Danıştay Kararı 13. Daire 2020/3430 E. 2023/992 K. 07.03.2023 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2020/3430 E.  ,  2023/992 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2020/3430
Karar No:2023/992

TEMYİZ EDENLER (DAVACILAR):
1- … Köyü Tüzel Kişiliği
2- … Köyü Tüzel Kişiliği
3- … Köyü Tüzel Kişiliği
4- S.S. … Kooperatifi
5- …
6- … Belediye Başkanlığı
7- … Köyü Tüzel Kişiliği
VEKİLİ: Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI): … Valiliği
VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN KONUSU: … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Tunceli Valiliği İl Mera Komisyonu’nca alınan … tarih ve … sayılı karara doğrultusunda, Tunceli ili, Pülümür ilçesi, …, …, …, …, …, … Köyleri sınırları dâhilinde bulunan Hel Dağı Yaylası Merası’nın 2020 yılı otlatma sezonu için 5 ay süreyle 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 51/g maddesi kapsamında kiralanmasına yönelik 07/04/2020 tarihinde gerçekleştirilen ihalenin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; Tunceli Valiliği İl Mera Komisyonu’nun 09/03/2020 tarihli kararı doğrultusunda, Tunceli ilinde bulunan bazı ihtiyaç fazlası mera, yayla ve kışlakların 2020 yılı otlatma sezonu için Mera Kanunu ve Mera Yönetmeliği’nin 7(a) ve 13. maddeleri kapsamında 2886 sayılı Kanun’un 51/g maddesi uyarınca pazarlık usulü ile 5 aylık süre için ihale yoluyla kiralanmasına karar verildiği, muhammen bedeli belirlenen ihalelerin yerel gazetede iki kez ilan edildiği, kararlaştırılan gün ve saatte dava konusu taşınmazların kiralanmasına yönelik olarak gerçekleştirilen ihalenin … Birliği’nin üzerinde kaldığı, bu doğrultuda da davalı idare ile anılan Birlik arasında otlatma amaçlı kiralama sözleşmesi imzalandığı, bunun üzerine davacılar tarafından söz konusu ihalenin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı,
Kiralamaya konu meraların kiralamaya elverişli olup olmadığı yönünde yapılan teknik analizlerin sonucunda, iki ziraat mühendisi ve bir harita mühendisi tarafından düzenlenen 09/03/2020 tarihli raporda, ”Hel Dağı Yaylasında bulunan mera vasıflı taşınmazların ihtiyaç fazlası kısmının hesaplandığı ve Pülümür ilçesine ait yaylakların genel itibarıyla orta ve orta-iyi vasıflı mera yaylak alanlarından oluştuğu, Hel Dağı Yaylaklarının bulunduğu …, …, …, … Köyleri yaylak alanlarının 30.500 da alanı kapsadığı, … Köyü mera yaylak alanları … ve … yaylak alanlarına sınır teşkil edip ihtiyaç fazlası olduğundan bu grup ile ihale edilmesinin uygun olacağı, ayrıca Mera Yönetmeliği’nin 7/a maddesi gereği kadimden beri mera olarak kullanılan … Köyü …, …, …, …, …, …, … Köyü … ada/parsel numaralı taşınmazlar ve tüm bu taşınmazlara komşu orman içi mera alanlarıyla birlikte toplam 41.000 dekarın üzerinde bulunan bu alanlarda otlayabilecek hayvan kapasitesinin 15.000 küçükbaş olarak belirlendiği.” şeklinde değerlendirmelere yer verildiği, bu kapsamda davalı idarece Mera Yönetmeliği’nin 7(a) ve 13. maddesi uyarınca söz konusu taşınmazların ihtiyaç fazlası kısımlarının kiralanması için ihale işlemlerine başlanıldığı, ihale gün ve saatinin iki kez yerel bir gazetede ilan edildiği, belirlenen tarihte gerçekleştirilen ihaleye bir isteklinin katıldığı ve ihalenin muhammen bedelin üstünde teklif veren isteklinin üzerinde bırakıldığı, ihalenin mevzuata uygun gerçekleştirildiği; öte yandan, davacılar tarafından her ne kadar yaylada aşırı otlatma yapıldığı ve bölgedeki endemik bitki türlerinin yok olduğu ileri sürülmüş ise de, endemik bitki türlerinin olduğu alanlar için idareden koruma talep edilmesinin mümkün olduğu, yaylada otlatma kapasitesinin yüksek olduğuna ilişkin teknik rapor bulunduğu, sadece ihtiyaç fazlası kısımlar için ihaleye çıkıldığı, bu itibarla, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacılar tarafından, yapılan kiralama işlemiyle mera alanlarının aşırı şekilde kullanıldığı, yörenin bitki örtüsünün zarar gördüğü, civarda yaşayan köylülerin mülkiyet hakkının ihlâl edildiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davalı idare tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NİN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacıların temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacılara iadesine,
5. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
6. 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 07/03/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.