Danıştay Kararı 13. Daire 2021/1074 E. 2023/519 K. 09.02.2023 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2021/1074 E.  ,  2023/519 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2021/1074
Karar No:2023/519

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Petrol Nakliyat İnşaat Otomotiv Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurumu
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirkete ait akaryakıt istasyonunda 13/12/2011 tarihinde gerçekleştirilen denetimde, dağıtıcısı dışında akaryakıt ikmal ettiği tespit edildiğinden bahisle 147.933,00-TL idari para cezası verilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce, Dairemizin 12/12/2019 tarih ve E:2014/2051, K:2019/4279 sayılı bozma kararına uyularak verilen kararda; davacı şirkete ait akaryakıt istasyonuna … plakalı tankerle kaçak akaryakıt getirileceği bilgisinin alınması üzerine yapılan denetim sonucunda tanzim edilen tutanakta, söz konusu tankerden istasyona boşaltım yapıldığı görülerek olaya müdahale edildiğinin belirtildiği, bu tutanak iş yeri yetkilisi ve çalışanlarınca itiraz edilmeksizin imzalandığı, konuya ilişkin olarak yazılı savunması talep edilen davacı şirket tarafından, akaryakıtın dağıtıcıdan temin edildiğine dair belge sunulmadığı gibi, dağıtıcısı dışında akaryakıt ikmal edilmediği yönünde herhangi bir beyanda da bulunulmadığı, bu itibarla, davacı şirket nezdinde 5015 sayılı Kanun hükümleri uyarınca 13/12/2011 tarihinde yapılan denetim sonucunda düzenlenen tutanak ile … plakalı tankerden istasyona akaryakıt boşaltılmak suretiyle dağıtıcısı haricinde akaryakıt ikmali yapıldığı usulüne uygun şekilde tespit edildiğinden, davacı şirkete Kanun’un 19. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendinin (4) numaralı alt bendi uyarınca idarî para cezası verilmesine ilişkin Kurul kararında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, ön araştırma ve soruşturma yapılmadan idari para cezası verildiği, bir fiil ile 4 farklı idari para cezası verildiği, yer altı tanklarından alınan numunenin uzun bir süre sonra analize tabi tutulmasının hukuka aykırı olduğu, numune alan kişilerin jandarma görevlileri olduğu, numune alma konusunda eğitimlerinin olup olmadığının belirsiz olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davalı idare tarafından, verilen kararın hukuka uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Mahkeme kararının gerekçeli olarak onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
… tarih ve … sayılı bayilik lisansı sahibi davacı şirkete ait akaryakıt istasyonunda 13/12/2011 tarihinde gerçekleştirilen denetimde, … plakalı tankerden dağıtıcısı dışında akaryakıt ikmal ettiği tespit edildiğinden bahisle davacı şirkete Kurul’un 28/06/2012 tarih ve 3903-12 sayılı kararıyla 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendinin 4 numaralı ait bendi ve aynı maddenin 4. fıkrası uyarınca 147.933,00-TL idari para cezası verilmiştir.
Anılan Kurul kararının iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 8. maddesinin birinci fıkrasında, bayi lisanslarına ilişkin düzenlemelerin (teknik, güvenlik, kapasite, çevre vb.) Kurum tarafından yapılacağı, bayilerin, dağıtıcıları ile yapacakları tek elden satış sözleşmesine göre bayilik faaliyetlerini yürüteceği, ikinci fıkrasının (a) bendinde ise, bayilerin lisanslarının devamı süresince, bayisi olduğu dağıtıcı haricinde diğer dağıtıcı ve onların bayilerinden akaryakıt ikmali yapılmaması ile yükümlü oldukları kural altına alınmıştır.
Dava konusu Kurul kararının dayanağı eylem tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan hâliyle 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinin (4) numaralı alt bendinde, 8. maddenin ihlâli hâlinde sorumlulara altıyüzbin Türk Lirası idarî para cezası verileceği, aynı maddenin dördüncü fıkrasında ise, bayiler için yukarıda yer alan cezaların beşte birinin uygulanacağı kuralı yer almıştır.
28/02/2019 tarih ve 30700 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7164 sayılı Kanun’un 32. maddesi ile 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesi yeniden düzenlenmiş ve maddenin birinci fıkrasının (f) bendinin (3) numaralı alt bendinde, 8. maddenin ihlâli (8. maddenin ikinci fıkrasının (b) bendi hariç) hâlinde yüz yirmi beş bin Türk Lirasından az olmamak ve altı yüz yirmi beş bin Türk Lirasını geçmemek üzere fiilin işlendiği tarihten bir önceki yılda ilgili lisansa konu petrol piyasası faaliyetine ilişkin net satış hasılatının binde onu oranında idarî para cezası verileceği kuralı yer almıştır.
