Danıştay Kararı 13. Daire 2020/2637 E. 2023/1114 K. 09.03.2023 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2020/2637 E.  ,  2023/1114 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2020/2637
Karar No:2023/1114

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Televizyon Prodüksiyon A.Ş.

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirkete ait “…” logosu ile yayın yapan televizyon kanalında 13/09/2018 tarihinde yayınlanan “…” adlı dizide 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin ikinci fıkrasının ihlâl edildiğinden bahisle 193.271.00-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin … tarih ve E… sayılı işlemle tebliğ edilen … tarih ve … sayılı Radyo Televizyon Üst Kurulu (Kurul) kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; uyuşmazlığın çözümü, söz konusu programda anılan yayın ilkesinin ihlâl edilip edilmediği yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmasını gerektirdiğinden, Mahkemelerince yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda özetle, ”… adlı dizinin 13.09.2018 tarihinde yayınlanan bölümünün 20:00’da başladığı ve “genel izleyici” koruyucu sembolle yayınlandığı, dizinin 20:28:20’de başlayan, 2 dakika 22 saniye süren tecavüze yeltenme ve tecavüzcünün bıçaklanmasını içeren sahnelerde gerekli flulaştırmanın, sahnelerin görülmesi ve anlaşılmasını engelleyecek yeterlikte olmadığının görüldüğü, bu içeriğin henüz neden sonuç ilişkisini soyut anlamda kavrama becerileri yeterince gelişmemiş olan 12 yaş altındaki çocuklar için fiziksel, zihinsel ve ahlakî zarar verebilecek nitelikte olduğu, buna ilaveten bu içeriğin yakın akraba ve aile bireylerine güven duymakta zorluk yaratabileceği….çocukların korumasız olduğu ve özellikle 0-12 yaş dönemi çocuklarının bu mesajları kaydettikten sonra yaşamlarının diğer bölümlerinde bu mesajlardan etkilendikleri….televizyonun 12 yaş üzeri çocuklar ve gençler üzerindeki etkisinin de büyük olduğu, filmlerde ve dizilerde yer alan karakterlerin rol model ve taklit kaynağı olarak olumlu veya olumsuz etkilere sahip olduğu, çocuklar ve gençlerin eleştirel ve analitik değerlendirme sonucu bu karakterleri bilinçli olarak kendilerine rol model alabileceği ve böylece olumsuz karakterlerin etkisinden sakınabileceği gibi, muhakeme etmeden ya da nitelikli muhakeme etmeden gördüğü karakterleri veya davranışları taklit etme yoluna da gidebilecekleri, ….dizideki sahnelerin yayın saati olarak belirlenen 20:28’in her yaş grubunda çocukların televizyon izleme saati olduğu, bu nedenle bu saat diliminde yayınlanan dizilerin içeriğinin “genel izleyici” koruyucu sembolüne uygun olması gerektiği, yani işareti taşıyan programların her yaş grubu için uygun özellikler içermesi gerektiği, ancak dizinin bahsi geçen sahnelerinin birtakım şiddet/korku öğeleri ve cinsel eylemleri içerdiği görülmekle bu görüntü ve seslerin çocukların fiziksel, zihinsel ve ahlaki gelişimine zarar verebilecek türde olduğu, …. cinsel istismar ile ilgili bilgilendirmenin çocuklara uygun yollarla yapıldığında yararlı bir gelişimsel kazanç sağlarken uygun olmayan bilgilendirmelerin çocukta korku, kaygı ve dehşet duyguları yaratabileceği, dizinin bahsi geçen sahnesinin izlendiği zaman diliminde tüm çocuklara yönelik cinsel bilgilendirme içeriğinin uygun olarak hazırlanmadığı görüşünün oluştuğu, özellikle dizide zarar verici içeriklerin flulaştırmadan net olarak gösterilmesinin çocuklar için bilişsel, cinsel, sosyal ve fiziksel süreçlerin gelişimi açısından zarar verici nitelikte olması nedeniyle eğitici olmadığı belirtilerek, 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin ikinci fıkrasına aykırılık teşkil ettiği ve dolayısıyla ilgili madde hükmünü ihlâl ettiği” görüş ve kanaatlerine yer verildiği, taraflara tebliğ edilen bilirkişi raporuna davacı tarafından yapılan itirazların raporun dayandığı teknik ve bilimsel veriler karşısında yerinde görülmediği, hükme esas alınabilecek nitelikte bulunduğu; bu durumda, dava dosyasında bulunan bilgi ve belgelerle, söz konusu programa ait yayın bandı ve bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinden, uyuşmazlık konusu yayında 6112 sayılı Kanun’un 8. madddesinin ikinci fıkrasının ihlâl edildiği anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nce; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, dizide her şeye rağmen aşklarına tutunan iki gencin hikayesinin anlatıldığı, ihlâl olduğu yönünde karar verilen sahneler üzerinden yanlışın gösterilerek doğrunun ne olduğunun anlatılmaya çalışıldığı, bilirkişi raporunda belirtildiği gibi sahnelerin çocukları şiddete özendirecek nitelikte olmadığı, aksine kişisel ve toplumsal açıdan ne kadar kötü olduğunun gösterildiği, çocukların ve gençlerin televizyon yayınlarından korunmasında ebeveynlerin de sorumluluğunun olduğu, uyuşmazlık konusu yayının bir kurgu ve sanat eseri olduğunun göz önüne alınması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, dava konusu kararın hukuka uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge idare mahkemesi kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, anılan Bölge İdare Mahkemesi kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’ne gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine, 09/03/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.