Danıştay Kararı 13. Daire 2021/1506 E. 2022/4842 K. 20.12.2022 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2021/1506 E.  ,  2022/4842 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2021/1506
Karar No : 2022/4842

DAVACI : … Alkollü İçecek Sanayi ve Ticaret A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU :
Davacı şirket tarafından, mülkiyeti uhdesinde kalmak kaydıyla etil alkol ve alkollü içki fabrika ve üretim tesislerinin tüm müştemilatı ile birlikte … Alkollü Alkolsüz İçecek Sanayi Ticaret A.Ş.’ye “kiralama yoluyla işletme hakkının devri” için izin verilmesi istemiyle yapılan 14/12/2020 tarihli başvurunun reddine ilişkin Tarım ve Orman Bakanlığı Tütün ve Alkol Dairesi Başkanlığı’nın … tarih ve … sayılı işlemi ile bu işlemin dayanağı olarak gösterilen mülga Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurulu’nun (Kurul) … tarih ve … sayılı kararının iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI : Üretim tesislerinin entegre bir tesis olduğu, fabrika binası, makine, teçhizat, yardımcı tesisler ve müştemilatı ile birlikte bir bütün teşkil ettiği, bunların fiilen ve teknik olarak ayrılmasının ve farklı hukuki işlemlere tabi tutulmasının mümkün olmadığı, gerek Türk Ticaret Kanunu gerek Borçlar Kanunu gerekse davalı idarenin düzenlemeleri ile dava konusu Kurul kararında alkollü içki üretim tesislerinin bir bütün kabul edildiği ve dava konusu işlemde olduğu gibi bir ayrıma tabi tutulmadığı, işletme hakkının kiralanması için davalı idareye yapılan başvuruda tüm belgelerin eksiksiz verildiği, “devir” kavramının sadece mülkiyetin devri anlamına gelmediği, işletme haklarının kiralama yoluyla devredilmesinin de “devir” kapsamında olduğu, dava konusu işlemin, hem davalı idarenin düzenlemelerine hem de Türk Ticaret Kanunu’nun “ticari işletme”yi tanımlayan hükümlerine açıkça aykırı olduğu, davalı idarenin düzenlemelerinde devrin nasıl olması gerektiğinin düzenlendiği, söz konusu düzenlemelerde belirlenen koşullar, istenilecek bilgi ve belgelerle sınırlı olarak inceleme yapmak ve şekli koşulların var olup olmadığını denetlemek dışında idarenin izin konusunda takdir yetkisinin bulunmadığı, dava konusu kısmi izin vermeme işleminin dayanak Kurul kararına açıkça aykırı olduğu, Kurul kararında işletmenin bir bütün hâlinde kiralanabileceğinin açıkça belirtildiği, dolayısıyla idarenin hem çıkardığı yönetmeliklere hem de dayanak aldığı Kurul kararına aykırı işlem tesis ettiği ileri sürülmüştür.

DAVALININ SAVUNMASI : Kurul’un … tarih ve … sayılı kararında, alkollü içki üretim izni sahibi firmalara ait fabrika, imalathane veya ticari işletmelerin veya bu gibi yerlerin işletme hakkının, mevcut tesis binası, müştemilat ve varsa beton küvler gibi ayrılmaz parçaları ile birlikte bir bütün hâlinde üretim izni belgesinin geçerlik süresi olan 5 yıl ve katları şeklinde kiralanabileceğinin belirtildiği, üretim ekipmanlarının kiralanmasına, alkollü içkilerin hassas ürünler olması ve piyasa güvenliği nedeniyle izin verilmediği, bu nedenle davacının kiralama yoluyla devir talebinin uygun görülmediği, dava konusu işlemde ve Kurul kararında hukuka aykırılık bulunmadığı savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ : Dava konusu Tarım ve Orman Bakanlığı Tütün ve Alkol Dairesi Başkanlığı’nın … tarih ve … sayılı işleminin iptaline; mülga Kurul’un … tarih ve… sayılı kararının iptali istemi yönünden ise davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI …’IN DÜŞÜNCESİ :
Dava; davacı şirket tarafından, mülkiyeti uhdesinde kalmak kaydıyla etil alkol ve alkollü içki fabrika ve üretim tesislerinin tüm müştemilatı ile birlikte … Alkollü Alkolsüz İçecek Sanayi Ticaret A.Ş.’ye “kiralama yoluyla işletme hakkının devri” için izin verilmesi istemiyle yapılan 14/12/2020 tarihli başvurunun reddine ilişkin Tarım ve Orman Bakanlığı Tütün ve Alkol Dairesi Başkanlığının … tarih ve … sayılı işlemi ile bildirilen … olur tarihli, .. sayılı işleminin ve bu işlemin dayanağı olarak gösterilen mülga Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurulu’nun (Kurul) … tarih ve … sayılı kararının iptali istemiyle açılmıştır.
