Danıştay Kararı 13. Daire 2020/623 E. 2020/4011 K. 29.12.2020 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2020/623 E.  ,  2020/4011 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2020/623
Karar No:2020/4011

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Televizyon Reklamcılık ve Filmcilik San. ve Tic. A.Ş.
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirkete ait “…” logosuyla yayın yapan televizyon kanalında 14/02/2007, 01/03/2007 ve 08/05/2007 tarihlerinde yayınlanan reklamlarda 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun’un 21. maddesinin birinci fıkrasının tekraren ihlâli nedeniyle aynı Kanun’un 33. maddesi uyarınca 336.153,00-TL idarî para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin … tarih ve … sayılı yazı ile bildirilen … tarih ve … sayılı toplantıda alınan … no.lu kararın iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce, Dairemizin 14/01/2019 tarih ve E:2013/2823, K:2019/103 sayılı bozma kararına uyularak verilen kararda; davacı şirkete ait “…” logosuyla yayın yapan televizyon kanalında 14/02/2007, 01/03/2007 ve 08/05/2007 tarihlerinde yayınlanan reklamlarda, mevzuatla belirlenen reklam sürelerinin aşıldığı, böylece 3984 sayılı Kanun’un 21. maddesinde yer alan yayın ilkesinin ihlâl edildiği, daha önce de 27/03/2006, 01-09-10/04/2006 tarihli yayınlar nedeniyle 3984 sayılı Kanun’un 21/1. maddesi uyarınca program durdurma müeyyidesi uygulandığı, davacı yayın kuruluşuna 336.153,00-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin dava konusu işlemin tesis edilmesi üzerine bu işlemin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı, dosyada mevcut olan CD kaydı izlendiğinde, davacı şirkete ait televizyon kanalında 14/02/2007 tarihinde saat 24:03’de 10,25 dakika, 01/03/2007 tarihinde 20:18’de başlayan “…” isimli program içerisinde 7,55 ve 7,50 dakika reklam yayını yapıldığı, yine 08/05/2007 tarihinde 19:58’de başlayan “…” isimli program içerisinde 9,49 dakika reklam yayını yapıldığı, bu durumda, mülga 3984 sayılı Kanun’a göre programların reklam ile kesilmesi hâlinde reklam süresinin 6 dakikayı geçemeyeceğine ve program arasındaki reklamların 8 dakikayı geçemeyeceğine ilişkin yayın ilkesine aykırı reklam yayını yapıldığının anlaşıldığı, ancak, her ne kadar işlemin tesis edildiği dönemde yürürlükte olan mülga 3984 sayılı Kanun hükümlerinin para cezasının miktarı bakımından davacının daha lehine olabileceği değerlendirilse de, sonradan yürürlüğe giren 6112 sayılı Kanun uyarınca, uyuşmazlığa konu yayınların reklam süreleri bakımında ihlâl oluşturup oluşturmadığının öncelikli olarak değerlendirilmesi gerektiği, 6112 sayılı Kanun’da yer alan düzenlemelere göre 1 saatlik dilim içerisindeki yayınların azami 12 dakikasının reklam yayını olması gerektiği, dava konusu işleme konu olan yayınların hiçbirinin bu süreyi aşmadığı, söz konusu yayınların isâbet ettiği saat başından bir sonraki saat başına kadar olan yayın akışının ortaya konularak reklam sürelerinin hesaplanması gerektiği ve toplam yayın içerisinde 12 dakikayı geçtiği takdirde ihlâl hükümlerinin uygulama alanı bulacağı, dosyada mevcut olan bilgi ve belgelere göre söz konusu yayınların 6112 sayılı Kanun hükümlerini ihlâl edip etmediğinin belirli olmadığı, bu nedenle anılan Kanun hükümlerinin davacının daha lehine olduğu, ihlal konusu fiilin her türlü şüpheden uzak, somut ve tartışmasız şekilde ortaya konulamadığı anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka aykırı bulunarak dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, idari işlemlerin tesis edildikleri andaki hukuki duruma göre değerlendirilmelerinin zorunlu olduğu, işlemin tesis edildiği tarihten sonra meydana gelen mevzuat değişikliklerinin dikkate alınmaması gerektiği, dava konusu uyuşmazlığı doğuran Üst Kurul işleminin, davacı yayın kuruluşu tarafından reklam ibaresi olmaksızın yapılan yayından kaynaklanmış olduğu, reklamların süresi ile ilgili olmadığı, benzer nitelikteki uyuşmazlıklarla ilgili emsal Mahkeme kararları bulunduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, kabahat niteliğinde olan idari para cezaları açısından lehe hükümlerin dikkate alınarak işlem tesis edilmesi gerektiği, emsal olarak sunulan kararın somut olay açısından emsal niteliği bulunmadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptali yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un Geçici 8. maddesi uyarınca, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 29/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.