Danıştay 13. Daire Başkanlığı 2020/2580 E. , 2020/3156 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2020/2580
Karar No:2020/3156
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Portföy Yönetimi A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : Sermaye Piyasası Kurulu
VEKİLLERİ : Av. …, Av. …
İSTEMİN_KONUSU: … Bölge İdare Mahkemesi … İdarî Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket hakkında …-TL idari para cezası uygulanmasına ve tespit edilen mevzuata aykırılığın giderilmesi adına …-TL’nin yasal faiziyle birlikte şirket tarafından bir ay içinde … Çoklu Varlık Değişken Fon (GMA)’a ödenmesi konusunda gerekli işlemlerin yapılmasının şirketten talep edilmesine ilişkin Sermaye Piyasası Kurulu’nun (Kurul) 01/08/2019 tarih ve 43/992 sayılı kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi Hâkimi’nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; dava konusu Kurul kararının davacı şirkete 08/08/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davacı şirket tarafından 02/10/2019 tarihinde davalı idareye itiraz başvurusunda bulunulduğu, itirazın 02/10/2019 tarih ve E.13426 sayılı işlemle reddedildiği, bu işlemin 23/10/2019 tarihinde davacıya bildirildiği, davacı şirket tarafından, itirazın reddine ilişkin davalı idare kararı üzerine, itiraza esas işlemin tebliğ edilmesi ve bu işleme itirazın yapılması arasında geçen 53 günlük sürenin mahsubu sonucu kalan 7 gün içerisinde dava açılması gerekirken, bu süre geçirildikten sonra 28/11/2019 tarihinde açılan davanın süre aşımı nedeniyle esasının incelenmesine hukuken olanak bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdarî Dava Dairesi’nce; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, dava konusu işlemde Kurul tarafından hem idari para cezası hem tazmine ilişkin karar verildiği, bakılan davada Kurul kararının tamamının iptalinin talep edildiği, ilk derece mahkemesince yalnızca idari para cezası yönünden bir değerlendirme yapıldığı, zararın tazminine ilişkin alınan Kurul kararının usûlüne uygun olarak tebliğ edildiğine dair herhangi bir belgenin bulunmadığı, tebligata ilişkin idarece sunulan belgenin ispata elverişsiz olduğu, bu sebeple dava açma süresinin öğrenme tarihinden itibaren hesaplanması gerektiği, tek başına idari para cezası tutanağının tebliğinin Kurul kararının usûle uygun olarak tebliğ edildiğini göstermediği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, davanın 60 günlük yasal süre içinde açılmadığı, dava konusu Kurul kararının bildirimine ilişkin 08/08/2019 tarih ve E.10627 sayılı işlemin 09/08/2019 tarihinde davacı tarafından teslim alındığı, Kurul kararının idari para cezası uygulanmasına ilişkin kısmı yönünden ise idari para cezası bildirim tutanağının 08/08/2019 tarihinde davacı şirkete tebliğ edildiği, davacının anılan tebligattan önce yayımlanan haftalık bülten aracılığıyla da idari para cezasından haberdar olduğu, Kurul kararının davacıya usûlüne uygun olarak bildirildiği belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
USUL YÖNÜNDEN:
2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanunu’nun 7. maddesinin birinci fıkrasında, uyuşmazlık miktarı yirmibeşbin Türk Lirasını aşmayan, konusu belli parayı içeren idarî işlemlere karşı açılan iptal davaları ile tam yargı davalarının idare mahkemesi hâkimlerinden biri tarafından çözümleneceği; Ek 1. maddesinde, bu Kanun’un tek hâkimle çözümlenecek davalara ilişkin 7. maddesindeki parasal sınırların, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların, o yıl için 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacağı, bu şekilde belirlenen sınırların bin Türk lirasını aşmayan kısımlarının dikkkate alınmayacağı, bu fıkra uyarınca her takvim yılı başından geçerli olmak üzere uygulanan parasal sınırlara ilişkin artışın, artışın yürürlüğe girdiği tarihten önce idare ve vergi mahkemelerince nihaî olarak karara bağlanmış davalar ile Danıştayın bozma kararı üzerine mahkemece yeniden bakılan davalarda uygulanmayacağı kurala bağlanmıştır.
