Danıştay Kararı 13. Daire 2020/3663 E. 2023/1302 K. 21.03.2023 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2020/3663 E.  ,  2023/1302 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2020/3663
Karar No:2023/1302

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Radyo TV A.Ş.
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirkete ait “…” logosuyla yayın yapan televizyon kanalında 03/02/2019 tarihinde yayınlanan “…” adlı programda, 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un 8. maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde yer alan “İnsan onuruna ve özel hayatın gizliliğine saygılı olma ilkesine aykırı olamaz, kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez” şeklindeki yayın ilkesinin ihlâl edildiğinden bahisle, aynı Kanun’un 32. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacı şirkete 301.281,00-TL idari para cezası verilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (Üst Kurul) kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; uyuşmazlık konusu programın şaka programı olduğu, format olarak programa katılan yarışmacıların program sunucularının verdiği talimatlar doğrultusunda şaka ekibinden katılımcılarla birlikte yakınlarını bir senaryo dahilinde şakaya maruz bıraktıkları, programa başvuranların ve şakazedelerin muvafakatleri de alınmak suretiyle programın yayınlandığı ve dava konusu işleme sebep olarak gösterilen yayından önce de programa başvuranların ve şakazedelerin muvafakatlerinin alındığı göz önünde bulundurulduğunda, format olarak şaka programı niteliğindeki yayında yer alan ifade ve davranışlarla 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde yer alan yayın ilkesinin ihlâl edilmediği anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nce; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, uyuşmazlık konusu yayındaki şaka mağdurlarının fiziksel ve psikolojik şiddet gördüğü, arzuları dışında davranmaları yönünde baskıya uğradığı ve hırsızlıkla itham edildiği, her ne kadar yaşananlar bir senaryo gereği şakadan ibaret ise de mağdurların bu durumu bilmediği, dolayısıyla küçük düşürücü, rencide edici eylemleri toplum içinde yaşadıklarını düşündükleri, insanın insan olmaktan kaynaklı en temel haklarından olan insan onura saygı ilkesinin kişilerin toplum içinde rencide edilmemesini, küçük düşürücü ve aşağılayıcı eylemlere maruz kalmamasını gerektirdiği, programın tarafların muvafakatleri alınarak yayınlanmasının (ihlâl gerçekleştikten sonra verilen rızanın) oluşan hak ihlâlini, insan onuruna ve kişilik haklarına verilen zararı ortadan kaldırmayacağı, kişilerin yakınlarının isteğiyle mağdur olmaları ve sonradan yapılanlara rıza göstermelerinin insan onuruna saygı ilkesinin ihlâl edilmediği anlamına gelmediği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, davalı idarenin yaptırıma gerekçe gösterdiği ifadelerin herhangi bir mizah içerikli yapımda karşılaşılabilir ifadeler olduğu, ifadelerin hiçbirinin aşağılayıcı ya da küçük düşürücü nitelikte olmadığı, yaptırıma konu programın şakazedelerin muvafakatleri alınarak yayınlandığı, davalı idarenin söz konusu yayının muvafakat ile gerçekleştirildiği hususunu göz ardı ettiği, yaptırıma konu yayının doğası gereği şakazedelerinin kendilerine yapılacak şakadan haberdar edilmesinin söz konusu olmadığı, ancak şakazedelerin kendilerine yapılan şakaların yayınlanmasına muvafakat ederek insan onuru hilafına bir durum olmadığını ortaya koyduğu, dava konusu işleme dayanak gösterilen kanun maddesinin ”şaka programı” gibi ilgililerin rızasının önceden alındığı ve belirli bir senaryoya dayalı programlar için değil, üçüncü şahıslara yönelik eleştirilerin ve aşağılayıcı ifadelerin bu şahısların rızası hilafına yer aldığı içeriklere ilişkin olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının gerekçeli onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davacı şirkete ait “…” logosuyla yayın yapan televizyon kanalında yayınlanan “…” adlı program bir şaka programıdır. Programa para ödülü kazanmak için başvuran yarışmacı, format gereği, yapılacak şakanın içeriğine göre bir yakınıyla (eş, sevgili, arkadaş veya bir akraba) (şakazede) birlikte program ekibi tarafından belirlenen, oyuncu ekibi ve kameraların bulunduğu mekana gelir; taktığı kulaklık vasıtasıyla mekanın dışında, yayın arabasında bulunan sunucularla iletişim hâlindedir ve bir senaryo dahilinde sunuculardan aldığı görevleri yerine getirir, her bir başarılı görev için para ödülü kazanır.