Davalı idarenin usule ilişkin itirazları geçerli görülmemiştir.
6102 sayılı “Türk Ticaret Kanunu”nun “Bütünlük ilkesi” başlıklı 11. maddesinin birinci fıkrasında “Ticari işletme”; “esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir.” şeklinde tanımlanmış olup, üçüncü fıkrasında ise; “Ticari işletme, içerdiği malvarlığı unsurlarının devri için zorunlu tasarruf işlemlerinin ayrı ayrı yapılmasına gerek olmaksızın bir bütün hâlinde devredilebilir ve diğer hukuki işlemlere konu olabilir. Aksi öngörülmemişse, devir sözleşmesinin duran malvarlığını, işletme değerini, kiracılık hakkını, ticaret unvanı ile diğer fikrî mülkiyet haklarını ve sürekli olarak işletmeye özgülenen malvarlığı unsurlarını içerdiği kabul olunur.” kuralı yer almıştır.
4250 sayılı “İspirto ve İspirtolu İçkiler İnhisarı Kanunu”nun 35. maddesinde, “İspirto ve ispirtolu içki fabrika, imalathane, imlahane ve ticarethaneleriyle bu gibi yerleri işletmek hakkı inhisar idaresinden müsaade alınmaksızın başkasına devredilemez.” kuralına yer verilmiştir.
26/09/2002 tarihli, 24888 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Alkol ve Alkollü İçki Tesislerinin Haiz Olmaları Gereken Teknik Şartlar, Kurulmaları, İşletilmeleri ve Denetlenmelerine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik”in “Devir izni ve tasfiye” başlıklı 20. maddesinin 1. fıkrasında, “Alkol veya alkollü içki üretim izni sahibi firmalara ait fabrika, imalathane, imlahane veya ticari işletmelerin veya bu gibi yerlerin işletme hakkının ya da şirket hisselerinin, üçüncü kişilere devredilebilmesi Kurum iznine tabidir.” kuralına yer verilmiş, benzeri düzenlemeye 30/10/2011 tarihli, 28100 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Etil Alkol ve Metanolün Üretimi ile İç ve Dış Ticaretine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik”in “Devir” başlıklı 28. maddesinde de yer verilerek, dava konusu işlemlerin tesis edildiği tarih itibariyle yürürlükte olan şekliyle 1. fıkrasında, “Etil Alkol üretim tesisinin devri kurum iznine tabidir. Firmanın yetkili organı tarafından tesisin devrine ilişkin olarak alınan karar, devralacak olan gerçek veya tüzel kişiye ait 7 nci maddenin birinci fıkrasının (a), (b), (c) ve (ç) bentlerinde sayılan belgelerle birlikte Kuruma iletilir. Tamamlanmış başvurular en geç altmış gün içinde karara bağlanmak üzere Kurula sunulur:” kuralına yer verilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacı şirketçe, alkollü içki üretim tesislerini, markaları ve müşteri portföyü ile birlikte kül hâlinde … Alkollü Alkolsüz İçecek Sanayi Ticaret A.Ş.’ye kiralama yoluyla işletme hakkının devredilmesine izin verilmesi amacıyla davalı idareye başvurulduğu, anılan başvurunun, … tarih ve … sayılı Kurul kararı ile sadece tesis binası, müştemilatı ve varsa beton küvler gibi ayrılmaz parçaları ile birlikte kiralamaya izin verildiği, üretim ekipmanlarının kiralanmasına ise izin verilmediği belirtilerek … olur tarihli, … sayılı işlem ile reddi üzerine ret işlemi ile dayanak gösterilen Kurul kararının iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Dava konusu edilen Mülga Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurulu’nun … tarih ve … sayılı kararı incelendiğinde, iki ana hususun düzenlediği ve kararın 1. maddesinde; “Sözleşme hürriyeti çerçevesinde alkollü içki üretim izni sahibi firmalara ait fabrika, imalathane veya ticari işletmelerin veya bu gibi yerlerin işletme hakkının ya da şirket hisselerinin, üçüncü kişilere devredilebilmesi ve kiralanabilmesinin önünde