Danıştay Kararı 13. Daire 2020/617 E. 2020/1521 K. 22.06.2020 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2020/617 E.  ,  2020/1521 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2020/617
Karar No:2020/1521

TEMYİZ EDEN (DAVACI): …
VEKİLİ : …

İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket adına, 2006-2012 dönemine yönelik olarak yeniden hesaplanan geçiş hakkı ücretinin ödenmesi gerektiğine ilişkin Fen İşleri Dairesi Başkanlığı Altyapı Koordinasyon Şube Müdürlüğü’nün ….tarih ve … sayılı işlemi ile bu işlem ekinde yer alan toplam …-TL tutarındaki 7 adet tahsilat takip makbuzunun iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; özel hukuk hükümlerine göre düzenlenen geçiş hakkı sözleşmesine istinaden ve ilgili Yönetmelikte ifade edilen özel hukuka özgü “serbestiyet ilkesi” kapsamında taraflar arasında belirlenen geçiş hakkı bedelinden kaynaklanan uyuşmazlığın idarî yargının görev alanında bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle, davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 15/1-a maddesi uyarınca görev yönünden reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, geçiş hakkı sözleşmelerinin kamu otoritesi baskısı altında imzalanan idarî sözleşmeler olduğu, kamu tüzel kişisi durumundaki geçiş hakkı sağlayıcılarının elektronik haberleşme mevzuatından yetki aldığı, işletmecilerin, geçiş hakkı sağlayıcısı durumundaki kamu kuruluşları karşısında savunmasız durumda olduğu, bu nedenle geçiş hakkı bedeli tahakkukuna ilişkin uyuşmazlıkların idarî yargıda çözümlenmesi gerektiği, davalı idare ile akdedilen hukuken geçerlilik kazanmış bir geçiş hakkı sözleşmesinin bulunmadığı, kendilerine sözleşme taslağı şeklindeki icabın gönderilmesinden 1 yıl sonra geçiş hakkı bedeli tahakkukuna gidildiği, sözleşme taslağının üzerine geçmiş tarihin atıldığı, geçiş hakkı sözleşmesi bulunmamasına rağmen bedel tahakkuku yapılmasının hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, mahkeme kararının hukuka uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
USUL YÖNÜNDEN:
MADDİ OLAY:
Elektronik haberleşme hizmeti sunmakta olan davacı şirket … İlinde altyapı kurulması amacıyla geçiş hakkı sağlayıcısı olan davalı idare ile 18/12/2012 tarihinde Geçiş Hakkı Sözleşmesi imzalamıştır.
Sözleşme imzalandıktan sonra geriye yönelik olarak 2006-2012 dönemine ilişkin hesaplanan geçiş hakkı bedellerinin ödenmesinin istenilmesi üzerine bu işlem ile ekinde yer alan tahsilat takip makbuzlarının iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinde, idarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları ve idarî eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları idarî dava türleri olarak sayılmış; 14. maddesinin 3. fıkrasında, dava dilekçelerinin, görev ve yetki, idarî merci tecavüzü, ehliyet, idarî davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı, süre aşımı, husumet, 3. ve 5. maddelere uygun olup olmadıkları yönlerinden sırasıyla inceleneceği belirtilmiş; 15. maddesinin 1/a bendinde, 14. maddenin 3/a bendine göre adlî yargının görevli olduğu konularda açılan davaların reddine karar verileceği kurala bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdarî yargının görev alanının tespitinde belli başlı üç ölçüt kabul edilmektedir. Bunlardan “kamu gücü ölçütü”ne göre, idare, tek yanlı, egemenliğin bir parçası olarak emretme gücü (kamu kudreti) kullanmaktadır ve ilgililere bu tek yanlı iradesini gerektiğinde zorla kabul ettirmek yetkisine sahiptir. Bu sebeple, idarenin kamu gücü kullanarak yaptığı işlemler ve eylemler, idarî yargının görev alanına girer. “Kamu hizmeti ölçütü”ne göre, idarî yargının görev alanı kamu hizmeti kavramıyla açıklanmaktadır. İdarenin kamu hizmeti görmek için yaptığı işlem ve eylemler, idare hukukunun alanına girmektedir, ortaya çıkan uyuşmazlıkların çözüm yeri de idarî yargıdır. “Karma ölçüt”e göre ise, idarenin üstlendiği hizmetlerin artması ve çeşitlenmesi, kamu hizmeti ölçütünü yetersiz kılmıştır. Günümüzde birçok kamu hizmeti, idare hukuku kurallarına göre değil, özel hukuk kurallarına göre yürütülmeye başlanmıştır. (Örneğin; elektrik, doğal gaz dağıtım, iletim ya da elektronik haberleşme gibi) Bu sebeple, yürütülen faaliyetin niteliğinden daha ziyade, faaliyeti yürüten ya da işlemi tesis eden ve uygulayan kuruluşun özel hukuku aşan, özel hukukta rastlanmayacak yetkiler kullanıp kullanmadığı önem taşımaktadır. İdarenin özel hukuku aşan, özel hukukta rastlanmayacak yetkiler kullanarak yaptığı işlem ve eylemlerinin denetiminin idarî yargının görev alanına girdiği kabul edilmektedir.
Dava konusu işlemde, 03/02/2010 tarih ve 27482 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Elektronik Haberleşme Hizmetlerinin Yürütülmesinde Geçiş Hakkına Dair Yönetmelik gereği 2006-2012 dönemine ilişkin ödenmesi gereken geçiş hakkı ücret tablosunun yeniden düzenlenerek gönderildiği, söz konusu ücretlerin yatırılmasının istendiği anlaşılmaktadır.
5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu çerçevesinde elektronik haberleşme hizmeti sunmak üzere yetkilendirilen davacı şirket açısından, söz konusu kamu hizmetinin yürütülmesi için “geçiş hakkı”nın devamı önem arz etmektedir. Bu bağlamda, uyuşmazlık “geçiş hakkı bedeli”ne ilişkin ihtilaftan kaynaklanmakta olup, bedel talebinin sözleşmeye değil, mezkur Yönetmeliğe dayandırıldığı görülmektedir. Dolayısıyla idarenin kamu gücüne dayanarak ve tek yanlı olarak tesis ettiği idarî işlemin iptali istemiyle açılan işbu davanın, idarî yargı yerinde görülüp çözümlenmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, uyuşmazlığın görüm ve çözümü idarî yargının görev alanında kaldığından, davanın görev yönünden reddi yolundaki temyize konu Mahkeme kararında usûl kurallarına uygunluk bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne,
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
4. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 22/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.