Aktarılan mevzuat kuralları uyarınca, konusu belirli bir miktar paraya ilişkin olan işlemlerin iptali istemiyle açılan davalarda, Mahkemenin karar verdiği tarih itibarıyla 2576 sayılı Kanun’un Ek 1. maddesinde belirtilen değerleme oranının uygulanmasıyla o yıl için belirlenen parasal sınırın altında kalan uyuşmazlıkların tek hâkim tarafından çözümlenmesi, bu sınırı aşan uyuşmazlıkların mahkeme heyetince çözümlenmesi gerekmektedir.
2576 sayılı Kanun’un 7. ve Ek 1. maddeleri ile 504 ve 512 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleri dikkate alınarak yapılan hesaplama neticesinde, konusu para ile ölçülebilen davalarda tek hâkim sınırının, 2019 yılında karara bağlanan davalar için …-TL; 2020 yılında karara bağlanan davalar için …-TL olduğu tespit edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, dava konusu Kurul kararının iki boyutunun bulunduğu; bunlardan birincisinin, (i) temerrüde uğramış … tahvillerinin, temerrüt tarihinden sonra sabit getirili … Birinci Serbest Fon (…), … Mutlak Getiri Hedefli Serbest Fon (…), … Dördüncü Değişken Fon (…) ve …Birinci Borçlanma Araçları Fonu (…) unvanlı fonlardan … Çoklu Varlık Değişken Fon (…)’a aktarılması işleminin III-55.1 sayılı Portföy Yönetim Şirketleri ve Bu Şirketlerin Faaliyetlerine İlişkin Esaslar Tebliği’nin 33. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendine aykırılık teşkil ettiğinden bahisle …-TL idarî para cezası uygulanmasına ilişkin olduğu; ikincisinin ise, (ii) anılan mevzuata aykırılığın şirket tarafından giderilmesi amacıyla, … tahvillerinin … Birinci Serbest Fon (…), … Mutlak Getiri Hedefli Serbest Fon (…), … Dördüncü Değişken Fon (…) ve … Birinci Borçlanma Araçları Fonu (…) unvanlı fonlardan … Çoklu Varlık Değişken Fon (…)’a aktarım bedeli olan …-TL’nin yasal faiziyle birlikte Şirket tarafından bir ay içinde … Çoklu Varlık Değişken Fon (…)’a ödenmesi konusunda gerekli işlemlerin yapılmasına ilişkin olduğu; bakılan davanın Kurul kararının tamamının iptali istemiyle açıldığı, nitekim, dava dilekçesinin içeriğinde “Kurul kararıyla idari para cezası verildiği ve aktarım tutarının ilgili fona iade edilmesi gerektiğinin bildirildiği”, “… tahvillerinin başka fona aktarılması nedeniyle hem tazmin hem de idari para cezası olmak üzere iki ayrı yaptırım uygulandığı” hususlarının açıkça ifade edildiği, “Netice ve Talep” başlıklı bölümünde de herhangi bir ayrıma gidilmeksizin Kurul kararının bütün olarak iptalinin talep edildiği, hatta kararın aktarım bedelinin ilgili fona ödenmesine ilişkin kısmına da açıkça yer verildiği, Kurul kararının, oluşan zararın tazmini için aktarım bedelinin fona ödenmesine ilişkin kısmının konusunun parasal değerinin …-TL olduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda, iptali istenilen Kurul kararının, idari para cezası verilmesinin yanında oluşan zararın giderilmesi için aktarım bedelinin fona ödenmesine yönelik bir boyutunun da bulunduğu ve bu kısım yönüyle dava konusu işlemde yer alan tutarın, tek hâkimle çözümlenecek davalar için öngörülen parasal sınırın üzerinde olduğu anlaşıldığından, uyuşmazlığın mahkeme heyeti tarafından çözümlenmesi gerekirken tek hâkim tarafından karar verilmesinde usûl hükümlerine uygunluk görülmemiştir.
Bu itibarla, davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 16/11/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.