yasal bir engel bulunmadığından, mevcut tesis binası, müştemilat ve varsa beton küvler gibi ayrılmaz parçaları ile birlikte bir bütün hâlinde üretim izni belgesinin geçerlilik süresi olan 5 yıl ve katları şeklinde kiralanmasına” karar verildiği ve sonrasında bu madde ile bağlantılı olarak bentler halinde yapılması gereken işlemlere yer verildiği, Kararın 2. maddesinde ise; “Üretim ekipmanının kiralanması konusunda, alkollü içkilerin hassas ürünler olması ve piyasa güvenliği gözönünde bulundurularak üretim ekipmanı kiralık olan toplam 11 firmaya üretim ekipmanlarını satın alması hususunda yazı hazırlanmasına, yazının tebliğ tarihinden itibaren 2 yıllık yasal süre verilmesine…”karar verildiği görülmektedir.
Davalı idarece her ne kadar davacının başvurusunun reddine ilişkin işleme dayanak olarak bu kurul kararı gösterilmiş ise de; davacının talebinin kararın 1. maddesi kapsamında olduğu; ve bu maddede de üretim tesisinin içindeki tüm üretim ekipmanları ile birlikte kiralanmak suretiyle işletme hakkının devrinin önünde yasal bir engel bulunmadığının vurgulandığı, kararın bütünü incelendiğinde sakıncalı görülen kısmın ise “mevcut tesis binası, müştemilat ve varsa beton küvler gibi ayrılmaz parçaları” ile bir bütün halinde kiralanması gereken ekipmanların bu tesisten ayrı bir şekilde kiralanması olduğu, bu yönde yapılan araştırma sonucunda tespit edilen 11 firma bakımından da Kararın 2. maddesinde düzenlemeye yer verilerek bu ekipmanların iki yıl içinde satın alınması zorunluluğunun getirildiği görülmektedir.
Bu açıklamalar ışığında dava konusu edilen Kurul kararının davacının başvurusunun reddine ilişkin işleme gerekçe olarak alınamayacağı, davalı idarece hatalı bir şekilde değerlendirildiği, davacının menfaatine aykırı bir düzenleme içermediği, bu nedenle uyuşmazlık kapsamında hukuka aykırılık taşımadığı tespit edildiğinden, iptali istemi bakımından davanın reddinin gerekeceği sonucuna varılmıştır.
Tarım ve Orman Bakanlığı Tütün ve Alkol Dairesi Başkanlığının … olur tarihli, … sayılı işlemine gelince;
Yukarıda açıklandığı üzere, davalı idarece dayanak gösterilen Kurul kararının davacının başvurusunun reddine imkan veren bir hüküm taşımadığı açık olup, dava konusu işlemin bu Kurul kararına, 6102 sayılı “Türk Ticaret Kanunu”, 4250 sayılı “İspirto ve İspirtolu İçkiler İnhisarı Kanunu” ile anılan Yönetmelik hükümlerine, dolayısıyla hukuka aykırı olarak tesis edildiği sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu edilen … tarih ve … Kurul kararı yönünden davanın reddine, davalı idarece; hak kaybına uğramasına yol açmayacak nitelikteki bir karar, bireysel işleme dayanak olarak gösterilmek ve karar örneği verilmemek suretiyle davacının bu karara karşı dava açmak zorunda bırakıldığı dikkate alındığında, davalı idare lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesine, … olur tarihli, … sayılı işlemin ise iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce duruşma için taraflara önceden bildirilen 20/12/2022 tarihinde, davacı vekili Av. …’in ve davalı idare vekili Av. … ‘in geldikleri, Danıştay Savcısı’nın hazır olduğu görülmekle, açık duruşmaya başlandı. Taraflara usulüne uygun olarak söz verilerek dinlendikten ve Danıştay Savcısı’nın düşüncesi alındıktan sonra taraflara son kez söz verilip, duruşma tamamlandı. Tetkik Hâkimi’nin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
Davacı şirket, Antalya Organize Sanayi Bölgesi’nde, mülkiyeti kendisine ait arazi üzerinde kurulu üretim tesisinde alkol ve alkollü içki üretimi yapmaktadır.
