Danıştay Kararı 13. Daire 2020/3399 E. 2020/4035 K. 30.12.2020 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2020/3399 E.  ,  2020/4035 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2020/3399
Karar No:2020/4035

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Mühendislik Müşavirlik ve Müteahhitlik A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, “Kamu Binalarında Enerji Verimliliği Uygulamaları Projesinin” yürütülmesi için Dünya Bankası’yla imzalanan kredi anlaşması uyarınca davalı idarece gerçekleştirilecek olan “Türkiye Kamu Binalarında Enerji Verimliliği Yenilemeleri İçin Teknik Tasarım ve İnşaat Kontrollüğü Hizmetleri İçin Danışmanlık Hizmetleri” ihalesine katılabileceklerin belirlendiği kısa listeye (Lot 3 kısmı) alınmaması işlemine karşı yaptığı itirazın reddine ilişkin 15/05/2020 tarih ve E.102566 sayılı işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; davalı idare tarafından yapılan değerlendirmelerin Dünya Bankası satınalma usullerine göre belirlenen “Kaliteye ve Maliyete Dayalı Seçim (QCBS)” sistemiyle belirlendiği, davacının bu değerlendirmeye göre enerji verimliliği sektöründe ispat edilebilir deneyim puanlamasında, bu alandaki çalışmalarının LEED sertifikalı binalardan oluştuğu ve bu binaların çoğunun yapım aşamasında inşaat koordinatörlüğünde bulunduğu gerekçesiyle 3, toplamda ise 68,4 puan ile puanlandırıldığı, bu puanlandırmaların Dünya Bankası satın alma kuralları gereği ilk olarak komisyon üyelerince ayrı ayrı sonrasında ise ortak puanlandırma yapılarak takdir edildiği, değerlendirmenin objektif ve tarafsız olarak yapıldığı anlaşıldığından dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmediği sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, enerji verimliliği sektöründe yeterli deneyimlerinin bulunduğu, 6 seçim kriterinden 5’i açısından herhangi bir eksiklerinin bulunmadığının idare tarafından da kabul edildiği, tecrübelerinin hiçe sayıldığı, aranan kriterleri fazlasıyla taşıdıkları ve kısa listeye alınmaları gerektiği, diğer şirketlerin enerji verimliliği konusunda kendilerinden üstün yanlarının bulunmadığı, başka isteklilerle kıyaslama yoluyla ihalenin sonuçlandırılmasına ilişkin şartnamede bir hükme yer verilmediği, enerji denetim raporuna aşina olmadıkları hususunun açık ve objektif bir şekilde ortaya konulmadığı, kısa listeye alınacaklarla ilgili şartnamede sınırlayıcı bir düzenlemenin bulunmadığı, ihale makamına tanınan bu yetkinin keyfi ve mutlak bir yetki olmadığının istikrar kazanmış yargı kararlarıyla sabit olduğu, kısa listede yer alan şirketlerin hangi kriterlere göre belirlendiğinin açıklanmadığı, puanlamanın objektif olarak yapılması durumunda 100 tam puan alackalarının görüleceği, hisselerinin %49’unun kamuya ait olduğu, kazandıkları paranın bu oranda Devlete geri döndüğü, ihale konusu işin finansmanın dış kredili olmasının bu döngünün önemini daha da artırdığı, eşitlik ilkesini ihlal eden ve şartnameye aykırı olarak tesis edilen dava konusu işlemin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Dünya Bankası ihale usullerine göre seçim yapacak değerlendirme komisyonunun alanında en tecrübeli olan, şartnamenin hazırlanması aşamasında bizzat yer alan, özel nitelikli mimar ve mühendislerden oluştuğu, kaliteye ve maliyete dayalı seçim yöntemiyle yapılan değerlendirmenin tarafsız olması adına komisyon üyelerince öncelikle her bir dosyanın bireysel olarak incelendiği ve ayrı ayrı puanlama yapıldığı, sonrasında ortak değerlendirme yapılarak verilen puanların ortalamasının alındığı, değerlendirme sürecinin Dünya Bankası’nca belirlenen kriterler çerçevesinde kendi içinde tutarlı, şeffaf ve adil olduğu, değerlendirme kriterleri arasında şirket hisselerinin kamuya ait olmasına öncelik verilmesine ilişkin bir kriter bulunmadığı, dava konusu işlemin mevzuata ve hukuka uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
5. Kullanılmayan …-TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
6. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
7. 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 30/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.