1817 E.  ,  2023/925 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2021/1817
Karar No:2023/925

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACILAR): 1- …
2- …
3- …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Kars ili, Selim ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın komşu taşınmaz malikleri olduklarını belirten davacılar tarafından; ihale yoluyla satışa çıkarılan söz konusu taşınmazın 24/07/2020 tarihli satış ihalesinin, taşınmaz satışına dayanak … tarih ve … karar numaralı kıymet takdir komisyonu kararının ve 09/07/2020 tarihli Hususi Şartname’nin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; davacılar tarafından ihalenin günlük gazetede ilan edilmesi gerektiği ileri sürülmüş ise de, Mahkemelerinin 10/12/2020 tarihli ara kararıyla bilgi sorulan Basın İlan Kurumunca verilen cevabi bilgilerde, Kars ili, Selim ilçesinde resmi ilan yayınlama hakkını haiz gazetenin bulunmadığı belirtildiğinden, ihalenin günlük gazetede ilan edilmemesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, dava konusu olayda 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nda belirtilen diğer yollarla ihalenin ilan edildiğinin belirlendiği, ihale ilanı ile ilgili yapılan değerlendirmede, 2886 sayılı Kanun’un 18. maddesinde sayılan ihale ilanında bulunması zorunlu olan şartlardan; şartname ve eklerinin nereden ve hangi şartlarla alınacağı ile isteklilerden aranılan belgelerin neler olduğuna ilişkin bilgilerin ihale ilanında yer almadığı, bu nedenle ihale ilanının Kanun’da belirtilen zorunlu şartlara sahip olmadığının görüldüğü,
Dava konusu ihaleye ait muhammen bedelin tespiti ve kıymet takdir komisyonu kararı ile ilgili yapılan değerlendirmede ise; davalı idarece, ihaleye konu taşınmazın tahmini bedelinin belirlenmesi amacıyla oluşan kıymet takdir komisyonunca araştırma yapıldığı belirtilmiş ise de buna ilişkin bilgi belge sunulamadığı, tahmini bedel tespiti ile ilgili ayrı bir soruşturma yapılmaksızın bir kritere bağlı olmadan kendi bilgileri kapsamında bedel belirlendiği, ayrıca hesap tutanağının da düzenlenmediği görüldüğünden, kıymet takdir komisyonu kararında da hukuka uygunluk bulunmadığı;
2886 sayılı Kanun’da belirlenen esaslara aykırı olarak düzenlendiği belirlenen kıymet takdir komisyonu kararında tespit edilen muhammen bedel esas alınarak hazırlanan Hususi Şartname’nin de bu durumda hukuka aykırı hâle geleceği, ayrıca şartnamede gösterilmesi zorunlu olan ihale kararının karar tarihinden itibaren en geç 15 iş günü içinde ita amirince onaylanacağı veya iptal edilebileceği ile ihtilafların çözüm şekline ilişkin hususların şartnamede yer almadığı, bu nedenle de Hususi Şartname’nin hukuka aykırı düzenlendiği; dava konusu ihalede taşınmazların satışı ile ilgili pey sürme cetvelinin düzenlendiği ancak Kanun gereği ihale komisyonu sıfatına sahip olan Belediye Encümenince yapılan ihalenin sonucuna ilişkin 2886 sayılı Kanun’un 31. maddesinde belirtilen ihale kararının alınmadığı ve dolayısıyla ihale kararının ita amirince onaylanmadığı görülmekle bu bakımdan da ihalenin hukuka aykırı olduğu; bu durumda, dava konusu ihalenin gerek ihale ilanı, gerekse kıymet takdir komisyonu kararındaki usule aykırılıklar, gerekse de 31. maddede belirtilen ihale kararının alınmaması nedeniyle hukuka aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davanın süresi içerisinde açılmadığı, ihale konusu taşımaz ile davacıların taşınmazlarının paylı olmadığı, kıymet takdir komisyonu kararına yönelik itirazın süresinde yapılmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacılar tarafından, hem satışı yapılan taşınmazın komşu malikleri hem de hemşehri sıfatında olmaları sebebiyle dava konusu işlemden doğrudan etkilendikleri, tesis edilen işlemlerin öğrenilme tarihinin idareye yapılan bilgi edinme başvurusuna cevap verilmesi ile olduğu, davanın süresi içerisinde açıldığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacılar tarafından, Kars ili, Selim ilçesi, … Mahallesi, .. ada, … parsel sayılı taşınmazın komşu taşınmaz malikleri oldukları belirtilerek ihale yoluyla satışa çıkarılan söz konusu taşınmazın 24/07/2020 tarihli satış ihalesinin, taşınmaz satışına dayanak … tarih ve … karar numaralı kıymet takdir komisyonu kararının ve 09/07/2020 tarihli Hususi Şartname’nin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. maddesinin 1. fıkrasında, dava açma süresinin özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hâllerde idare mahkemelerinde “altmış gün” olduğu belirtilmiş; aynı maddenin 2. fıkrasında, dava açma süresinin idarî uyuşmazlıklarda, yazılı bildirimin yapıldığı; 4. fıkrasında ise ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresinin ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı; 8. maddesinin 3. fıkrasında, Bu Kanun’da yazılı sürelerin bitmesi çalışmaya ara verme zamanına rastlarsa bu sürelerin, ara vermenin sona erdiği günü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzamış sayılacağı; 11. maddesinde, ilgililer tarafından idari dava açılmadan önce idari işlemin kaldırılmasının, geri alınmasının, değiştirilmesinin veya yeni bir işlem yapılmasının üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresinde istenebileceği, bu başvurunun işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durduracağı kurala bağlanmıştır.
