Danıştay Kararı 13. Daire 2020/377 E. 2023/1906 K. 13.04.2023 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2020/377 E.  ,  2023/1906 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2020/377
Karar No:2023/1906

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … A.Ş.

MÜDAHİL (DAVACI YANINDA) : … A.Ş.
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirkete ait “…” logosuyla yayın yapan televizyon kanalında 06/03/2017 tarihinde yayınlanan …la” isimli evlilik programında, 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinde yer alan, “İnsan onuruna ve özel hayatın gizliliğine saygılı olma ilkesine aykırı olamaz, kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez.” yayın ilkesi ile (f) bendinde yer alan, “Toplumun millî ve manevî değerlerine, genel ahlaka ve ailenin korunması ilkesine aykırı olamaz.” yayın ilkesinin tekraren ihlâl edildiğinden bahisle 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 15. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bahse konu ihlâllerden en ağır(tek) cezayı gerektiren 540.917,00-TL idari para cezası verilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (Üst Kurul) kararının iptali istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; uyuşmazlık konusu yayında, gelin ya da damat adaylarının, üzerinde isimleri yazılı olan yaka kartları takılı biçimde locada oturarak karşı adaylarını bu şekilde beklediği, karşı tarafla görüşmeyi kabul eden adayın format gereği görüşmesini kameralar önünde yaşadığı ve buna ilişkin duygu ve düşüncelerini yine kameralar önünde ifade ettiği, programda daha önce ilişki yaşamış olan gelin ve damat adayları arasındaki ilişkiler hakkında birtakım ifade ve davranışlarda bulunulduğu, bu ifade ve davranışların insan onurunu hedef alan aşağılayıcı ve küçük düşürücü ithamlar boyutuna vardığı, söz konusu yayında yer alan eylemlerin 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin 1. fıkrasının (ç) ve (f) bentlerinde yer alan ilkelere aykırılık teşkil ettiğinden bahisle dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Öte yandan, davacı yayın kuruluşu hakkında tekerrüre esas alınan 05/07/2013, 04/10/2013 tarihli yayınları nedeniyle, …, … tarih ve …, … sayılı toplantılarda alınan 15 ve 12 no’lu uyarı cezalarına ilişkin Üst Kurul kararlarına karşı açılan davalarda, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı ve … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararlarıyla davaların reddine karar verildiği görülmektedir.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nce; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, bilirkişi görüşüne başvurulmadan eksik incelemeyle karar verildiği, yayın tarihi itibarıyla evlenme simsarlığını yasaklayan ya da sınırlayan bir düzenlemeye hukukumuzda rastlanmadığı, dava konusu işlemdeki karşı oy yazısının kendilerine tebliğ edilmediği, alt sınırdan neden ayrıldığına dair gerekçeye yer verilmediği, aynı dönemlerde tesis edilen ve birbirinin kopyası olan işlemlerden birine %1 diğerine %2 oranında ceza verildiği; müdahil tarafından, dava konusu yayında bireylerin özel hayatına herhangi bir müdahalede bulunulmadığı, gerçek hayatta yaşanan sorunların tarafların rızası ile ekrana yansıtıldığı, bahsi geçen diyaloglarda da tarafların birbirlerine yönelik onur kırıcı veya küçük düşürücü söylemler içerisinde bulunulmadığı, Üst Kurul kararında hangi ifade ve hareketlerin küçük düşürücü olduğunun açıklanmadığı, verilen cezanın program formatına yönelik olduğu, alt sınırdan uzaklaşılmasının nedeni açıklanmadan fahiş bir ceza tesis edildiği, dava konusu işlemdeki karşı oy yazısının istenmediği, uyuşmazlık konusu yayın ile ilgili herhangi bir bilirkişi incelemesi yaptırılmamış olmasının hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, müdahilin davaya katılmasında hukuki yarar bulunmadığı, basın özgürlüğünün sınırsız ve mutlak olmadığı, basının yayınlarında kişilik haklarına saygı göstermesi gerektiğinin kanunlarla güvence altına alındığı, tarafların rızasının dahi hukuka aykırılığa meşruiyet kazandırmayacağı, ayrıca yayında kullanılan ifadelerin toplumun örf ve adetlerine ve Türk aile yapısına ters düştüğü belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NİN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
ESAS YÖNÜNDEN:
MADDİ OLAY :
Davacı şirkete ait “…” logosuyla yayın yapan televizyon kanalında 06/03/2017 tarihinde yayınlanan …la” isimli evlilik programında, adayların birbirlerine yönelik olarak sergiledikleri tavırlar ve sarf ettikleri sözler nedeniyle 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin 1. fıkrasının (ç) ve (f) bentlerinde yer alan yayın ilkelerinin tekraren ihlâl edildiğinden bahisle dava konusu işlemin tesis edilmesi üzerine bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un 8. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinde, “Yayın hizmetleri; İnsan onuruna ve özel hayatın gizliliğine saygılı olma ilkesine aykırı olamaz, kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez.; 8. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendinde, “Toplumun millî ve manevî değerlerine, genel ahlaka ve ailenin korunması ilkesine aykırı olamaz.”; dava konusu işlemin tesis edildiği tarihteki haliyle 32. maddesinde ise, “(1) Bu Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b), (d), (g), (n), (s) ve (ş) bentlerindeki yayın hizmeti ilkelerine aykırı yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşlara, ihlalin ağırlığı ve yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde ikisinden beşine kadar idarî para cezası verilir… (2) 8 inci maddenin birinci fıkrasının diğer bentleri ile ikinci ve üçüncü fıkralarında ve bu Kanunun diğer maddelerinde belirlenen ilke, yükümlülük veya yasaklara aykırı yayın yapan medya hizmet sağlayıcıları uyarılır. Uyarının ilgili kuruluşa tebliğinden sonra ihlalin tekrarı hâlinde medya hizmet sağlayıcıya ihlalin ağırlığı ve yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde birinden üçüne kadar idari para cezası verilir.” kuralı yer almaktadır.
5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 15. maddesinin 1. fıkrasında ise, “Bir fiil ile birden fazla kabahatin işlenmesi halinde bu kabahatlere ilişkin tanımlarda sadece idarî para cezası öngörülmüşse, en ağır idarî para cezası verilir. Bu kabahatlerle ilgili olarak kanunda idarî para cezasından başka idarî yaptırımlar da öngörülmüş ise, bu yaptırımların her birinin uygulanmasına karar verilir.” kuralına yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerinin ve bahse konu programa ait deşifre metnin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda, uyuşmazlık konusu programın evlenmek amacıyla kadın ve erkeklerin bir arada olduğu yarışma formatında bir program olduğu ve bahse konu programda evlenme hedefiyle yeni tanışan kişilerin kendi aralarında mücadele ve çekişmelerine yer verildiği görülmekle birlikte, aile müessesesi kurma adına bir araya gelen adayların ifadelerinin birbirlerine karşı insan onurunu hedef alan aşağılayıcı, küçük düşürücü ve ağır ithamlar içeren bir nitelik taşımadığı ve ayrıca söz konusu ifadelerin yarışmaya katılan adayların özel hayatının gizliliği içinde kalan ve mahrem olarak kabul edilen bir alana yönelik olmadığı, aile kavramının zarar görmesi, aile müessesinin ciddiyetsizleştirilmesi, aile kurma girişimlerinin sıradanlaştırılması kapsamına da girmediği anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka uygunluk görülmemiştir.
Bu itibarla, davanın reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf isteminin reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’ne gönderilmesine, 13/04/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.