Alkollü içki sektöründe hakim durumda olan yabancı bir firmanın Rekabet Kurulu kararlarına da konu olmuş rekabete aykırı davranışları nedeniyle ve bu firmayla rekabet edememeden dolayı üretim ve satış faaliyetlerini kısıtlamak zorunda kaldığı gerekçesiyle üretim tesislerini (ticari işletmesini) markaları ve müşteri portföyü ile birlikte bir bütün hâlinde kiralama usulüyle işletme hakkını devretmeye karar vermiştir.
Bu amaçla davacı şirket tarafından, davalı idareye, 14/12/2020 tarihinde, işletmeyi kiralayacak şirket ile birlikte tüm belgeleri de ibraz etmek suretiyle başvurulmuştur.
Davalı idarece, anılan başvuru, … tarih ve … sayılı Olur ile, mülga Kurul’un … tarih ve … sayılı kararı dayanak gösterilmek suretiyle uygun bulunmamış, … tarih ve … sayılı işlemle de işletmenin kiralama usulüyle devrine yönelik izin talebinin reddedildiği davacıya bildirilmiştir.
Bunun üzerine davacı tarafından … tarih ve … sayılı işlem ile bu işlemin dayanağı Kurul’un … tarih ve … sayılı kararının iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE:
ESAS YÖNÜNDEN:
İLGİLİ MEVZUAT:
4250 sayılı İspirto ve İspirtolu İçkiler İnhisarı Kanunu’nun 35. maddesinde, “İspirto ve ispirtolu içki fabrika, imalathane, imlahane ve ticarethaneleriyle bu gibi yerleri işletmek hakkı inhisar idaresinden müsaade alınmaksızın başkasına devredilemez.” kuralına yer verilmiştir.
Alkol ve Alkollü İçki Tesislerinin Haiz Olmaları Gereken Teknik Şartlar, Kurulmaları, İşletilmeleri ve Denetlenmelerine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin “Devir izni ve tasfiye” başlıklı 20. maddesinin 1. fıkrasında, “Alkol veya alkollü içki üretim izni sahibi firmalara ait fabrika, imalathane, imlahane veya ticari işletmelerin veya bu gibi yerlerin işletme hakkının ya da şirket hisselerinin, üçüncü kişilere devredilebilmesi Kurum iznine tabidir.” kuralı bulunmaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
1- Mülga Kurul’un … tarih ve … sayılı kararının iptali istemi yönünden;
Sözlük anlamı ile “düzenli hâle koymak, düzen vermek, tanzim ve tertip etmek” olarak tanımlanan “düzenleme”, kamu hukukunda kural koyma ile eş anlamlıdır. Kural ise; sürekli, soyut, nesnel, genel (kişilik dışı) durumları belirleyen ve gösteren norm olarak tanımlanmaktadır.
İdare, Anayasa ve kanunlardan aldığı yetki ile kural koyma (düzenleme yapma) yetkisine sahiptir. “Kural işlemler” (ya da diğer adıyla genel düzenleyici işlemler), üst hukuk kurallarına uygun olarak hukuk düzenine yeni kural getiren ya da mevcut bir kuralı değiştiren veya kaldıran tek yanlı idarî işlemlerdir. Düzenleme yetkisini kullanarak tüzük, yönetmelik, tebliğ, genelge gibi genel düzenleyici işlemleri yapan idarenin bir işleminin düzenleyici nitelik taşıdığının kabul edilebilmesi için, söz konusu işlemin sürekli, soyut, nesnel, genel durumları belirleyen ve gösteren hükümler içermesi, başka bir anlatımla, belirtilen nitelikte kurallar getirmiş olması gerekmekte olup, bu genel düzenlemelerin üst hukuk kurallarına aykırı hükümler içermemesi zorunludur.
