Danıştay Kararı 13. Daire 2020/3103 E. 2020/3994 K. 29.12.2020 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2020/3103 E.  ,  2020/3994 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2020/3103
Karar No:2020/3994

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Haber TV A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Düzce il merkezine yönelik FM bandı 89.2 MHz frekansında “… FM” çağrı işaretiyle yapılan radyo yayınının izinsiz olduğundan bahisle, kararın tebliğ edildiği tarihten itibaren yayınların 15 gün içerisinde durdurulması yolunda davacının uyarılmasına ilişkin Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (Kurul) … tarih ve … sayılı kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce Dairemizin 30/09/2019 tarih ve E:2014/1363, K:2019/2807 sayılı bozma kararına uyularak verilen kararda; davacı kuruluşun geçici yayın hakkı bulunup bulunmadığının belirlenebilmesi için yapılan Danıştay Onüçüncü Dairesi’nin 14/05/2019 tarihli ara kararı ile istenilen bilgi ve belgelere ve sorulan hususlara yönelik olarak ilgili idareler tarafından verilen cevaplar ile dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgeler birlikte değerlendirilerek, Üst Kurul tarafından sıralama ihalesine katılarak yayın lisansı almak isteyenlere yönelik olarak 22/06/1995 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan Lisans ve Yayın İzni Almak İsteyen Radyo Yayın Kuruluşlarına Genel Duyuru üzerine davacı tarafından davalı idareye verilen radyo lisans başvurusuna ek çizelgede “radyo yayın hizmeti verilmek istenen yerleşim yerleri” arasında Düzce ili merkezinin yer aldığı, ancak, yayıncı kuruluşun 10/03/1995 tarihinden itibaren fiilen yayın yaptığı yerleşim yerlerine ilişkin Üst Kurul tarafından yapılan bir tespitin bulunmadığı ve davacı tarafından da 10/03/1995 tarihinde fiilen yayında olduğunu kanıtlayan delil sunulamadığı, 1995 yılında faaliyette olup daha sonra yayınına ara verdiği bir yerleşim yerinin bulunmadığı, Radyo ve Televizyon Kuruluşlarına Kanal veya Frekans Tahsisi Şartları ve Bunlara İlişkin İhale Usulleri ile Yayın Lisansı ve İzni Yönetmeliği’nin 22/01/2003 tarih ve 25001 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Yönetmelik ile değiştirilmesiyle birlikte yayıncı kuruluşların yayın alanlarını genişletebilmesine imkân tanındığı, davacı yayıncı kuruluşun başvuruda bulunduğu ve başvurusunda bu il merkezinin yayının genişletilmesine ilişkin listede yer almadığı, anılan Yönetmeliğin Danıştay Onüçüncü Dairesi’nin 24/05/2005 tarih ve E:2005/5054, K:2005/2729 sayılı kararı ile iptal edildiğinden bahisle hiçbir yayıncı kuruluşa yayın izni verilmediği hususunun davalı idarece bildirildiği;
6112 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 03/03/2011 tarihinde Üst Kurul kayıtlarına göre yayın hakkı olan kuruluşların Kurul tarafından izin verilen yerleşim yerleri ile sınırlı olmak kaydıyla bu tarihten itibaren yayınlarına devam ettiği ve frekans kullanım ücretlerinin de bu kayıtlar doğrultusunda tahsil edildiği, davacı yayıncı kuruluşun Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na güvenlik sertifikası için Düzce iline yönelik olarak 26/10/2004 tarih ve 176 sayılı yazısıyla müracaat ettiğinin görüldüğü, 1995 başvurularının dayanağı olan mülga Radyo ve Televizyon Kuruluşlarına Kanal veya Frekans Tahsisi Şartları ve Bunlara İlişkin İhale Usulleri ile Yayın Lisansı ve İzni Yönetmeliği’nin Geçici 1. maddesinde yer alan, ”Bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihte yayında bulunan radyo ve televizyon istasyonlarının yeri, kullandığı frekans kanalı, en yüksek yayın gücü (erp) ve yayın saatleri bir ay içinde Üst Kurula bildirilir.” kuralı doğrultusunda yapılan başvuruların madde metninde yer alan teknik bilgileri içermesinin zorunlu olduğu, yayıncı kuruluş tarafından 1995 yılında yapılan başvurunun ise yayın yapılmak istenen yerleşim yerleri ve yayının kapsayacağı nüfus dışında herhangi bir teknik bilgiyi içermediği, bu nedenle söz konusu başvurunun, anılan Yönetmelik uyarınca fiilen yayın yapılan yerlere ilişkin bir başvuru olmadığı, bütün bu hususlar birlikte değerlendirilerek davacının Düzce il merkezinde 3984 sayılı Kanun’un Geçici 6. maddesi uyarınca yayın yapma hakkının bulunmadığı, bu nedenle davacı şirketin yayın izni olmaksızın Düzce il merkezine yönelik FM bandı 89.2 MHz frekansında “… FM” çağrı işaretiyle yaptığı radyo yayınını durdurması yönünde uyarılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, 3984 sayılı Kanun’un Geçici 6. maddesi uyarınca ulusal radyo yayın (R1) lisans tipinde yayın yapmak için 1995 yılında başvuruda bulunulduğu ve başvuru listesinde Düzce il merkezinin de yer aldığı, 1993 yılından itibaren Düzce il merkezine yönelik yayın yapıldığı, bu hususta Düzce Valiliği ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarından bilgi alınabileceği, 12/07/2001 tarihinden itibaren vericiler için sistem kurma izinlerine ilişkin Telekomünikasyon Kurumu tarafından verilen güvenlik sertifikasının dosyada mevcut olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, radyo ve televizyon yayın hizmeti vermek isteyen yayıncı kuruluşların 10/03/1995 tarih ve 22223 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan mülga Radyo ve Televizyon Kuruluşları Kanal veya Frekans Tahsisi Şartları ve Bunlara İlişkin İhale Usulleri ile Yayın Lisansı ve İzin Yönetmeliğinin Geçici 1. maddesi doğrultusunda yapılan başvurularda yayında bulunan radyo ve televizyon istasyonlarının yeri, kullandığı frekans kanalı, en yüksek yayın gücü ve yayın saatleri gibi bazı teknik bilgileri içermesinin zorunlu olduğu, yayın kuruluşu tarafından 1995 yılında yapılan başvurunun ise bu kapsamda değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, Mahkeme kararının hukuka uygun olduğu ve temyiz talebinin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un Geçici 8. maddesi uyarınca, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 29/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.