2577 sayılı Kanun’a 6545 sayılı Kanun’un 18. maddesiyle eklenen “İvedi yargılama usulü” başlıklı 20/A maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, ihaleden yasaklama kararları hariç ihale işlemlerinden doğan uyuşmazlıklarda ivedi yargılama usulünün uygulanacağı; aynı maddenin 2. fıkrasının (a) bendinde, ivedi yargılama usulünde dava açma süresinin “otuz gün” olduğu; (b) bendinde ise, ivedi yargılama usulünde Kanun’un 11. maddesinin uygulanmayacağı kuralına yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Aktarılan mevzuat kurallarının değerlendirilmesinden, ihaleden yasaklama kararları hariç ihale işlemlerinden kaynaklanan uyuşmazlıkların ivedi yargılama usulüne tâbi olduğu, bu usule tâbi olan uyuşmazlıklarda dava açma süresinin otuz gün olduğu ve dava açılmadan önce idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması istemiyle 2577 sayılı Kanun’un 11. maddesi kapsamında yapılacak bir başvurunun işlemeye başlamış olan dava açma süresini durdurmayacağı anlaşılmaktadır.
Anayasa’nın 125. ve 2577 sayılı Kanun’un 7. maddelerinde, idarî işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin, yazılı bildirimin yapıldığı tarihi izleyen günden itibaren başlayacağı belirtilmek suretiyle dava açma süresinin başlamasında, “yazılı bildirim”in esas alınması öngörülmüş olup, hak arama özgürlüğünün kullanılması bakımından, idarî işlemlerin idare tarafından ilgililere açık ve anlaşılabilir biçimde bildirilmesi gerekmektedir.
Düzenleyici işlemler dışında kalan bireysel nitelikteki idarî işlemlerin iptali istemiyle açılan davalarda, dava açma sürelerinin hesabında, idarî işlemin ilgilisine tebliğ edildiği tarihin esas alınması gerekmekte ise de, idarece tesis edilen işlemin doğrudan tarafı olmayan ve bu nedenle de idarece yazılı bildirim zorunluluğu bulunmayan kişilerin açacakları davalarda, bu kişilerin idarî işlemi öğrenme tarihinin belirlenebildiği durumlarda, öğrenme tarihinin esas alınması gerekmektedir.
Öte yandan, 2577 sayılı Kanun’un 7. maddesinin dördüncü fıkrasında düzenlenen, dava açma süresinin hesabında bildirim yerine ilanın esas alınarak sürenin ilan tarihini izleyen günden itibaren başlamasına ilişkin kural, ilanı gereken düzenleyici işlemlere karşı açılan idarî davalara yöneliktir.
2577 sayılı Kanun’da düzenleyici işlemlere karşı dava açma süresinin başlangıcı olarak öngörülmüş olan ilân tarihinin, bireysel işlem niteliğinde olan ihalelere yönelik işlemler açısından uygulanması mümkün olmayıp, bu işlemlerin de yazılı bildirim veya öğrenme üzerine kanunî süresi içinde dava konusu edilebileceğinin kabulü gerekmektedir.
Bu durumda, dava açma süresinin ilanla başlamayacağı ve yazılı bildirim yapılmayan hâllerde işlemin ilgililer tarafından öğrenildiği tarihten itibaren dava açma süresinin başlayacağı dikkate alındığında, davanın, ilan veya ihale tarihinden itibaren değil ihaleden haberdar olunduğu ve öğrenme tarihi olarak belirtilen tarihi izleyen günden itibaren süresi içinde açılıp açılmadığının açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, dava dilekçesinde davacıların, dava konusu ihale işlemini 30/07/2020 tarihinde öğrendiğine ilişkin beyanda bulundukları, davacıların 01/09/2020 tarihinde idareye yaptığı başvurusunda satış işleminden, ihale ilanından ve şartnameden haberdar oldukları, bu başvurunun … tarih ve … sayılı yazı ile cevaplandırılması üzerine 24/09/2020 tarihinde bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, ivedi yargılama usulüne tâbi olan uyuşmazlıklarda 2577 sayılı Kanun’un 11. maddesi kapsamında idareye yapılan başvurunun işlemiş olan dava açma süresini durdurmayacağı dikkate alındığında, işbu davada, dava açma süresinin öğrenme tarihinden başlaması gerektiği, davacıların, dava dilekçesinde dava konusu ihale işleminden 30/07/2020 tarihinde haberdar olduklarını belirttikleri, dolayısıyla öğrenme tarihini (30/07/2020) izleyen günden itibaren otuz gün içinde en son 07/09/2020 tarihine kadar (sürenin bitimi adli tatile denk geldiğinden) dava açılması gerekirken, bu süre geçirildikten sonra 24/09/2020 tarihinde açılan davada süre aşımı bulunduğundan, davanın esası incelenmek suretiyle verilen dava konusu işlemin iptali yolundaki temyize konu Mahkeme kararında usûl kurallarına uygunluk görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin kabulüne;
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. DAVANIN SÜRE AŞIMI NEDENİYLE REDDİNE,
4. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam …-TL ilk derece yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5. Temyiz aşamasında davalı idare tarafından yapılan toplam …-TL yargılama gideri ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
6. Posta giderleri avansından artan tutarın taraflara ayrı ayrı iadesine,
7. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
8. 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 02/03/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.