Danıştay Kararı 13. Daire 2020/411 E. 2020/967 K. 21.04.2020 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2020/411 E.  ,  2020/967 K.f.y
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2020/411
Karar No:2020/967

TEMYİZ EDEN (DAVALI): … Fonu
VEKİLİ: …
KARŞI TARAF (DAVACI): …

İSTEMİN_KONUSU: … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Fon’a devredilen … Bankası A.Ş.’de (… Bank A.Ş.) Genel Müdürlük Müşteri Hizmetleri Müdürü ve bu unvanla birlikte merkez şube müdürü olarak görev yapan davacının, banka zararından kaynaklanan kamu alacağının takip ve tahsili amacıyla hakkındaki ihtiyati haciz kararı ile 16/09/2009 tarih ve … sayılı ödemeye çağrı mektubunun iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; Dairemizin 10/04/2018 tarih ve E.2018/682, K.2018/1313 sayılı bozma kararına uyularak; … Bank A.Ş.’nin mali bünyesinin güçlendirilmesine imkân görülmemesi sebebiyle Bakanlar Kurulunun 11.04.1994 tarih ve 94/5456 sayılı kararıyla bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılarak, Banka’nın yönetiminin geçici olarak … Bankası’na devredildiği; davacının 01.09.1988-18.12.1991 döneminde … Bank A.Ş.’de Genel Müdürlük Müşteri Hizmetleri Müdürü olarak görev yaptığı, 18.12.1991-11.04.1994 döneminde de bu unvanı ile birlikte Genel Müdürlük bünyesinden çıkarılarak müstakil hüviyete büründürülen … Merkez Şubesi Müdürü olarak görev yaptığı; Fon tarafından, Bankanın mevduat sahiplerine yapılan ödemelerden kaynaklanan alacaklarına istinaden … Bank A.Ş.’nin iflasının istendiği ve … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararıyla Bankanın iflasına karar verildiği ve Fon alacaklarının iflas masasına kaydedildiği, ancak iflas masası malvarlığından tahsil imkânı bulunmayan alacakların, bankanın yönetim ve denetimini doğrudan veya dolaylı olarak tek başına ve birlikte elinde bulunduran aralarında davacının da yer aldığı ortak ve yöneticilerden tahsili için 12.10.2006 tarih ve 502 sayılı Fon Kurulu kararının alındığı ve davacıya ödemeye çağrı mektubu gönderildiği, dava dışı … tarafından açılan davada, Fon Kurulu kararının banka kaynaklarının hangi miktarda kendi veya banka hâkim ortakları adına aktarıldığı hususunda somut tespit yapılmadığı gerekçesiyle yürütülmesinin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın gerekçesi dikkate alınarak, aralarında davacının da bulunduğu sorumlular hakkında, oluşturulacak bir komisyon tarafından hazırlanacak raporlar doğrultusunda yapılacak hesaplama neticesinde tespit edilecek tutarlar üzerinden 6183 sayılı Kanun kapsamında takip ve tahsil işlemlerinin yapılması hususunda 16.10.2008 tarih ve … sayılı Fon Kurulu kararının alındığı, bu kapsamda Bankalar Yeminli Murakıplarınca 06.10.1994 tarih ve R.7.7.3 sayılı, 16.09.1994 tarih ve R.6.6.2 sayılı ve 09.12.1994 tarih ve R.8.8.4 sayılı raporların değerlendirilmesiyle, anılan üç rapor ile tespit edilen toplam banka zararından davacının sorumlu tutulmasıyla işlem tesis edildiği; Bankanın merkez şubesindeki usulsüzlüklerin tespitine yönelik 09.12.1994 tarih ve R.8.8.4 sayılı raporda, sebebiyet verilen Banka zararından sorumlu tutulanlar arasında davacının yer aldığı, ancak 06.10.1994 tarih ve R.7.7.3 sayılı rapor kapsamında tespit edilen Banka zararından sorumlu tutulan kişiler arasında davacının bulunmadığı, 16.09.1994 tarih ve R.6.6.2 sayılı raporda ise davacının Banka kaynaklarının … Grubu, … Grubu firmalarına, yurtdışında mukim paravan firmalara aktarılması ile ilgili olarak söz konusu kredilerin tahsis edilmesi yönünde Genel Müdürlüğe teklifte bulunmak, bu teklifler uyarınca tahsis edilen kredilerin … ve … grup ve firmalara aktarılmasına iştirak etmek fiilinden dolayı 765 sayılı mülga Türk Ceza Kanunu’nun 510. maddesine aykırı uygulamaların sorumluları arasında yer aldığı; Dairemizin 15.12.2015 tarihli ara kararıyla, davacının merkez şube müdürü olarak atanması sonrasında genel müdürlük bankacılık hizmetleri müdürlüğü görevine fiilen devam edip etmediğine ilişkin bilgi ve belgelerin Fondan istendiği, ara kararına verilen cevapta davacının söz konusu genel müdürlük bankacılık hizmetleri müdürlüğü görevine fiilen devam ettiğine ilişkin, davacının imzasını taşıyan bir belgenin dosyaya sunulmadığı, bu durumda; davacı hakkında, şube müdürü olarak görev yaptığı Bankanın merkez şubesindeki usulsüzlüklerin tespitine yönelik 09.12.1994 tarih ve R.8.8.4 sayılı, 16.09.1994 tarih ve R.6.6.2 sayılı raporlar kapsamında tespit edilen Banka zararından sorumlu tutularak işlem tesis edilmesi gerekirken, 4389 sayılı Kanun uyarınca banka kaynaklarının ne kadarını edindiği veya edindirdiği somut olarak ortaya konulmadan, sorumlular arasında gösterilmediği 06.10.1994 tarih ve R.7.7.3 sayılı rapor kapsamında tespit edilen Banka zararından da sorumlu tutularak tesis edilen dava konusu işlemlerde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlemler hukuka aykırı bulunarak dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davalı idare tarafından, Yeminli Murakıplarınca 06/10/1994 tarih ve R.7.7.3 sayılı, 16/09/1994 tarih ve R.6.6.2 sayılı ve 09/12/1994 tarih ve R.8.8.4 sayılı raporların değerlendirilmesiyle, anılan üç rapor ile tespit edilen toplam banka zararından davacının sorumlu olduğu, Bankanın merkez şubesindeki usulsüzlüklerin tespitine yönelik 09/12/1994 tarih ve R.8.8.4 sayılı raporda, sebebiyet verilen Banka zararından sorumlu tutulanlar arasında davacının yer aldığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemlerin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptali yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 21/04/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.