7164 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile 5015 sayılı Kanun’a eklenen Geçici 6. maddede, “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce Kurulca idari para cezası verilmemiş olan ve Kurul tarafından belirlenen niteliği itibarıyla düzeltme imkânı bulunan fiiller için, 20. maddenin ikinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen ihtar yapıldıktan sonra sonucuna göre gerekirse idari soruşturma başlatılarak yaptırımlar uygulanır. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce lisansı sonlandırılan veya iptal edilenler hakkında düzeltme imkânı bulunan fiiller için herhangi bir idari işlem tesis edilmez.
Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Kurul kararına bağlanmış, ancak tahsilatı tamamlanmamış olan idari para cezaları, işlenen fiil için bu Kanunla birlikte daha düşük bir idari para cezası uygulanmasının öngörülmesi hâlinde, ilgili vergi dairesince 19. maddenin ilgili bentlerinde belirlenmiş olan asgari maktu hadden tahsil edilir. Kısmen veya tamamen tahsil edilen idari para cezaları iade edilmez.” kuralına yer verilmiştir.
5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 2. maddesinde, “Kabahat” deyiminin, Kanun’un karşılığında idarî yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlık anlamına geldiği; 3. maddesinde, bu Kanun’un, idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması hâlinde, diğer genel hükümlerinin, idarî para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında uygulanacağı; “Zaman Bakımından Uygulama” başlıklı 5. maddesinde, 26/09/2004 tarih ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun zaman bakımından uygulamaya ilişkin hükümlerinin kabahatler bakımından da uygulanacağı, kabahatler karşılığında öngörülen idarî yaptırımlara ilişkin kararların yerine getirilmesi bakımından ise derhâl uygulama kuralının geçerli olduğu; bu maddenin atıf yaptığı 5237 sayılı Kanun’un 7. maddesinin ikinci fıkrasında, suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanunun uygulanacağı ve infaz olunacağı kurala bağlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Kanun koyucu, Kurul tarafından karara bağlanmış, ancak, tahsilatı tamamlanmamış idarî para cezalarının, işlenen fiil için 5015 sayılı Kanun’un 7164 sayılı Kanun’un 32. maddesi ile değişik 19. maddesinde daha düşük bir idarî para cezası uygulanması öngörülmüş ise asgarî maktu hadden tahsil edilmesini vergi dairesine bir görev olarak vermiştir. İlgili vergi dairesinin kanunen üstlendiği bu görevi yerine getirmesi açısından önemli olan husus, idarî para cezasının keşinleşmesi değil, tahsilatının tamamlanmamış olmasıdır. Dolayısıyla söz konusu düzenleme, tamamen tahsilat aşamasına özgü bir kural niteliğindedir. İdarî para cezasının iptali istemiyle dava açılsın veya açılmasın, bu kuralın tahsilatı tamamlanmamış idarî para cezalarına uygulanması vergi dairesi açısından bir zorunluluktur.
İlgili vergi dairesi, dava açılıp açılmadığına bakılmaksızın tahsilatı tamamlanmamış idarî para cezasının miktarında lehe bir değişiklik varsa bunu tespit etmekle ve uygulamakla yükümlü bulunduğundan, tahsilat aşamasına özgü olan anılan kuralın, idarî para cezasının iptali istemiyle açılan davalarda dikkate alınmasına gerek bulunmamaktadır.
Bu itibarla, 7164 sayılı Kanun’un 32. maddesi ile 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinin yeniden düzenlendiği ve maddenin birinci fıkrasının (f) bendinin (3) numaralı alt bendinde, 8. maddenin ihlâli (8. maddenin ikinci fıkrasının (b) bendi hariç) hâlinde asgarî ceza miktarının yüz yirmi beş bin Türk Lirası olarak belirlendiği ve bu düzenlemenin davacının lehine olduğu görülmekle beraber, idarî para cezasına konu olan fiilin sübûta ermiş olması ve idarî para cezasının miktarında lehe olan değişikliğin tahsilat aşamasında vergi dairesince dikkate alınacak olması sebebiyle davanın reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla hukukî isabetsizlik görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın reddi yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının yukarıda belirtilen GEREKÇEYLE ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
5. Davacı tarafından temyiz aşamasında fazladan yatırılan …-TL harcın istemi hâlinde davacıya iadesine,
6. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
7. 2577 sayılı Kanun’un Geçici 8. maddesi uyarınca, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 09/02/2023 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :

5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 8. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinde, bayilerin, bayisi olduğu dağıtıcı haricinde diğer dağıtıcı ve onların bayilerinden akaryakıt ikmali yapılmaması ile yükümlü oldukları kurala bağlanmıştır.