Anılan programın 03/02/2019 tarihinde yayınlanan bölümünün bir kısmında yarışmacı, arkadaşını iş görüşmesinde referans olması bahanesiyle programın çekildiği mekana getirir. Senaryoya göre yarışmacı bir kreşte güvenlik görevlisi olabilmek için görüşme yapacaktır. Oyuncu ekibinden bir kişi iş görüşmesi yapmak için bulundukları masaya oturur. Yarışmacının çocuklarla olan iletişimin görmek bahanesiyle, şakazededen çocuk taklidi yapması, ağlaması, tükürmesi istenir. Şakazede iş görüşmesi yapan arkadaşına yardımcı olduğunu düşünerek istenileni yapar. Sunucular yarışmacıdan şakazedenin kafasına bir dakika içerisinde 5 kez vurmasını ister ve bunu yapması hâlinde 500,00-TL kazanacağını söyler. Bunun üzerine yarışmacı şakazedenin kafasına art arda vurmaya başlar. Şakazede “Amca niye vuruyorsun ya?” diyerek tepki gösterse de yarışmacı sunucuların talebi üzerine tekrar vurmaya başlar ve bunun üzerine oyuncu ekibinden olan kişi de “Çok güzel tokat manyağı yaptınız arkadaşınızı” der. Yarışmacı bu eylemiyle 500,00-TL kazanır. Yarışmacıdan, şakazedeye 1 dakika içerisinde 20 defa öpücük atması istenir. Yarışmacı şakazedeye öpücük atarken şakazede rahatsızlığını dile getirir ve defalarca yapmamasını söyler. Yarışmacı öpücük atmaya devam ederek 1.000,00-TL kazanır. Yarışmacıya şakazedeyi kelepçelemesi ve yere yatırması talimatı verilir ve verilen talimatlar sonucu yarışmacı ve arkadaşı arasında hafif de olsa münakaşa başlar. Oyuncu ekibi ve sunucular herhangi bir müdahalede bulunmaz. Yarışmacı zorla yere yatırdığı şakazedeyi kelepçeler ve yerine götürürken birkaç kez kafasına vurur. Şakazede, “Ben sana bunun hesabını sorarım.”, “Ben sana göstereceğim oğlum.”, “Bu senin yanına kalmayacak”, “Ben sana ne yapacağım göreceksin.” gibi söylemlerde bulunur. Sunucular ise yarışmacıdan “Kes sesini” şeklinde karışlık vermesini ister. Yarışmacı, şakazedeyi havaya atıp tutulmaya ikna etmeye çalışır. Şakazede rahatsızlığını belirtip mekandan ayrılmaya çalışır. Yarışmacı şakazedeyi durdurur ve mekanda bulunan diğer oyuncularla birlikte şakazedeyi havaya atıp tutmaya başlarlar.
Anılan programın 03/02/2019 tarihinde yayınlanan bölümünün diğer kısmında ise şakazede hırsızlıkla itham edilir. Oyuncu ekibinden biri şakazedenin çantasını ve üstünü ararken yarışmacı da sunucuların direktifiyle şakazedenin gömleğini çıkarır, toplanmış saçlarını açar ve şakazedeye “Bizi bu kadar insan içinde rencide ediyorsun.” der.
… tarih ve … sayılı Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (Üst Kurul) kararı ile, söz konusu davranış ve diyaloglarla şakazedelerin fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kaldığı, arzuları dışında davranmaları yönünde baskıya uğradıkları, her ne kadar bunlar senaryo gereği şakadan ibaret ise de, şakazedelerin bu durumu bilmediği, küçük düşürücü, rencide edici eylemleri toplum içinde yaşadıklarını düşündükleri gerekçesiyle 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un 8. maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde yer alan “İnsan onuruna … aykırı olamaz, kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez.” yayın ilkesinin ihlâl edildiğinden bahisle aynı Kanun’un 32. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacı şirkete 301.281,00-TL idari para cezası verilmesine karar verilmiştir.
Bunun üzerine, anılan Kurul kararının iptali istemiyle bakılan davanın açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın”Kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı” başlıklı 17. maddesinde, “Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir. …”;
“Basın Hürriyeti” başlıklı 28. maddesinde, “Basın hürdür, sansür edilemez. … Devlet, basın ve haber alma hürriyetlerini sağlayacak tedbirleri alır. Basın hürriyetinin sınırlanmasında, Anayasanın 26 ve 27’nci maddeleri hükümleri uygulanır. …”;
“Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti” başlıklı 26. maddesinde, “Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet Resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. …
Bu hürriyetlerin kullanılması, millî güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği, Cumhuriyetin temel nitelikleri ve Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması, suçların önlenmesi, suçluların cezalandırılması, Devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması, başkalarının şöhret veya haklarının, özel ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması veya yargılama görevinin gereğine uygun olarak yerine amaçlarıyla sınırlanabilir. …
“; kurallarına yer verilmiştir.