Düzenleyici ve denetleyici kurumlar, ilgili bulundukları sektörde düzenleme ve denetleme görevi üstlenmekte olup, bu kuruluşların temel işlevi, toplumsal ve ekonomik hayatın temel hak ve özgürlükler ile yakından ilişkili alanlardaki kamusal ve özel kesim etkinliklerini birtakım kurallar koyarak düzenlemek, konulan kurallara uyulup uyulmadığını izlemek ve denetlemektir.
24/12/2017 tarih ve 30280 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 81. maddesiyle kapatılmadan önce alkol ve alkollü içki piyasası ile ilgili olarak düzenleme yapma yetkisine sahip olan mülga Kurul’un 4733 ve 4250 sayılı Kanunlarla kendisine tanınan bu yetkiyi dava konusu kararı tesis etmek suretiyle kullandığı görülmektedir.
Bu itibarla, Kurul tarafından yapılan davaya konu düzenlemenin, alkollü içki üretim tesislerinin kiralanması hususuna yönelik genel ve objektif kurallar içerdiği, sektördeki işletmeler bakımından devir süreçlerine ilişkin öngörülebilirliği ve yeknesaklığı sağlamaya yönelik olduğu anlaşıldığından, dava konusu Kurul kararında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
2- Tarım ve Orman Bakanlığı Tütün ve Alkol Dairesi Başkanlığı’nın … tarih ve … sayılı işlemine yönelik iptal istemi yönünden;
Anayasa’nın 48. maddesinde, çalışma ve sözleşme hürriyeti düzenlenmiştir. Buna göre, herkesin dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetine sahip olduğu, özel teşebbüsler kurmanın serbest olduğu, Devletin, özel teşebbüslerin milli ekonominin gereklerine ve sosyal amaçlara uygun yürümesini, güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasını sağlayacak tedbirleri alacağı belirtilerek çalışma ve teşebbüs hürriyeti güvence altına alınmıştır.
Çalışma hürriyetinin bir parçası olan özel teşebbüs hürriyeti de her gerçek veya özel hukuk tüzel kişisinin tercih ettiği alanda iktisadi-ticari faaliyette bulunmak üzere teşebbüs kurabilmesini, dilediği meslekî faaliyete girebilmesini ve faaliyetiyle mesleğini devletin veya üçüncü kişilerin müdahalesi olmaksızın dilediği biçimde yürütebilmesini güvence altına almaktadır.
Anayasa’nın 13. maddesinde de, temel hak ve hürriyetlerin, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasa’nın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabileceği, bu sınırlamaların, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve laik cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamayacağı belirtilmiştir. Buna göre teşebbüs hürriyetine sınırlama getiren kanunî düzenlemelerin Anayasa’da öngörülen sınırlama sebebine uygun ve ölçülü olması gerekir.
Anayasa Mahkemesi’nin birçok kararında, Anayasa’nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti ilkesi ile devletin tüm faaliyetlerinde hukukun egemen olmasının amaçlandığı, bu amacın gerçekleşmesinin konulacak kurallarda adalet ve hakkaniyet ölçütlerinin göz önünde tutulması ile mümkün olacağı, hukuk güvenliğinin, yazılı hukuk kurallarının öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm işlem ve eylemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kıldığı belirtilmiştir.
Hukuk devletinin en önemli unsurlarından biri de ölçülülük ilkesi olup bu ilke, amaç ve araç arasında hakkaniyete uygun âdil bir dengenin bulunması gereğini ifade eder. İdarelerce tesis edilen işlemlerin, kamu yararının sağlanması amacına yönelik, objektif, âdil ve ölçülü olması hukuk devleti olmanın gereğidir.
Bu nedenle, idareler, takdir yetkisine sahip oldukları ya da bir değerlendirme yapma durumunda bulundukları her bir somut olayın özelliklerini göz önüne alarak konuyu değerlendirmeli, yaptıkları düzenlemelerde ve tesis ettikleri işlemlerde, kendilerine tanınan takdir yetkisini, kanunların sınırları içinde adalet, hakkaniyet ve kamu yararı ölçütlerini göz önünde tutarak ve ölçülülük ilkesini dikkate alarak kullanmalıdır.