5015 sayılı Kanun’un uyuşmazlık tarihinde yürürlükte bulunan 23/01/2008 tarih ve 5728 sayılı Kanun ile değişik 19. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinin (4) numaralı alt bendinde, 8. maddenin ihlâli hâlinde, sorumluları hakkında altıyüzbin Türk Lirası idarî para cezası uygulanacağı; dördüncü fıkrasında, bayiler için bu cezanın beşte birinin verileceği öngörülmüştür.
Olayda, davacı şirket hakkında akaryakıt istasyonunda yapılan denetim sonucunda dağıtıcısı dışında başka bir dağıtıcıdan akaryakıt ikmal ederek 5015 sayılı Kanun’un 8. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarını ihlâl ettiğinden bahisle, anılan Kanun’un 19. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi ve aynı maddenin 4. fıkrası uyarınca 147.933,00-TL idarî para cezası verilmiştir.
5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun “İdarî para cezaları” başlıklı 19. maddesi, 6455 sayılı Kanun’un 44. maddesiyle değiştirilerek yeniden düzenlenmiş ve 8. maddenin ihlâli hâlinde uygulanacak idarî para cezası 19. maddenin ikinci fıkrasının (c) bendinde sekizyüzellibin Türk Lirası olarak belirlenerek, bayiler için bu cezanın yine beşte birinin uygulanacağı öngörülmüştür.
Öte yandan, Dairemizce, 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun “İdarî para cezaları” başlıklı 6455 sayılı Kanun’un 44. maddesiyle değişik 19. maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendinde yer alan “Aşağıdaki hâllerde, sorumlulara sekizyüzellibin Türk Lirası idarî para cezası verilir:” kuralının, (3) numaralı alt bendindeki “8. maddenin ihlâli” yönünden Anayasa’nın 2. maddesine aykırı görülerek yapılan itiraz başvurusu üzerine, Anayasa Mahkemesi’nin 07/04/2016 tarih ve E:2015/109, K:2016/28 sayılı kararıyla, 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun, 28/03/2013 tarih ve 6455 sayılı Kanun’un 44. maddesiyle değiştirilen 19. maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendinin; “Aşağıdaki hâllerde, sorumlulara sekizyüzellibin Türk Lirası idarî para cezası verilir:” bölümünün, 5015 sayılı Kanun’un 8. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline; iptal hükmünün, kararın Resmî Gazete’de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiş olup, anılan iptal kararı 03/05/2016 tarih ve 29701 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak 03/02/2017 tarihinde yürürlüğe girmiş olmasına rağmen kanun koyucu tarafından 5015 sayılı Kanun’un 8. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi yönünden uygulanacak idarî para cezasına yönelik olarak belirlenen sürede yeni bir yasal düzenleme yapılmamıştır.
5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun “Genel Kanun Niteliği” başlıklı değişik 3. maddesinde, bu Kanun’un, idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması hâlinde, diğer genel hükümlerinin ise idarî para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında uygulanacağı kurala bağlanmıştır. 5326 sayılı Kanun’un “Zaman Bakımından Uygulama” başlıklı 5. maddesinin (1) numaralı fıkrasında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun zaman bakımından uygulamaya ilişkin hükümlerinin kabahatler bakımından da uygulanacağı belirtilmiş ve madde ile atıfta bulunulan 5237 sayılı Kanun’un “Zaman Bakımından Uygulama” başlıklı 7. maddesinin (2) numaralı fıkrasında, “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur” hükmüne yer verilmiştir.
Buna göre, 5015 sayılı Kanun’un 8. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinde yer alan, bayisi olduğu dağıtıcı haricinde diğer dağıtıcı ve onların bayilerinden akaryakıt ikmali yapılmaması yükümlülüğünün ihlâli hâlinde Anayasa Mahkemesi’nin verdiği iptal kararının yürürlüğe girdiği tarihten sonra yeni bir yasal düzenleme yapılmayarak bayiler için cezasızlık durumu gerçekleşmiş olup görülmekte olan bu davada lehe olan bu durumun hukuk devleti ilkesi gereği davacıya da aynen uygulanması gerekir.
Bu itibarla, Anayasa Mahkemesi’nce, 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun, 28/03/2013 tarih ve 6455 sayılı Kanun’un 44. maddesiyle değiştirilen 19. maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendinin; “Aşağıdaki hâllerde, sorumlulara sekizyüzellibin Türk Lirası idarî para cezası verilir:” bölümünün, 5015 sayılı Kanun’un 8. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi yönünden iptal edilmesi ve kanun koyucu tarafından uygulanacak yaptırım konusunda iptal kararında verilen dokuz aylık süre içerisinde herhangi bir yasal düzenleme yapılmaması karşısında, bu bendi ihlâl eden bayiler için cezasızlık durumu gerçekleştiğinden lehe olan bu hukukî durumdan davacının da yararlandırılması gerekmekte olup, davanın reddi yolundaki temyize konu İdare Mahkemesi kararının belirtilen gerekçeyle bozulması gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.