6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un “Yayın hizmeti ilkeleri” başlıklı 8. maddesinin birinci fıkrasında, “…Yayın hizmetleri; … ç) İnsan onuruna ve özel hayatın gizliliğine saygılı olma ilkesine aykırı olamaz, kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez. …”; “İdari yaptırımlar” başlıklı 32. maddesinin ikinci fıkrasında, “8’inci maddenin birinci fıkrasının diğer bentleri ile ikinci ve üçüncü fıkralarında ve bu Kanunun diğer maddelerinde belirlenen ilke, yükümlülük veya yasaklara aykırı yayın yapan ve/veya bu Kanun hükümleri kapsamında Üst Kurul tarafından belirlenen yükümlülüklerini yerine getirmeyen medya hizmet sağlayıcıya ihlâlin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı gözönünde bulundurularak, ihlâlin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde birinden yüzde üçüne kadar idari para cezası verilir. İdarî para cezası miktarı, radyo kuruluşları için bin Türk Lirasından, televizyon kuruluşları ve isteğe bağlı medya hizmet sağlayıcıları için onbin Türk Lirasından az olamaz.” kuralları yer almaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Kişilik hakkı bir şahsın kişiliğini oluşturan maddi ve manevi değerleri kapsamakta ve çeşitli kişisel değerlerden oluşan bir bütünlük arz etmektedir. Kişinin özel yaşamı, beden bütünlüğü, şerefi, haysiyeti, onuru, saygınlığı, sağlığı, özel yaşamının gizliliği, eseri, sözü ve özgür olma hakkı bu değerlerdendir. Kişilik hakkı şahsa sıkı biçimde bağlı olduğundan başkasına devredilemez ve bu haklardan vazgeçilemez. Anayasa’da kişinin manevi varlığını geliştirme özgürlüğü güvence altına alınmış olup bu haklar üçüncü şahıslara karşı olduğu kadar kişilerin kendilerinden kaynaklanan vazgeçmelere karşı da korunmuştur.
İnsan onuru kavramı ise, kişinin manevi varlığına ilişkin olup şeref ve itibar kavramı ile iç içedir. Bir fiilin insan onurunu ihlâl etmesi, kişinin mutlaka fiile yönelik rızasının bulunmadığına işaret etmemekle birlikte, toplumun, kişinin menfaatlerinin ihlâl edilmediği hâllerde dâhi insan onuru hakkında endişeye düşmesi mümkündür. Nitekim, 6112 sayılı Kanun’da medya hizmet sağlayıcıları, yayın hizmetlerini kamusal sorumluluk anlayışıyla yayın ilkelerine uygun olarak sunmakla yükümlü kılınmıştır. Televizyon programları, halkın bilgilendirilmesi açısından demokratik toplumların vazgeçilmez iletişim yoludur. Bu noktada, yapılan programların, yayının sunuluş şeklinin de kanunlara uygun olması, insan onuruna saygılı olma ilkesinin ihlâline sebebiyet verilmemesi, hak ve özgürlüklerin kullanılması açısından önemlidir.
Uyuşmazlık konusu programda taraflar arasında geçen diyalogların ve davranışların bir bütün olarak değerlendirilmesinden, şaka yapılan kişinin onuruna, şeref ve itibarına üçüncü kişiler tarafından, birden fazla olacak şekilde, sistematik ve etkisi ağır bir saldırının bulunmadığı, nitekim uyuşmazlık konusu yayının şaka programı niteliğinde olduğu, programın genel amacının şaka yapılan kişiyi şaşırtmak olup mizah içerikli bir yayın olduğu anlaşıldığından, söz konusu programda 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde yer alan yayın ilkesinin ihlâl edilmediği sonucuna varılmıştır.
Bununla birlikte, uyuşmazlık konusu yayının bir şaka programı olması ve programda şaka yapılan kimselerin özgür iradeleri ile kendilerine karşı söz konusu ifadelerin kullanılmasına rıza göstermiş olmaları, bu kişilerin yayın ilkelerine aykırı muamelelere mâruz kalmalarını hukuka uygun hâle getirmeyeceği gibi, yayıncı kuruluşların 6112 sayılı Kanun’da yer alan ilke ve yükümlüklüklere uyma zorunluluğunu da ortadan kaldırmamaktadır. Başka bir anlatımla, yayıncı kuruluşlar, ilgililerin rızalarının mevcudiyetinden bahisle yayın ilkelerine aykırı yayın yapamazlar.
Bu itibarla, dava konusu Kurul kararında hukuka uygunluk, dava konusu işlemin iptali yönündeki İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında ise sonucu itibarıyla hukuki isabetsizlik bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının yukarıda belirtilen GEREKÇEYLE ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davalıya iadesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’ne gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine, 21/03/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.