Dosya incelendiğinde, davacının, alkollü içki üretim tesislerini markaları ve müşteri portföyü ile birlikte kül hâlinde … Alkollü Alkolsüz İçecek Sanayi Ticaret A.Ş.’ye kiralama yoluyla işletme hakkını devretmek amacıyla davalı idareye izin için başvurduğu, anılan başvuru üzerine davalı idarece, sadece tesis binası, müştemilatı ve varsa beton küvler gibi ayrılmaz parçaları ile birlikte kiralanmasına izin verildiği, üretim ekipmanlarının kiralanmasına ise izin verilmediği, bu kararın gerekçesi olarak da … tarih ve … sayılı Kurul kararının gösterildiği anlaşılmaktadır.
Mülga Kurul’un “Alkollü içki üretim tesislerinin kiralanması” hususuna yönelik aldığı … tarih ve … sayılı kararında, “Sözleşme hürriyeti çerçevesinde alkollü içki üretim izni sahibi firmalara ait fabrika, imalathane veya ticari işletmelerin veya bu gibi yerlerin işletme hakkının ya da şirket hisselerinin üçüncü kişilere devredilebilmesi ve kiralanabilmesinin önünde yasal bir engel bulunmadığından, mevcut tesis binası, müştemilat ve varsa beton küvler gibi ayrılmaz parçaları ile birlikte bir bütün hâlinde üretim izni belgesinin geçerlilik süresi olan 5 yıl ve katları şeklinde kiralanabileceğine” karar verilmiştir.
Kurul kararında, alkollü içki üretim izni sahibi firmalara ait fabrika, imalathane veya ticari işletmelerin veya bu gibi yerlerin işletme hakkının ya da şirket hisselerinin üçüncü kişilere devredilebilmesi ve kiralanabilmesinin önünde yasal bir engel bulunmadığı, mevcut tesis binası, müştemilat ve varsa beton küvler gibi ayrılmaz parçaları ile birlikte bir bütün hâlinde üretim izni belgesinin geçerlik süresi olan 5 yıl ve katları şeklinde kiralanabileceği açıkça belirtilmiştir.
Her ne kadar Kurul kararında, üretim ekipmanı kiralık olan firmalara söz konusu ekipmanları satın almaları hususunda bildirimde bulunulmasına karar verilmiş ise de, üretim ekipmanı kiralık olan firmalara yönelik üretim ekipmanlarını satın almaları hususunda yazılacak yazının yasal bir dayanağının bulunmadığı da anılan Kurul kararında açıkça belirtilmiştir.
Dairemizin 21/06/2021 tarihli ara kararıyla davalı idareye, davacı şirketin, alkol ve alkollü içki üretim tesisini, “fabrika binası, müştemilatı, üretim ekipmanları, markaları ve müşteri portföyü” ile birlikte bir bütün hâlinde kiralama talebinin reddedilmesinin somut gerekçelerinin ve alkollü içki üretim tesislerinin kiralanması hususunda “alkollü içki üretiminin yapıldığı tesis binası ve müştemilatı” ile “alkollü içkilerin üretiminde kullanılan üretim ekipmanlarının” birbirinden ayrı tutulmasının, tesis binası ve müştemilatının kiralanmasına izin verilirken üretim ekipmanlarının kiralanmasına izin verilmemesinin nedenlerinin sorulmasına, dava konusu işlemde üretim ekipmanlarının kiralanmasına izin verilmemesinin gerekçesi olarak belirtilen, “alkollü içkilerin hassas ürünler olması” ve “piyasa güvenliği” ibareleriyle kastedilenin ne olduğunun ve söz konusu ibarelerin üretim ekipmanlarının kiralanmasına olan olumsuz etkisinin somut olarak açıklanmasının istenilmesine karar verilmiş, ancak davalı idarece verilen cevapta, ara kararımızda istenilen hususlara cevap verilmemiş, alkollü içki tesislerinin haiz olmaları gereken şartlara ilişkin mevzuata yer verilerek, üretim ekipmanlarının izin sahibi firmaya ait olması gerektiği belirtilmekle yetinilmiştir.
Anayasa uyarınca sözleşme özgürlüğünün sınırlanabilmesi ancak kanunla mümkündür. Alkol veya alkollü içki üreten işletmelerin üretim ekipmanları ile birlikte üçüncü kişilere kiralama yoluyla devrini yasaklayan bir mevzuat hükmü bulunmadığı gibi 4250 sayılı Kanun’da alkol veya alkollü içki üretim izni sahibi firmalara ait işletmelerin veya bu gibi yerlerin işletme hakkının üçüncü kişilere devredilebilmesinin Kurum izniyle mümkün olduğu belirtilmiştir. Bu nedenle, idarî bir işlemle işletmeyi devir hakkına sınırlama getirilmesi, Anayasa’da güvence altına alınan sözleşme özgürlüğüne aykırıdır.
Türk Ticaret Kanunu uyarınca, ticari işletme, bir bütün hâlinde devredilebilir ve diğer hukukî işlemlere konu olabilir. Bu kural, ekonomik bir değer olarak bütünlük teşkil eden ticari işletmenin aktif ve pasifiyle birlikte devrini amaçlamaktadır. Böylece ticari işletmenin ekonomik değeri korunmaktadır. Bu nedenle, ticari işletmelerin devrinde tesis binası ve üretim ekipmanları ayrımına gidilmesi ticari işletmenin bütünlüğü ilkesine aykırıdır.
Dava konusu Kurul kararında da, alkollü içki üretim tesislerinin kiralanması hususu değerlendirilmiş ve alkollü içki üretim izni sahibi işletmelerin üçüncü kişilere devredilebilmesi ve kiralanabilmesinin önünde yasal bir engel bulunmadığı, tesis binası ve üretim ekipmanları ile birlikte bir bütün hâlinde bu işletmelerin üçüncü kişilere kiralanabileceği sonucuna varılmıştır. Bu durumda, dava konusu işlemin, dayanak alınan Kurul kararına da aykırı olduğu görülmektedir.
Bu itibarla, davacı şirket tarafından, alkol ve alkollü içki üretim tesisinin kül hâlinde … Alkollü Alkolsüz İçecek Sanayi Ticaret A.Ş.’ye “kiralama yoluyla işletme hakkının devri” için izin verilmesi istemiyle yapılan 14/12/2020 tarihli başvurunun reddine ilişkin davalı idarenin … tarih ve … sayılı işlemde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Öte yandan, … tarih ve … sayılı Kurul kararının, Tarım ve Orman Bakanlığı Tütün ve Alkol Dairesi Başkanlığı’nın … tarih ve … sayılı işleminin dayanağı olarak gösterilmesi nedeniyle dava konusu edildiği, davalı idarenin hatalı değerlendirmesi nedeniyle iptali istenen dava konusu Kurul kararı bakımından davanın kısmen reddine karar verilmesi hâlinde davacı şirket aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiği ileri sürülmüş ise de, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Yargılama giderlerinden sorumluluk” başlıklı 326. maddesinde yer verilen, “Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir. Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır.” kuralı göz önünde bulundurulduğunda, dava konusu … tarih ve … sayılı Kurul kararının esasına yönelik bir irdeleme yapılarak anılan işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varıldığından, davacı şirket tarafından ileri sürülen aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönündeki iddianın geçerli olmadığı sonucuna varılmıştır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Mülga Kurul’un … tarih ve … sayılı kararının iptali istemi yönünden DAVANIN REDDİNE,
2. Tarım ve Orman Bakanlığı Tütün ve Alkol Dairesi Başkanlığı’nın … tarih ve … sayılı işleminin İPTALİNE,
3. Dava kısmen ret, kısmen iptal kararı ile sonuçlandığından, ayrıntısı aşağıda gösterilen davacı tarafından yapılan toplam … -TL yargılama giderinin yarısı olan … -TL’nin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmının davacı üzerinde bırakılmasına,
4. Toplam … -TL davalı yargılama giderinin yarısı olan … -TL’nin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine, kalan … -TL’nin davalı idare üzerinde bırakılmasına,
5. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmalı işler için belirlenen …-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine, ..-TL vekâlet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,
6. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara iadesine,
7. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na temyiz yolu açık olmak üzere, 20/12/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.